06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U RLA R A Antoine Compagnon’dan “Montaigne’le Bir Yaz” eredeyse okumaya başladığı yıllardan bu yana romanların karasevdalısı bir yazarımız Selim İleri. İleri’nin “Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu”, yarım yüzyılı aşkın bir zamandan bu yana, roman okumalarının, romanlar üzerine yazılanları okumanın ve romanlar üzerine yazdıklarının verimi: İzlenimler, etkilenimler, saptamalar, bir romanın özünü duyumsamaya çalışmalar, bazen roman sayfalarına düşülmüş notlar, hatta bazan anı kırıntıları... İleri’nin ince beğenisinden süzülmüş 229 roman, 630 sayfalık dev bir çalışmayla karşımızda. Selim İleri ile söyleşimize Birsen Ferahlı’nın kuşatıcı yazısı eşlik ediyor. Ogün Kaymak yeni şiirleriyle çıktı okurunun karşısına. “Ogün Kaymak şiirinde dil, sözdizim düzeyinde maddileşir; bunun için metaforik yapılanma başta olmak üzere imge örgüsü, sözcük seçimi ve ses yerleşik olandan ayrılır, okurun beklentisini sarsarak ilerler. Ogün Kaymak’ın “Okunaklı Harfler”i başta genç şairler olmak üzere, şiir çevresi ve şiir eleştirisi için yeni poetik imkânlar sunuyor” diyor, “Okunaklı Harfler”i değerlendiren Celal Soycan. Alper Akçam, “Kiraz” romanında, bir Anadolu kasabasından kesitler sunarken, kırsal alandaki insanların kültürünü, yoksulluğunu, aşkını, çıkar ilişkilerini etkili bir dille, şiir tadında aktarıyor. Ülkenin kötüye giden yönetiminden örnekler verirken yapılması gereken şeyleri anımsatıyor, okuru uyarıyor. Kitabı Hasan Akarsu’nun kaleminden tanıyoruz. Bol kitaplı günler... TURHAN GÜNAY [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap N Montaigne: İçimizden biri Antoine Compagnon’un “Montaigne’le Bir Yaz” adlı kitabı, Montaigne’i çırılçıplak anlatıyor. Onun bilgeliğin, sıradanlığın ve aynı zamanda güç ulaşılan sadeliğin önemli bir temsilcisi olduğunun altını çiziyor. r Ali BULUNMAZ ontaigne’in Denemeler’ini ilk okuma girişimim, cayır cayır bir yaz gününe denk gelmişti. Bereket, arkadaşlarımın yoğun “uyarıları” sonrasında kitabı elimden bırakmış ve okuma işini ertelemiştim. Felsefeye bulaştığımda Montaigne bir kez daha karşıma dikildi ve bu sefer “kaçmayı” başaramadım. Hatta kitap o kadar hoşuma gitti ki vakti zamanında beni uyaran arkadaşlarımdan bazılarına büyük bir mutlulukla birer tane hediye ettim; paketi açtıklarında yüzlerinin nasıl ekşidiğini anlatamam. Yıllar sonra Antoine Compagnon’un Montaigne’le Bir Yaz çalışması basılıp (Öncel Naldemirci tarafından) Türkçeye çevrilince o kavurucu gün yeniden aklıma geldi. Üstelik bu kitabın, gün ortası radyoda yayımlanan bir programda yapılan konuşma metinleri olduğunu öğrenince suratıma bir gülümseme oturdu. Sokrates’in izinden giden Montaigne gibi Compagnon da “Montaigne’i tanı” diyor adeta. Bir anlamda bizi, Montaigne okumaya kışkırtır. Rönesans insanı, eleştirmen, bilge kişilik, siyasetçi ve şüpheci Montaigne’in değinmediği konu yok neredeyse. Compagnon çok dikkatli davranarak bugün rahatlıkla kavranabilecek ve üstüne tartışma döndürülebilecek pasajları enine boyuna incelemiş. Rastgele bir filozof oluşunu; kendiliğinden ve tasarlamadan davranmasını da öne çıkarmış. Ona göre Denemeler; tasasız, becerikli ve gelişigüzel yazma eyleminin bir meyvesi. Yazma eylemi Montaigne’i sıkıntıdan kurtarır ve yazı melankoliye karşı bir sığınak haline gelir. Böylece Montaigne’i kendisi yapan şey kâğıtlara dökülür: Yapmacık nezaket yerine doğallık, anın tadını çıkarma, acele etmeme, güzel yaşama, yalın ve insan olma. Compagnon’un okumaları, Montaigne’in çıplaklığını anlamamıza yardım ediyor. Aynı zamanda onun sıra dışılığının, sıradanlığında ama öbür taraftan da dikkatini, çoğumuzun es geçtiği günlük akışa verebilmesinde “gizli” olduğunu da... n [email protected] Montaigne’le Bir Yaz/ Antoine Compagnon/ Çeviren: Öncel Naldemirci/ Yapı Kredi Yayınları/ 88 s. M Montaigne tartması ve ölüme en çok yaklaştığı attan düşme olayını geniş biçimde anlattığını hatırlatır. Montaigne, bu sıra dışı olaydan epey bir ders çıkarır. En başta, kuşkuculuğunu ve kötümserliğini bu deneyime borçlu, tabii bitmek tükenmek bilmez sorgulamalarını da. Oradan da “benlik; zihnin, iradenin ve hayal gücünün bir oyundaki gibi konuşup tartıştığı küçük bir tiyatrodur” sonucuna ulaşır. Compagnon, Denemeler’i, Montaigne’in üzerinde uzun uzun düşündüğü ölüme hazırlık olarak da okur. Attan düştüğü günden beri kafasını daha çok kurcalayan ölüm, onun için denenemezliği yüzünden ama küçük küçük bir sürü olayda karşısına çıkması nedeniyle dikkat çekici. ATTAN DÜŞEN BİLGE Compagnon, Montaigne üzerine konuşurken aslında ona dair bir okuma yapıyor. Alıntılara indirgemeden, Denemeler’de geçen kavramlar ve konuların açtığı koridordan yürüyüp özellikle geçmişten bugüne seslenen bölümler seçiyor. Compagnon’a göre Montaigne doğal ve bizden biri. “Yüksekte geziniyor” diye niteleyenlere inat, bize onun yakınlığını savunuyor. Kitaplığını krallığı ilan etmiş ve kendi halinde bir aylak olan Montaigne, Compagnon’un okumalarında kendisine atfedilen bütün büyük sıfatlardan arınarak karşımıza geliyor. Beri yandan o, önemli siyasi görevler üstlenen ve döneminde sözü geçen bir entelektüel. Compagnon, Montaigne’in ağırlığının “devletin bekâsı için yalan söylememesinden” ve “menfaatlerinin tersine de olsa düşündüğünü dillendirmesinden” ileri geldiğini belirtir. Onun her ne koşulda olursa olsun hakikati araması, pek çok çağdaşından daha fazla dikkat çekmesini sağlar. Montaigne’in denge arayışını gündeme getiren Compagnon, zihinbeden ilişkisini “MONTAIGNE’İ TANI” Compagnon’un okuma ve konuşmaları kaçınılmaz biçimde Denemeler’in ortaya çıktığı günlere kadar gider. Yazar, Montaigne’in okuyarak dinlenmek ve kendini tanıyıp bulmak istediği için kaleme sarıldığını hatırlatır. Çünkü Montaigne, insanın kendisi olma koşulunu “yalnızlığa, düşünmeye ve okumaya” bağlar. Aklından geçen tartışmaları kâğıda dökmeye koyulduğunda ise Denemeler ete kemiğe bürünür. Yalnızlıkta aradığı bilgelik, onu hem deliliğe doğru sürükler hem de tarihin sayılı isimlerinden biri yapar. Compagnon, Montaigne’in izinden gidip okurlarla samimi bir ilişki kurmaya çabalıyor. O da karşısındakini eğitmek ve insanlar üzerinde baskı kurmak istemez. Aynı Montaigne gibi kolayca anlaşılabilmenin peşine düşer. Bunu, hemen her satırda bulabiliyoruz. Kendini kimseye beğendirmeye çalışmadan olduğu gibi anlatan Montaigne’e benzer şekilde bu Compagnon’a göre Montaigne doğal ve bizden biri. Yazar büyük denemeciyi bizle yeniden “yüksekte geziniyor” diye niteleyenlere inat, bize onun yakınlığını savunuyor. buluşturur. “Kendini bil” diyen İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 2 9 N İ S A N 2 0 1 5 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle