Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL n ÇİĞDEM GÜNDEŞ n MAVİSEL YENER n MUSTAFA DELİOĞLU Efsunlu Hayvan Masalları / İtalo Calvino / Resimleyen: Gaia Stella / Çeviren: Meryem Mine Çilingiroğlu / Yapı Kredi Yayınları / 2015 / 100 s. / Kalın kuşe kâğıda, bol resimli bir kitap. Arka kapakta 69 yaş için olduğu belirtiliyor ama doğrusu, bu kitabın hangi yaşa seslendiği konusunu bu kez okurların kararına bırakıyoruz. Çeviri dili aksak, düzeltmeler savruk. İlk masalın ikinci satırından başlıyor dil bozuklukları: “Ama çalışmak zorunda olduğundan kızına bakamıyormuş, bunun üzerine kendine ikinci kez evlenmiş almış ve bu ikinci eşinden de Özge adlı bir kızı olmuş, bu çocuk biraz çirkinceymiş.” Dille ilgili diğer örnekler zaten okudukça karşınıza çıkacaktır. Masalların konularına gelince, üvey anneler, kıskanç kardeşler, prensler, düğünler. Ne var ki bunda diyeceğiz ama “Siz bu kulübede yaşamak için fazla güzelsiniz,” diyen prense istediği güzel kız değil de, ailenin çirkin kızı gönderilirse… Yılana dönüşen güzel kız yakılmak üzere fırına a6tılmışken, alevlerin içinden, mutfak çalışanlarının karşısına anadan üryan çıkıverirse… (Neden anadan üryan bilinmiyor). Bir başka masalda kralın oğlu, köylünün üç kızından birini, güldükçe altın nar taneleri saçtığı için kendisine gelin olarak seçerse, ama diğer kız kardeşler onu kıskanıp da gözlerini oyarsa, o da yetmeyip ellerini keserse ve öldüğünü sanıp çalıların arasına atarsa… Böylece kralın oğluyla çirkin abla evlenirse. Ama gözsüz ve elsiz kalan kız bir güzel intikamını alıp kendi kardeşlerinin gözlerini oydurup ellerini kestirirse. Masal işte… Masal da… Dileyen okur, dileyen resimlerine bakar, tasarımın hoşluğunu inceler. Şarkı Söyleyen Devekuşu / Mazghan Moshtagh / Resimleyen: Ali Mafakheri / Çeviren: Fulya Alikoç / Evrensel Çocuk Kitaplığı / 2014 / 28 s. / 5+ Devekuşu ağır yük taşıyamıyor, çünkü o deve değil. Kuş olmadığı için uçamıyor da. Fakat çok güzel bir sesi var. En yakın arkadaşı sincap epey uzakta oturuyor. Bir gün devekuşu, arkadaşını ziyaret etmeye karar veriyor, ona armağanlar alıp yola koyuluyor. Bakalım yolda kimlerle karşılaşacak, nasıl bir serüven yaşayacak. Eğlenceli resimleri, güzel kurgusu ile çocukların hoşuna gidecek bir kitap. Güneş Çoktan Doğdu / Hikmet Altınkaynak / Resimleyen: Nazan Erkmen / FOM Kitap / 2014 / 108 s. / 10+ Üretken yazar Hikmet Altınkaynak, on üç öyküyle sesleniyor çocuklara. İlk öykü olan Barış’ın Günlüğü’nde, Barış’ın okul anılarından bir demet okuyoruz. Sonraki öykülerin hepsinde çocukların seslerine yer veriyor Altınkaynak. Gülerken düşünüyor, düşünürken sorguluyoruz. Doğayı, hayvanları, arkadaşlaS A Y F A 2 0 n 9 KİTAPÇI M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ rımızı buluyoruz sayfalarda. Yazarın arıduru dili Türkçe okyanusuna davet ediyor okurları. Neşeli okumalar dileriz. Küçük Kara Balık / Samed Behrengi / Çeviren: Anooshirvan Miandji / Resimleyen: Candan İşcan / Bilgi Yayınevi / 2014 / 54 s. / 8+ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi’nin hemşerisi, dilbilimci Anooshirvan Miandji’nin Farsça özgün dilinden çevirisi ile Türkçeye kazandırılan Küçük Karabalık, dünya edebiyatının en çok okunanlarından. Denizin en derin sularında yaşayan yaşlı bir balığın, on iki bin çocuğu ve torununa anlattığı öyküye tanık oluyoruz. Bir ırmakta yaşayan küçük, kara balığın, çevresindeki bütün baskılara, tutucu düşünce yapısına karşı, denize, özgürlüğe ulaşma çabası, karşılaştığı zorluklara karşı direnerek yaşamı pahasına amacına ulaşmasını ve geride kalıp onu engellemeye çalışan bütün balıklara yol gösterici olması anlatılıyor. Çocuklar için yazılan bir masal kitabı olmanın ötesinde, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme kavramları vurgulayan bir başyapıt. Bilgi Yayınevi, Argun Tozun’un başarılı tasarımını, Candan İşcan’ın renkli resimleriyle birleştirmiş, çocuklara hak ettikleri gibi nitelikli bir kitap sunmuş. İyi okumalar. Çalışkan Gün Işıkları / Gülsüm Cengiz / Resimleyen: Betül Gönüllü / Evrensel Çocuk Kitaplığı / 2014 / 16 s. / 5+ Gülsüm Cengiz’in eğlenceli kaleminden dökülmüş güzel bir masal bekliyor çocukları. Bir sabah, güneş ağır ağır yükselirken gün ışıkları “yeter artık, çok uyudunuz” diyerek hızla yeryüzüne iniyorlar. Önce dağların doruklarındaki karlara, sonra toprağa dokunuyorlar. Bir ayının inine girip onu kış uykusundan uyandırıyorlar. Uğurböceklerinin yumurtalarına dokunup kozasındaki tırtıla gülümsüyorlar. Gün ışıkları öylesine çalışkan ki dokunmadıkları yer kalmıyor. Sonra neler oluyor dersiniz? Okuyun öğrenin, bakalım hangi mevsimin kapısı açılıyor… Jules Verne Öyküler 12 / Jules Verne / Çeviren: Sevgi Şen / Elma Yayınevi / 176 s. / 2014 / 12+ “Bilim Falcısı” olarak da anılan Jules Verne’in, Türkçede daha önce yayımlanmamış yedi heyecanlı öyküsü birinci kitapta okuyucuyla buluştu. Serinin ikinci kitabı olan “Jules Verne Öyküler 2”de, yepyeni sekiz öykü var. Saatçi ZacN İ S A N harius Usta ile şaşırırken, isyancı tayfalarla bilinmedik diyarlara gideceksiniz. Marki Anselme des Tilleuls’ün Evliliği ve Ablukadan Zorla Geçiş, bir taraftan sizi gülümsetirken diğer taraftan bir genç kızın cesaret öyküsüne tanık olacaksınız. Jules Verne Öyküler 1 ve 2 kitaplarından sonra 3’ü beklemek için sabırsızlanacaksınız… Hamburgere Dönüşen Anne / Yazan ve Resimleyen: Fatih Erdoğan / Mavibulut Yayınları / 2015 / 96 s. / 79 Bir sabah uyandığınızda, yorganın altında annenizi değil de, onun yerine dev bir hamburger bulsanız… Eyvah! Anneniz hamburgere dönüşmüş. Şimdi ne olacak? Kahvaltıyı kim hazırlayacak? Üstelik meraklı, epeyce de obur komşu Ayten Hanım her an çıkıp gelebilir… Ege ile Emre işte bu şaşkınlığı yaşıyorlar… Çünkü sabah uyandığında babaları Hasan Bey, yatakta karısını bir hamburgere dönüşmüş olarak buldu. Hem de çok leziz sıcak sıcak bir hamburger… Annenin bu dönüşümü ile yaşananlara güler misiniz ağlar mısınız? Hele Ayten hanım koca hamburgeri silip süpürmeye kalkışırsa? Biri onu durdursun. Güler hanım birazdan Ayten hanımın midesini boylayacak yoksa… Çabuk okuyun kitabı ve Ege ile Emre’nin annelerini kurtarın… Vahşi Sürü / Daniel Höra /Çeviren: Dilman Muradoğlu/ On8 / 2015 / 274 s. / 15+ Almanya’nın doğusunda, renksiz, sessiz, sakin, kıyıda köşede kalmış bir kasabadır Bütenow. Bu küçücük kasabada her şey canlılığını yitirmiştir sanki halkın da günlük yaşamı sürdürmek dışında bir tasası yoktur. Benjamin de bu kasabanın sakinlerinden biridir. Anne ve babası öldüğünden teyzesiyle birlikte yaşamaktadır. Jeske teyze ve ailesi ile ilişkileri pek de olması gerektiği gibi değildir. Ne Benjamin memnundur bu durumdan ne Jeske teyze, eşi Rolf ve çocukları… Benjamin kendini ancak yalnız kalıp kitap okuduğunda mutlu hissetmektedir. Kasabanın kasvetli ve sönük havası onun ruhuna da işlemiştir adeta. Bir gün kasabaya yabancılar gelir. Bir kadın, iki yetişkin erkek, genç bir kız ve iki delikanlıdan oluşan bu tuhaf aile kasabada bir çiftlik alır ve o andan sonra da Bütenow’da her şey değişir. Ailenin lideri görünümündeki Reinhold ve eşi Uta bir şekilde Benjamin ile iletişim kurar ve onun aracılığı ile kasaba halkı hakkında hissettirmeden bilgi toplamaya başlarlar. Kasabalılar, yabancılardan hiç hoşlanmamıştır ancak bu kasabaya niye geldiklerini de merak etmektedirler. Reinhold ve eşi Uta bunu çok güzel açıklar; amaçları doğal tarım yapmak ve bunu yaygınlaştırmaktır. Böylece hem sağlıklı tarımı geliştirecekler hem de tüketim toplumdan üretim toplumuna dönüşebileceklerdir. Bir süre sonra Uta, yaşlı ve yalnız yaşayan kasaba sakinlerini ziyaret eder, kendi yaptığı ilaçlarla bakımlarını yapar. Kasabalıların ve özellikle Benjamin’in bu aile ile ilgili görüşleri yavaş yavaş değişmeye başlamıştır. Özellikle Reinhold’un verdiği kitaplar Benjamin’in dikkatini çekmektedir. Bir süre sonra uzun zamandır kullanılmayan kasabanın toplantı binasını el birliği ile temizleyip yeniden hayata döndürmek için kolları sıvayan Uta ve Reinhold amaçlarına ulaşır. Tüm kasaba halkı bu etkinliğe katılır ve yabancıların pek de düşündükleri kadar kötü niyetli olmadıklarına karar verir. Derken, Gunter ve Konrad’la birlikte Berlin’de yapılacak bir eyleme katılma önerisi geldiğinde heyecanlanır Benjamin. Ne eylemi olduğunu bilmese bile ilk kez kasabadan çıkacak olmak onu sevindirmektedir. Berlin’de tanıştığı aşırı milliyetçi bir genç yüzünden başı iyice derde girer ve aslında kasabaya musallat olan ailenin niyetini yavaş yavaş çözmeye, onlardan uzaklaşmaya çalışır. Ancak bu pek de kolay olmayacaktır. Çünkü artık başta Jeske teyze olmak üzere tüm Bütenow halkı bu ailenin etkisi altındadır. Bütenow’a gelenlerin kimler olduğunu, amaçlarını, yayılma süreçlerini, halkı ikna taktiklerini öğrendikçe faşizmin, ırkçılığın sezdirmeden nasıl sızdığını, güçlendiğini göreceksiniz. En başta saldırgan politika ve yaklaşımdan uzak onun yerine son derece yapıcı, demokratik ve birlik beraberlik çağrısı ile davranan Reinhold ve Uta’nın gerçek yüzünü tanıdıkça bugünkü politika ve politikacıları, onların etkisindeki halkları ve toplumların genel eğilimlerini daha iyi çözümleyebileceksiniz. Rüya Dalgıçları İçin Masallar2 / Selçuk Ceylan / Resimleyen: Meltem Şahin / Can Çocuk / 2014 / 88 s. / 812 Biri dokuz, diğeri yedi yaşında iki kardeşi ve onların fantastik dünyalarını, ilk kitapta tanımıştık. İkinci kitapta da iki öykü bekliyor okurları. İlkbahar başlamıştır ve anneleri, ninelerinin bahçesini düzenlemek ve mevsimin son meyvelerini pazara götürüp satmak için terziliğe ara vermiştir. Günlerini iskelede ya da Mena Gölü’nün kıyısındaki ninelerinin bahçelerinde geçiren iki kardeş, sahile vurmuş bir tablo bulurlar. Sonraki günler, dalgalar birkaç tablo daha getirir kıyıya. Çocuklar bu tabloların sırrını çözmekle kalmaz, ilgi çekici bir de komşu kazanırlar. İkinci öyküde, kardeşlerin doğum günü gelmiştir. Farklı yaşlardadır ama doğdukları gün aynıdır. Annelerinin sürprizini ve yaptığı hazırlıkları görmemek için evden uzaklaşırlar. Ama artık eve dönme zamanı gelmiştir. Yolda karşılarına çıkan yabandomuzundan Orman Krallığı seçimleri olduğunu öğrenirler ama adaylara yardım edecek zamanları yoktur, çünkü pasta zamanı gelmiştir. Daha sonra, avucunun içinde balon şişiren mutsuz kızı görürler. Saç kurutma makinelerinin birlik olup dünyayı ele geçireceğini söyleyen bisikletli adamla karşılaşırlar. Yollarına çıkan bu fantastik karakterlerle zaman geçirmek isteseler de, evde onları bekleyen sürprizin hayaliyle eve doğru koşmayı sürdürürler. “Eve gitmeliyiz. Çünkü bizi büyük bir doğum günü partisi bekliyor.” n K İ T A P S A Y I 1 3 1 2 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T