27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

F. Ferzan Başar’dan, Ertuğrul Oğuz Fırat biyografisi ‘Umursanmamıştı ama yolundan dönmedi’ Ertuğrul Oğuz Fırat, yapıtları yerli ve yabancı müzik topluluklarınca seslendirilen duayen bir müzik adamı, yurt içi ve dışında sergiler açmış bir ressam. Müzik ve sanatla ilgili yazı ve şiirleri “Küçük Dergi”, “Türk Dili”, “Yücel”, “Eflatun”, “Güney”, “Filarmoni”, “Opus”, “Ankara Sanat”, “Oluşum” gibi dergilerde yayımlanan, öyküler toplamı “Karmakarışık Öyküler Kitabı”yla şiir ve öykülerini topladığı “Seviçıra” adlı kitapları bulunan, Türk Dil Kurumu üyesi bir şair, yazar. Aynı zamanda eğitici ve hukukçu. Başar, kaleme aldığı çalışması “Güzellik Sevincini Yaratmak İsteyen Adam: Ertuğrul Oğuz Fırat” adlı biyografide, bu çok yönlü ve inanılmaz üretken müzik insanının yaşamıyla buluşturuyor okurları. F. Ferzan Başar’la kitabı üzerine söyleştik. r Gamze AKDEMİR üksek lisans bitirme tez konunuz “Ertuğrul Oğuz Fırat’ın Yeni Müzik Anlayışı”. Fırat’la nasıl tanıştınız? Üniversite eğitimimi Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri bölümünde tamamladım. 1987’de üniversitemin açmış olduğu yüksek lisans sınavını kazandım. Fırat’ın müzik yapıtlarıyla ilgili bir çalışma yapmamı ilk öneren İzmir Senfoni Orkestrası’nın değerli müzisyenlerinden, yıllar sonra eşim olan Viyolonsel Grup Şefi Yalçın Başar’dı. Tez aşamasına geldiğimde Ertuğrul Hoca’yla tanışmak üzere evine ziyarete gitmiştim, çok heyecanlıydım. Tüm yaşamını adalet ve doğruluk üzerine kurmuş, dimdik ve sert duruşunun gerisinde insanlara, hayvanlara ve bitkilere sevdalı, bahçe içerisindeki apartman dairesinde, tavana kadar yükselmiş duvarlar dolusu kitaplığı, duvarlara asılmış, asılmamış olanları ise kenarda dizili duran resimleri, üst üste dizili CD’lerin arasında tanımıştım Ertuğrul Hoca’yı. Çalışmalarımız başladı, o yıllar bilgisayarlı yıllar değildi. Mektuplar, telefonlar ve yüz yüze görüşmeler sürdü, gitti. Bu kitabın yazılmasını tüm kalbiyle destekleyen, sevgili eşim, İzmir Senfoni Orkestrası’nın çok değerli çello grup şefi Yalçın Başar’ı 15 Haziran 2014’te kaybettim. Kitabın bir kısmı eşimin hasta yatağı başında yazıldı. Son sayfalara geldiğimde ise Ertuğrul Oğuz Fırat’ı kaybettik ve Fırat yaşamını anlatan bu kitabı yazık ki göremedi. Bu çalışma Fırat’ın müzik yapıtlarıyla ilgili ilk geniş kapsamlı çalışma oldu. Kitabı sadece profesyonel müzisyenler için değil, sanatı, sanatçıyı ve biyografi okumayı seven tüm okurlar için de yazmaya çalıştım. “MEYVENİN TOHUMU, İSYAN VE ARADA KALMIŞLIĞIN İFADESİ” Besteci, ressam, şair, yazar, öykücü, eğitici, hukukçu Ertuğrul Oğuz Fırat... Çok yönlü bir yaşam... Kitapta tüm bu yolların müzikle kesişS A Y F A 4 n 1 9 Fırat’ın sağlığında kurduğu, Öncü Sanatı Destekleme Derneği’nin vakıf haline getirilmesi ile ilgili çalışmaları da anmak isterim. Bu çalışmalar yeğeni Dr. Murat Fırat, Fırat’ın her konuda çalışmalarında göz olmuş Zuhal Selçuk ve Tarık Tal tarafından sürdürülmektedir. “DÖRDÜL FA, 1944’E KADARKİ BİRİKİMİNİN DIŞAVURUMU” Aynı isimli şiir kitabı ve resmi de bulunan Op.25 “Umursanmamış” Fırat’ın yaşamında en çok anlam yüklediği yapıtı. Neden? “Umursanmamış”, Fırat’ın her çalışmasında karşımıza çıkan bir tanımlama. Ayını adı taşıyan “Op.25” (üçüldördül) keman, klarnet, piyano, mezzosoprano, şiiri, resmi, kitabı ve bir de CD’si bulunuyor. Yapıtlarına karşı yeterince değer verilmemiş olmasının kendince dile gelişi... Kırılmışlık var elbette... Görüşmelerimiz sırasında sık sık dediği gibi: “Kendimi hiçbir zaman bu dünyanın insanı gibi görmedim.” Burada sözünü ettiği dünya elbette gezegenimiz değil, ülkemizin sanata yaklaşımıydı. Ne olursa olsun bu umursanmamışlık Fırat’ı üzmüş ama asla yolundan çevirmemişti. “Dördül Fa”nın önemi neydi? “Op.1 Dördül Fa”, 1945’te yazmaya başladığı ve tekrar tekrar gözden geçirip değiştirdiği üç bölümden oluşan bir yaylı çalgılar dörtlüsü. 1944’e kadar müzik yaratmak için içinde biriktirdiklerinin bir dışavurumu ama çok istediği gibi özgürce değil. Yapıt hiç seslendirilmediği için dinleme şansımız yok. Yüksek lisans tezimi yazarken notasını görmüş, incelemiştim. “Op.1 Dördül Fa”da, Fırat’ın hiçbir yapıtında karşılaşmadığımız tonal etki görülüyor, bu yapıtı gerek uyum gerekse oturtum yönünden alışılagelmiş biçimlere en yakın olanı. Fırat, böyle bir müzik yazmaya Ravel’in “Fa Majör Yaylı Dördül”ünü dinledikten sonra duyduğu beğeni sonucu yazmış ama yine de konusal işleyiş ve biçim yönünden Ravel’den oldukça uzak. Dört çalgı arasındaki devinim, bizim geleneksel anlamda bildiğimiz uyum içinde değil, birbirinden bağımsız ya da “Yeni Klasikçi” (Neoklasizm) görünümü altında yapıtlar ortaya koyan Mahler Schömberk, Ravel ve Roussel’in ilk yapıtlarına yakınlık gösteriyor. İkinci bölüm, birinci bölüme oranla karmaşık, tonal anlayıştan uzaktır. Fırat, presto buyurgulu üçüncü bölümü ise Beethoven’in “Fa Majör Op.135 No.16”nın son bölümünden esinlenerek yazmış olduğunu belirtmişti. Yapıtın son bölümü “Ankara Yaylı Çalgılar Orkestrası’nın çalması için 1978’de çembalo ve yaylı çalgılar orkestrası için düzenlenmiş ancak amacına ulaşamayan bu çalışma daha sonra “Op.52 Küğ” Ertuğrul Oğuz Fırat’ın yapıtlarından alıntılar ve bitiriş “Op.52”nin ilk bölümü olmuştur. Bu yapıt da 4., 6., 7. Bölümleri hariç 1999’da Yapı Kredi’nin düzenlediği Ertuğrul Oğuz Fırat’a Saygı Gecesi’nde, Antonio Pirolli yönetiminde Borusan Oda Orkestrası’nca seslendirildi. n [email protected] Güzellik Sevincini Yaratmak İsteyen Adam: Ertuğrul Oğuz Fırat/ F. Ferzan Başar/ SevdaCenap And Müzik Vakfı Yayınları/ 224 s. K İ T A P S A Y I 1309 Ertuğrul Oğuz Fırat Y tiği bir hat çiziyorsunuz. Kitabı yazarken “önce müzik olsun” diye özel bir çaba harcamadım çünkü zaten, çocukluk yıllarından beri Fırat’ın yaşamında müzik hep öndeydi. Resme yöneliş 1960’dan sonra, yazmaya olan merak ise orta öğrenim yıllarında başlıyor. Ertuğrul Hoca’nın resimleri sergilenebilmiş, kitapları basılmış, hem edebiyat hem müzikle ilgili yazdığı yazıları birçok dergide yayınlanmıştı. En büyük üzüntüsü müzik yapıtlarının seslendirilmemesiydi. Kendisinin sık kullandığı bir cümleyi yinelemek isterim: “Seslendirilmemiş yapıt, var sayılmaz.” Yazınla ilgili ilk çalışmalarını hukukta okurken yapıyor. Hatta bir grup sanata meraklı arkadaşıyla birlikte İklim dergisini çıkarıyor. O dönemki yapıtlarından bir Meyvemizin Tohumu çok önemli mesela. Yapıtı nasıl niteliyor Fırat? Meyvemizin Tohumu, bir Ferzan Başar, besteci, ressam, şair, yazar, öykücü, eğitici, hukukçu Ertuğrul Oğuz Fırat'ın çok yönlü yaşamını anlatıyor kitabında. başlangıç aslında. Fırat’ın yaşamı İstanbul ve Malatya arasında gel gitlerle dolu. Bu gel gitler arasında sanat için yaratılmış bir delikanlı olarak karşımıza çıkıyor Fırat. Meyvemizin Tohumu, İstanbul’da doğuyor. Derginin basılması için babasından oldukça yüklü para alıyor. Yazdıkları ise Malatyalılarca neredeyse ayıplanıyor. “Meyvemizin Tohumu”nda özgürlük adına ciddi bir karşı koyuş var. Fırat’ın yapmak istediklerini yapamayışının isyanını da okuyoruz: “Yeter artık yeter, bırakın… / Sevgili kimseler ve nefret edilenler… / Bırakın beni, hür dünyama kavuşayım”. Bu dizeler aslında tam da Fırat’ın gerçeği, yapmak istedikleri ve arada kalmışlığı... Fırat’ın dergi yazıları sayısız... Ya incelemeleri ve kitapları... Onlardan da bahseder misiniz? 1964’te Türk Dil Kurumu’na üye oldu. İlk geniş kapsamlı çalışması, 1962’de yazdığı “Işığı Kavrayan Göz Yahut Bela Bartok’un Getirdiği”, başlıklı inceleme. 26 Eylül 1945’te ölen bestecinin 81. doğum günü için yazdığı bu çalışmasını “Atatürk’ün Türkiye’de gerçekleştirdiği devrimlerle, Bartok’un çağdaş müzikte yaptığı atılımları koşutlaştıran bir görüşe yer vermiştim” diyerek tanımlamıştı. Bu inceleme yazısının özeti Forum Dergisi’nin 197, 198, 200, 201, 202 sayılarında 15 Haziran1 Eylül 1962 tarihlerinde yayınlanmıştı. 1985’te Ahmet Say’ca yayınlanan dört ciltlik müzik ansiklopedisinin yetmiş beş sayfa tutan Çağdaş Müzik maddesini hazırladı ki bu madde tek başına bir kitap olabilecek değerdedir. Bu maddeyi hazırlarken Çağdaş Küğ Tarihi İçin İmler adlı kitabını yazmaya başlamıştı. “Çağdaş Müzik” maddesini işte tam da o yıllarda tanımaya başlamıştım. Hatta kitabının önsöz yerine yazdığı başlangıç yazısı tezimin ekler kısmında yer almıştı. Bundan başka dört tane basılmış kitabı bulunuyor. Ertuğrul Hoca’nın uzun ve titiz çalışmalarından olan Küğ Tarihi İçin İmlerII ve Usmanbaş ile yazışmaları kitap olarak yayına Pınar Beşevli hazırladı, bu çalışmalar da yayına hazır. Bu arada M A R T 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle