27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Miguel Tamen’e göre şiirleri, besteleri, resimleri, kısacası genel olarak sanat eserlerini dünyadaki diğer şeylerden ayrı düşünmek abes bir yaklaşım. Peki, o zaman sanatı sanat yapan ne? İnsanlar sanatı nasıl tecrübe eder ve neden sanat hakkında konuşur? Tamen bu ve benzeri soruları oldukça ilginç bir tarzda, sanki bambaşka şeylerden bahsedermiş gibi ele alarak okura adeta incelikli ve eğlenceli bir bilmece sunuyor. Mastermind / Maria Konnikova / Çeviren: Zeynep Yeşiltuna / Domingo Yayınevi / 336 s. “Gayet basit, Watson” diye başlayan ve Watson’un “tabii ya, bunu ben niye göremedim” diye hayıflanmasıyla sonlanan her bir Sherlock çözümlemesi bize şunu söyler: Sherlock Holmes insan zihninin erişilebilir sınırları içinde işini görmektedir; karakter kurmaca da olsa, zihni mümkün olanı simgeler. Peki ama bizler (yani genel olarak Watsonlar) Holmes’un olağanüstü zihinsel becerilerinden biraz olsun nasiplenemez miyiz? Yazar Maria Konnikova, 17 dile çevrilen Mastermind’da bunun mümkün olduğunu söylüyor. Modern psikoloji ve nörobilim ile ünlü Sherlock vakalarını harmanlayan kitap, önce Sherlock’un bu davalarda neyi diğer herkesten farklı yaptığını gösteriyor, sonra bizim de aynı yaklaşımı kullanabilmemiz için zihinsel bir yol haritası sunuyor. Kant ve Kesin Bilimler / Michael Friedman / Çeviren: Sibel Şan Öğet / Alfa Yayınları / 450 s. Kant yaşamı boyunca zamanının bilimlerine özellikle Öklit geometrisi ve Newton fiziği uygun bir felsefe sağlama arayışındaydı. Michael Friedman bu kitapta, Kant’ın 1747 tarihli tezinden Saf Aklın Eleştirisi dahil olmak üzere, Opuspostumum’daki son yazılarına kadar, bilimler için bir temel sağlayabilecek bir metafizik bulmaya yönelik süregiden çabalarının, onun felsefi düşüncesinin gelişimini anlamak açısından son derece önemli olduğunu tartışıyor. Kant’ın fikirlerinin Newton fiziğinin ampirik başarısı ile Gottfried Leibniz ve Christian Wolff rasyonalizmi arasındaki gerilimden nasıl doğduğunu gösteriyor. Melnitz / Charles Lewinsky / Çeviren: Sezer Duru / Gözlem Kitap / 704 s. Yahudi bir ailenin tarihi; ardında İsviçrede 1871 ile 1945 arası yaşananlar... 1871de uzak bir akraba, Meijerlerin kapısını çalar, ailenin fertleri bundan sonra yaşamlarının nasıl radikal biçimde C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I değişeceğinden habersizdir. Fransız ordusundan kaçan Janki, Yahudi köyü Endingen’de namuslu oluşuyla tanınan sığır tüccarı Salomon Meijerin ailesini adamakıllı heyecanlandırır. Charles Lewinsky’nin, ailenin hikâyesinin nasıl geliştiğini, koşer kesim uğruna verilen mücadelenin İsviçre Yahudilerini nasıl bir dışlanmaya sürüklediğini ve sonunda dünyanın rayından çıkmasıyla yaşananları sürükleyici bir dille yazdığı roman, okurları soluksuz bir serüvene davet ediyor. Güzel Büyümek / Hasan Akarsu / Öğretmen Dünyası Yayınları / 88 s. Hasan Akarsu, son iki yılda yazdığı şiirlerinden oluşan kitabında, bireyin, toplumun sorunlarına değinirken, Japon şiir türü olan Haikular yazıyor. Sonra bir bebeğin büyümesine sevgiyle tanıklık ediyor. Ayrıca Talip Apaydın, Metin Demirtaş, Mustafa B. Yalçıner, İhsan Üren gibi yitirdiğimiz ozanlara yazdığı şiirlerle anılarını yaşatıyor. Celile / Neşe Doster / Destek Yayınları / 192 s. Celile’nin evi, anılarıyla doluydu... Elli beş yıllık eşi Dr. Müfid Ekdal, büyük aşkı ve sonsuz sevdasıydı... Suriye, özellikle de Halep, eskiyen ve yitip giden yüzüne rağmen eskimeyen hasretiydi... Yaşamöyküsünün ayrıntıları, önümüze açılan derin ve ayrıntılı bir serüvendi… O halde kimdi Celile Selahiye Ekdal? Neşe Doster kitabında, tüm bu sorulara yanıt aradı. Bu kitaptaki Celile ile tanıdığımız ve tanıştığımız Celile Hanım arasında çok fark yok, ama çok ayrıntı var. Teknik ve DönüşÖzdeşlik ve Ayrım / Martin Heidegger / Pharmakon Yayınevi / 126 s. Kitapta, felsefede “varlığın çobanı” unvanlı Martin Heidegger’in iki sıkı metni “Teknik ve Dönüş” ile “Özdeşlik ve Ayrım” bir arada sunuluyor. Heidegger bu çetrefil yapıtlarında hep yaptığı üzere felsefenin yeniden düşünceye açılması adına “varlık bilgisi”ni konuşturuyor: “İnsan ancak varlığın çobanı olarak varlığın hakikatinin başında beklediği zaman, kuru bir bilme isteğine kapılmaksızın, varlık yazgısının sahneye çıkmasını umabilir.” Heidegger’i diğer düşünürlerden ayıran ne diye sorulacak olursa, “düşüncenin gücünü şiirin yalın diliyle dillendirmesi” demek pek yanlış olmasa gerek. Teknik ve DönüşÖzdeşlik ve Ayrım tam da bu noktada felsefedeki, özellikle de Heidegger’deki şiire biraz daha sokulmak isteyenlere sesleniyor. n 1309 1 9 M A R T 2 0 1 5 n S A Y F A 2 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle