19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> değiller ne de olsa Mustafa Kemal de İttihat Terakki’den gelen, eğitimini orada almış, politik yönelimini orada oluşturmuş biri. n 1926’daki İzmir Suikasti’ni okuyoruz mesela. İttihatçılarla tam bir hesaplaşma. n Öyle. İzmir Suikasti romanda önemli bir kilometre taşı. Uğur Mumcu’nun belgeleriyle yazılmış kitabı “Gazi Paşa’ya Suikast”te de gayet iyi görülür ki, İsmet Paşa bu meseleye çok daha ılımlı yaklaşırken Mustafa Kemal, hepsinin kökünü kazıma taraftarıdır. Hatta durum neredeyse Kâzım Karabekir’i asmaya gidecek kadar bir hesaplaşmaya dönüşür. Onu da anlamak lazım şimdi herkes İttihatçı ve çok güçlü bir hareket bu. Mesela Enver Bey İzmir Suikasti’nden önce ben de Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda yer alayım düşüncesiyle sürekli gelmeye çalışıyor çünkü rol kapmaya çalışıyor. Mustafa Kemal bunları çok iyi tanıyor. O kadar iyi biliyor ki bunlar gelirse kendisinin bir şansı kalmayacak ve ülke karışacak. Bunları doğru bilmek, tartışmak ve tabulardan kurtulup hakikati tartışmak lazım. Hüzünlü ve çarpıcı bir öykü EROL ÜYEPAZARCI B “KORKUNÇ HATALAR YAPTILAR” n Peki, ya Sami’nin özellikle Enver ve Talât Paşalara karşı hissettikleri. n Sami zaman zaman kızsa da bir yandan hayranlık da besliyor onlara. Talât’ı babasına benzetiyor. Enver’den biraz uzak duruyor. Mesela Talât, gerçekçi ve oportünist, herkesle uyum sağlamaya çalışan biri. Enver, hayallerini gerçek sanan inanılmaz tutkulu bir adam. Başlarda sakin ama giderek sertleşiyor, keskinleşiyor. n O sertliği İttihat ve Terakki’nin sonuçları trajik hataları çerçevesinde de vurguluyorsun. n Evet, bu hataların ilki Birinci Dünya Savaşı’na girmektir. Bunu sağlayan Enver’dir, direkt kışkırtmıştır. Mahvetmiştir bizi. Aslında Talât ve Cemal girmek istemez savaşa. Mesela Talât özellikle tam bir darbe olan Babıâli Baskını’nı da onaylamaz. Daha doğrusu önce istemez sonra ister ve orada Enver’i kullanır. Sonrasında ise Enver öyle güçlenir ki hiçbiri onu durduramaz. İnanılmaz gelgitli bir durum. Şehsuvar Sami nasıl gelgitli olmasın! İttihat Terakki’nin ikinci korkunç hatası, Ermeni Tehciri kuşkusuz. Örgüt içinde buna karşı çıkan çok insan vardır ama sonuç maalesef değişmez. “ŞEHSUVAR SAMİ İKİLEMLİ BİR DEVRİMCİ” n Devrim ilk kendi evlatlarını yer misali... Sami bunun hiç idrakinde değil cemiyete katılırken. İlk ne zaman uyanıyor? n Topçu Kışlası çatışmasında insanların öldürülmesi onu çok sarsıyor, üzüyor ama asıl kırılmayı gazeteci Ahmet Samim’i öldürdüklerinde yaşıyor. Hatta Ahmet Samim bana ne kadar benziyor diye düşünüyor. Hatta Basri Bey “Herkes kahramanlık yapabilir ama vatan için katil olmayı göze alabilir misin?” deyince afallıyor. n Ama devrimci yanı ikna oluyor. n Oluyor ama ikilemler içerisinde hep! Özellikle öyle yarattım. Çok uzun süre bütünüyle pişman değil. Ama u satırların yazarını tanıyanlar iflah olmaz bir polisiye roman çokseveri olduğunu bilirler. Hatta haddini aşmış sahafların deyimiyle “tuğla gibi” iki cilt bir polisiye roman incelemesi bile kaleme almıştır. Ahmet Ümit’i de Türkiye’de 1990’larda yepyeni bir ivme kazanan Türk Polisiye Edebiyatı’nın temel taşlarından biri olduğundan sever ve aralarında bir ağabeykardeş ilişkisi de vardır. Ama okuyucuya temin ederim ki aşağıda okuyacaklarınız bu dostluk ilişkisinden zerrece etkilenmeden yazılmış, yazarınızın eskilerin tâbiriyle “hasbi” düşünceleridir. Ahmet Ümit, yapıtlarında tarihî olgulara değinmeyi sever; ana kurgu içinde yan öykülerle tarihî bir gerçeği yorumlamaktan hoşlanır. Kar Kokusu’nda eski tüfek komünistleri; Pasatana’da hem yurdumuzun kadim sahipleri Hititlileri, Ermeni kıyımını ve Kürt sorununu; Kavim’de Aziz Pavlos’un hikâyesini; Bâbı Esrâr’da MevlanaŞems ilişkisini, İstanbul Hatırası’nda İstanbul’un tarihî serüvenini, Sultan’ı Öldürmek’te Osmanlı’nın en çarpıcı ve başat figürlerinden biri olan Fatih Sultan Mehmet’i ve son romanı Beyoğlu’nun En Güzel Abisi’nde 67 Eylül olaylarını bu anlamda kullanmış ve katıldığım yorumlarıyla okuyucularıyla paylaşmıştır. Ahmet Ümit’in bu tarihî olguları romanında kullanırken çok okuyup incelediğini de yakından biliyorum. Hatta kitabının sonuna kaynakça bile koyar. Son romanının İttihat Terakki ile ilgili olacağını söyleyince yine polisiye bir kurgudaki olayların gelişiminde İttihat Terakki olgusunu bir yan hikâye olarak ele alacağını sandım ama bu kez Ümit’in davranışları farklıydı; İttihat Terakki konusuna tâbir yerindeyse “balıklama” dalmıştı; benden konuyla ilgili kitaplar istedi. Bir bibliyoman olarak ilgilendiğim iki, üç ana konudan birinin polisiye roman yanında Abdülhamit ve İttihat Terakki olduğunu biliyordu. İttihat Terakki konusunda kendimce okunması gereken onlarca kitabı önerdim ve şaşkınlıkla birçoğunu okuduğunu gördüm. Kitapların bazılarının bulunması ancak sıkı sahaf dostlarınızın olmasına bağlıydı ve Ahmet Ümit ne yapıp etmiş kitapları bulup okumuştu. Birkaç kitap da benden aldı; sonra birden kayboldu. İttihatçıların deyimiyle “Kâbei Hürriyet” Selanik’e gittiğini söyledi. Oradan da Osmanlı Makedonyası’nın II. Meşrutiyet’in ilan edildiği o hülya dolu günlerde en çok sözü geçen kentleri Manastır’ı, Prizren’ı, Firzovik’i, Priştine’yi, Üsküp’ü gezdi. Yetmedi, İttihat Terakki’nin başta ortağı olan sonra dışlanan idealist sürgünler kuşağının lideri Ahmet Rıza’nın uzun yıllar yaşadığı Paris’teki mekânlarını gezdi geldi ve kitabını yazdı ve ben yayımlanmadan okuma olanağı buldum. İKİ ÖNEMLİ KİTAP Pertevniyal Lisesi’nde tarih hocam olan ve bütün ömrünü bir olanaksız hülyaya adayıp bitiremediği “İstanbul Ansiklopedisi”nin hüznüyle yaşayan rahmetli hocam Reşad Ekrem Koçu’ya ölümünden birkaç yıl önce 1970’lerde yaptığım mutat ziyaretlerimden birinde; İttihat Terakki’ye olan gelişen ilgimi anlatmış ve kendisinden okumamı salık vereceği kitapları sormuştum. Bazı kitap isimleri verdi ve sonunda: “Bir de muhakkak Mithat Cemal Kutay’ın Üç İstanbul’u ile Nahit Sırrı Örik’in Abdülhamit Düşerken’ini okumalısın” dedi. Ben herhalde her zamanki saflığım ile “Romandan İttihat Terakki mi öğrenilir?” gibi bir yüz ifadesi takınmış olmalıyım ki; rahmetli hocam kızdı ve sevdiği bir tâbiri kullanarak: “Ne o bülehâyı ümmetten gibi yüzüme bakıyorsun? Söylediğim iki kitap idealist, iyi niyetli ama deneyimsiz ve bilgi birikimsiz önce romantik sonra gaddar en sonunda mazlum olan İttihatçıları sana bütün tarih kitaplarından daha iyi anlatacaktır” diye azarladı. Genç okurlarımız için açıklayayım; “büleha” sözcüğü “ebleh”in çoğuludur. Gerçekten de kanımca Türk edebiyatının başeserlerinden olan bu iki kitap kadar İttihatçıları anlamama çoğu objektiflikten uzak hiçbir tarih kitabı yararlı olmadı. Ahmet Ümit’in 19071926 arasını kapsayan romanı Elveda Güzel Vatanım’ın kahramanı Şehsuvar Sami’nin hüzünlü hikâyesi Mithat Cemal’in ve Nahit Sırrı’nın iki başyapıtı ile birlikte İttihat Terakki’yi merak eden Türk okuruna edebi lezzeti yanında hiç abartmadan gerçekleri olduğu gibi objektif yansıtan tarihî yanıyla da büyük yararlar sunacaktır. Müthiş heyecanlı bir ritim, büyük bir aşk kırgınının acıları ve idealist bir aydının olayların gelişiminin rüzgârıyla roman yazarı olmak hülyasından cemiyet fedailiğine açık yazalım katilliğine geçişinin hikâyesi tarihi konularla ilgilenmeyen okuyucuyu bile cezbedecektir ama yüzyıl öncesinin tarihî gelişmeleriyle günümüz olaylarının ilişkisini sorgulayan aydın okur için Ümit’in romanı kanımca son yılların başat bir edebi lezzetini okumanın yanında tarihle günümüzün illiyet bağını anlamada da yardımcı olacaktır. Yinelersek; hürriyet, adalet, uhuvvet sloganı ile yola çıkıp çok değil bir yıl bile geçmeden kendilerini eleştiren gazeteci Hasan Fehmi’yi fedailerine öldürtmekte tereddüt etmeyen bir düşünce yapısının oluşabilmesi; romantik idealistliğin muhaliflerini salkım salkım asan bir şiddete dönüşümü; çok sevdikleri Rumeli’nin kaybının onlara yaşattığı büyük zihinsel travma; gerçekçiliğin dışlanmasıyla bütün bir ülke geleceğini gözü kapalı riske atmanın delice cesareti; ittihatı ânâsır yani imparatorluktaki bütün toplumların kardeşliğinden Ermeni Tehciri’ne giden yolun aşılması ve bunların altı, yedi yıl gibi kısa bir zaman dilimine sığmasının öyküsünü anlamanın en iyi yolunun rahmetli hocam Koçu’nun dediği gibi edebiyattan, iyi edebiyattan geçtiğini bana Elveda Güzel Vatanım bir kez daha kanıtladı. Ahmet Ümit’in polisiye kurgusunu seven okurlarına da şunu da söylemek isterim. Elveda Güzel Vatanım polisiye roman değil diyenlere hak verebilirim ama kurgudaki “muamma” öğesinin başat rolünü de vurgulamak gerektiğini de belirtmek isterim. Şehsuvar Sami’nin öyküsünün sonunun nereye varacağını okuyucu kimi zaman umutla kimi zaman hüzünle izlerken yazarın polisiye kurguya egemenliğini de fark edecektir. Eğer polisiye romanın muamma öğesine meraklıysanız pekâlâ kitabı nitelikli, iyi edebiyat olan bir polisiye roman gibi de okuyabilirsiniz. n öyle bir sürece girmişler ki iktidara yürüyorlar, müthiş bir kavga var, vazgeçmeyi göze alamıyor. Suikastler, hükümet darbeleri, harpler ve bazı dava arkadaşlarının hayret verici dönüşümlerine rağmen o süreçten kopamıyor. Son kararını çok uzun süre sonra verebiliyor ancak. “YIKTILAR AMA ÇALMADILAR” n İçlerinde ihanet edenleri görmüyoruz çok. n Tabii, onları pek çok açıdan eleştirebiliriz, büyük yıkımlara yol açmışlar ama bedelini de ödemişler. Ayrıca şurası da kesin ki son derece korkusuz dava adamları bunlar. Öldürürken olduğu gibi öldürülürken de kılları kıpırdamamış. Bir de hırsız değiller. Çoğu yoksul ölmüş. Böyle bir örgüt bu. n Cezmi, Fuad, Mehmet Esat, Ruşeym, Basri, Ahmed Rıza, Süleyman Askeri Bey, Leon, Arşalak... Bir dünya karakter var. Serüvenleri romanın aksiyonlu yapısında zaman zaman yazınınla özdeşleşen polisiyeyi anıştırıyor olsa da bu romanı kesinlikle bir polisiye olarak düşünmedim. n Değil, entrikası, muamması çok olsa da. Elveda Güzel Vatanım, Ahmet Ümit romancılığında bir ilk, ilk tarihi romanım. n Sonraki romanın ne hakkında olacak? n Antik Yunan dönemi ile günümüz hattında, Berlin ve Anadolu arasında geçen bir roman olacak. Başkomiser Nevzat, Berlin’e gidiyor. Artık tayinini mi çıkartacağız bakalım. n Elveda Güzel Vatanım/ Ahmet Ümit/ Everest Yayınları/ 558 s. KItap 3 Aralık 2015 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle