28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Orhan Kayhaoğlu’ndan “Modern Türkçe Şiir Antolojisi” ‘Türkçe şiir çeşitlenip zenginleşiyor’ Orhan Kahyaoğlu’nun “Modern Türkçe Şiir Antolojisi”, yüzyılın modern Türkçe şiirine yeni bir gözle bakma olanağı sunuyor. Çok farklı titizlikler, araştırmalar, poetik kaygıları da içinde taşıyan antolojide 197 şair yer alıyor. “Modern Türkçe Şiir Antolojisi’’ Türkçe şiire özgün bir açılım kazandırmayı amaçlıyor. Kahyaoğlu'yla hazırladığı antoloji ve şiir üzerine söyleştik. r Melisa BULUT asıl bir eksiklikten doğdu bu çalışma? Böyle bir eksiklik vardı ve ben açığı kapatmak amacıyla hazırlamadım antolojiyi. Bu çalışma, Türkçe şiire farklı bir perspektiften bakmanın bence zorunlu ihtiyacından doğdu. Bir yayınevi böyle bir proje önerdi. Bunun üzerine çalışmaya başladık. Modern Şiir Antolojisi aslında o yayınevinin bir dizisi içinde yer alacaktı. Projenin ortalarına kadar gelmiştik ki yayınevi diziye son verdiği için çalışmayı iptal etti. Ancak ben çalışmaya devam ettim ve tamamladım. Sonuç olarak da kapsamlı bir çalışma çıktı ortaya. “ŞİİR GERİ PLANDA KALDI” Bu çalışmayı bugüne kadar yazılan antolojilerden ayıran özellikleri sorsam? Eskiden beri baktığım antolojilerde gördüğüm en temel eksik, başta seçilen şairlerin şiiri üzerine yeterince değerlendirmenin yapılmaması. Yalnızca hatırladığım Memet Fuat’ın hazırladığı antolojide şairlerle ilgili oldukça uzun ve detaylı bir anı metin yer alıyordu. Bu antolojinin en önemli ayrıcalığı iki yüze yakın şairin şiirleri üzerine bir paragraf da olsa bir değerlendirmenin bulunması. Daha da önemlisi bu antolojide yeni bir sınıflandırmaya giderek Cumhuriyet dönemi şiiri içinde var olan akım, eğilim ve kuşakları, poetik ve politik ölçütlerle yeniden alt başlıklara dönüştürdük. Dolayısıyla şairleri ve şiirlerini yazıldığı dönemi gözeterek yeniden değerlendirdik. Modern Türkçe Şiir Antoılojisi’nde bu sınıflandırma sonucu on dört ara başlık ortaya çıkmış oldu ve bu başlıklar altında kapsamlı bilgiler yer aldı. Bir gelenek haline gelen antolojilerin bugünkü durumu hakkında ne diyeS A Y F A 1 8 n 1 N biliriz? Pek yayımlanmıyor son yıllarda ya da yeterince ilgi görmüyor. Belki de üzerinde çalışmak isteyen yok, ne dersiniz? Haklısınız, antoloji yayıncılığı git gide geri plana düştü. Bunun birincil nedeni antolojiye ilginin az olması değil, şiir sanatının giderek geri plana itilmiş olması aslında. Bu geri itiliş 1960’lara kadar uzanır. O tarihe kadar yazılan şiirin çoğu kez işlevsel bir rolü, somut bir izleyici ve etki alanı var. Ancak Türkiye’nin düşünsel zemini enikonu yoğunlaşıp entelektüel kaygılar, yazın ve düşün dünyasında ortaya çıktıkça şiirin rolü daha geri planda kalır. 1980’deki darbe ve ardından gelen yeni tüketim kültürü ve sanattaki metalaşma süreci, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de özellikle romanın öne çıkıp reel anlamda ekonomik karşılığı hiç olmayan şiirin adım adım geri çekilmesine ve itilmesine neden olur. Bu durum tabii ki şiirin yok olması anlamına gelmez ama şiir yayıncılığını zora sokar. Dolayısıyla antoloji yayıncılığına da ket vurduğunu söylemek abartı olmaz. Oldukça kapsamlı bir antoloji hazırlamışsınız. Hazırlık sürecinde şair ya da yayıncı tarafında engellerle karşılaştınız mı? Tam da bunu diyecektim. Gerçekten zorlu bir süreç. Yaklaşık üç yıl çalıştık. Antoloji yayıncılığının en önemli sorunu telif haklarıyla ilgili. Şiir antolojilerinde çok sayıda şairden şiir alındığı için inanılmaz uzun süren bir prosedür süreci sorunu yaşadık. İzinler, sözleşmeler vs. Doğru ve haklı bir süreç olmakla birlikte antolojiye alınacak şairlerin bulunması, hak sahiplerine ulaşmak oldukça zordu. İki yüz civarındaki şairden ve en az yarısı hayatta olmayan şairin vârislerinden izin alma sürecini siz düşünün artık. Peki, izin vermeyen şair ya da yayıncı oldu mu? Evet, maalesef oldu. Örneğin çok istememize rağmen Ahmet Kutsi Tecer, F. Hüsnü Dağlarca, İsmet Özel ve Tuğrul Tanyol’a gerekli izinleri alamadığımız için bu antolojide yer veremedik. Bununla birlikte, antolojide yer verdiğimiz ve çoğunluğu Cumhuriyet’in ilk dönemine ait olan bir grup şaire ulaşamadık. Ancak hak sahiplerine karşı telif ve teşekkürümüz bâki. Bunu buradan da ifade etmiş olalım. Antolojiyi hazırlarken bu son süreçte yayıneviyle ortak bir çalışma yürüttünüz. Şair ya da eserlerin seçimi konusunda bir çerçeve çizildi mi size? Yayınevinden böyle bir teklif geldiğinde en büyük sorunumuz, kişi ve kurumlarla yaptığımız sözleşme ve izin süreciydi (kaldı ki şu an piyasada bulunan önemli bazı antolojiler izin bile alınmadan hazırlanmış). Yayınevi içerikle ilgili herhangi bir müdahalede bulunmadı. Şunu da söylemek gerekir ki bir antoloji yayımlamak onu hazırlayan kadar, yayınevi açısından da oldukça meşakkatli bir iş. Bu sorunlara günümüzün siyasi ve ekonomik kaosu ve alım gücü sorunu eklenince çoğu kişi ve kurum için antolojiyle uğraşmanın yolu tıkanıyor. Tam da bu koşullarda Modern Türkçe Şiir Antolojisi’ni şiir dünyasına kazandırarak önemli bir misyon üstlenen Ayrıntı Yayınları’na sizin aracılığınızla da çok teşekkür ederim. “ANTOLOJİYLE İLGİLİ BİRTAKIM TARTIŞMALARIN YAŞANMASI KAÇINILMAZ” Her antoloji çevresinde kısır çekişmeler ortaya çıkar. Sizin çalışmanızdan sonra böyle tartışmalar veya polemikler yaşanmasını bekliyor musunuz? Birtakım tartışmaların olması kaçınılmaz. Yaşandı böyle şeyler, yaşanacak da. Bu tartışmaların çoğu yazık ki şairi antolojiye niçin almadığımız konusunda çıkıyor. Umarım tartışmaların seviyesi düşmez. Önsözde de değindiğim gibi bu antolojiye alınmayanları şair olarak görmemek gibi bir sığlık yapmış olamayız. Bu seçkiyi yaparken kriterim, tümüyle kendi beğenilerim ve tercihlerimdi. Bunun yanında sınıflandırmalar nedeniyle sevdiğim birçok şairi de antolojiye alamadım. Ara başlıklarla ilgili bir denge tutturmaya çalıştım. Eleştiriler bekliyorum. Umarım bunlar yapıcı ve uyarıcı olur. Bu sayede eksiklerimizi görür, tamamlama fırsatı buluruz. Şimdi yine antolojiye dönelim. Çalışmanız, Türk şiiri bağlamında nasıl bir serüven aktarıyor bize? Şiire özel ilgisi olan her okur bilir ki modern Türkçe şiir, süreç içinde birbirinden farklı çizgiler ve eğilimler barındırır. Aynı zaman dilimi içinde birbirine hiç benzemeyen şiir tavırlarıyla ortak poetik tutumlarla veya bireyselleşmesi oranında çeşitlenebilen şiir açılımlarına rastlanır. Şairlerin doğum tarihleri gözetilerek sıralama yapılabildiği gibi bazılarında küçük ara başlıklar yoluyla akım ve kuşaklara göndermeler yapılır. Ancak birbiriyle K İ T A P S A Y I 1337 Orhan Koloğlu “Antolojinin devamını yapmak istiyorum. Yeni bölüm 20002020 arasını kapsayacak. Hazırlıkları devam ediyor 34 yıl içinde tamamlanacağını öngörüyorum” diyor. E K İ M 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle