25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İki öykü derlemesi: “Merhaba Asker” ve “Kadınlar Arasında” ama bu konuda ufak da olsa farkındalık yaratsa bile görevlerini yerine getirecektir. “KADIN KADINA” AŞK Kadınlar Arasında ise bir “aşk öyküleri” toplamı. Kitapta, “benzeyen ve ayrılan yönleriyle birbirinden farklı çevre ve kesimlerden, farklı yaşlarda kadınlar arasında yaşananların anlatıldığı yirmi dört hikâye içinde, kasabayı, köyü, kenar mahalleyi mekân tutmuş” kadın kadına yaşanmış aşk hikâyeleri anlatılıyor. Yazarları ise yine kitaptaki sırasına göre Gaye Boralıoğlu, Birhan Keskin, Hakkı İnanç, Mine Söğüt, Figen Alkaç, Murat Yalçın, Barış Pirhasan, Birgül Oğuz, Erendiz Atasü, Hakan Günday, Fatih Özgüven, Barış Bıçakçı, Sine Ergün, Hatice Meryem, Fadime Uslu, Ayşegül Çelik, Karin Karakaşlı, Nermin Yıldırım, Attilâ Şenkon, Mehmet Bilâl, Neslihan Önderoğlu, Yalçın Tosun ve Pelin Buzluk. Edebiyatımızda bugüne kadar çok işlenmiş bir konu değil eşcinsellik. Hele ki “kadın kadına” aşkın anlatımı, daha da güdük bu konuda. Kadınlar Arasında, bu bağlamda kendi yerini, yine kendiliğinden yaratan bir kitap. Bir “öncü” olarak alabilir miyiz peki bu kitapta yer alan öyküleri? Bir yönüyle, evet. Şöyle: Mungan kitabın önsözünde, “yakın dönem edebiyatımızdan Attilâ İlhan, Kemal Tahir gibi kimi yazarlar bazı romanlarında bu konuyu erkek egemen bir tasavvurla ele almış; ahlaki, suçlayıcı, mahkum edici yargılarla ötekileştirdikleri lezbiyen karakterleri ‘sapık’ ya da ‘kurban’ gibi ‘sınır dışı’ figürler’ olarak kategorize etmişler,” diyor. Kitaptaki öykülere bu yönüyle baktığımızda farklı bir tablo çıkıyor ortaya. Öykülerdeki kahramanlar yaşadıkları aşklarla toplumda hâlâ “sapıklık” ve “marjinallik” olarak algılanan bu ilişkilerin, aslında herkesin yaşadığından çok da farklı olmadığını anlatıyor. Geçmişe bakışla bugünlerde daha rahat konuşuluyor belki eşcinsel ilişkiler ama az önce de bahsedildiği gibi hâlâ keskin bir “farklılaştırma” çabası söz konusu. Öyküler bu bağlamda önemli bir “farkındalık” yaratabilecek nitelikte. Bu iki öykü derlemesinin buluştuğu nokta ise olaylara, konuşulmayan taraftan bakıyor olmaları. Şüpheli asker ölümleri de eşcinsel ilişkiler de toplumun hâlâ “fısıldadığı” konulardan. Duyulmayan seslerin biraz daha bağırılması adına iki kitap da edebiyat değerlerini asla bir kenara bırakmadanönemli bir toplumsal uyanmayı sağlamayı amaçlıyor diyebiliriz. Bunun yanında her iki kitapta da çoklu bir çerçeve sunuyor yazarlar bize. Üzerine gidilmek isteneni, bambaşka bakış açılarından ele alarak irdeliyorlar. Murathan Mungan’ın seçtiği yazarlara baktığımızda da bunu görüyoruz. Ele alınan konuyu, en sertten en naife kadar açılan yelpazede işleyebilecek bir yazar topluluğu burada söz konusu olan. Mungan, “edebi küratörlüğü” yaparken özellikle dikkat etmiş görünüyor buna.n e.erayak@gmail.com Merhaba Asker/ Kolektif/ Metis Yayınları/ 158 s. Kadınlar Arasında/ Kolektif/ Metis Yayınları/ 210 s. K İ T A P S A Y I 1257 Fısıldananları bağıranlar “Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle” dizisi, yayımlanan iki yeni kitapla devam ediyor. Bunlardan ilki “Merhaba Asker”. Kitap, Türkiye’nin özellikle son yirmiotuz yılının önemli ve acılı bir gündem maddesini oluşturan şüpheli asker ölümlerinin etrafında dolaşan, her yazarın, konuyu kendi yazarlık meşrebine uygun bir tutum ve yaklaşımla ele alıp işlediği, özel olarak bu kitap için yazılmış on altı öyküden oluşuyor. İkincisi, “Kadınlar Arasında” ise benzeyen ve ayrılan yönleriyle birbirinden farklı çevre ve kesimlerden, farklı yaşlarda kadınlar arasında yaşanan aşkların anlatıldığı yirmi dört hikâyeyi barındırıyor. r Eray AK urathan Mungan üretken bir yazar. Edebiyatın hemen her dalında kalem oynatıyor ve onun kaleminden çıkan her şeyin okuyucusu hazır; ürettiği, yarattığı her dünya mutlaka ciddi bir karşılık buluyor. Tanınmış yazar, bu yaratımlarının yanında, “Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle” üst başlığıyla çeşitli öykü derlermeleri de yapıyor. Hatırlatacak olursak; Ressamın İkinci Sözleşmesi, Çocuklar ve Büyükleri, Yabancı Hayvanlar, Kadınlığın 21 Hikâyesi ve Erkekliğin Hikâyeleri bunlardan bazılarıydı. 2007’de yayımlanan Büyümenin Türkçe Tarihi de bir öykü derlemesiydi ancak diğerlerinden bir farkı vardı. Önceki derlemelerde Mungan, yazılmış öykülerden toplamıştı kitapları. Büyümenin Türkçe Tarihi’nde ise yazarlara, “Bu öyküden sonra büyüdüğümü S A Y F A 8 n 20 M A R T anladım,” dedirten öyküleri seçtirmiş ve bu anı, hatırladıklarıyla, deneyimleriyle kaleme geirmelerini istemişti onlardan. Mungan, Büyümenin Türkçe Tarihi’nden sonra da devam etti derleme çalışmalarına. Bir Dersim Hikâyesi, bu bağlamda çok önemli bir yerde duruyor. Bir Dersim Hikâyesi’nde birçok önemli yazar bir araya gelerek kendi Dersim hikâyelerini anlatmıştı. Buna paralel de “tabu” olarak görülen bir konu, önemli yazarların hayal dünyasından sayfalara akmıştı. “Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle” dizisi için de önemli bir dönemeçti Bir Dersim Hikâyesi çünkü ilk defa, sadece bu kitap için yazmışlardı öykülerini yazarlar ve yayımlandığı dönemde bir hayli konuşulmuştu. Bu doğrultuda ilerleyen iki kitap daha yayımlandı geçen günlerde “Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle” dizisi kapsamında: Merhaba Asker ve Kadınlar Arasında. Her iki kitapta da tıpkı Bir Dersim Hikâyesi’nde olduğu gibi sadece bu kitap yazılmış öyküler yer alıyor. Ancak daha da önemlisi asıl amaç yine “tabu” olarak görülen konular dolayında cirit atıyor olmaları. ŞÜPHELİ ASKER ÖLÜMLERİ Merhaba Asker, “Türkiye’nin özellikle son yirmiotuz yılının önemli ve acılı bir gündem maddesini oluşturan şüpheli asker ölümlerinin etrafında dolaşan, her yazarın, konuyu kendi yazarlık meşrebine uygun bir tutum ve M Murathan Mungan’ın “edebi küratörlüğünü” üstlendiği bu iki öykü derlemesinin buluştuğu nokta, olaylara, konuşulmayan taraftan bakıyor olmaları. yaklaşımla ele alıp işlediği, özel olarak bu kitap için yazılmış” on altı öyküden oluşuyor. Yazarları ise kitaptaki sırasına göre Niyazi Zorlu, Sibel K. Türker, Müge İplikçi, Behçet Çelik, Toprak Işık, Neslihan Önderoğlu, Türker Armaner, Haydar Karataş, Hakkı İnanç, Seray Şahiner, Sema Kaygusuz, Jaklin Çelik, Bora Abdo, Aslı Tohumcu, Murat Özyaşar ve Şule Gürbüz. Kuşkusuz, sırtını gerçeğe yaslasa da bunlar birer öykü ancak toplumu yaralayan hiçbir gerçek olmasın ki edebiyata yansımasın. Merhaba Asker’deki öykülere de bu gözle bakmakta yarar var. Toplum vicdanının edebiyattaki yansıması olarak görebiliriz bu öyküleri ve bugüne kadar konuşulsa da hep “arkadaş arası” muhabbetlerinde, yani masada kalmış hikâyeler anlatıyor yazarlar. Toplum vicdanını neyin kanattığı ise açık: “Zorunlu” askerlik hizmeti sırasında, herkesin bildiği, belki de yaşadığı, gördüğü ama askerlik dönüşü dillendiril(e)meyen, konuşul(a)mayan, unutulmaya çalışılan muameleler... En kötüsü de ölümle sonuçlanan ve herkesin susmaya zorlandığı “askeri zayiat” denilen garabet ya da mantıksız açıklamalarla açıklanmaya çalışılan, inandırıcılıktan yoksun düşündürücü intiharlar. Mungan, kitabın önsözünde bu konuya çok önemli bir paragraf açmış: “Bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri listelerinde ‘askeri zayiat’ olarak adlandırılan şüpheli ölümlerin gerekçesi olarak duruma göre, ‘kazayla seken kurşun’, ‘yanlışlıkla ateş alan silah’, ‘intihar’, ‘elektrik ya da yıldırım çarpması’, ‘yüksekten düşme’, ‘birlik içinde trafik kazası’, ‘eğitim sırasında mühimmat patlaması’, ‘yılan sokması’, ‘ani kalp krizi’ gibi olay ve durumla bağdaşmayan, inandırıcılıktan yoksun, çeşitli açıklamalar yapıldığını gördük. Sivil hayata egemen olduğu gibi, askeri hayatta da vargücüyle işleyen ‘örtbas etme kültürü’, devletin ortaya çıkmasını istemediği olayları bir biçimde hasır altı etme geleneğini sürdürerek her seferinde ölümleri meşrulaştırmaya çalışmış, pek çok davanın üstünü örtmüş, suçluları saklamış ya da aklamıştır.” İşte bu öyküler, belki o “saklanan ve aklanan” suçluları ortaya çıkarmayacak 2014 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle