Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
bilimlerin temel meselesi haline geldi. Sinema, dijital teknolojiyle yeni gerçeklikler yaratırken bir taraftan da azınlık hafızaları ve kimlik bağlamında çeşitli anlatılara, tanıklıklardan yola çıkan kurmacalara, sözlü tarih yöntemini kullanan belgesellere, kurmacayla belgeselin iç içe geçtiği anlatı formlarına yöneldi. 1990’lardan itibaren dünya sinemasında daha yoğun olarak gözlemleyebileceğimiz bu yönelimin karşılıkları 2000 sonrası Türk sinemasında da ortaya çıktı. Hatırlama meselesi belki de daha önce olmadığı kadar Türk sinemasında dikkat çekici bir damarı oluşturdu. Bu açıdan baktığımızda Türk sinemasında en kestirme yoldan bağımsız sinema örneği olarak tanımlayabileceğimiz Özcan Alper’in “Gelecek Uzun Sürer”inden, Yeşim Ustaoğlu’nun “Bulutları Beklerken”inden, popüler sinema örneği olan Çağan Irmak’ın “Dedemin İnsanları”na kadar çeşitli filmlerin, geçmiş kurgularında bu sorumluluğu taşıdıklarına inanıyorum. Belgesel demişken nasıl bir alan olagelmiştir ve geçmişle hesaplaşmadaki rolü ne? Çalışmanızdaki ifadenizle C U M H U R İ Y E T K İ T A P sözlü tarih üzerinden kolektif bilince seslenmesi açısından belgesel, resmi tarihin dışında nasıl bir bakış için kapı açar? Belgesel sinemanın ana veya temel alanı. Küreselleşme ve neoliberal politikalara karşı geliştirilen yeni toplumsal hareketlerin ilk temsil alanlarından biri belgesel sinema. Yakılan dizi film “Yorgun Savaşçı”dan bir görüntü... Türkiye’de özellikle 1990 sonrası hemen hemen tüm Bugün belleğimiz sadece detoplumsal sorunlar belgeselin izleği neyimlediklerimizle değil, görsel olageldi. Dersim olaylarından 12 medya aracılığıyla da oluşmakta. Eylül’e, HES’lerden kentsel dönüşüEvet, sinema da bu bağlamda bellek me, azınlık haklarından gaylezbiyen kurucu ögelerden biri. Kimi zaman hareketine birçok sorun ve konu belsinemada izlediklerimiz, bireysel gesel sinema tarafından tartışılmıştır. deneyim arşivimizin bir parçasına dönüşebiliyor. Geçmişin hatırlanEnis Rıza’nın “Yeni Bir Yurt maktan öte imal edildiği, imgelerin Edinmek” filminde belirtiği gibi “bir kimi kez toplumsal hafıza ile kişisel belgesel neyi değiştirir?” sorusuna deneyim arasındaki ilişkiyi zayıflattığı, hem o filmde hem de son dönem tarih ile kurmaca olan arasında kalıcı yapılan birçok filmde verilen yanıt, olduğuna inanılan sınırın neredeyse belgeselin önyargıları kırabileceğidir. ortadan kalktığı, gerçekliğin sanal Seyirci sayısı hala çok sınırlı olmakla hale geldiği dijital çağda sinemanın birlikte belgeseller, insan dramına bir bellek kurucu olarak sorumluve düşüne dikkat çektiği, unutturullukları da artıyor. Şunu belirtmek maya çalışılan olay, olgu ve insanları gerekir ki Connerton’dan Jameson’a, tanıklıklarla günümüze taşıdığı için Hobsbawm’dan Huyssen’e birçok bir karşı tarih yazımının da kapısını kuramcının ileri sürdüğü gibi hafıza, aralar. n tam da onu yitirmeye başladığımızı gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr düşündüğümüz zaman tüm sosyal Türk Sinemasında Tarih ve Bellek/ Senem Duruel Erkılıç/ De Ki Yayınları/ 214 s. “Belgesel, unutturulmaya çalışılan olay, olgu ve insanları tanıklıklarla günümüze taşıdığı için bir karşı tarih yazımının da kapısını aralar” diyor Senem Duruel Erkılıç. S A Y I 1257 2 0 M A R T 2 0 1 4 n S A Y F A 5