Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O Murathan Mungan “Kadınlar Arasında” seçkisinde günümüzün en önemli öykücülerinden, romancı ve şairlerinden kadınlar arasında aşktan söz eden öyküleri derlemiş. Kadir Aydemir yıllardır belli bir temaya, konuya ya da yere odaklanmış öykü derlemeleri yapıyor. Bu kez de konu olarak aşkı seçmiş. Aragon’un “Mutlu Aşk Yoktur” una göndermeyle aşkın mutlu anlarının yaşandığını, mutsuz zamanların ise anlatıldığını, yazıldığını bildiğinden olsa gerek derlemenin adını “Mutsuz Aşk Vardır” koymuş. nsözde “her aşk hikâyesinin aslında kendinden başka şeylerin de hikâyesi olduğunun unutulmaması gerekir” diyor Murathan Mungan ve nasıl öykülerle karşılaşacağımızı da ustalıkla özetliyor, “Kadınlar arasında yaşanan adı konmuş konmamış, bir ad konulmasına gerek duyulan ya da duyulmayan gönül bağlarının, duygusal, tensel çekimlerin; kendini gerçekleştiremeyen arzuların ya da sonuçları göze alınıp yaşanan tutkuların; bir ilişkiye dönüşememiş ya da zamanla derin bir dostluk ve himayeden koyu bir çekişme ve rekabete kadar farklı biçimler altında varlığını sürdüren köklü yakınlıkların hikâyesi de olabilir...”. Murathan Mungan, kitabı var olan, dergilerde, kitaplarda yayımlanmış öykülerden derlememiş. Günümüz öykücülerinin önde gelen adlarından, romancılardan, şairlerden bu seçki için özel olarak yazmalarını istemiş. “Kadınlar Arasında”da (Şubat 2014, Metis yay.) Gaye Boralıoğlu, Birhan Keskin, Hakkı İnanç, Mine Söğüt, Figen Alkaç, Murat Yalçın, Barış Pirhasan, Birgül Oğuz, Erendiz Atasü, Hakan Günday, Fatih Özgüven, Barış Bıçakçı, Sine Ergün, Hatice Meryem, Fadime Uslu, Ayşegül Çelik, Karin Karakaşlı, Nermin Yıldırım, Attilâ Şenkon, Mehmet Bilâl, Neslihan Önderoğlu, Yalçın Tosun ve Pelin Buzluk’un öyküleri yer alıyor. Her seçkide hazırlayana bu isimleri neden seçtiği sorulur. Bu seçkide de daha önce hiç öykülerini okumadığımız bazı romancı ve şairlerin niye seçildiği merak edilecektir. Bu tip çalışmalarda yazmayanlar, yazamayanlar da merak edilir. Çünkü bir “ısmarlama” söz konusu. Her yazar her konuyu yazmadığı gibi ısmarlama öykü yazmak da kolay iş değil. O nedenle bu tür her seçkide kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Kadınlar Arasında öne çıkan, diliyle, anlatımıyla dikkati çeken, konuyu doğru ifade eden öyküler olduğu gibi tamamen hatır için yazılmış havasında olanlar da vardır. Kadınlar arasında aşk edebiyatımızda pek fazla işlenmemiş, işlendiğinde de yanlış anlatılmş bir konu. Daha çok erkek yazarlar değinmiş kadınlar arasındaki aşka. Çoğunlukla da önyargılar ağır basmış. Çünkü eşcinsellikten söz etmenin bile ahlaksızlık olarak kabul edildiği bir toplumda yaşadık, yaşıyoruz. Murathan Mungan’ın önsözde belirttiği gibi en iyi niyetli bakışla bile lezbiyenlik genellikle yanlış bir yönelim, bir heves hatta bir kafa karışıklığı olarak görülür edebiyatta. Ergenlik çağında bedeni ve cinselliği keşfederken yaşanan geçici bir çocuk hastalığı olarak değerlendirilir. Daha yaygın olarak hastalık olarak nitelenir. Lezbiyenliğin sapıklık olarak tanımlanıp ahlaksızlık olarak nitelenmesi ise çok daha yaygındır. Devlet de “genel ahlakı korumak” gerekçesiyle çıkardığı yasalarla cezalandıracağı müstehcen bir ilişki olarak değerlendirir. Edebiyatta bu yaklaşımların bolca örneği var. Bu örneklerden yapılacak bir seçme Türk edebiyatının lezbiyenliğe nasıl baktığını anlamamızı sağlar belki ama “kadınlar arasında aşk”ı anlatmaz. Seçkide yer alan 23 öyküyü Murathan Mungan isimlere ya da yaşa göre değil konularına göre, ergenlikten ihtiyarlığa doğru ilerleyen bir biçimde derlemiş. Ergenlik çağından, ilk aşklardan, ilk cinsel deneyimlerden, cinsel yönelimlerin keşfedilip, önce kendine sonra çevreye ifade edilmesinden söz eden öykülerle başlayıp daha olgun çağlarda yaşananlara doğru yöneliyor. Ama hiçbiri “mutlu aşk” öyküsü değil. Kadınlar arasında aşkı değil, aşkın nasıl yaşanamadığını, toplumsal ve bireysel olarak ne gibi zorluklar ve zorunluluklarla karşılaşıldığının öykülerini okuyoruz. Bazı öyküleri okurken kahramanları iki kadın değil de bir kadın ve bir erkek ya da iki erkek olsaydı ne değişirdi diye düşünmeden edemiyorsunuz. Cinsiyet değişikliği o öykülerin anlattığı olayları, vermek istedikleri mesajları ya da dikkati çekmek istedikleri olguları değiştirmiyor. Kolayına kaçanlar, öyküyü okuru şaşırtmaya, yanlış anlamaya dayandırmak gibi yollara sapanlar da yok değil. Bazılarında da kadınlar arasında aşk öyküye sonradan yapıştırılmış gibi duruyor. O bölümler, bazısında sadece o cümleler çıkartılsa öykü bir şey kaybetmeyecek. Bazılarında ise konu sadece cinselliğin keşfi olarak anlaşılmış gibi aşk ortada görünmüyor. Karin Karakaşlı’nın “Müsemma”sı, Murat Yalçın’ın “Fazıla”sı ve Pelin Buzluk’un “Tozlu Cennet”i seçkinin amacına en uygun öyküler gibi geldi bana. Mine Söğüt, Birgül Oğuz, Neslihan Önderoğlu ve Yalçın Tosun’un öyküleri de anlatımı, dili, konuya yaklaşımıyla aklımda kalanlar oldu. 2014 Birhan Keskin Mine Söğüt Ö Fatih Özgüven Nermin Yıldırım Sine Ergün Yalçın Tosun MUTSUZ AŞK VARDIR Kadir Aydemir yıllardır belli bir temaya, konuya ya da yere odaklanmış öykü derlemeleri yapıyor. Bu kez de konu olarak aşkı seçmiş. Aragon’un “Mutlu Aşk Yoktur”una göndermeyle aşkın mutlu anlarının yaşandığını, mutsuz zamanların ise anlatıldığını, yazıldığını bildiğinden olsa gerek derlemenin adını “Mutsuz Aşk Vardır” koymuş. Kadir Aydemir sosyal medya üzerinden Facebook ve Twitter’dan çağrı yaparak işe başlamış. Bu çağrılara cevap olarak gelen öyküler derlenerek seçki oluşturulmuş. “Yazar ve eser seçiminde esnek davrandım ve ilk öyküsünü yayımlayan arkadaşlara ağırlık vermeye çalıştım” diyor önsözde Kadir Aydemir. Yazmaya başlamamızda temel etkenlerden biri içimizi dökmek, dertlerimizi paylaşmak arzusudur. En çok işlenen konu aşktır. Aşk üzerine yazarken de mutluluktan değil mutsuzluklardan söz edilir. Ayrılıklar, kırgınlıklar, küslükler, binbir anlama çekilen söz, tavır ve davranışlar ve tabii özlemler, kavuşma, buluşma arzuları anlatılır. Aşk acısının en çok şiirle ifade edildiğini biliyoruz. Öykü anlatmaya daha uygun olsa da ilk kez yazmaya başlayanların düzyazıya karşı daha çekingen olduklarını malum. Çünkü düzyazı şiire göre daha açık ifade etmeyi gerektiriyor. “Mutsuz Aşk Vardır” (Şubat 2014, Yitik Ülke yay.) 133 yazarın öykülerinden oluşan 400 sayfalık bir seçki. Ama öykü başına ortalama 3 sayfa düşüyor. Çağrı yöntemiyle oluşturulan bir seçkide düzey tutturmak kolay değil. Seçkinin ruhuna uygun olarak Facebook aracılığıyla sohbet ettiğim Kadir Aydemir 200 civarında öykü geldiğini, öncelikle öykü olmayanları elediğini, sonra dil ve anlatım açısından bir eleme yaptığını ve tabii seçkinin konusuna uygunluğun ilk kıstas olduğunu söylüyor. Konuyla ilgisiz öyküler de niteliğine bakılmaksızın elenmiş. Uzunluk koşulu da varmış. Öykülerin ortalama 1,5 A4 sayfası uzunluğunda olması istenmiş. Yani kısacık öyküler. Bazıları 2 – 2,5 sayfaymış ama onları da uzun diye elememiş Kadir Aydemir. Öykülerin yüzde 75’i kadın yazarların öyküleri. Çoğunluk gençlerde. Yazarlardan 20’ye yakını kitabı olan, dergilerde isimlerini gördüklerimiz ama çoğunluğu ilk öykülerini yayımlatanlar oluşturuyor. Yitik Ülke’nin daha önceki antolojilerine katılanlardan da birçoğu “Mutsuz Aşk Vardır”a öykü yollamış. Seçkinin adına uygun olarak daha çok terk ediliş, bırakılış, sevgiliye özlem üzerine öyküler ağır basıyor. Kırgın, nutsuz, acı öyküler... Erotik anlar var ama esas olarak aşkın manevi yanından söz edilmiş. Çoğunlukla yaşanmış ayrılık öyküleri anlatılmış, anı olarak düşünebileceğimiz, içdökme sayabileceğimiz, sevgiliye mektubu havasında öykülere de rastlanıyor. Öykü tadını alabileceğimiz, edebi niteliği olan örnekler de var. Ferhat Uludere, Gürgen Öz, Meltem İnan, Göksel Bekmezci, Ahu Özyurt, Merve Pınar Şiranlı, Burç Doğu, Alp Ergin, Aytuğ Akdoğan, Melike İnci, Turgay Yılmaz, Murad Çobanoğlu, Kezban Şahin Taysun, Erdinç Mutlu, Ece Dorsay ve Dilek Neşe Açıker’in öyküleri dikkatimizi çekenlerden. “Mutsuz Aşk Vardır” genç kuşak öykücülerinin aşka bakışını anlamamız, duygularını paylaşmamız açısından önemli olduğu gibi günümüz gençliğinin aşk adına neler yaşadığını, ne acılar, özlemler çektiğini de örnekleyen bir seçki. n K İ T A P S A Y I 1257 S A Y F A 12 n 20 M A R T C U M H U R İ Y E T