Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U RLA R A ir Milli Mücadele kahramanının kızı; başarılı ve kişilikli bir öğrenci, belediye başkanlığı yapmış Ahmet İsvan’ın eşi, ayakları üzerinde durmayı başarmış üç çocuğunun annesi, yurtiçinde ve yurtdışında ülkesini temsil etmiş bir meslek kadını ve Barış Derneği Davası’nın tek kadın sanığı… Metris’in en yürekli tutsağı… Direnişin ve umudun sesi… Bu nitelikleri taşıyan kişi, 2013’te yitirdiğimiz Cumhuriyet Reha İsvan. Müthiş mücadelesi, azmi, direnişi, Zeynep Oral’ın “Direniş ve Umut: Reha İsvan” kitabıyla okurlarla buluşuyor. Oral kitabını, hapisten çıkar çıkmaz Reha İsvan’ı soru bombardımanına tutarak “bu yaşananları herkes bilmeli, herkes öğrenmeli” tutkusu ve “yazmazsam ölürüm” inancıyla kaleme almış. Oral’la “Direniş ve Umut: Reha İsvan” kitabını ve günümüzdeki izdüşümleri üzerine söyleştik. İsrailli yazar Eşkol Nevo Türkçede yayımlanan ilk romanı “Dört Ev, Hep Hasret”le okurların karşısında. Nevo, romanında hem duygusal hem de coğrafi anlamıyla insanın sığınabileceği güvenli bir yuvanın arayışını öykülüyor. Barışçıl eğilimleriyle tanınan İzak Rabin’in öldürülmesinden sonraya denk düşen bir zaman diliminde, İsrail’deki sancıların bireysel yaşamlardaki izdüşümüne odaklanıyor. Toplumsal bağlamından koparılamayacak gündelik hikâyelerle insan ilişkilerini ve kişisel çatışmaları anlatıyor. Nevo’yla “Dört Ev Hep Hasret”i konuştuk. Henüz otuz altı yaşında yaşamını yitiren Orhan Veli’nin, 1947 ve 1950 arasında, Cemal Süreya’nın “Rönesans gibi kadın” olarak nitelediği Nahit Hanım ile yaşadığı aşkın belgesi niteliğindeki mektuplar okuyucu karşısında. Şairin doğumunun yüzüncü yılına da denk gelen bu mektupların yayımlanışı, yetmiş yıldır edebiyat ortamlarında konuşulan bir aşkın gün yüzüne çıkmış ilk örnekleri. “Yalnız Seni Arıyorum” adı altında kitaplaşan mektuplarda, Orhan Veli’nin şiirlerinde gördüğümüz karakterinin farklı bir yansımasını görüyoruz. Bol kitaplı günler... Ian Rankin’den “Başkasının Mezarı” B Yoldaki işaretler savcılığın oluşturduğu Faili Meçhuller Birimi’nin elinde. Nina Hazlitt’in kızı Sally’ninki de öyle. Aslında bu dosyalar için vakti zamanında pek üstüne gidilmemiş, gidilse de belli bir noktada tıkanmış demek daha doğru. Yani tam Rebus’lık malzemeler. Rebus’ın karakteristik yanı hatta neredeyse takıntı haline getirdiği, her ayrıntıyı tüm derinliğine dek inceleme isteği, elindeki yeni dosyalarla ilgili araştırmalarında da hortluyor. Rebus adeta kızları kaçıranlar gibi düşünüp hareket ediyor; nerede pusu kurulduğunu, nasıl bir plan yapıldığını ve bir sonraki adımın nasıl atıldığını hesaplayarak ilerliyor. Kayıpların kimi ortak özellikleri de Rebus’ın dikkatini çekiyor: En son aynı karayolunda görülüyorlar, boyları ve saç kesim şekilleri de birbirine çok yakın. İnternetle pek arası olmayan Rebus, bu ve benzeri ortaklıkları araştırırken o âleme dalanlardan yardım alıyor. “CESETLER BİR YOLUNU BULUP ORTAYA ÇIKAR” Rebus’ın üzerinde çalıştığı dosyalarla ilgili teorileri var. Kafasının içinde kırk tilki dolanan Rebus’ın, şüphelinin kızlara arkadaş gibi yaklaştığını, onlara fotoğrafını yolladığını bile düşünüyor. Rebus’ın teorileri ve İskoçya’nın kentlerindeki delice araştırmaları da Nina Hazlitt’in yıllardır süren çabası da tek bir şey için: İkisi de sonucu ne olursa olsun Sally’nin başına geleni öğrenmek istiyor. Zaten Rebus o yüzden “bu işler için yaşlıyım” demeden İskoçya’yı bir baştan bir başa turluyor, bütün günü yollarda geçiyor. Ama bu seyahatler, Sally’nin sağda solda görüldüğüne dair rivayetlerle resmen işkenceye dönüşüyor. Rebus, hayalet aradığı hissine kapılıyor. Burada bir parantez açalım: Rebus, ipuçları yakalar ve hedefine biraz daha yaklaşırken onun kuyusunu kazmaya uğraşan ve Rebus’ın tarzından hoşlanmayanlar da son hız çalışıyor. İşte Rebus’ın teşkilata güvensizliği buradan kaynaklanıyor ve bu nedenle kendi tekniklerini uygulamada ısrar ediyor. Rebus’ın kafası, en az önündeki veya kutulardaki dosyalar kadar kalabalık. Onun bu davaya neden öncekilerden biraz daha fazla önem verdiğini de sonradan anlıyoruz: Rebus’ın kızı da zamanında “sapığın teki” dediği bir adam tarafından kaçırılıyor. Rebus araştırmalarını sürdürürken hem kendi kızının başına geleni hem de olup bitenlerin ardındakilere nasıl ulaşabileceğini düşünüyor. Zihninde dolanan “cesetler bir yolunu bulup ortaya çıkar” cümlesi, bir kez daha doğrulanıyor. Üstelik Rebus, bu karmaşık davalarla ilgili uzun araştırmasından sonra katile de ulaşıyor. Elbette yine kendine özgü yöntemiyle. Her şey bitip sigarasını yaktıktan sonra ağzında bir cümle var: “Sonuçlardan çok onlara nasıl ulaştığın önemli.” Rebus’ın, vicdanı ile yasalara uyma zorunluluğundan hangisini seçtiğini gösteren bir cümle. n alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr Başkasının Mezarı/ Ian Rankin/ Çeviren: Dilek Şendil/ Yapı Kredi Yayınları/ 410 s. Ian Rankin’in efsane kahramanı John Rebus, “Başkasının Mezarı”yla geri dönüyor. Bir türlü kapatılamayan cinayet ve kayıp dosyalarını alıp neredeyse bütün İskoçya’yı turlayan Rebus, her zaman olduğu gibi kendine özgü yöntemleriyle araştırmaya koyuluyor. r Ali BULUNMAZ an Rankin polisiyeseverlerin yakından tanıdığı, İskoç polisiyesinin önde gelen yazarı. Rankin, roman yazmaya koyulmadan önce hayli ilginç işlerle uğraşmış renkli bir kişilik. Çobanlıktan üzüm toplayıcılığına, alkol araştırıcılığından müzik yazarlığına, vergi memurluğundan punk müzisyenliğine kadar pek çok işle meşgul olmuş. Bütün bu deneyimleri, bir şekilde kitaplarına sızıyor. En bilindik kahramanı dedektif John Rebus’ın başrolde olduğu “Knotts and Crosses” (Düğümler ve Haçlar), aynı zamanda ilk Rebus romanı. Kitabın değişik bir başarı hikâyesi var: Romanla ilgili araştırmalara başlayan Rankin, gidip geldiği polis merkezinde müfettişlerin, yazmaya başladığına benzer bir konuda araştırma yaptığını fark eder. Zamanla kafasındaki konuyla müfettişlerin araştırdığı cinayet kesişmeye başlar ve Rankin şüphelilerden birine dönüşür. Sonradan cinayetle ilgisinin olmadığı anlaşılan yazar aklanır ve “Knotts and Crosses” da bu sayede büyük sükse yapar. O günlerden bugünlere gelen Rankin’in en bilindik kahramanı dedektif John Rebus yeni bir araştırmayla “Başkasının Mezarı”nda tekrar işbaşında. I ÇÖZÜMSÜZ DOSYALARIN ADAMI John Rebus bu kez kayıplara karışan genç kızların peşine düşüyor, üstelik aktif görevde de değil. Emekli dedektif Rebus, kayıp vakalarıyla ilgilenirken Rankin de onunla beraber bizi sırlarla dolu yolculuklara sürüklüyor. Rankin’in yarattığı John Rebus karakteri, öbür kitaplarından da bilindiği gibi işkolik, çözülmemiş davalar üzerinde çalışan, yalnız ve beceriksiz meslektaşlarına öfke duyan biri. Üstelik kirlenmiş, yozlaşmış ve hantallaşmış teşkilatla da mücadele ediyor. Hal böyle olunca kâğıt üzerinde emekli görünse de bunu bir türlü kabul etmiyor. Sesini duyuramayan ya da davasında herhangi bir ilerleme kaydedilmeyenlerin yakınlarının yardımına koşup dava üzerinde canla başla çalışan bir dedektif Rebus. Rankin’in yeni romanı “Başkasının Mezarı”nda da Rebus’ın bu ve benzeri özellikleri ön planda. Uzun zaman önce kaybolan kızını arayan Nina Hazlitt de Rebus’a başvuranlardan. Daha önce kaybolmuş beş kızın dosyasıyla Hazlitt’inkini bir araya getiren Rebus, yine en iyi bildiğini yapıyor; ne pahasına olursa olsun gerçeği bulmaya soyunuyor. Rebus, gerçeği bulmaya kendini adarken ağzında sigarası, elinde viskisi ve kulağında müzikle dosyalara gömülüyor. Dosyalar, TURHAN GÜNAY turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap İskoç polisiyesinin tanınmış yazarı Ian Rankin. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1253 20 Ş U B A T 2014 n S A Y F A 3