18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O Peri Gazozu Ercan Kesal, “Peri Gazozu”nda küçük bir kasabada geçen yoksul ama umut dolu çocukluk yıllarından söze girip genç bir “Taşra Hekimi”nin yaşadıklarına uzanan öyküler anlatıyor. Hepsi de insanı vicdanlı, insaflı olmaya çağıran mesel tadında öyküler… rcan Kesal iyi bir senarist, başarılı ve de ödüllü bir oyuncu olarak tanındı. Birkaç yıl içinde hemen hepsi iyi ve genç sinemacıların çektiği filmlerin ya yazar kadrosunda yer aldı ya da filmlerde rol aldı. 2002’de Nuri Bilge Ceylan’ın “Uzak”ı ile başlayan sinema kariyeri 2008’den sonra hız kazanmış. Son filmi Onur Ünlü’nün “Sen Aydınlatırsın Geceyi”si. Oysa biz onu edebiyatı ve edebiyatçıları seven bir doktor olarak tanıyorduk. Edebiyattan da, şair ve yazarlardan da desteğini esirgememiş her zaman yanlarında olmuştur. “Peri Gazozu”nda (2013, İletişim yay.) edebiyata ilgisinin çocukluk yıllarına dayandığını, Avanos Halk Kütüphanesi’nde okuduğu kitapların yolunu çizdiğini anlatıyor Ercan Kesal. Kütüphane kartını “çocukluğumun varoluş nesnesi” diye anıyor. Eline ne geçerse okumuş. Kendisine satın alınan ilk kitaplar ise İvo Andriç’in “Drina Köprüsü” ve Reşat Ercan Kesal kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Yazıların ana ekseninde ise Avanos’ta büyüyen o yoksul çocuğun iyi bir öğrenci olarak Tıp Fakültesi’ni bitirip doktorluk yaptığı yılların tüm öyküsü var. Yeni bir Mahmut Makal, Talip Apaydın ya da Fakir Baykurt diye düşünebilirsiniz ama anlatımındaki “yeni”liğin yanında bakışında da fark var. Tamamı belleğinde olan bir yaşam öyküsünden küçük öyküler çıkartıp birbirine bağlarken 60’lı yıllardan bugüne uzanmakla kalmıyor, kendi öyküsü üzerinden bir Türkiye panoraması oluşturuyor. Anlatımı hem keyifli hem hüzünlü. Küçük sevinçler ve bolca büyük acılar var. Yaşayanların sıradanmış gibi anlatıp geçeceği olaylar sözcüklere dökülünce derin trajediler halini alıyor. Ve o kadar sık yaşanıyorlar ki... Neden bu ülkeye, bu halka ve tabii bize bunlar yaşatıldı diye sormadan edemiyorsunuz. DENİZİ YİTİREN DENİZCİ Yukio Mişima “Denizi Yitiren Denizci”de (Haziran 2013, çev. Seçkin Selvi, Can yay.) dul bir kadın ile ergenlik çağındaki oğlunun hayatına giren bir denizcinin başına gelenleri anlatıyor. Noburu on üç yaşında. Belki babasızlıktan belki de hayattındaki tek insan olmasından annesine güçlü bağlarla bağlı. Ana oğul birlikte, adeta yalıtılmış bir hayat yaşıyorlar. Otuzlarındaki genç anne işi ile evi arasında geçiriyor hayatını. Noburu’nun ergenlik çağına girmesi ile birlikte anne ile oğul arasına mahremiyet giriyor. Anne Fusako Kuroda kendini, bedenini sakınmaya başlıyor. “Böyle ikide bir annenin odasına dalmaktan vazgeçmenin zamanı geldi artık, eskisi gibi bebek değilsin yavrum” diyor. Bu sözler Noburu’yu daha da kışkırtıyor. Annesinin mahremini, kadın vücudunu daha çok merak ediyor. Rastlantıyla odasında bulduğu bir delik sayesinde yatma zamanı annesini gizlice izliyor. Noburu bir çocuk çetesine üye. Yaşama oldukça nihilist bakışları var. “Yaşamın biriki basit belirti ve karardan oluştuğunu; ölümün doğum anında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyor”. Babalar ve öğretmenlere düşmanlar, onları üstlendikleri roller nedeniyle günah işlemekle suçluyorlar. Çünkü toplumu oluşturmak (öğretmenlik) da, üremek de (babalık) uydurma masallar. 13 yaşında çocuklara yakıştırılan bu görüşlerin asıl sahibinin Mişima olduğunu anlıyoruz. Yukio Mişima E Nuri Güntekin’in “Kızılcık Dalları”. Satın alan ilkokul mezunu babası Gazozcu Mevlüt. Kitaba adını veren “Peri Gazozu”nun üreticisi. Baba gün gelmiş kasabada öyle ünlenmiş ki “fabrikatör” diye anılmış. Parasız bir fabrikatör… Ercan Kesal, kitabı babasının anısına adamış. Kitapta anlatılan öyküler bize iyinin ötesinde sıkı bir baba oğul ilişkisi anlatıyor. Anne daha gerilerde. Nine de önemli bir figür. Avanos, Nevşehir’e bağlı güzel bir ilçe. İçinden nehir geçen kasabalardan. Aile tarımla uğraşıyor. Hayvancılık yapıyor. İmge olarak sürekli halı dokuyan bir anne var. Yoksul bir aile. Babanın gazozculuğa başlaması onları zenginleştirmiyor ama babanın çiftçilikten esnaflığa evrilmesi ile ailenin bir değişim yaşadığı görülüyor. Gazozcu Mevlüt ilkokul mezunu olarak kalmamış sürekli kendini geliştirmiş, okumuş, kasabanın ileri gelenleri arasına girmiş, çocuklarının da okumasını desteklemiş. Ercan Kesal kitapta kardeşlerinden pek söz etmiyor, eğitim durumlarını da bilemiyoruz ama Kesal’ın okuyup doktor olmasında başarılı bir öğrenci olmasının yanında babasının maddi ve manevi desteğinin de önemli olduğunu anlıyoruz. “Peri Gazozu”nda anlatılan öykülerin hepsi yaşanmış. Ercan Kesal, yaşadıklarını kronolojik bir biçimde anlatmıyor. Zaman içinde bir ileri bir geri giden küçük anı/öykü parçalarının birleştiği bir biçimi tercih etmiş. Daha çok öykü kıvamında denemeler denebilir. “Hayatlarımızda ortak bir tema oluşturan nesne ya da duygu metaforlarını dillendir”iyor kendi deyimi ile. Örneğin ilk öyküdeneme “Kurban”da Hz. İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban edişi ile söze girip çocukluğundan, doktorluk yıllarından anılarla/öykülerle küçük yaştaki çocukların ölümlerini, annebabalarının tepkilerini anlatıyor. Yetimlik, devrimci öğrencinin yaşam şartları, “büyüdüm” duygusu, ceketi çıkarmanın verdiği rahatlama hissi, adı konmamış kadınlar, beden ve kâğıda basılmış hayatımızı belirleyen mühürler, fotoğraftaki kan, açken bile ekmeğini, yemeğini paylaşanlar, bardağı taşıran damla, bir sözcükle aktarılan güven duygusu, tecavüz edilen çocukların ruh hali, avuç içleriyle anlatılanlar, yanarak ölenler, yorgan, “herkesin mezarı kendine” anlayışı, kokusundan bulunan yavrular, hayatımızı belirleyen sözcükler... Bir denemeyi oluşturan öykücüklerle geçmişten bugüne geliyor zaman zaman geleceğe bakıyorsunuz. 2013 Mişima’nın samuraylığa özenmesi, çete kurması ve nihayetinde Japonya’nın savaşta yenilmesi üzerine derin bir düş kırıklığına uğrayıp genç yaşta kanlı bir biçimde intihar etmesinin temelinde bu tür düşünceler var. Ana oğulun yalıtılmış yaşamı annenin bir kaptanla yemeğe çıkması ve gecenin bir vakti onu eve getirmesi ile yeni bir evreye giriyor. Noburu gizli delikten onları izliyor gece boyu. Bir gün önce gemisini ziyaret ettikleri ikinci kaptan Tsukazaki bu adam. Bir yanıyla gemilere ve gemiciliğe hayran Noburu’nun idealindeki kişi. Denizler fatihi yalnız bir adam. Bir ailesi, bir ilişkisi yok, başına buyruk. Sarmalı görüyor Noburu; “Noburu ve annesi – annesi ve adam – adam ve deniz – deniz ve Noburu.” Oysa Ryuji Tsukazaki çoktan denizlerden de denizcilikten de yorulmuştur. Onlarca yıldır denizde, bir bağı olmaksızın tek başına yaşamıştır. Artık bir evi, bir ailesi olsun istemektedir. Fusako, güzelliğiyle aradığı kadın olmasını yanında sağlam işi, düzenli ev hayatı ile de karada kuracağı hayat için ona uygun görünmektedir. Bir çocukla yaşam mücadelesi veren başarılı iş kadını Fusako için de Ryuji uygun bir eş, oğlu için ideal bir baba, işyerinde iyi bir destek gibi görünmektedir. Noboru, Ryuji’den denizcilik öyküleri dinleyip, denizcilik bilgileri edindikçe hayranlığı artar. Ryuji’nin izninin bitip denizlere maceralara dönmesini heyecanla beklemektedir. Ryuji’nin denizciliği bırakıp evlerine yerleşeceğini anlayınca hayal kırıklığına uğrar. Annesi ile evlenince de Noburu Ryuji’ye düşman olur. Sonunda varılacak nokta ise dehşet vericidir. Marguerite Yourcenar “İnce, bıçak ağzı gibi dondurucu bir kusursuzlukta,” diye tanımlamış “Denizi Yitiren Denizci”yi. Gerçekten de kanlı bir dehşet öyküsünü bu denli soğukkanlı ve şiirsel anlatmak her yazarın harcı değil. Japonya’da 1963’te, ABD’de 1965’te yayımlanan, sinemaya da uyarlanan “Denizi Yitiren Denizci”nin Türkçede ilk baskısı kırk yıl önce 1973’de Sander Yayınları’ndan yine Seçkin Selvi’nin İngilizceden yaptığı çeviri ile yayımlanmış, bir daha da basılmamış. Çeviri hâlâ tazeliğini koruyor. İyi romanları özleyenlere öneriyorum. n K İ T A P S A Y I 1225 S A Y F A 8 n 8 A Ğ U S T O S C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle