24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Kreutzer Sonat / L. N. Tolstoy / Çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 140 s. Anna Karenina, Savaş ve Barış ve Diriliş gibi büyük kitapların büyük yazarı Tolstoy, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. İlk olarak 1889’da yayınlanan Kreutzer Sonat, döneminde sansüre uğramasına rağmen büyük ilgi uyandırmış, tartışmalara sebep olmuş. Tolstoy’un sade, gerçekçi ve etkileyici anlatımının etkili olduğu yapıt, yaşamının son döneminde ortaya koyduğu yeni ahlak anlayışının da önemli örneklerinden birini temsil ediyor. Kreutzer Sonat, yayınevinin ‘Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nin 200. kitabı olarak okuyucya sunuluyor.. Alternatif: Aydın – Kültür ve Siyaset Üzerine Yazılar 1 / Enis Batur / Kırmızı Yayınları / 448 s. Enis Batur’un, yazarlık yaşamı boyunca kültür ve siyaset arasındaki ilişkileri sorguladığı güncel yazılarını üç ciltte topluyor. İlk cildin adı da Alternatif: Aydın. Batur, aydın sorunundan Siyasal İslâm’ın yükselişine, Demokrasi ve Özgürlük arayışından Sol Düşünce’ye eleştirel bir eksen üzerinden kaleme alınmış bu yazılar, yaklaşık kırık yıldır Türkiye’de ve dünyada yaşananların aynası olma iddiasında. Kendi ile Ben / Uğur Aktaş / Titik Ülke Yayınları / 90 s. . 1997’den beri şiirleri okuyucuyla buluşan bir şair Uğur Aktaş. Şairin Çinko Yahut Ağzımda Toz adlı ilk kitabından on yıl sonra yayımladığı şiirlerini, Kendi ile Ben adı altında okuyucuya sundu. Kendi ile Ben, şiirseverlerin ilgisini çekecektir. “zaman, dönemez bazı dünyaları / ferahlar bu göğsüm / sabahın uyuduğunu göreniniz var mı / bir vakite asılı akşam nedir / güneş gündüzlüdür / kendinden ayrı gecenin karanlığı / savrul ey doğmuş olmanın nişanı / bir yeryüzünde bir ben kimdir / hem boşluktur zamanın asıl adı / varlık hiçlikte dinlenir / ve asla, bazı şeylerin yoktur mekânı” Emanet Gölgeler Defteri / Ethem Baran / İletişim Yayınları / 264 s. Çocukluk kahramanları, Cüneyt Arkın, Kara Pençe, gergef işleyen güzel kız, uzak evler, saksılar, danteller, otobüs garajları, solmuş posterler, karınca duaları, kuş uçuran sinema bekleyen ergenler, Sevdiye, Kayaşın gecekonduları sağlı sollu, ‘Anarşist olmasın bu çocuklar’, İspanyol paçalı şehirliler, davetsiz misafirler, sobanın yanındaki romanlar, yoksul ağaçlar, dik yollar, çarpık çatılar, Congulus, Mamak Sıkıyönetim Komutanlığı... Ethem Baran, 12 Eylül arifesinde, taşradan büyük şehre C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1225 okumaya gelmiş bir delikanlının hikâyesini anlatıyor bu romanında. Emanet Gölgeler Defteri, yalpalayan, rüyasını arayan genç bir yazarın buruk ve hüzünlü dünyasını resmediyor. Paradan Haber Ver / Esteve Calzada / Çeviren: Temel Bal Ekim / NTV Spor Kitapları / 262 s. Paradan Haber Ver bir kulüp, bir turnuva, bir federasyon hatta bireysel seviyede sporcu için futbol üzerinden nasıl gelir elde edilebiceğini keşfeden bir pazarlama kitabı. FC Barcelona’da pazarlama grup başkanı olarak geçirdiği yıllardan sonra spor danışmanlığı firması Prime Time Sport’un kuruculuğu ve CEO’luğunu üstlenen Esteve Calzada, deneyim ve gerçek örneklerle dolu, doğrudan ve oldukça öğretici bir üslupla, medyada var olmayı, taraftar kazanmayı; tesislerin, sponsorların, televizyon haklarının; sporcu imajı ve lisanslı ürünlerin yönetiminden nasıl gelir elde edilebileceğini detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor. Zaytung Almanak 2012 / Kollektif / APRIL Yayıncılık / 144 s. “Çoğunlukla gerçekten berbat bir yıl olan 2012’yi hatırlayacaksanız en azından böyle hatırlayın bari” sloganıyla piyasaya sürülen “dürüst, tarafsız, ahlaksız haber” sitesi Zaytung’un 2012 almanağı okurla buluştu. Zaytung’un “35 tanıdık alsa da masrafını çıkarsak” motivasyonuyla çıkardığı 20092011 Almanak sayesinde plaza dikme aşamasına gelmiş olmanın heyecanıyla 2012 almanağı da raflardaki yerini aldı. “Bu Daha Başlangıç” / Yalçın Çakır / Kırmızı Kedi Yayınevi / 160 s. Yalçın Çakır, yılların habercisi, belgeselcisi. Özellikle televizyon sayesinde onu tanıyanların sayısı bir hayli fazla. Gezi Parkı olaylarının başından itibaren her gün sokaklardaydı. Fotoğraflar çekti, eylemcilerle konuştu, hükümet temsilcilerinin ve yöneticilerin açıklamalarını, eylemcilerin düşüncelerini, isteklerini dinledi, olanbiteni en yakından, en içeriden izledi, yaşadı. Kâh biber gazı yedi, kâh TOMA’ların sıktığı sudan nasibini aldı. Parkta yattı, yaralandı, koştu, her yere yetişmeye çalıştı. Hep meydandaydı, hep sokaktaydı. Her gün not tuttu. Amacı, bir habercinin gözüyle yaşananları ilk elden kaydetmekti. Bu Daha Başlangıç, baştan sona, 2013’ün MayısHaziran aylarında yaşananların, İstanbul’da başlayıp çığ gibi bütün ülkeye yayılan, hepimizin yaşamını değiştiren olayların belgeseli niteliğinde. İçeriden ve tarafsız bir bakışla, kendi çektiği fotoğraflarla tarihe düşülmüş bir kayıt. ” Kemankeş / Haldun Hürel / Kapı Yayınları / 466 s. “Kemankeş Kara Mustafa Paşa, Sultan İbrahim’e canını teslim etmemekte kararlıydı. Savaş meydanında ya da devleti uğruna başka bir olayda şehit olmak varken neden böylesine oynak bir insanın emriyle katledilmeye razı 8 olsundu ki? Sadrazam paşa zaten yakınındakilere hep böyle söylemez miydi? Bu düşüncedeki insanların elinde boş yere ölmektense kaçmayı yeğlemek çok daha akıl kârı bir iş olacaktı. Kemankeş de öyle yaptı!” Osmanlı tarihinin en karışık dönemleri. Bir yanda Sultan İbrahim ve dinmek bilmeyen ihtişam tutkusu, diğer yanda devleti düze çıkarmaktan başka derdi olmayan Kemankeş Kara Mustafa Paşa... Haldun Hürel’in romanı Kemankeş, merkezindeki Kara Mustafa Paşa ile saray çevresinin bitmek bilmeyen entrikaları ortasında ölümüne bir mücadeleyi konu alıyor. Roman tarih meraklılarının dikkatini çekecek. Dört / Mustafa Sancak / Postiga Yayınları / 414 s. Orta yaşlarında bir inşaat mühendisi Kubilay doktorların çözemediği bir hastalıkla yaşıyor. Uyuduğunda uyandırılamıyor ve en az on iki saat uyumak zorunda. Sadece kendisinin bildiği bir gizemi yaşarken kendine korunaklı bir hayat kuruyor. Bilime son derece meraklı ve kafa yoran bu adam, hastalığına çözüm ararken uzaydaki konumumuz ve boyutlarla ilgili araştırmalar yapıyor. Fizikçilerle temas kuruyor ve popüler bilimle yetinmiyor. Orta yaşlarında zengin bir adam, seçkin bir ailenin üyesi Ogeday. Gece hayatıyla ünlü, herkes tarafından sevilen ve özenilen bir adam. Onun da hayatı sadece kendisinin bildiği bir gizem içinde geçiyor. Belalı bir amca ve üzerine titreyen işadamı babasının göz bebeği. Kendi halinde bir mimar Tuncay ve nişanlısı genç kadın Pınar. Birbiriyle ilişik hayatlar yaşayan bu insanların hayatı hiç beklenmedik bir noktada birleşiyor. Dört rakamıyla ilgili ilginç metaforlarla dolu kitapta, biraz popüler bilim merakınızı dindirecek bilgiler de var. Rüyaları kontrol edip edemeyeceğimiz ve alternatif yaşamları sorgulayacağımız fikirleri de ortaya konuluyor. Hükmen Yenik / Dağhan Irak / Evrensel Basım Yayın / 200 s. Politika ve futbol aynı sahada dans eder. Zamanla dekor, saha, kostüm, izleyici, müzik değişir. Lakin bu ikili, dans için gerekli bütün yan öğeleri yeniden üretir ve tempo artarak devam eder. Bu nedenle büyük resmi görebilenler iyi bilir: Futbol, sadece maç izleyerek anlaşılmaz! Onu anlamak ve anlatmak için en elverişli saha siyasal tarihtir. Ne var ki, futbolun sahasında politika, politikanın sahasında futbol ilişkisi de kolay kolay görünür kılın(a)maz. Dağhan Irak’ın araştırmasının iddiası bu noktada; görünenin ardındaki gerçeği ve ilişkileri ortaya çıkarmak. Bu savla İngiltere ve Türkiye siyasi tarihinde futbol ve futbol taraftarlığının dönüşümünü inceliyor, tarihin görünmeyenlerini görünür kılıyor ve hükmen yenilginin nedenlerini sorguluyor. Ve Sinema / Derleyen: Gül Yaşartürk / Doruk Yayımcılık / 304 s. Ve Sinema; 1990 sonrası çekilen Türk filmlerinin farklı disiplinlerden yazarlar tarafından seçilerek ve yazarların kendi uzmanlık alanları perspektifinde kalarak analiz ettikleri metinlerle, Türk Sineması’nın dönemsel olarak incelenmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Kitap, sinemamızın resim, tiyatro, müzik, edebiyat, mimari, fotoğraf, felsefe, psikanaliz, sosyoloji, tarih ve çağdaş sanatlarla ilişkisini Cenneti Beklerken, Kosmos, Vizontele Tuuba, Yeraltı, Yusuf Üçlemesi, Çamur, Uzak, Kıskanmak, İstanbul Kanatlarımın Altında ve Oyun gibi, ağırlıklı olarak son döneme ait örnekler üzerinden inceleyen on bir makaleyi, Bülent Diken’in sunuş yazısı eşliğinde bir araya getirirken alana dair verimli bir tartışma zemini sunuyor. n A Ğ U S T O S 2 0 1 3 n S A Y F A 2 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle