18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yürüyen Kentler’in yazarı Philip Reeve’le kitapları üzerine ‘İnsana olan inancım tam’ Tabanlarımızın epeyce aşındığı, çiğ hakikatin bizi zihnen ve bedenen hayli yorup hırpaladığı bu dönemde, edebiyatın üvey evladı muamelesi görmekten yine “gençler” sayesinde kurtulan bilimkurgu ve fantastik edebiyatın iyi örneklerine bakınmakta fayda var gibi. İngiliz yazar Philip Reeve’in dört kitaplık “Yürüyen Kentler” dizisi, bu edebiyatın nelere kadir olduğunun belki de en güzel örneklerinden biri. Direniş günlerinde de okurlarını yalnız bırakmayan Reeve’le, kısa süre önce Türkiye’de yayımlanan dördüncü kitabı Karanlık Düzlük’le sonlanan dizisi “Yürüyen Kentler”i konuştuk. r Mine ERYAVUZ sahibi olma durumuyla da çok iyi başa çıkamıyor. Hester’la ilgili tamamen olumlu olan tek şey Tom’u sevmesi. Ama aynı zamanda kızını o ilişkiye bir tür müdahale olarak görmekten kendini alamıyor. İlerleyen ciltlerde ise Hester neredeyse zalim bir karaktere bürünüyor. Yine de, umarım, okuyucusunun sempatisini hiçbir zaman tam olarak kaybetmiyordur. “BENCİL, AÇGÖZLÜ VE KORKAK BİR HİKÂYE ANLATICISI YARATMAK İSTEDİM” Bir de Profesör Pennyroyal karakteri var ki… Üçkâğıtçının, yalancının, çıkarcının, yanardönerin önde gideni bir yazar. Bu karakter üzerinden, özellikle de onun her romanında kendini kahramanlaştırması üzerinden, yazarların tanrılığa soyunmasıyla dalganızı geçtiğiniz söyleyebilir miyiz? Ha ha! Yazarlar çok boş laf konuşurlar. Hikâye anlatmanın fevkalade, neredeyse sihirli ve tamamen zararsız gücünü barındıran özellikle gençler için yazılmış çok kitap vardır. Ama elbette ki, hikâye anlatmak bazen kötü ve tehlikeli de olabilir! Mesela tiranlar da iktidarlarını korumak için hikâyeler anlatırlar. Kurmaca eser yazarları, bir yanıyla bize yalanlar anlatmaları için para verdiğimiz insanlardır. Ben de baştan aşağı bencil, açgözlü ve korkak bir hikâye anlatıcısı yaratmak istedim. Pennyroyal’ın hikâyeleri aslında hiç de iyi değil, ancak iyi satıyorlar! Sinemada da edebiyatta da, dünyanın kurtuluşunun ancak insanlığın yok oluşunun ertesinde geleceği öngörülüp vurgulanıyor zaman zaman. Tıpkı İz Sürücü Fang’in altını çizdiği gibi. Sizin görüşünüz nedir bu konuda? Bence bu, korkunç aptalca ve tehlikeli bir fikir! Bu fikre özellikle batıda, “Yeşil” (çevreci) partilerin yükselmesiyle filmlerde, kitaplarda ve siyasette rastlamaya başladık. Bense bunu dizinin ilerleyen kitaplarında “Yeşil Fırtına” hareketiyle eleştiriyorum. Bu düşünce İngiltere’de kültürümüze, insanların aptal, kirli, savurgan olduğu, “bozulmamış” doğanın saf ve iyi olduğu şeklinde sızdı. Ama bir kere böyle düşünmeye başlarsanız, bir sonraki adımda, “Bu insanların bazılarından kurtulmamız gerek,” düşüncesine varabilirsiniz. İnsancıl biri olarak insanların temelde iyi olduklarına ve zarardan çok faydaları dokunduğuna inanıyorum. Tabii ki bu, dünyanın korkunç sorunlarla karşı karşıya olduğu gerçeğini göz ardı ettiğim anlamına gelmiyor. Yine de insanoğlunun bu sorunları çözeceğine inancım tam. n Yürüyen Kentler/ Philip Reeve/ Çeviren: Müren Beykan, Fulya Yavuz/ ON8 Kitap/ 352 s. İhanet Altını/ Philip Reeve/ Çeviren: Müren Beykan, Fulya Yavuz/ ON8 Kitap/ 368 s. Yürüyen Kentler/ Philip Reeve/ Çeviren: Ali Ünal/ ON8 Kitap/ 400 s. Karanlık Düzlük/ Philip Reeve/ Çeviren: Ali Ünal/ ON8 Kitap/ 610 s. K İ T A P S A Y I 1225 enar mahallelerin ve yeşil alanların, kentleşme adı altında yok edildiği ve bunun korkunç bir hızla gerçekleştiği düşünülürse gerçekten de bir tür yürüyen kentler çağına girdiğimizi söyleyebilir miyiz? Kentler günün birinde yürür mü sanmıyorum. Yürüyen kentler eğretilemesi, birinci kitabı yazdığım dönemde zihnimi meşgul eden bir imgeydi. O dönem, çocukluğumun da geçtiği Brighton’da yaşıyordum ve şehrin sınırlarının genişleyerek civardaki tarlaları, kırsal kesimi yiyip bitirdiğini görüyordum. Bir şeyleri gerçekten yiyen bir kentte yaşamanın nasıl bir şey olacağını merak ettim ben de. Şimdi ise İngiltere’nin güneybatısında, yemyeşil bir yerde, Dartmoor’da yaşıyorum ve buraya bayılıyorum. Ama kentleri hâlâ büyüleyici buluyorum; o gürültü hali, daimi değişim ve insanların çokluğu, çeşitliliği… Bu yüzden “kentler kötü, doğa iyi” demek istemiyorum. İnsanların yaşamak için bir yere ihtiyaçları var ve kentler insanlığın müthiş bir buluşu. Tabii biraz denge de fena olmazdı. Umarım geleceğin kentlerinde, bugünün kentlerinden daha çok yeşil alan olur. “GÜÇ YOZLAŞTIRIR” Kitapta, Londra yürüyen kentindeki iki lonca dikkat çekiyor: “Mühendisler” ve “Tarihçiler Loncası.” Mühendisler Loncası’nın düşüncesiz ve hırslı yıkıcılığının karşısına, Tarihçiler Loncası’nın koruyuculuğunu koymuşsunuz… Bundan da çıkarılması gerekenler var, değil mi! Romandaki Londra, temelde büyük bir makine. Bu yüzden kentin yürümesinden bir süre sonra, kentin nasıl yürüdüğünü bilen insanların, yani Mühendisler’in güç kazanması mantıklı göründü bana ve elbette güç yozlaştırır: Mühendisler otoriterleşiyor ve diğerlerinin, Londra’nın geleceğine dair fikirlerini susturma çabasına giriyorlar. Belki de Tarihçiler, tarih ve insan doğasına dair bilgileriyle, bunu daha iyi anlıyorlar, ancak gücü elinde S A Y F A 1 4 n 8 K tutanlar Tarihçiler olkarakterlerinden. saydı, büyük ihtimalle Kadına atfedilen onlar da aynı şekilde klişeleşmiş güzellik davranırlardı. Bu nealgısını, zayıflık algıdenle Mühendisler’i, sını tepetaklak eden Mühendis oldukları bir kadın ve kızıyla için değil, iktidarda yaşadığı çatışmaların oldukları için kötü gerçekliği... buluyorum. Yürüyen Kentler’i Dört cildin her bir yazmaya başladığımsatırında, bunca üvey da, fantastik ve bilimevlat muamelesi yakurgu türlerindeki pılan bilimkurgunun, kadın karakterlerin aslında ne kadar nadiren kırılgan olentelektüel, ne kadar duklarını görüyormuhalif bir tür olduğudum; artık güçlü ve nu ve büyük becerikliydiihtimalle, ler. 50’lerin tam da bu bilimkurnedenle gularındakaralanmak ki kadın istediğini dükahramanlar şündüm. Siz gibi sağa ne dersiniz sola koştubu konuda? rup çığlık Bilimkurgu atmıyor, severler hep kurtarılmayı bu türün beklemiciddiye yorlardı. Reeve; “Kurmaca eser yazarları, bir yanıyla bize yalanalınmadığın Philip Yine de lar anlatmaları için para verdiğimiz insanlardır.” diyor. dan yakınırlar güzel olmaya ama artık bunun doğru olduğundan meyilliydiler. Benim ise, Jane Eyre emin değilim: Şimdilerde birçok ya da Beyazlı Kadın’daki (Woman edebi eserin bilimkurgu öğeleri taşıin White) Marion Halcombe veya dığını görüyoruz. Üstelik geleneksel Kasvetli Ev’deki (Bleak House) Estbilimkurguların pek çoğu da hayli her Summerson gibi güzel olmayan kötüdür! Öte yandan, İngiltere’deki kadın kahramanlara karşı hep zaafım edebiyat çevrelerinin bilimkurguolmuştur. Bu yüzden çirkin bir kadın ya çoğunlukla direnç gösterdiği de kahraman yaratmaya karar verdim doğrudur. Sanırım bunun nedeni, ve bir macera öyküsü anlattığımdan, bu türün “bilim” içermesi ve üniverkötü adamın ona yaptığı bir şey sitede sanat üzerine çalışan tüm bu yüzünden çirkin olması bana makul insanların bilim hakkında şaşırtıcı göründü. Hester’a itici güç olan şey derecede az şey bilmeleri. Aslında de, intikam peşinde olması. Sanırım ben de en az onlar kadar kötüyüm. ilk kitapta Hester’ı dışardan korkunç Yine de bilimkurguyu hep sevmişimama özünde sevimli bir karakter dir, çünkü büyük fikirleri neşeyle ele olarak tasarladım. Ancak ikinci kitap alabilen, aynı anda da heyecanlı bir İhanet Altını’nı yazarken yüzü bu hikâye anlatabilen bir türdür. Dizide, derece deforme olmuş birinin, sürekli çocukluğumda Yüzüklerin Efendisi insanların tepkilerine katlanmak gibi kitaplarda ve Yıldız Savaşları gibi zorunda kalacağının, bu yüzden de filmlerde bulduğum, ayrıntılarıyla pek “sevimli” olamayacağının, sert hayal edilmiş, uydurma bir dünyayı ve öfkeli olacağının farkına varmaya keşfetmekten kaynaklanan o heyecan başladım. Böylece, ilk cildi takip eden duygusunu yakalamaya çalışıyordum. kitaplarda onun bu yönünü keşfet Bir kadın okuyucunuz olarak tim. Gerçekten de pek iyi huylu bir Hester’ı ayakta alkışladım, herhalde karakter değil. Ebeveynlik yapmaya dünya edebiyat tarihinin en önemli uygun biri de değil ve bir kız çocuk 2 0 1 3 A Ğ U S T O S C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle