02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U R L A R A Murat Gülsoy’dan ‘Nisyan’ Feridun Andaç, “Deneme Zamanı” adını verdiği üçlemin ilkinde Montaigne’le başlayan deneme yolculuğunu onun yaşamı/ yapıtı ekseninde ele alıp yansıtıyor. Andaç’la kitabını konuştuk. İzmir Konak’ın başarılı belediye başkanı Hakan Tartan sanatçı, tiyatrocu bir anne ve babayla büyümüş. Bu da doğal olarak; Türkiye’nin çok değerli ve önemli sanatçı ve edebiyatçılarıyla, onların eserleriyle erken yaşta tanışma olanağı sağlamış ona. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında şiir başta olmak üzere, okumak, şiir yazmak, oyundrama yazmak ilişkisine taşımış onu. Tartan’la şiiri ve sanatı konuştuk. Doğan Yarıcı’nın sinemasallığa yaklaşan incelikle işlediği dili ve Yeşilçam’a selam çakan duruşuyla kaleme aldığı yeni romanı “Her Aşk Gibi Yarım” okuyucu karşısında. Yarıcı, yazardan öte bir rol üstlenerek yönetmen koltuğuna da oturuyor bu romanında ve siyahbeyaz aktörleri modern romanın olanaklarını kullanarak sayfalara taşıyor. Yarıcı’nın kitabını Eray Ak değerlendirdi. Sultan Abdülaziz’in katledilmesi, V. Murad’ı tahta çıkarma gayretleriyle dalga dalga yayılan ve sonunda Sultan Abdülhamit’in tahta oturmasıyla ayyuka çıkan entrikalar, şehrin üstüne sis bulutu gibi çöker. “Çileklik”, bu arka planla anlatılan Ali Rıza Paşa’dan Meliha Akay’a uzanan uzun bir yolun hikâyesi. Rozerin Doğan yazısıyla tanıyoruz romanı. “Turgay Fişekçi’nin son şiir kitabı “Güzelle Büyü”deki şiirleri, mutlu bir aşkın çevresinde dönüyor ve mutlu aşklarla ilgili şiirlerde kimi zaman görülebilen o kontrolsüz sayıklama durumuna düşmüyor.” Kitabı Şavkar Altınel’in yetkin yazısıyla tanıyoruz. Bol kitaplı günler... Hepimiz aynı gemideyiz... Murat Gülsoy’un Nisyan’ı kısa, etkili ve pek çok şeyin iç içe geçerek okura seslenen bir roman. Bazen ağır ağır bazen de hızla gidilen sona yaklaşırken zamanın bize neler düşündürdüğünü gösteriyor yazar. O anı düşünmenin, ölümü ölümsüzleştirmek; sonu, zamanın dışına taşımak olduğunu anlatıyor bir bakıma. r Ali BULUNMAZ “İnsan bir zaman sonra herkesi tanır oluyor. Bildiklerini ise tanımıyor.” (Kitaptan) orktuğu şey insanın başına çabuk gelir. Korkmadığı da çoktan gelmiştir zaten. Bunların birincisi ölümse ikincisi unutmak. Bizim epeydir atladığımız bir şey var: Korkmuyoruz. Korkuyor gibiysek de anlamsız şeylerden. Kalıbın isteklerine göre hareket etmeye başladığımızdan beri beynimiz ve düşünme yetimizin güdükleşmeye yüz tuttuğunu görmek işimize gelmiyor herhalde. Murat Gülsoy’un dediği gibi “kelimelerin oyuncağı oluyoruz.” Hayatı hatırlamanın uzak göründüğü bir mekândayız artık: Ölü gibiyiz. Kimi zaman bir rüya, kimi zaman ölümün ölümsüzlüğü, bazen de garip bir oyun: Nefes alıp verirken hareketsiz kalmak, ürkütücü bir gerçek. Gideni kovalamak, gelecek olanı beklemek: “Hayat birilerinin eksikliği olarak çoğalıyor. Zaman geçmiyor, boşluk çoğalıyor sadece. Doldurulması gerek. İnsanlarla, başkalarıyla, birileriyle. Bir zamanlar olduğu gibi. Adlarını çoktan unuttuğum gölgelerin konuşmaları kalmış geride, yıllar boyu yinelenen kelimeler, jestler, nidalar. Gelmelerini istiyorum. Geçmişte olduğu gibi kolayca kurulsun hayat. Ancak geldiklerinde de sinirleniyorum. O kadar hızla değişiyorlar ki. Bazen onları tanımakta güçlük çekiyorum. Yüzleri sabit kalmıyor. Birbirlerine ödünç veriyorlar, anadan kıza, babadan oğula geçiyor maskeler. Bana nasıl hitap ettiklerine kulak kesiliyorum, ona göre cevaplıyorum. Sonra yeniden meşguliyetine dönüyor aklım. Nedir? Yazılacak, bitirilecek bir kitap vardı. Yazılar. Cümleler. Kelimeler. Gelenlerin gitmelerini istiyorum. Gidiyorlar. Aklımın içinde yeniden başlıyor uğultu. Sonra aniden bastıran bir sis, uyku. Bekleyişin yorgunluğunda.” KILAVUZU KELİME OLANIN BURNU YALANDAN ÇIKMAZ Nisyanın bizi çektiği bir başka kuyu daha var: Zaman hepimizi bir başkasına dönüştürüyor. İstesek de istemesek de. Bu yüzden akreple yelkovan durmadan; saatin pili bitmeden, kitaptaki kahraman gibi son romanı yazmaya koyulmalı hemen: Her şeyi unutmak ya da notlara bakıp birden bire ne varsa hepsini anımsamak. Zamanın boğuculuğu burada kendini hissettiriyor, Gülsoy’un “kuklacı” dediği akıl almaz şey, ipleri gerdikçe daha hızlı düşünmeye başlıyor kahraman, yoldaki işaretlerin anlamını sorguluyor, yapabildiği kadar: “Küçük sarı kâğıtlara aklıma gelen sözcükleri yazıyorum. Yatağın altına sıkıştırıyorum. Çekmeceye, çorapların içine. Tabakların altına. Gizli köşelerim var. Hırsızlar bulamayacak. Saklıyorum. Romanımı bitirmeme kimse engel olamayacak. Birileri bunları almaya çalışıyordu. Daha önceleri. Ben saklanmaya başlamadan önce. Sis dağılıyor yavaş yavaş. Aynada yaşlı bir adam beliriyor. Hiçbir şey hatırlamıyorsun. Yak tümünü. Sözcüklerin yabancı. Yak tüm yazdıklarını. Sen olduğun zamanları bozma.” Kalem susmasın, kâğıtlar boş kalmasın ama metinde vurgulandığı gibi yazarın yalancılığı da unutulmasın. Bunca debdebe içinde hayal ürünü yaratıp boşluğa savurmak, olsa olsa usta yalancıların becerisi. “Umutsuz bir sessizlik maddeyi katılaştırırken” ortalığın yeşerdiğini göstermeye uğraşmak pek de yabana atılır bir iş değil. Kılavuzu kelime olanın burnu yalandan çıkmıyor anlayacağınız. Yalan içinde hayallenip gerçeğin ortasında hayallendirmek bu olsa gerek, belki de zamanda kaybolmak. Belki de olay şu: Zamanda kaybolmamak için sözleri iz yapmak. Son da olsa arkada bir şey bırakmak. Aynada acıyan bedene, hatırlanmayan isimlere ve aniden akla gelene inat, son bir gayretle zamanı kovalamak. Kuyruğu dik gitmekten başka ne olabilir ki bu? Boşluğu, kelimelerle doldurmak, yalan içinde bir gerçek, gerçekte bir yalan yaratmak değil de ne: “Tamamlanamayan cümleler. Sarı kâğıtlar. Bunları yazan adamla aramdaki bağ günden güne inceliyor. Ben. Kelimelerin gizemi git gide artıyor. Koyu beyaz bir kuyu ben. İçinde aradığım her neyse bir zamanlar bulmuş olmalıyım. Fotoğraflardaki boşlukların yanında hep mutlu yüzler. Sonsuz bir fotoğraf ânı içinde sevmeye devam ediyorlar. Oysa yanlarında hep boşluk var.” BELLEK YENİDEN BOŞ BİR DEPO Çizilen onca resim, tutulan bir sürü not, tasarlanan kurgu ve yan yana durulan bir dolu insan yarım kalan romanın kendisi aslında. “Zaman beni yuttu” diyen kahramana sormak gerek: Sonunda hepimizi yutmayacak mı? Parça parça notlar, hani o sarı kâğıtlarda yazanlara benzeyen, işte onlar bizim o karanlık ve dalgalı denizdeki soluk borumuz. Bunu unutmamalı. Bir şey daha var: Hepimiz aynı gemide değil miyiz? Gemi sallanırken kendinize dokunmak acı, Gülsoy’un dediği gibi “acı hayat veriyor” ama aynadaki adamın umurunda değil bu. O başka bir zamanda siz başka, gemi ve deniz ise daha başka. Tüm yüklerden kurtulmak isterken tuhaf bir ağırlığın altında eciş bücüş olmanın beklenmedik etkisi gemiyi biraz daha sallıyor. Arada bir girilip çıkılan karanlık sonrası gözler acıyor, yanıyor. Yerin altında bir kent kuran böceklerin varlığı da cabası. Kötü bir rüya gibi. Bellek yeniden “boş bir depo”, hatırlamamanın yarattığı hafiflik, yoksa külçe gibi bir ağırlık mı demeli? Bu ağırlık, “sonsuz bir an boyunca eli uzatmayı” sağlıyor. Geriye dönüşsüz, her şeyin hemen olup bittiği, artık düşünecek fazla bir şeyin kalmadığı zamansızlık ya da zamandışılıktan içeri girmeyi sağlıyor. Elde bir nisyan, artakalan o da varsa tabii bir isyan, hepsi bu. n [email protected] Nisyan/ Murat Gülsoy/ Can Yayınları/ 112 s. K [email protected] [email protected] TURHAN GÜNAY eposta: İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1221 11 T E M M U Z 2013 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle