Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL n NİLAY YILMAZ n ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU n KİTAP GÖLGESİ Karanlığın kaba gücüne karşı bir roman: r Mavisel YENER Kaçak Köpek Biber eylemcilerin yürümesine izin vermiyor, üstelik onlara gaz sıkıyor. “Ortalık ana baba gününe dönmüştü. Yerlere yatanlar, gözlerinden yaş fışkıranlar, öksürenler, bağırıp çağıranlar…”(s.27) Metni okurken ister istemez, biber gazıyla karşılaşan kediler, köpekler, karıncalar, kuşlar, tırtıllar düşüveriyor aklımıza… Neyse ki kahraman köpek Biber epey dayanıklı çıkıyor. Biber, direnen gençlerden birini sürüklemeye başlayan polisi hafifçe ısırıp genç kızı kurtarınca polisin “arananlar” listesine giriveriyor. Polisler de şaşkın, nereden çıktı bu köpek? Eylemcileri desteklemeyen gazeteler Biber’in boy boy fotoğraflarını basıp “Anarşist köpek” diye yazmakta sakınca görmüyorlar. Emniyet Müdürlüğü’nün, Biber’i getirene ödül vereceğini duyurmasıyla birlikte, gözünü para bürüyen insanoğlunun neler yapabileceğine de tanık oluyoruz. Biber’in ve diğerlerinin bundan sonraki öyküsünü ilmik ata ata anlatıp heyecanlı, düşündürücü, akan bir romana dönüştürmüş yazar. Anlatıp kitabın keyfini kaçıracak değilim. Zifiri Karanlığı Yırtan Bir Süreç Kaçak Köpek Biber de dâhil olmak üzere yazarın yapıtlarının çoğunun manifesto değeri taşıdığına dikkat çekmek isterim. Kaçak Köpek Biber’de “ilkel ben”e hizmet eden, saldırgan, ertelenemeyen K açak Köpek Biber, polis köpeği olmak istemeyen Biber’in kimliğinde, özgürlük, sevgi, üretim, değişim, paylaşım, bağımsızlık konularına büyüteç tutan bir kitap. Miyase Sertbarut bu romanı kaleme alırken gezi ruhu henüz yeşermemişti; o bir kâhin değil ama öngörüsü olan, fark edilmeyeni fark edilir kılan bir yazar. Roman, çocuk okurun düşünce sürecine Biber’in öyküsüyle katkı veriyor. Biber’in annesi bir polis köpeği ama bu, onun da polis köpeği olmasını gerektirmiyor! Biber, eğitim kampında doğmuş, çok yetenekli. Fakat özgür ruhlu bir köpek o; büyüdükçe bilinçleniyor bilinçlendikçe aydınlanıyor. Polisler onun “biraz kurabiye, çokça eğitim” ile yola geleceğini düşünse de Biber bağımsız yaşayabilmenin şartlarını çoktan biliyor. Kente oldukça uzak olan köpek eğitim merkezinden kaçarak hayallerini gerçekleştirme yoluna adım atıyor. Bir gün bir gece yürüyüp Ankara’ya ulaştığında, kendi gibi özgür yaşayan sokak köpekleriyle arkadaş oluyor ilkin. Onların sesini öyküsüne yansıtıyor. Asi, Suskun, Vızlak, Ateş, Kontes, Aslan adını verdiği sokak köpeklerinin yaşadığı Kurtuluş Parkı’nda yankılanan nice ses var kitapta. Biber bu parkta neler görmüyor ki? Gerçek bir eyleme bile tanık oluyor. Ama o da ne? Polis, Miyase Sertbarut davranış örüntülerine teslim olmuş, buyurgan, şiddete eğilimli “insan”ların yanısıra, sömürü düzenine karşı, çağdaş bilinç düzeyine sahip, yapıcı, akılcı karakterler de görüyoruz. Yaşamın aynasındaki bin bir yüzü bize gösteriyor Sertbarut. Kitap hangisinin “iyi” olduğu konusunu çocuğa belletmek için kolları sıvayıp reçeteler vermiyor. Kimi ahlaki değerler masaya yatırılırken çocuk okurun düşünerek, demokrasi ikliminde nefes alarak, kararını vermesi önceleniyor. Yazar bütün bunları güleryüzlü (kimi zaman gülmece penceresinden bakarak) bir sevgi ortamında iletmeyi başarıyor. Metnin hızlı ve saydam anlatımı kolay okunurluğunu da beraberinde getiriyor. Biber’in yaşadığı süreç zifiri karanlığı yırtan bir süreç; hem kendini hem çevresini aydınlatıyor o. “Özgür ruhu, dolaşmayı seven dört ayağı, kokuları kodlayıp beynine yerleştirebilen hassas burnu ve kimi ısırması gerektiğini bilen güçlü dişleri vardı. Bu donanımı ile daha pek çok maceraya atılacaktı.”(s, 99) Biber, kendini örgütleyen bir sistem hayal etmiş, var oluş biçimi olarak bu hayalinin peşinden gitmiş, başarmıştır. Onun sesini kitabın ötesinden bir yerlerden de duyuyoruz. Polis köpeği olmak istemeyen Biber’in öyküsünü okuyan çocukların, hepimizi esenliğe taşıyacak yaşamsal soruları sorup yanıtlarını bulacaklarından kuşkunuz olmasın. Biz, çocuklar ve gençler için kalem oynatanlar, okurlarımıza hep güvendik güveniyoruz. Yaşam ve sanat birbirini tamamlarken kitabın sıcağında büyüyecek çocuklar. Onlar demokrasi coşkusunu nice öyküde okuyacak, düşleyecek, düşünecek, yaşama geçirecek… n sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com *Kaçak Köpek Biber/ Miyase Sertbarut/ Resimleyen: Çınar Dize Sertbarut/ Tudem Yayınları/ 102s./ Mayıs2013/ 8+ KONUK HARFLER Gevrekçi r Oğuz TÜMBAŞ S olmuş tişörtü ve tokyo terlikleriyle İzmir sokaklarında gevreklerini satmaya çalışan Mahmut, yağmurlu bir günde, kendisi gibi sokaklarda dolaşan iki arkadaş bulur: Belgesel filmci Frank ve sıska sokak köpeği. Çalışan annesiyle birlikte hasta babasına bakan Mahmut’un zor yaşamı, Frank’ın çalışan çocuklarla ilgili çekmeye başladığı belgesel sayesinde renklenir. Frank’la aralarında kurulan güçlü arkadaşlık, Mahmut’u da, ailesini de etkileyecektir… Büyüme sorunlarını zekice kurgular ve ince bir mizahla ele alan Hacer Kılcıoğlu, sevilen öykü kitabı Aydede Her Yerde’den sonra yine sınırları aşan evrensel bir arkadaşlık hikâyesi anlatıyor. Okuru, Fransız bir belgeselci ve küçük bir simit satıcısının peşinden İzmir’in ara sokaklarında gezintiye çıkaran kitap, farklı kültürleri ortak bir duygu dilinde buluşturuyor. Umudun, neşenin ve zorlukların birbirine dolandığı yaşamları yan yana getiren hikâye, hayvan sevgisinden çocuk işçilerin sıkıntılarına, kişisel keşiflerin coşkusundan hasta bir ebeveynle yaşamanın zorluklarına kadar pek çok konuda düşündürüyor. 1955’te Manisa, Alaşehir’de doğan Hacer Kılcıoğlu, İngilizce öğretmenliği yaptı. İzmir’in Köprü semtinde, kimilerinin “düşünce evi” dediği Masalcı’da okuyup yazmayı, hayal kurmayı sürdüren Kılcıoğlu, sık sık yolculuklara çıkan bir gezgin. Çocukluk ve gençlik anılarını Ben Eskiden Çocuktum (2003) ve Jale’yle Konuşmak (2006) adlı kitaplarda toplayan yazarın ilk çocuk romanı Perşembeleri Çok Severim 2009’da; gençler için yazdığı, Sezen Aksu, Haluk Bilginer ve Meltem Cumbul’ın çocukluk anılarını öyküleştirdiği, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından Yılın En İyi Çocuk Kitabı Tasarımı 2010 Ödülü’nü kazanan İzmir’de Üç Çocuktuk 2010’da ve çocuk romanı Bugün Adım Kaktüs Benim 2011’de, Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlandı. Yazar, eşiyle birlikte İstanbul’da yaşıyor. n *Gevrekçiii/ Hacer Kılcıoğlu/ Günışığı Yayınları/ 2013 Mavisel Yener n Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçovaİzmir n www.maviselyener.co n sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com S A Y F A 1 6 n 1 1 T E M M U Z 2 0 1 3 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1221