02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Anthony Burgess’tan ‘Mozart ve Deyyuslar’ Notaları harflere çevirmek Anthony Burgess; yazar, besteci ve çevirmen kişiliklerini önde tutarak müziği edebiyata dönüştürmeyi, bir tür çeviri yapmayı denemiş Mozart ve Deyyuslar’da. r Cengiz KARA izde tedavisi olanaksız bir beyin tümörü olduğu ve bir yıl ömrünüz kaldığı söylense ne yapardınız? Anthony Burgess 1959’da böylesi bir haber aldığında beş buçuk roman yazdı o süre içinde. Ancak neyse ki teşhis yanlıştı veya çok sonra kendisinin ifade ettiği gibi, belki de siyasal nedenlerle değiştirilmiş tıbbi raporlar söz konusuydu. Nedeni ne olursa olsun çok daha uzun, 1993’e dek yaşadı ve yazdı Burgess (doğumu 1917). Aslında sadece yazar değil; eğitimci, dilbilimci, çevirmen, libretto, gezi, oyun ve televizyon yazarı, televizyon sunucusu ve besteciydi. Tüm bu edimlerin hepsinde çok başarılı göründü ancak sonunda, yaşamdaki gerçek işinin yazarlık olduğuna karar verdi. Kendini bir yazar olarak tanımladıktan sonra bile besteciliği uzun yıllar sürdürmeden edemedi ve eserlerinin önemli kısmı BBC radyosunda ve İngiltere’nin önemli konser salonlarında seslendirildi. Böylesi renkli ve geniş bir uğraş yelpazesi elbette iyi bir eğitimle olanaklıdır ve belki ilkten onun İngiliz aristokrasisine mensup biri olduğunu akla getirebilir. Tersine, tam bir halk çocuğuydu. Fakir ailelerden gelen ebeveynlerinden, annesini henüz çocukken, babasını ise genç yaşta kaybetti. İngiliz sisteminin, katı ama sosyal anlamda güzel fırsatlar sunabilen ortamında iyi bir temel eğitim aldı. Kariyerini orduda (evet orduda) ve sonrasında eğitimci olarak sürdürdü, bu uğurda Güney Doğu Asya’ya dek gitti. Tüm bu ayrıntılar eserlerine adeta sinmiştir. Burgess’ın en çok tanınan kitabı Türk okuru için de Otomatik Portakal’dır desek yanlış olmaz. Kendisi bu saptamayı bir tür alçak gönüllülükle daha da ileri götürerek, Kubrick, kitabından aynı adlı bir film yapmasaydı ilgili eserinin bu denli ünlü olamayacağını söylemiştir. Öyle olsa bile hem edebiyat , hem de müzik ile ilgilenen okurlar için belki en ilginç kitabı Mozart ve Deyyuslar’dır. Dil ve müzik faaliyetleri, beyinde birbirine çok yakın anatomik alanlarda temsil edilir. Diğer bir deyişle, edebiyat ve müzik için beynin işlev merkezleri birbirlerine komşudur. Buna şaşırmamak gerekir, müzik de kendine ait alfabesi(notalar) ve kuralları olan bir dildir sonuçta. Bir edebi eserden yola çıkan müzik eserlerinin yanında, edebiyata esin kaynağı olmuş müzik yapıtları saymakla bitmez. Birbirlerinden çok yararlanan sanat dalları olarak edebiyat ve müzik, birbirine çevirisi çok zor olan iki ayrı dildir aslında. İşte Anthony Burgess; yazar, besteci ve çevirmen kişiliklerini önde tutarak müziği edebiyata dönüştürmeyi, bir tür çeviri yapmayı denemiş Mozart ve Deyyuslar’da. Mozart’ın “40. Senfonisi”nin bölümleri esas alınarak, adeta bir müzik eseri sözcüklere dökülmüş. S Beethoven, Mendelsshon, Haydn, Wagner, Berlioz gibi çok sayıda besteci ve Stendahl gibi romancılar kitabın karakterleri olarak, en azından çeşitli göndermelerle boy gösteriyor bu eserde. Ayrıca Mozart’ın babası, karısı, baldızı, uşaklar, hizmetçiler, imparatorlar, hatta bir ara Saddam Hüseyin bile geliyor sahneye. Yazar, bununla da yetinmeyip, kendini Anthony ve Burgess adında iki karaktere ayrıştırıp konuşturuyor kitapta ki bu durum, yazarın bir dönem bestecilik ve yazarlık arasında karar vermekte çektiği güçlüklerin bir izdüşümü olarak da okunabilir belki. Aslında karakterlerin hepsi Mozart’ı anlatıyor, besteci üzerinden müzik dünyasını, dünyayı... SİYASETİN MÜZİĞE YANSIMALARI... Burgess, bir yandan birbirinden tarihsel olarak farklı zamanlarda yaşamış kişileri aynı düzlemde buluşturup, onların Mozart’ın müziğinden nasıl etkilendiklerini vurgularken, diğer yandan değişik zaman kesitlerinde Avrupa ve Ortadoğu’da yaşanan din ve milliyet kökenli siyasal çekişmelerin müziğe yansımalarını irdeliyor. Yazarın klasik müzik üzerinden İslam’a bakışı nesnellikten uzak olarak değerlendirilebilir, ancak siyasal İslam’ın klasik müziğe yaklaşımı hesaba katıldığında bunu bir eleştiri konusu yapabilir miyiz, tartışılır. Kitabın başlarında Viyana kapılarında boy gösterenler “Türk” olarak tanımlanmış ve bu insanlara bakışının, siyasal İslamı temsil edenlere yaklaşımına nazaran daha ılımlı olduğunu söyleyebiliriz. Siyasal, ulusal ve dinsel göndermeleri nedeniyle çok eleştirilmiş bir kitap bu. Eleştiriler, Burgess’ın nasyonel sosyalist olduğu yönünde değerlendirmelere kadar uzanmış. Önyargısız okur, eserin bütünündeki şakacı dil ve bakış eşliğinde, aidiyeti ne olursa olsun rahatsızlık duymak bir yana keyifle okuyacaktır kitabı. Her koşulda edebiyat ve müzikseverlerin kaçırmaması gereken önemli bir eser Mozart ve Deyyuslar. Kitabı meslekten bir müzisyen farklı, bir edebiyatçı farklı okuyacak ve değişik tatlar alacaktır. Ancak asıl merak ve heyecan konusu, edebiyat ve müziğe yakınlık dereceleri doğal olarak değişiklik gösterecek olan her bir okurun kitaptan alacakları tatların çeşitliliğidir. Burgess kitabını özellikle, Wolfgang Amadeus Mozart’ın 200. ölüm yıldönümüne denk getirirken yayınevinin çeviri kitapları yazarın onuncu ve yirminci ölüm yıldönümlerinde yayınlaması bir rastlantı mı bilinmez. n Mozart ve Deyyuslar/ Anthony Burgess/ Çeviren: Aslı Biçen/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 176 s. 1221 1 1 T E M M U Z 2 0 1 3 n S A Y F A 1 1 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle