Katalog

Işık Kansu’dan ‘Rabıta’nın Zabıtası’ ‘Uğur Mumcu’nun açtığı yoldan yürüdüm’ Rabıta’nın Zabıtası, Rabıta kitabından yirmi altı yıl sonra yayımlandı. Işık Kansu kitabında, şu anda kimin nerede olduğunu, büyük Rabıta planının hangi noktaya varmış bulunduğunu gösteriyor. Kansu’yla kitabı üzerine söyleştik. Ë Orhan TÜLEYLİOĞLU ğur Mumcu’nun 1980’li yıllarda devlet memuru olan din adamlarıyla imamların Suudi Arabistan kökenli Rabıta örgütünün parasıyla yurtdışına gönderilmesi haberi gündeme bomba gibi düşmüş, büyük yankı uyandırmıştı. O yıllarda Cumhuriyet Ankara Bürosu’nda muhabirdiniz ve Uğur Mumcu’nun çalışmasına yakından tanıklık ettiniz. Rabıta’yla ilgili bulduğunuz bir belge, Rabıta tartışmalarına yeni bir boyut kazandırmıştı. Bu belgede neler vardı? Uğur Mumcu, biri 1980 öncesi Süleyman Demirel’in, diğeri de 12 Eylül cuntası döneminde olmak üzere iki ayrı Bakanlar Kurulu Kararı’yla kimi devlet memuru olan din adamı ve imamların Suudi Arabistan kökenli Rabıta örgütünün parasıyla yurtdışına gönderilmesi haberini patlatır patlatmaz hepimiz hummalı bir çalışma içine girmiştik. Bize ulaşan bilgi ve belgeleri bir eşgüdüm sağlanması için Uğur Ağabey’e de iletiyorduk. Başta cuntacı Kenan Evren ve Bülend Ulusu başkanlığındaki hükümet üyeleri, 12 Eylül sonrası imam ve din adamlarının Rabıta parasıyla yurtdışına gönderilmesinden haberdar olmaları konusunda açıklamalar yapıyorlardı. Ortada kararname vardı, ama tam belgelenemiyordu. O dönemde ben Cumhuriyet’te işçi muhabiriydim. Türkİş’in kütüphanesinde bir brifing kitabına ulaştım. 12 Eylül cuntası döneminde Türkİş’in Genel Sekreteri olan Sadık Şide de Sosyal Güvenlik Bakanı yapılmıştı. Sadık Şide, Çalışma Bakanlığı’nca cuntanın adı olan Milli Güvenlik Konseyi’ne 1982’de verilen bir brifing kitabını Türkİş’in kütüphanesine iletmişti. İşte o brifing kitabı, Kenan Evren ve arkadaşlarının, devlet memuru din adamı ve imamların Rabıta parasıyla yurtdışına gönderildiklerini kanıtlıyordu. 26 Kasım 1982’de verilen brifingin kitapçığına göre, Kenan Evren ve arkadaşlarına, 2 Eylül 1980 tarihinden sonra yoğun çalışmalarla yurtdışındaki 700 kadar cami ve mescidin hemen hemen yarısında Diyanet İşleri Bakanlığı’nca gönderilmiş din görevlilerinin U hizmet yapması sağlandığı belirtiliyor, “aylıkları, Dünya İslam Birliği, Brüksel İslam ve Kültür Merkezi gibi dış kaynaklardan sağlanan din görevlilerinin sayısı 21’den 83’e yükseltilmiştir” deniyordu. Yani 12 Eylül sonrası yurtdışına gönderilen devlet memuru imamların parasının Rabıta’ca ödendiği konusunda Evren ve arkadaşlarının bilgilendirildiği ortadaydı. Brifing metnine ilişkin haber Cumhuriyet’te yayımlandı ve cuntacılar çok zor durumda kaldı. Rabıta örgütünün asıl amacı neydi? Hedef laiklik miydi? Bir başka deyişle, siyasal amaçlı dinsel akımların devlet yönetimine egemen olması mıydı? ABD bağlantılı Suudi Arabistan kuruluşu Rabıta’nın kendi nizamnamesine göre, amacı “Müslüman memleketlerinde İslamiyetle hükmetmeye çalışmak”, Müslüman ülkelerin tümünde şeriat devleti oluşturmaktı. Arapçayı Müslüman milletler arasında bir anlaşma dili yapmak ve İslam misyonerleri yetiştirmekti: Bugün Türkiye’de yaşadıklarımızın yaşama geçirilmesiydi. Rabıta’nın Zabıtası’nda belgelediğimiz isimler, kurumlar ve ilişkilerle bunu anlatmaya çalıştım. Kitap bir anlamda “Rabıta”nın güncel halini gözler önüne seriyor. Uğur Mumcu’nun açtığı yoldan yürüdüm, onun izini sürdüm. AKP iktidara geldiği 2002 yılından bu yana haberlerle, araştırmalarla, dizilerle küçük küçük notlarla yürüyen bu iz sürme, kitapla sonuçlandı. Kitap, AKP kadrolarının yaklaşık 40 yıllık örgütlenme sürecini ve Rabıta bağlantısını ortaya koyuyor. Rabıta’nın Zabıta’sının asıl amacı nedir? Kimdir bunlar? Asıl amaç belli. 1923 devrimi ile Cumhuriyeti değiştirmek. Tam bağımlı, piyasasever, kavimci, cemaatçi bir İslam federasyonu oluşturmak. İsim isim, örgüt örgüt merdivenleri yavaş yavaş tırmana tırmana en üst katlara çıkmışlar. Ülkenin tepesinde boza pişiriyorlar. ? Rabıta’nın Zabıtası/ Işık Kansu/ um:ag Vakfı Yayınları/ 114 s. 9 MAYIS 2013 ? SAYFA 9 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1212