Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Haruki Murakami Aşk Parçacığı’nı bulmak adına büyük deney ? Adnan ÖZER azetelerin magazin eklerinde “plaj kitabı” haberlerine rastlamak hoş. Günümüz Japon yazarlarından Haruki Murakami’nin (doğ.1949, Kioto) Türkçe’ye kazandırılan son romanı 1Q84 de bir mankenimizin elinde güneşlenirmiş. Bu kitap güneyin uzun yazı bitmeden plajlardaki görünürlüğünü arttırsa iyi olur. Bir kere üstünde müthiş bir çevirmen emeği var. Orijinal dili olan Japoncadan, hem de iyi bir ritimle çevrilmiş. Baskı kalitesiyle “obje değeri” de yüksek. Sahip olunma duygusu dijital mahşere karşı bir şey yine de... Romana dönecek olursak... 1Q84’ün başlarında romanın iki kahramanı, iki ayrı hattan ortaya G “1Q84” çok katmanlı bir anlatı. Adeta bir bohça roman. İç gıcıklayıcı açılışları var. Yazında hız ustası olan Murakami bu sefer “bir yavaşlık mantığı” deniyor. Yavaş akan bir zamanın sabırlı mantığıdır bu. Bu mantık içinde Güç ve Aşk ilişkilerini ele alıyor. Güç, fikir ve ahlakıyla önünde sonunda topluma düşman bir yapıya dönüşür; Kafkaesk bir dönüşüme uğrar ve fizik ötesi ile bağlar kurulur. Mahşeri bir lider kültü tepe noktadadır. Romandaki bir zamanların Maocu hareketi Sakigage de böyle bir dönüşüme uğramıştır. çıkarlar. Önce kadın kahraman Aomame’yi Tokyo trafiğinde bir taksinin içinde sinir bozucu bir yolculuk içinde görürüz. Taksici Çek besteci Janacek’in Sinfoniettasını dinlemektedir. Yetişme telaşı, içeride çalınan müzik, taksicinin şizofrenik tavırları derken gerilim ve çatışma okuru çeker. Aomame sıra dışı hareketler sergilemeye başlar; 30 yaşına ermekte olan bu kadın hiç de tekin biri değildir... Erkek kahraman Tengo daha sakin bir ortam içinde görünür. Ama bir iki tasvirden sonra o naktada da entrika ve gizem başlar. İki kahraman aynı zamanda iki anlatı hattıdır bu romanda. Bu hatlar onların olay örgüsü içindeki hareketlilikleriyle ilerler. Aomame, kadınlara şiddet uygulayan erkeklere cezasını veren bir “el”dir. Böyle bir görev edinmesinin altında birkaç yıl önce gerçekleşmesine engel olamadığı bir olay yatmaktadır; en yakın arkadaşının sadist kocası tarafından intihara sürüklenerek ölümü (Aomame sonradan bu olayı çözer. Bir sonraki “çözümü” de kendince adaleti sağlaması olur!) Aomame zengin bir dul kadının kurduğu gizli bir teşkilata bağlı olarak çalışmaktadır. Kitabın başındaki yetişme telaşı da teşkilat tarafından verilmiş görevi (romanda “hizmet” olarak geçer) yerine getirmek için hedefinin bulunduğu otele planlandığı vakitte ulaşmak adınadır... O teşkilattan bir de Tamaru’yu tanırız. Dul kadının bu bilgili ve nazik koruması savunma ve saldırı konularında fiziksel ve zihinsel olarak bir usta olmanın da ötesinde aşkın bir kişiliktir. Sonradan onu Aomame’nin büyük görevi ile ilgili olağanüstü bir eğitmen olarak dehşetle izleyeceğiz. ‘GÖLGE YAZAR’ 34 yaşındaki Tengo bir yayıncılık entrikasına bulaşır. İyi bir matematik öğretmenidir ama gönlünde yazarlık yatmaktadır. Dergilerine yazı yazdığı ve redaktörlük yaptığı yayınevinin karizmatik editörü ona “sıra dışı” bir teklifte bulunur. Editör Komatsu romandaki bir başka profesyoneldir; Tengo’yu “gölgeyazar” olarak kullanıp, yürüttüğü yayınevine önemli bir edebiyat ödülünü kazandırmak istemektedir. Bu ödülün ardından “patlayacak” satışlardan da iyi bir para gelecektir. Komatsu’nun herkesin kazanacağı bir planı vardır... Tam bu noktada Fukaeri’yi tanırız. 17 yaşında bir kız olan Fukaeri, yayınevine “Pupa Hava” adlı bir dosya göndermiştir, kısa fantastik bir roman. Komatsu bu metnin Tengo’nun elinde bir edebiyat şaheserine dönüşeceğininden emindir, hem de “çoksatar” türden. Fukueri ile birlikte romanda adeta fantastik bir yarılma meydana gelir ve bu bir boyut olarak romanın sonuna kadar sürüp gider. Bildiğimiz fizik aleminin dışındaki (yan bir alem) olaylar anlatılır. Romanda “Little People” olarak geçen küçük insansı varlıklar havadan koza yaparak (pupa hava) ses’in ve var oluş’un geçirgenliğini ve sürekliliğini sağlarlar. Sakigage adlı dönüşüme uğramış bir cemaate hizmet için yaparlar bunu. (Murakami bir ara Çehov’un Sahalin Adası anlatısındaki Gilyaklar bölümünü okutur Tengo’ya. Gilyaklar Sahalin Adası’nın otokton hal kıdır, gayet de kısa boyludurlar vb. Böyle bir gönderme?!) Aomame ile Tengo’nun birbiriyle ilintisi var mıdır?! Elbetteki vardır. Aslında 1Q84 onca teknik ustalığına rağmen naiv bir romandır. Aomame ile Tengo’nun aşklarının romanıdır o. Şöyle ki; bu iki kahraman çocukluklarında (ilkokul çağı oluyor) bir ara aynı okulda ve de aynı sınıfta bulunmuşlardır. Bir kereliğine el ele tutuşmuşlukları da vardır. Onların aşkları varoluşsal bir damgadır. Leyla ile Mecnun ve Pol ve Virginie gibi. İki paralel anlatı hattı okuru çıldırtacak bir şekilde yavaş ilerler. Âşıklar birbirlerini aramamaktadırlar ki bulsunlar... Unutmuşlar mıdır..? O da değil. Bu romanın tam bir özetini çıkarmak için kuantum teorisini bilmek gerekir desek pek de abartmış sayılmayız. Kuantum teorisi, bilindiği üzere, paralel dünyaların varlığını varsayar. Sonsuz paralel dünyalarda meydana gelecek çöküş için, yine kuantum mekaniğine göre değişkenlik hesapları yapılması ve bunun teorisinin bilinmesi gerekir. Murakami romanında gökte iki ay ile paralel evrenler yaratıyor. Âşıkları kavuşturacak çöküş... Bu çöküş var mıdır? Gerçekleşiyor mu..? Onun finali, romandaki “sessiz kal” ilkesine uygun olarak saklanmalı. Çünkü orada olağanüstü bir işlem var; bir roman okumasının insan zihnini nasıl zorlayacağını anlamalı, bunu tecrübe etmeliyiz. Murakami, Cortazar’ın Seksek ve Eco’nun Foucoult Sarkacı adlı romanlarıyla, Borges’in Yolları Çatallanan Bahçe başlıklı öykü kitabında yaptıklarının işlem fazlasına erişmek ister gibidir. Kesinlikle daha eğlenceli ve çok daha duygusal olarak... 1Q84 bir taraftan da çok katmanlı bir anlatı. Adeta bir bohça roman. İç gıcıklayıcı açılışları var. Yazında hız ustası olan Murakami bu sefer “bir yavaşlık mantığı” deniyor. Yavaş akan bir zamanın sabırlı mantığıdır bu. Bu mantık içinde güç ve aşk ilişkilerini ele alıyor. Güç, fikir ve ahlakıyla önünde sonunda topluma düşman bir yapıya dönüşür; Kafkaesk bir dönüşüme uğrar ve fizik ötesi ile bağlar kurulur. Mahşeri bir lider kültü tepe noktadadır. Romandaki bir zamanların Maocu hareketi Sakigage de böyle bir dönüşüme uğramıştır. Kriminal (kendine ve topluma karşı cürüm işleyici) muhalefet tarz ve odakları sıkıştırılmışlık ve yalıtılmışlıkla mistifikasyona uğrarlar. (Japon basınında Murakami’nin Aum Shinrikyo adlı köktenci ve terörist bir tarikata gönderme yaptığı yazıldı. Shoko Asahara tarafından kurulan bu tarikat 1995 yılında Tokyo Metrosu’nda sarin gazı kullanarak vahşi bir eylem yapar. Bu eylem sonucunda 13 kişi ölür, 54 kişide kalıcı sağlık sorunları oluşur, 980 kişi de ciddi olarak etkilenir. Tüm bunlar arasında çocuklar da vardır. 1Q84’deki “lider” için model Shoko Asahara olması muhtemeldir.) Sakigake’nin lideri ile Fukaeri, Aoame ve Tengo hesaplaşmak zorundadırlar. Fukaeri’nin aşk özünü taşıyıcılığı/geçirgenliği, Aomame’nin “eli” ve yüreği ve de Tengo’nun “çıplak yüreği”... Bütün bunlar nasıl yaşanıyor? Hangi boyut ve evrenlerde ve hangi eylemlerle oluyorlar..? Okumak gerek.. Bitirirken bir not düşeyim: İngiliz yazar George Orwell’in 1984 romanı ile Murakami’nin 1Q84’ü üzerine pek çok neotonik (kuşakbilimi) yazı yazıldı. Aralarındaki “zürriyet” bağı, aradaki Q harfinin (Japon dilinde “kyu” diye okunurmuş, bu “kyu” “dokuz” demekmiş) bulmacası vb. Romanın bu şekilde irdelenmesine kalkıldığında belki onun kadar kalın bir kitap yazmak gerekecektir. Sıkı edebiyat okurları için bir iki başlık koyarsak; a) Lawrence Durrell’in İskenderiye Dörtlüsü ile başlattığı “çağdaş sevginin irdelenmesi” temasının Murakami’de ele alınışı, b) Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği adlı romanındaki “güç” teması ve lider kültü ile karşılaştırma, c) Kafka’nın Şato’sundaki “korku” teması bakımından incelenmesi gibi... ? 1Q84/ Haruki Murakami/ Çev: Hüseyin Can Erkin/ Doğan Kitap/ 1256 s. SAYFA 8 ? 16 MAYIS 2013 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1213