18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mustafa Balbay’dan ‘Yargıtatör’ Diktatörlerin yargıtatörleri Mustafa Balbay Yargıtatör adlı oyunuyla ülkemizde yaşanan, hukuksuz olarak nitelendirilen birçok benzer davanın fotoğrafını çıkarmış. Güncele karşı söz söyleyen, politik konuları gündeme getiren tiyatro gruplarının ve tiyatro metinlerinin bir elin parmaklarını geçmediği günümüz tiyatro dünyasında Yargıtatör önemli bir boşluğu doldurabilecek bir metin olarak kendini gösteriyor. ? Serkan FIRTINA ünya edebiyatının üzerinde hemfikir olduğu bir alan varsa o da “hapishane edebiyatı”dır. Yazarların çeşitli suçlardan bu çoğunlukla düşünce suçlarıdırdört duvar arasına sokulmaları sonucunda içeriden dışarıya yaptıkları “yazın” katkısıdır. Ülkemiz bu alanda dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde yeterince verimli konumdadır. Tarihsel olarak bakıldığında toplumumuzda düşünen, yazan ve muhalif olanlar, çeşitli dönemlerde baskı altına alınıp hapishanelere doldurulmuşlardır. İşin en ironik kısmı olayın yarattığı sonuçlarda yatar. Tehlikeli(!) düşüncelerinden uzaklaşması istenen yazarlar, içeride daha bir bilenirler ve dışarıda olduğundan daha fazla ve daha dikkat çeken önemli yapıtlara imza atarlar. Türkiye’nin düşünseledebi mirasını oluşturanların büyük bir bölümü hapishanelerde deneyim kazanmış ve oraları bir üniversiteye dönüştürmeyi başarmışlardır. Günümüzde çeşitli davalardan yargılanan birçok kişi, hapishanelerden ses vermeye devam etmektedir. Bu isimlerin en önemlilerinden biride gazeteciyazar ve milletvekili Mustafa Balbay’dır. İçeride geçirdiği yıllar boyunca, okuyucuları ile bağını koparmayan, gazetedeki köşesinin dışında yazdığı kitaplarla bu ilişkiyi sürdüren yazarlarımızdandır. Balbay Silivri’de yaşananları, ülkenin geldiği siyasaltoplumsal koşulları, çeşitli kitaplarında incelemiş ve incelemeye devam etmektedir. Ancak bu sürece yaptığı son katkı diğer yapıtlarından ayrı olarak, sanatsal ve estetik bir müdahale anlamında “hapishane edebiyatı” tarihinde bir köşe taşı SAYFA 16 ? 16 MAYIS D olarak şimdiden yerini almıştır. Silivri’deki mahkeme sürecini, ülkedeki siyasal koşullarla paralel bir şekilde işlediği “Yargıtatör” adlı tiyatro oyunu, yazarın çok farlı türlerde de nitelikli üretimler gerçekleştirebilecek olduğunun örneğini sunması açısından önemlidir. Balbay’ın kitabına seçtiği alt başlık, Tıpkı Zülümhane’de olduğu gibi yaşanan sürecin en önemli ayırt edici noktasını yansıtması açısından çok işlevsel olmuş. “Öyle Büyük Bir Yalan Üret Ki Kimse Karşı Çıkamasın” Hitler’in Propaganda Bakanı olan Joseph Goebbels’in ürettiği bu yalan ve karalamaya dayalı propaganda taktiklerinin günümüzde de nasıl kullanıldığını göstermesi açısından önemli bir alıntı. Yazarın, oyunun girişinde, Marco Polo’nun “Gördüklerimin tümünü yazmadım, zira inanmayabilirlerdi” cümlesini koyması, yaşadıklarının çoğunun inanılacak türden şeyler olmadığının okuyucu tarafından bilinmesi yorumlanması isteğinin yansımasını oluşturmaktır. ADALET TEMASI Balbay’ın önsözde, tıpkı yukarıda değindiklerimi tamamlar şekilde bir Silivri edebiyatı oluştuğundan bahsederek bu sürece nasıl katkı sunduğunu anlatıyor. Ve oyunun toplumun hukuksuzlukları görmesinde ve adalet arayışına katılmasına küçük bir katkı olursa kendisini özgür hissedeceğini belirterek önsözü noktalamış. Bu düşünceleriyle mütevazılığını tekrar belli eden Balbay’ın oyunu okununca aslında sadece Silivri edebiyatına değil, Türk tiyatro yazınına da ne kadar önemli bir katkı sunmuş olduğu fark ediliyor. Güncele karşı söz söyleyen, politik konuları gündeme getiren tiyatro gruplarının ve tiyatro metinlerinin bir elin parmaklarını geçmediği günü2013 müz tiyatro dünyasında Yargıtatör önemli bir boşluğu doldurabilecek bir metin olarak kendini gösteriyor. Tiyatro sanatının dramatik bir çatışmayı merkezine alan, karşıtlıklar ve çelişkilerle ilerleyen yapısı, oyunun atmosferi ile ortaya çıkan durumun yarattığı dava süreci ile beraber başarılı bir şekilde kurgulanmış. Ülkenin en önemli siyasal davalarından birini konu olarak seçmek ve ona bu sürecin bir aktörü olarak kendi yaşanmışlık deneyimini katmak, oyunu klasik “politik” oyun düzleminden çıkararak daha geniş bir perspektife ulaşmasını sağlamış. Oyun birinci perde de sekiz, ikinci perde de altı bölümden oluşuyor. Sahne belirmesi gayet net ve anlaşılır şekilde ve yö Mustafa Balbay Yargıtatör adlı oyunuyla ülkemizde yaşanan, hukuksuz olarak nitelendirilen birçok benzer davanın fotoğrafını çıkarmış. netmenin yorumuna açık bir şekilde bırakılmış. Ancak davanın yürütüldüğü salonun güvenlik açısından en ince noktalarına kadar tasarlanmış olduğu notu ise sahnelemeyi yapacak olanlara önemli bir ayrıntı olarak sunulmuş. Tema olarak “Adalet” üst başlığı ile incelenebilecek oyun, gerçekyalan, hukukhukuksuzluk, gibi karşıtlıklarla oluşturulmuş. Böylesine önemli ve ciddi olduğu söylenen davanın yarattığı durum ve yaşanılanlar yer yer absürd denebilecek diyaloglarla ortaya serilmiş. Biçim açısından açık biçim olarak yapılandırılan oyun bu özelliği ile sadece toplumsal bir oyunun fotoğrafını ortaya sermenin dışında seyircilere de yaşananlar karşısında sessiz kalmamalarını ve sürece tepkisellik ortaya koymalarını düşündürtmesi açısından önemli bir misyonu yerine getirmektedir. Birinci bölümde, “Dava Kurgucularının Birinci Toplantısı” ve ikinci bölümde “Dava Kurgulayıcılarıyla Hükümlünün Gizli Tanık Pazarlığı” başlığı altında, bu ve buna benzer davaların nasıl kurgulandığı üzerine bir sahne yer almaktadır. Heryerekon adı altında sürdürülecek olan davanın, ilerleyen zamanlarda nasıl şekil alacağı bu ekip tarafından gerçekleştirildiği gösterilmektedir. Üçüncü bölümde “Sanığın Delil Bulundurmama Suçu” başlığı altında, sanıkların ne şekilde ve anlamsızca köşeye sıkıştırılamaya çalışıldıkları ele alınmıştır. “Avukatın Müvekkilinin Dosyasını Bulundurma Suçu” başlıklı dördüncü bölümde, sanık avukatlarının savunma sürecince yaşadıkları trajikomik durumlar yansıtılmıştır. Beşinci bölüm “Gizli Tanık Pusu’nun Herkesi Suçlama Özgürlüğü” başlığı altında, gizli tanıkların nasıl kullanıldıkları ve davaları ne şekilde etkiledikleri üzerine kurgulanmış bir sahnedir. Altıncı bölümde “Koğuşta Yanına İki Kişi Verilen Mahpusun Terörist Olarak Suçlanmasına Sevinmesi” başlığı altında ise yazarın ironide ne kadar başarılı olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Bu sahne, yazarında hapishanede yatmakta olan bir kişi olmasından dolayı, gözlemlerinin ne kadar önemli olduğunu ve bunu yansıtabilme noktasında, öznel olandan nesnel olana ulaşabildiğini ortaya çıkarmaktadır. Yedinci bölümde “Cezaevi Revirindeki Hastanın Kanser Sevinci” başlığı altında, tutuklu bulunanların yaşadıkları sağlık sorunları ve bunların yarattığı durumların trajikomik bir üslupla yansıtılması sağlanmıştır. Bu bölüm acı olanın, trajik olanın, ironi ile harmanlanması sonu oluşan yer yer kara komedi unsurlarının bulunduğu önemli bir sahne olarak oyunda yer almıştır. Okurken bile etkisi yüksek olan bir metnin, sahne etmenleri ile ortaya serilmesinin özellikle bu gibi sahnelerde daha önemli olacağını düşünüyorum. Sekizinci bölüm “Açık Yargılamaya Mafya Liderinin ve Hamalın Katkısı” başlığını taşımaktadır. Burada olayların birbiri içine nasıl girdiği yargılamaya dahil olan iki farklı tipin yarattığı absürd durum ele alınmıştır. Oyun bu bölümden sonra ikinci perdeye geçer. Perde aralarının oyununun bütünlüğüne olan katkısı ve seyircinin merak duygusunu en yüksekte tuttuğu an olarak belirlenmesi ve diğer perde başlangıcı ile olan organik ilişki ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1213
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle