Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Bıçkın ve Orta Halli/ İbrahim Yıldırım/ Doğan Kitap/ 594 s. 2003 yılında yayımlandığında edebiyat çevrelerinde büyük ilgiyle karşılanan Bıçkın ve Orta Halli / Cinayet, Ülke, Cinnet, İbrahim Yıldırım’ın Kuşevi’nin Efendisi (2000) ile başlayıp Yaralı Kalmak (2001) ile sürdürdüğü “Eylül’den Sonra” roman üçlemesinin son kitabı. 12 Eylül askeri darbesinin ardından yaşanan bireysel dramları ve toplumsal travmayı anlatan, yenilikçi, atak bir roman, bir tür “siyasi polisiye.” 12 Eylül askeri darbesinin ardından ülke nerdeyse toplu bir cinnete sürüklenmiştir. Alevi bir Hallaç yay, tokmak ve tabancayla öldürülür. Bu “tüyler ürpertici cinayet”in sanığı olan “eylülzede” Edip’in arkadaşı Ömer, cinayetin izini sürer ve bu yolculuk sürecini bir yüzü “günlük”, bir yüzü “roman” (ya da “hatıralar”) olan bir defterde toplar. Bu defter aynı zamanda hem Edip ile Ömer’in hem de ülkenin yaşadığı toplu cinnetin kaydı gibidir. Piraye’ye Mektuplar/ Nâzım Hikmet/ Yapı Kredi Yayınları/ 772 s. “Piraye’ye Mektuplar”, Nâzım Hikmet’in eşi Piraye Hanım’a gönderdiği 581 mektuptan oluşuyor. Bu kitabın yanında ayrıca hepsi tıpkıbasım olan ve kitapla birlikte sadece 1000 adet basılan 26 mektubun bulunduğu bir kutu da bulunuyor. Memet Fuat’ın hazırladığı Piraye’ye Mektuplar, Yapı Kredi Yayınları tarafından özel bir baskıyla basılan bir kitaptan ve içinde 26’sı zarfları ile birlikte birebir çoğaltılan mektupların bulunduğu özel bir kutudan oluşuyor. Kitapta yer alan mektuplarda karşımıza çıkan, yalnızca hayran olduğumuz şiirlerin yazarı Nâzım Hikmet değil. Eşi, çocukları, aile ve arkadaş çevresi, yaptığı işler, öteki mahkumlarla ilişkileri, ülkenin, dünyanın, insanların durumları üstüne düşünceleriyle bir hayatın olabilecek en geniş görünümü… Çoğu, şairin eşine yazdığı aşk mektuplarından oluşan bu çalışma, büyük bir aşkın nasıl olduğunu ve ne anlama gelebildiğini gözler önüne seriyor. Kutu içinde tıpkıbasımları yapılan 26 mektubun içinde Nâzım’ın Bursa Cezaevinden yazdığı 33.11.11 tarihli ünlü “Karıma Mektup” şiiri de bulunuyor. Kentler ve Göç: Türkiye, İtalya, İspanya/ Yayına Hazırlayan: Ahmet İçduyu/ İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları/ 376 s. Verimli Akdeniz Havzası, tarih boyunca çeşitli uluslararası göç hareketlerine sahne olmuştur. Düzenli (yasal) göç olgusunun yanı sıra, özellikle düzensiz (yasadışı) göç hareketleri bugün Avrupa Birliği ülkelerinde de çeşitli tartışmalara neden olmaktadır. Göç veren ülkelerden, hızla göç alan ülke konumuna geçen güney AB ülkeleri İspanya ve İtalya ile aday AB ülkesi Türkiye’nin yaşadığı bu süreç, göçle ilgili politikaların karşılaştırılması ve bu politikalar kapsamında uygulanan iyi örneklerin incelenmesi açısından önemlidir. Kentler ve Göç: Türkiye, İtalya, İspanya adlı kitabın göç üzerine çalışan akademisyenlere ve bu konuda çalışan siyaset üreticilerine faydalı olabileceği düşünülüyor. Zaman Yolculuğu Âşıkları/ Nur Yaycıoğlu/ Arunas Yayıncılık/ 330 s. Zaman Yolculuğu Âşıkları, Efes Antik Medeniyeti'nde başlayıp Osmanlı İmparatorluğunda yeniden alevlenen ve günümüze kadar devam eden bir aşk hikâyesi. Âşıklar Defne ve Marsın çağımız Türkiyesi'ndeki toplumsal ve siyasi olumsuzluklara karşı verdikleri mücadeleler, psikoloji biliminin kuralları üzerine yapılandırılmış olarak anlatılıyor. Onları birbirinden ayıran olaylar sonucunda tekrar, Efes Antik medeniyetinin farklı ve görkemli bir dönemine geri dönerek, aşklarını sürdüren aşıkların serüvenleri. Mekândan Taşan Edebiyat/ Turgay Anar/ Kapı Yay./ 642 s. Sözlükler mahfil kelimesini, “konuşup görüşmek için bir araya gelinen yer, toplantı yeri; toplanmış heyet, meclis; oturulacak yer, görüşülecek yer” şeklinde açıklar. Edebiyat mahfilleri de birden fazla, edebiyatçının bir mekânda buluşup sanatedebiyat ile ilgili çok çeşitli konularda konuşma ve sohbetler yapması, edebiyat ve sanatla ilişkilendirilebilecek konu, kavram, eser, şekil, tür vb. üzerinde bu “türden” “toplantı, yerlerinde” bir araya gelerek görüş ve fikir alışverişinde bulunmasıyla ortaya çıkar. Hafıza, “hatırlanması imkânsız olan şeylerin heybetli ve baş döndürücü stoğudur.” Edebiyat mahfilleri de edebiyatçıların diğer ‘edebiyatçılar ve edebiyat” meraklılarıyla iletişime geçtiği, bazen çeşitli konu, eser, tür vb. üzerinde mutabakata vardığı, bazen de tartışılan konulara önemli şerhler koydukları bir “edebî hafızanın merkezi”dir. Mahfillerdeki hemen her türlü konuşma, sohbet, eleştiri, tenkit, sanat ve edebiyat için hayati öneme sahiptir. Bu tür faaliyetlerle çok sık karşılaşmamızınmümkün olduğu, sanat ve edebiyat tartışma, tenkit veya “ tekliflerin yapılabildiği, bu tür etkinlikler sayesinde toplantı yeri ve odağının sürekli canlı kalabildiği bir yer ve aynı zamanda yaşayan edebiyatın, kültürün, sanatın “atardamarı”dır. “Mekândan Taşan Edebiyat”ta on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar olan zaman aralığında İstanbul’daki edebiyat, mahfilleri ortaya, çıkarılmış ve buradaki edebi faaliyetler çeşitli açılardan incelenmiştir. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1178 ? ? A mazc Akılç Genç şirketl rek üç hayatı girme durdu karşı ç olası b da int ni alm gi bir yarını Saldır mi ola hiçbir dünya Kara gi/ De Casse bütün arasın fes alm yor. Â de do olduğ ca bir İşleyic Dönü zın su ile yan Casse yin ge oyund marın marda nin m İşleyic Fouc Ande Ünive 120 s 1978ve kül evi rej milita ların y lamcıl şı’nı, H nı Yez ren pr du. M ve dev yor, d Fouca şayıp bu yer açan a muştu devrim sayan Fouca konuş makal basılm ilk kez cault’n darın ramsa Ayrıca tüm e ult’nu Şarkla Umut Ernst 13 EYLÜL 2012 ? SAYFA 25 SAYF