25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir eğitim neferi Lemanser Sükan’ın öyküsü Eğitim için yaşamanın öyküsü Gedelek köyünden büyük umutlarla gittiği Köy Enstitüleri’ndeki başarıları ve öğretmen olarak tayin olduğu yurdun dört bir yanında özverili çalışmalarıyla örnek gösterildi. Eğitim için yaşadı, öğretmeyi, vatana dürüst, yetkin öğrenciler, bireyler yetiştirmeyi hedefledi. Lemanser Sükan’ın okuma ve öğretme azmiyle yaşayan küçücük bir kızın öyküsüyle başlayan ve Türkiye’nin çalkantılı yakın tarihi koşutunda evrilen kitabı Memleket Yollarında (19401980), öğretmenine çileyi ve hukuksuzluğu reva görenlere karşı yılmamanın da mührü gibi. Bu arada Lemanser Öğretmen’in kitabının satışından elde edilecek gelir Bursa Çağdaş Eğitim Kooperatifi’ne devrettiğini de belirtelim. Ë Gamze AKDEMİR ir gün, bir yanında Bursa, bir yanında İstanbul’un uzandığı Gedelek köyüne, komşu Dutluca köyünden elinde çalgısı ile bir öğretmen çıkagelir; Dutlucalı Hasan Öğretmen. Aile dostu da olan bu öğretmenin öğrencileri arasında küçük Lemanser de vardır. Hasan öğretmen onu ilk kez “keman”la tanıştıracak, kitaba, okumaya inanılmaz ilgisini fark edecek, hayatının gidişini hayli etkileyecekti. Okulda en çabuk, en doğru okuyan, matematik problemlerini çözebilen, güzel harita çizen ve yazı yazan bir öğrenciyi fark etmemek zaten mümkün değildi. Köy Enstitüleri onun için biçilmiş kaftandı. Gel zaman git zaman Arifiye Köy Enstitüsü’ydü ilk durağı. zart’ı, Beethoven’ı, H. Ferit Anlar’ı, A.A. için başvururlar. Artık Lemanser SüSaygun‘u, Cemal Reşit Rey’i tanır. Öğretkan’dır. menlik uygulama çalışmaları da aralıksız MİMLİ ÇİFT: LEMANSERFARUK devam etmektedir. Beşikdüzü’ndeki ilk1965, genel seçim yılıdır ve İşçi Partisi okulda da dersler dinlediği kadar dersler adına yapılan çalışmaları el altından yürüde verir Lemanser öğretmen. Her sınıfın ten, ekonomik desteği sağlayan eşi Faruk ayrı öğretmeni vardır, bu sistemi de orada Sükan’dır. “Alınteri” adlı haftalık bir gazetecrübe eder. Ayrıca köy okullarına gitmeyi te çıkaran Faruk Sükan gençlerle de iletide sürdürür. şim içindedir. 10 Ekim 1965 seçimlerinde Bilecik’in Bozüyük ilçesinin Karaağaç TİP’ten Tokat Milletvekili aday adayları lisKöyü İlkokulu’na stajyer başöğretmenliğitesinin başında bulunan Faruk Sükan’ı, ne atanır derken. Tam altı yıl kişiliğine şekil Mehmet Ali Aybar veto edip Diyarbakırlı veren Köy Enstitülü yılları geride kalmıştır birisini liste başına koyunca partinin bu tuartık. Atandığı okul dökülüyordur, kırık sıtumu büyük tepki görür. Fakat Faruk Süralarla dolu, yazıtahtasız, direği bayraksız, kan önemli olan partinin oy almasıydı debadanasız, bakımsızlıktan harebe okulu yip çalışmalarına kaldığı yerden devam azimle ayağa kaldırır. İki yıl sonra Bilecik eder. 10 Ekimde ise seçimler yapılır. Yurt merkezdeki Atatürk İlkokulu’na atandığıngenelinde İşçi Partisi epey oy almıştır fakat da köylü isyan eder, dilekçeler verir ama Tokat’tan az bir oy farkı ile milletvekili çıartık gitme vaktidir. karamamıştır. Seçimlerden sonra hızla FaYöreye merkezlik eden Eski Bilecik, nüruk Sükan’ın atanma kararnamesi gelir, fusu az olmasına karşın bölgenin eğitim adeta alay ediliyordur; “Huzur içinde çalışmerkezi gibidir. Edebali İlkokulunun yer ması için, Sivas Atatürk Ortaokulu’na atanalan Çocuk Kütüphanesi’nde ilginç çalışmıştır.” Ayrı kalacaklardır, kızları daha 1.5 malara imza atar. Okuma dışında müzik, yaşındadır, ekonomik durumları da iyi deresim, drama, oyun gibi çalışmalar birlikte ğildir. yürütülür. Öğrencileri bayılır uygulamaya, Bu arada ülkenin her kendisi de kütüphane öğretmenliğini çok tarafındaki gibi Tokat’ta sever. Boş zamanlarında Milli Eğitim Müda öğretmenler sağ, sol dürünün onayı ile Kız Sanat Okulu’nda ücgruplara ayrılmıştır. İleretli matematik derslerine girer. rici, devrimci öğretmenEkonomik açıdan biraz rahatlasa da abler Türkiye Öğretmenlası ve kardeşi ile birlikte üç kişi yaşıyorler Sendikası; tutucu ve durlar, hep dikkatli ve titiz yaşarlar bu yüzbağnaz öğretmenler den. Amacı yaşı ilerlemeden Eğitim EnstiMilliyetçi Öğretmenler tü’süne gitmektir, birikmiş parası olursa Derneği üyesidir. İkinci bunu daha rahat başarabilir fakat paranın büyük kısmını, her maaş günü ziyarete gelen babaları almaktadır. Derken Gazi Eğitim Enstitü’sünün açtığı dışardan bitirme sınavlarını kazanır, pedogoji bölümüne yönelir. Bir ay Üsküdar Kız Lisesi’nde kurs görür. O süreçte Yassıada duruşmasına da gider, izin alabilen altı kişiden birisidir. Oradan Tokat yolları görünür. Tokat’ta beden eğitimi hocası olan, sonradan hayatını birleştireceği Faruk Sükan ile tanışır. Öğretmenliğin yanında tiyatro çalışmaları da yapar. Oyuncu, yönetici olarak görevler alır. Turgut Özakman’ın “Ocak” eserinde rol alır. Faruk Sükan ile İstanbul’da görüşmeyi sürdürürler. Güzelyalı’da alır evlilik Lemanser Sükan, Arifiye Köy Enstitüsü’nde ablalarıyla (sağda). teklifini, kabul eder, yıldırım nikâhı B MÜDÜRE İNAT, İNÖNÜ’YE ALKIŞ! İlk “devlet baba” karavanasını yediği yerdi. Sonra okuduğu kitapları yakan bir müdürle (Bedri Alagon) tanıştığı yerdi bir de. Müzik hocası sayesinde müzik kulağının ve ufkunun genişlediği yerdi. İkinci durağı Kızılçullu Köy Enstitüsü’ydü. Hükümetin vitrini gibiydi Kızılçullu. Türkiye’ye ziyarete gelen her yabancıyı; bakanlar, milletvekilleri tutup oraya getiriyordu. NATO, eğitimi veya başka konularla ilgili paneller, konferanslar, sergiler ve gösteriler orada yapılıyordu. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’dan tutun Kore’ye gönderilen askerlerimizin komutanı Tahsin Yazıcı’ya kadar gelmeyen yoktu. Köy Enstitülerinde, eğitim ve öğretimin “yaparak yaşayarak” öğrenme ilkesine dayalı olduğu dönemde yetişen genç Lemanser, 1952’nin Eylül 15’inde izinden döndüğünde ise bambaşka bir şeyle karşılaşır. Kızılçullu Köy Enstitüsü yazısı kaldırılmış yerine NATO Karargâhı yazılı tabela asılmıştır. Öğrencilerin bir kısmı Bolu’ya, bir kısmı da kendisinin de iki yıl eğitim alacağı Trabzon Beşikdüzü Köy Enstitüsü’ne taşınır. Okuma faaliyetleri de son hızla sürüyordur. Müdürün yasaklamasına rağmen arkadaşlarıyla coşkuyla Trabzon’dan Giresun’a geçerken yolda onları selamlayan İsmet İnönü’yü karşıladıkları gün de dün gibi belleğindedir. Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nün her köşesinden dinlenebilen müzik yayınları ile MoSAYFA 14 grup hükümetin kanatları altında eğitimi yozlaştırır. Sükan, bu durumun acısını en çok çekenlerin gelecek kuşaklar olduğunu da anlatıyor kitabında. Öğrenciler üzerindeki baskılar arttırılmıştır. Staj köylerine uygulama öğretmenlerine haber vermeden okul yönetimince gece baskınları düzenleniyordur. Lemanser öğretmenden de şikâyetçi olanlar vardır en çok şikayet solcu ve komünist oldukları üzerinedir. İşte Lemanser Sükan’ın suçları: “Öğrencileri yemek boykotuna teşvik etmek. Ambardaki bozuk erzakı nöbetçi öğretmen olarak çıkarmamak. Okulun arabasını geç saatlere kadar staj köylerinden getirmemek. Dışardan bitirme sınavlarına girenleri geçirmemek. Derslerde sosyalizmi anlatarak solculuk propagandası yapmak. Solcu olduğu için okuldan sürülen Faruk Sükan’ın karısı olmak.” Öğretim yılını bitiremeden soruşturmaların kokusu ortalığa yayılmıştır. Sürgün kararnameleri de gecikmez. Erzurum Nenehatun Kız İlköğretmen Okulu’na verilmiştir. Kitabında da belirttiği gibi aynı branştan eğitim işleri müdür yardımcısının ilk günkü “kaçma, karışma, çalışma” önerisini dinleseydi böyle olmazdı elbet. Suçu toplum ve ülke çıkarlarını her şeyden üstün tutmaktı. Öğrencilerin sağlığını düşünmekti. Çok çalışmak, üretmek, ulusa öğretmen gibi öğretmenler yetiştirmeye çalışmaktı. Görevi başına gittiğinde kendi branşında boş ders bulunmuyordur bile. Bir süre sonra Erzurum’da resmen can güvenlikleri kalmamıştır. Bir gün eşi Faruk Sükan’ın, sokak ortasında dört gencin saldırısına uğrayarak ağır yaralanması bardağı taşıran son damla olur. Faruk Sükan Ankara’da göreve başlamıştır ama Lemanser Sükan iki çocuğuyla birlikte Erzurum’dadır, dilekçelerine yanıt veren de yoktur. En sonunda 1974’e kadar görev yapacağı Ankara Demetevler Lisesi’nde göreve başlar. 23 Eylül 1974’te Edirne’de Kız İlköğretmen Okulu’nda müdürdür. Kısa süre sonra görevinden alınarak KastamonuCide İlyasbey Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atanır. Malum gerekçe “görevini hükümet programında belirtilen esas prensipler istikametinde yürütemeyeceğinin anlaşılması”dır. Danıştay’a başvurur. TÖBDER üyesi olmasının bu sürgün kararında etkili olduğunu anlayacaktır. Dava lehine sonuçlanır ama kaçar yollar arayan bakanlık, görevine iade etmez. Tazminat davası açar Lemanser Sükan ve kazanır. Bakanlık inanılmazdır, tazminatı da ödemez. Lemanser Sükan’ın okuma ve öğretme azmiyle yaşayan küçücük bir kızın öyküsüyle başlayan ve Türkiye’nin çalkantılı yakın tarihi koşutunda evrilen kitabı Memleket Yollarında (19401980), öğretmenine çileyi ve hukuksuzluğu reva görenlere karşı yılmamanın da mührü gibi. “Eğitim üretimle oluşur. Bu nedenle öğretimi bir erek olmaktan kurtarıp araç olarak ele almanın zamanı çoktan geçmiştir. Eğitim düzenimiz zaman zaman reforme edilirken eğitim ereğimizin iyi saptanması gerekir. Oysa bizde değişim ve uygulama önde, erek arkadan ona yetişmeye çalışmaktadır (...) Genç öğretmen seni bekleyen görev çok büyük, çok zor, fakat çok onurlu, çok kıvançlıdır. Sana inanan, seni bekleyen köylere öğretmen olacaksın; sıfırdan başlayacaksın; ama her yaptığın senin olacak. Her yeniyi, her güzeli, her gerçeği sen götüreceksin onlara. Önce güvenmeyecekler, kaçacaklar senden; yılmayacaksın, korkamayacaksın. Ülkemizin köylerini siz çıkaracaksınız ortaçağ karanlığından” der Lemanser Sükan. Ya siz? Ne dersiniz? Bu kitabı okumaya var mısınız? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Memleket Yollarında (19401980)/ Lemanser Sükan/ Alp Yayınları/ 520 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1091
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle