Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ratım sürecinde de imge¥ ter. Ona göre sanat, “Çok iyi bilinen gönin varlığından, dahası, rüngülerde bile saklı yansanatçı, imgelerle yürütüları ortaya çıkarır o, bayalen görsel düşünmenin ğıda eşsiz olanı, olağanüsöneminden söz açarak iltüde sıradan olanı göstegi çekici bir tespitte bulurebilir.” Hiç şüphe yok ki, nur: “Sanatçının yeteneZiss, burada sanatın ği, yarattığı imgelerin özönemli nirengi noktalarını günlüğüyle ve bireyselliği belirtirken, incelerken, ile ölçülür ve sanatın çaryazarlar, sanatçılar, felsepıcı gücünü belirleyenler fecilere ve estetikçilere süde bunlardır.” Sözü Balrekli “göndermelerle” zac’a getirerek imge koaraştırmasını kuramsal ve nusunda bir koşutluk kuestetiksel açılardan zenrar: “Balzac, İnsanlık Komedyası’nın önsözünde, ginleştiriyor. Bilim ve satoplumun tarihçi olduğunat ilişkisine de kısaca denu ve kendisinin de bu ğinen Ziss, önemli bir tarihçinin ‘sekreteri’ olsaptamada bulunur: “Asduğunu yazar.” lında bilim, sanatın kavraAvner Ziss, sanatsal yamadığı olayları aydınlaimge üzerinde beyinsel tır; buna karşılık sanatçı, bir efor çizer. İmgenin yaşamı, bilimin gücünün önemi ve işlevinin insan yetmediği derinden bir coşkusuyla, hayal gücükavrayışla bizi etkiler çonün ortak bir tasarımı olğunlukla.” Ziss, bu tespitinde “sanatçı”nın üstlenduğunu ima eder. İmgediği rolün önemini vurgunin, düş gücü ile yaşam lar. Hemen aklıma “yaratıdolu kişilerin karakterlecı eller ve zaman dışı bir ri, incelikleri ve bireyselsanatçı” olan Rodin’in likleriyle betimlemenin unutulmaz sözü geldi: “Saönemini vurgular. Sanatnatçı görünüşlerin altındaçının veya romancının yaki iç gerçekleri görür.” rattığı canlı karakterler Franz Masarel’in desenleri için Stefan Zweig’ın sözlerine yer veren Ziss, “...insan uyZiss, sanatın nedenleri ustalıkla verilir. Örnek garlığı bir anda yanıp kül olsaydı ve kültüve niçinleri üzerine estetik rün tüm anıtsal yapıtları, kitaplar, fotoğolarak Balzac, Tolstoy veraflar, belgeler yok olsaydı, yirminci yüzyıdeğerlendirmeler yaparrilir. Sonuçta, “sanatsal lın soluğunu duyabilmek, bu dönemdeki ken Garaudy’nin “sanat imge, birçok yaşamın eşyaşamı anlayabilmek için, Franz Masarel’in bir çalışma biçimidir, bil gravürleri ve desenleri yeterli sanırım” der. zamanlı ve özetlenmiş öygi edinme biçimi değilküsünü oluşturur.” Ama dir” sözünden giderek, önemli bir noktaya bence sanatsal imge/ sanatçı/ yazar/ yaraparmak basar. Sanat eserinin alımlayıcı (iztım ilintilerinde “özgünlüğü” ortaya çıkarleyici) tarafından “neyi anlattığı önemlitan öğenin ne olduğunu şöyle yorumlar: dir.” İşte bu duruma Garaudy, net bir bi“Her sanatsal imge, yalnızca belli yaşam çimde yanıt verir: “Bir tablo neyi gösteparçalarının yansıması değildir; yanı sıra, rir?” sorusuna : “Kendisini kim yarattı ise, bir anlamda, yazarın bir çeşit kendi portreonu.” Ziss, estetik ve ana sorunlarının vazsidir de. İmgenin ötesinde yaratıcıyı bulugeçilmezi olan “Sanat ve İdeoloji” üzerine ruz her zaman. Öznellik, sanatçıdaki özdurur. Bu konuda E. Ficher’in tespitine yer günlüğün ölçüsünü gösterir.” Ziss, bir eleşverir: “Ficher’in söylediklerine bakılırsa, tiri aracı olarak estetiği ve estetik değerin ideoloji her zaman yalan ve uyuşturulmuş zenginliğini araştırır, inceler ve yorumlar. (mystifie) bir bilinç olarak görünür; buna Sanatçıya şöyle bir öğütte bulunur: “Sanatkarşılık Marksizim hakikate özlem duyan çı hatalı görüşlerin pençesine düşmekten bir bilimdir. Marksizm ile ideoloji kavramher zaman sakınmalıdır. Sanat, yalandan larını birleştirmek, ‘bilim ve ütopya’yı bir tiksinir; öznelcilikle bağdaşmaz. Yanlış ve araya getirmek demektir; bunun için, öznelci fikirlerden kendini kurtarabildiği, Marksiz’mi ütopik öğelerden, ideolojilerden hakikati derinden derine duyabildiği ve’ kurtarmak gereği vardır. Marksizm bir bikendi öz türküsünün boğazını sıkmak’ gelimdir, bir ideoloji değildir, bu yüzden de rekirse de, yaşamın mantığına bağlı kalabiliki terim birbiriyle bağdaşamaz.” Ziss, Ficdiği ölçüde, yaratıcının yeteneği güçlenir.” her’in bu yaklaşımını eleştirir ve şunları dilZiss, “Tolstoy imgeye düşünce soktu” der. lendirir: “Her sınıflı toplumda sanat bir Avner Ziss, ilgi ve büyük bir zevkle okuideoloji taşır, savı artık, estetiğin köşe taşıduğum Gerçekliği Sanatsal Özümsemenin Bilimi Estetik adlı yapıtının son bölümündır.” Bilimsel öğretinin klasikleri, sanatı her zade kendi felsefi görüşünü nesnel bir edayla man bir değer olarak ele almış, sanat yapıtlaşöyle belirtir: “Bu yapıtın yazarı ‘toplumrının çözümlenmesinde yazarın yansıttığı sal’ görüşü tutar; ama, birinci görüş açısıolaylardaki ideolojik ve estetik aydınlığı ortanın kaba maddeci bir nitelik taşıdığını öne ya koymaya çalışmıştır. “Değerler insan sürecek denli ileri gitmez. Ayrıca ikinci göamaçları ve idealleridir”, Ziss bir adım daha rüşte öznelciliğin bir anlatımını görenlerle öteye giderek, “Sanatın toplumsal bilincin de tam bir görüş birliği içinde değildir.” öbür biçimleriyle aynı görevi yerine getirmek Marksist bir söyleyişle, kendi öznel düşünzorundadır” der. Hemen ardından bencecesiyle “estetiğe” değişik bir gözle, boyut getirir: “Estetik, güzelin bilimi değildir; sanatın evrenselliğini, toplumsal katmanlargerçekliğin sanatsal özümsenmesinin bilidaki işlevinin ne olması gerekliliğini de şu midir ve her şeyden önce de, sanatın yasavurgulayıcı sözleriyle açıklar: “Sanat insanlalarının bilimi ve sanatsal yaratı kuramıdır.” ra gerçeğin güzelliğini bulup ortaya koymayı, Bütün haz veren olguların ve olayların yanı bu güzellikten tad almayı ve onu yaşamlarına sıra, süjeobje ilişkisinde “estetik değerlekatmayı, güzelin yasalarına göre yaratmayı rin” zenginliğini araştıran bir bilim dalı öğretir ve estetik duygular üzerinde bağlayıcı olarak gördüğümüz estetik ne kadar bireyetkide bulunur. Estetik işlevi, toplumsal ve sel olursa o kadar estetik üstü olur. Gerestetik bir idealin özümsenmesinde, sanatsal çekten estetik bilincin eşiği ise toplumsalyeteneklerini geliştirmekte insanlara yardımdır. Bu ikilemi E. H. Gombrich’in sanat ve cı olmaktan ibarettir.” estetik üzerine söylediği sözü, estetik ve es“SANAT, İMGELER ARACILIĞIYLA tetikçiye uyarlayarak çözümleyeceğiz: GERÇEKLİĞİN YENİDEN “Özellikle estetik; estetikçinin, estetik adıÜRETİLMESİDİR” na ürettiği her şeydir.” ? Yukarıda “ara başlık” olarak aldığım Estetik: Gerçekliği Sanatsal Özümsemetümce, Marksist estetiğin temel savlarından nin Bilimi / Avner Ziss/ Çeviren: Yakup sadece birisidir. Bu aşamada Ziss, sanatçıŞahan, Hayalbaz Kitap/ 234 s. nın imgeler aracılığıyla düşündüğünü, yaCUMHURİYET KİTAP SAYI 1040 SAYFA 17