04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA Bir usta yazardan özel biyografi Zaman gazetesinin Aylık kitap eki Kitap Zamanı'nın 4 Mayıs 2009 tarihli 40. sayısında Sayın M. İlhan Atılgan'ın 'İki Ters Bir Düz' başlıklı sayfasında Cumhuriyet Kitap'ın 1000. sayısını kutlayan bir not var. Atılgan, Cumuhuriyet Kitap'ın 1000. sayısında, derginin öyküsünü anlattığım yazının (söyleşi değil) bir yerine itiraz ediyor. Ben 'İyi kitaptan ve iyi edebiyattan yana olduğumuzu' belirtmiştim, işte itiraz bu cümleye... Şunları söylemiş Sayın Atılgan: “Cumhuriyet Kitap, önyargısızca iyi edebiyattan yanaysa yeni kitabı çıkınca Selim İleri'yle röportaj yapar mı, Hilmi Yavuz'u kapağına taşır mı, Sezai Karakoç dosyası hazırlar mı?' Atılgan'a bir öneri: Yolu düşüp Cumhuriyet Kitap'ın 1000 sayılık koleksiyonunda bir tarama yaparsa bahsettiği yazarların Cumhuriyet Kitap'ta kapak ya da dosya olarak, defalarca yer aldığını görecektir. Atılgan'a iyi dilekleri ve eleştirileri için teşekkür ederiz. Ahmet Say’ın Evrensel Basım Yayın’dan çıkan Müzik Nedir, Nasıl Bir Sanattır? başlıklı kitabı, müzik sanatı hakkında yeterince bilgisi olmayan, ama bir yandan da müziğe ilgi duyan yurttaşlar için hazırlanmış bir kitap. Türkiye'de müzik sanatına yaptığı olağanüstü katkılarından tanıdığımız Say ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşiyi Tuncer Uçarol yaptı. Say'ın 'Müzik Ansiklopedisi' ve 'Müzik Sözlüğü' adlı devasa çalışmalarını da okurlarımıza bir kez daha hatırlatalım. Bol kitaplı günler... Ë ÇEVİRENİN NOTU: Ben, Musa Moris Farhi vardı, İngilizcemi pekiştirirken kendi yazma stilimi geliştirmeye çabaladım. 1960’larda televizyon oyunları yazmaya başlamıştım. Bu dönem 1983’te noktalandı. BBC için yazdığım iki oyunu (Crackup ve Welcome Home) o sürecin en iyileri sayarım. O dönemin ürünleri arasında bir film senaryosu (The Primitives), bir tiyatro oyunu (From The Ashes of Thebes) ve ilk romanım da (The Pleasure of Your Death) vardır. 1983’te yazdığım ikinci romanıma (The Last of Days) olumlu tepkiler alınca kendimi edebi kurmaca yazmaya verdim. O zamandan beri dört romanım yayımlandı: Journey Through Wilderness, Children of The Rainbow, Young Turk ve çok yakınlarda, A Designated Man. Bu açıdan verimli olduğum söylenemez. İngilizce anadilim olmadığı için, maalesef yavaş ve titizlikle yazmaktayım. Children of The Rainbow, Romanların Avrupa’da karşılaştığı ayırımcılığı protesto için yazılmıştır ve İtalya’daki Them Romano kuruluşunun Uluslararası Sanat Ödülü ile Almanya’daki Romani Sanat ve Bilim Akademisi’nin özel ödülüne layık bulunmuştur. Young Turk’un Fransızca çevirisine ise 2007 Alberto Benveniste ödülü verilmiştir. Şiirlerimden birçoğu muhtelif Amerikan ve İngiliz dergilerinde ve antolojilerinde yayımlanmıştır. İnsan hakları ve özellikle ifade özgürlüğünü yaşamımın itici gücü sayarım. Bu nedenle yazar örgütü P.E.N.’in İngiltere bölümüne üye oldum. 1988’den beri örgütün Hapishanedeki Yazarlar Komitesi’nde görevliyim. Ayrıca o komitenin başkanlığını ve Uluslararası P.E.N.’in merkez komite üyeliğini yürüttüm. 2001’de, Uluslararası P.E.N.’in başkan yardımcılığına seçildim. Kraliyet Edebiyat Topluluğu üyelerindenim ve 2001’de “edebiyata yaptığım hizmetlerden” dolayı Kraliçe tarafından Order Of The British Empire üyeliğine de atandım. Yapıtlarım Türkçe, Arapça, Çince (Mandarin), Fransızca, Hollandaca, Almanca, Yunanca, İtalyanca, Lehçe, Romence, İbranice ve Galiçyaca’ya çevrildi. 1978’de yeniden evlendim ve eşim Nina Farhi ile Londra’da yaşamaktayım. Nina, kitapları da bulunan akademisyen bir psikoterapisttir. Rachel adında bir üvey kızım ve Zara adında bir de torunum vardır. Kısa özgeçmiş yazımı bir özel notla tamamlamak isterim. Dostları tarafından Adanalı diye çağrılan akil bir güreşçi, beni asla Türkiye’nin kıyılarından uzaklaşma diye uyarırdı. Allah, derdi, bu yöreleri üç bitkiyle mübarek kılmıştır: İncir, üzüm ve zeytin. Ürünleri öylesine bol olur ki toprak sahipleri tümünü toplayamaz; ayrıca balık da Allah’ın bir inayetidir ve hiçbir para babası onların tümüne el koyamaz. Onun için, derdi, ne denli yoksul olursan ol, bu ülkenin kıyılarında yiyecek daima bir şeyler bulursun. Yazık ki Adanalı’nın nasihatini tutamadım. Ama incirin, üzümün ve zeytinin aslında Türkiye’nin, tadı daima damağımda kalmıştır. ? Genç Türk/ Moris Farhi/ Çeviren: Niran Elçi/ İthaki Yayınları/ 428 s. Young Turk/ Moris Farhi/ Sagi Books/ 392 s. TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] Moris Farhi’nin Genç Türk adlı romanındaki özgeçmişsel bilgilerden onun Uluslararası P.E.N.’inin başkan yardımcısı olduğunu ve edebiyata yaptığı katkılardan dolayı Büyük Britanya Kraliçesi tarafından ‘O.B.E.’ payesi ile taltif edildiğini de öğrenmiştim. Daha çarpıcı olansa kitaptaki Türk(iye) aidiyet tutkusuydu… 2007 güzünde Mel Kenne’nin önerisi ve Prof. Saliha Paker’in aracılığıyla ona, Annemin Öğretmediği Şarkılar’ın (Songs My Mother Never Taught Me) İngilizce tekstini yolladım. O sırada kendisinin ve özellikle eşinin rahatsız olduğunu bilmiyordum. Zaman ayırıp okudu ve beni kendisinin kitaplarını da yayımlayan Telegram’a yönlendirdi. Kitabım 2008’de İngiltere’de, 2009’da A.B.D.’de yayımlandı. Musa Farhi’yle yaptığı anlamlı jestten sonra Londra’da tanıştım. Onu görür görmez benimsedim. İlk buluşmamızdan kucaklaşarak ayrıldık ve kendisine “Abi” demeye başladım. Musa Abi önemli bir yazar olmanın ötesinde; alçakgönüllü, sevecen, zarif ve dirayetli bir insan. Kendisini tanıyıp da sevmeyene rastlamadım, bu yönüyle onu Doğan Hızlan’a benzetirim. Geçen yaz kendisinden bir özgeçmişsel yazı rica ettim. O, yazısını Nisan sonlarında yollayabildi. (Siz bu satırları okurken sevgili eşi Nina’yı yitirmiştik.) Ben çevirimin son paragrafında birden duygulandım. Teatral bir karakterin, elli iki yıl süren memleket hasretiyle ilgili öz bir içdökümüydü okuduklarım. Irmak roman Genç Türk’ü içtenlikle öneririm. İngiltere’de yeni yayımlanan romanı Designated Man’i “Amazon.com”dan ısmarlarken, Türkiye’de yayım haklarını Everest’in aldığını da öğrenmiştim. Musa Abi ile bir gün Boğaziçi’inde bir balıkçı lokantasında buluşacağız. Belki onu bir Fenerbahçe maçına götüreceğim ve…) Musa Farhi önemli bir yazar olmanın ötesinde; alçakgönüllü, sevecen, zarif ve dirayetli bir insan. Ë Moris FARHİ 5 Temmuz 1935’te Ankara’da doğdum. Toprağı bol olsun babam Hayim Daniel İzmir’de doğmuştu, Kudüs’ün İ.S. 70’te düşmesinden sonra Ortadoğu’ya dağılan Musevi soylarından birine mensuptu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Farhileri Bulgaristan’dan Mısır’a, Bosna’dan Suriye’ye geniş bir coğrafyada görmek mümkündü. Toprağı bol olsun annem Paloma (kızlık soyadı Cuenca) Selanik doğumlu bir Safarad’tı; ataları İspanyol Engizisyonu tarafından yurtlarından edilince, Sultan II. Bayezid’in davetiyle Osmanlı topraklarına sığınmışlardı. Onlar Cuenca’daki yangın cehenneminden kurtulan ender ailelerdendi. Cuenca, Engizisyonun en fanatik merkeziydi ve acı anısı nedeniyle adını soyadları olarak taşıdılar. 1946’da İstanbul’a taşındık ve eğitimimi Robert Academy’de sürdürdüm. 1954’te Robert Kolej Yüksek Okulu’nun Humanities (klasik edebiyat) bölümünden mezun oldum. O dönemde eşsiz eğitimci Prof. Hilary SumnerBoyd’un da etkisiyle, edebiyatı yaşamımın odak noktası bellemiştim. Hükümetin ifade özgürlüğünü kısıtlaması, 20. yüzyılın en büyük şairlerinden Nâzım Hikmet’in S.S.C.B.’ye kaçmasına neden olmuştu ve bu bağlamda o cüretkâr seçimim kaçınılmazdı. Sosyalist görüşleri nedeniyle on yıldan uzun bir süre hapishanelerde çürümeye terk edilen Nâzım Hikmet edebi duyarlılık sahibi Türkler için bir kültür ve yurtseverlik ikonuydu, halen de öyledir. Mezuniyetten sonra Londra’ya geldim ve eğitimime Kraliyet Dram Sanatı Akademisi’nde devam ettim. Diplomamı 1956’da aldım. Hedefim İstanbul’a dönüp kendi tiyatromu kurmaktı. Ancak sanat özgürlüğüne uygulanan baskıya tepki ve korkudan, Türkiye’de durum düzelene dek şansımı İngiltere’de denemeye karar verdim. 1957’de evlenince dönmek kısmet olmadı. Eşim İngilizdi ve Birleşik Krallık topraklarından ayrılmayı reddetti. Böylelikle Londra’ya yerleştim ve 1964’te Britanya vatandaşı oldum. Bir süre aktörlüğü denedim; seçkin tiyatrolarda, film ve televizyon oyunlarında çalıştım. Pek başarılı olduğum söylenemezdi. Aksanım yüzünden, özellikle benimsediğim Şekspir oyunlarında rol alamazdım. Fazla yetenek gerektirmeyen işlerde çalıştım. Ama içimde bir “yazma zorunluluğu” duygusu Çeviren: Selçuk Altun İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik?Tel: 0 (212) 25198 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1004 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle