04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Behçet Necatigil’in çevirisiyle ‘Tutînâme’ Behçet Necatigil’le otuz beş yıl sonra Behçet Necatigil, Osmanlıcadan günümüz Türkçesine çevirisini 1974 yılında tamamladığı Tutînâme için, “Bu kitap bir masal kitabı. Masal ve hikâyelerin çoğu bir tutî, yani bir papağan tarafından anlatıldığı için de adı Tutînâme, Tutî kitabı” der . Ë Fadime USLU asallar, doğduğu toplumun kolektif bilinçaltını yansıtır. Ancak bu görüş aceleci bir tutumu ifade eder. Bir an önce sonuca ulaşma ya da eserin göstergelerinden yola çıkarak genelleme yapma kaygısından belki de. Masallar görünmeyen alanda kendini beslerken, kaynağına ulaştıkça açımlanıp derinleşir, anlattığı büyüsünün gizini ona ulaşan kişiye sunar ve yüzyıllar içinde iletilip taşındığı kültürün eklemeleriyle zenginleşerek ortak bir ürüne dönüşür. “Aptalca laflar edersiniz! Allah’tan korkmaz mısınız ki çirkin ayıp bunca şeyler edip, benim nikâhlı karımı bazınız ağaçtan yonttum ve bazınız ben dua ettim dersiniz! Bir söz söyleyin ki, akıl da, kanun da onu caiz göre! Bu hâtun benimdir ve bu üzerindeki eşyayı ben yaptırdım. Ancak birkaç gündür ki aramızda biraz çekişme oldu; bu gece bana darılıp evimden çıkıp gitmiş idi. Ben de bulmak için yollara düştüm; hamdolsun buldum,” der ve sorun daha da büyür. Derviş, yavuz hırsız misali, dört kişiye baskın çıkar. Bir şehrin subaşısına giderler, sorunlarını çözmesi için. Dervişten farkı yoktur subaşının, “Ey hain haramiler!” dedi. “Bu avrat benim büyük biraderimin hâtunu idi. Haramiler kardeşimi öldürüp hâtununu almışlar idi. Allah’a şükrolsun, kan yabanda kalmaz. Kendi ayağınızla yakalandınız!” deyip, hepsinden ziyade dâvacı oldu ve bunları mahkemeye dacet edip kadının huzuruna götürdü.” Davaya bakan kadı da kızın kendi cariyesi olduğunu iddia edince işler tamamen karışır. Sofu, kadıya şöyle der; “Ay efendim! Hazreti Peygamber seccadesinde oturuyorum dersin; layık mıdır ki Müslümanların davasına şeriat üzre halletmeyip hâtuna alâka peyda eder ve benim cariyemdir deyip zorla elimizden almak istersin! Bu nasıl mezheptir, ve yarın Yüce Allah huzurunda ne cevap verirsin?” Kadı cevap verir; “Ey sofu! Ey suret uğrusu! Halkı aldatmak için az yemekle avurtların birbirine geçmiş; Allah korkusundan yaya dönmüş desinler diye! İmdi, meşhur sözdür ki, yalancıya hâfıza kuvveti olduğu kadar doğru düşünce, şaşmaz görüş de lazımdır. Senin ne aklın var, ne fikrin! Behey ahmak; divana bir yalan söyle ki yakışık alsın! Hiç ağaçtan insan olur mu?” (s.100101) deyince Sofu, “Derviş Havâî’nin hikâyesi”ni anlatır. Sofu, kadının asılsız sözleriyle onu utandırmak niyetindedir. “Ağaç kız” için mücadele dinmek bilmez. İşte bu noktada nefis bir ironi barındırır anlatım. Tutî’nin kıvrak zekasından, “şark kurnazlığı”ndan mı kaynaklanır, çelişkinin altını çizen düşüncenin bugünün şartlarıyla, yorumlama biçimiyle de ilgili olabileceğinden bu konuda hüküm bildirmek bir yanılgı doğurabilir. Tutînâme’nin kısa, özlü ve yalın ifade biçimi, dile olduğu kadar anlatıya da mutlak bir kesinlik ve somutluk kazandırıyor. Masalın olağanüstü doğasında beklenmedik, şaşırtıcı durumlar bu biçimle kendi gerçeğini yaratıyor. Biliriz ki, tutî mucizedir. Tüm sırlara vâkıf bir cevherdir. Yirmi yedinci gecede anlatılan “Bezirhan ile Ubeyde’nin Hikâyesi”nin asıl kahramanı, Ubeyde adlı bir tüccara nasihat eden bunu masallarla temellendiren iki tutîdir. Ubeyde’nin babası, oğlunun arzularını yerine getirmemesi, ailesini ihmal etmesi üzerine ne yapması gerektiğini ortağı olan bezirgâna danışır. Bezirgân kendi konuşmalarının da etkili olmayacağını söyleyip çözüm yolunu tutîlerini Ubeyde’ye vermekte bulur. Onların “güzel, edalı; nasihatları cana gıda ve sözleri insan sözünden daha dokunaklı” (s. 268) olduğunu söyleyerek tutîlere verilen kıymetin altı çizilir. “GÜVENİLMEZ” KADIN Erkek tuti,“Ey Ubeyde, biz senin evine gelip sana misafir olmuşuz! Bizimle sohbet etmez misin? Üstelik bizim sohbetimiz ruh için gıdadır ve sözümüz hayat uzatır. Gel, fırsatı ganimet bilip sohbetimizden istifade et!” deyip Ubeyde kendini tanıtınca, yeniden erkek tutî konuşur; “Nasihat her şâhsın haline uygun olmak gerektir ki tatlı ola! Zîrâ yerine göre konuşma, ormanına göre çakal. Mesalâ bir bilgine nasihat kitaptan olur ve tüccara sohbet eşya ve esvaptan olur ve herkes ile sohbet işine gücüne ait şeylerle olur. İmdi, ben senin ne işte ve ne halde olduğunu bilip, ağız kutusundan nasihat mücevherlerini ona göre çıkarmalı, serpmeliyim.” Ubeyde’nin verdiği yanıt oldukça kısadır; “İşimiz sanatımız atadan oğula ticarettir” (s. 269). Dişi tutî, kadının vefasızlığı konusunda varılan yargıyı eleştirip bilge bir kadının yol gösterdiği “Salih’in hikâyesi”ne getirir sözü. Kadın, kendisine bilgeliğe eriştiren durumun anneye rıza göstermekle ilgili olduğunu söylemesiyle Salih aydınlanır. Erkek tutî savunduğu konuda ısrar edip kadının güvenilmez olduğunu kanıtlamak için “Koyunun nasihatını” anlatır. Ubeyde’yi aile ilişkilerine yön verme konusunda nasıl bir denge kurması gerektiği yolunda ikna eder iki tutî. Masal içindeki masalıyla onun da içindeki üç hikâye ile güzelleme yapan nefes, sözlerinin inandırıcılığının altını çizerken masalı dinleyenden itaat etmesini, hatta kendini adamasını diler. Bunu asıl hilenin başka ipuçları takip eder, oyuna dahil olmanın keyfi karşıtlığın içinde bulunmakla ilgilidir. ? Tutîname/ Behçet Necatigil/ Can Yayınları/ 324 s. M MASALLARIN KİMLİĞİ Doğu masalları içinde en çok bilinen Binbir Gece Masalları da ölüme karşı duruşun, direnişin öyküsüdür. Anlatının devam etmesiyle anlatıcı hayatta kalır. Masalların ölümü geciktirici bir işlevi vardır. Tutîname ise daha fazlasıdır. Tutî, masal anlatarak ölümden kurtulurken onu dinleyenin yaşamsal gerecine dönüşür. Mahı Şeker, başlangıçta tutînin anlattığı masallarla kendisini oyaladığını düşünse de, zaman ilerledikçe tutînin sözünden çıkamaz. Tutku, tutînin sözleridir, masalıdır. Tutî, Mahı Şeker’in sevgilisine ulaşma tutkusunu engeller, böylece kendi amacına ulaşır. Masalları anlatırken öykünün gerçek zamanını erteler. Günümüz Türkçesine çevrilen Binbir Gece Masalları, doğu öyküleriymiş gibi görünse de masalların anlatım biçiminde Batı imgelemini, Doğu’yu algılama biçimini bulabiliriz. Bunun nedeni defalarca farklı dillere çevrilmesi, geçirdiği her aşamada çeviren kültürün kendinden eklemeler yapmasıdır. Tutîname de evrilerek günümüze gelmiştir ancak Binbir Gece Masallarından farkı, Doğu kültüründe yoğrulmuş olmasıdır. Gerek ayrıntıların kullanımında, gerekse göstergelerde ortaya çıkan durumlarda masallara yapılan eklemeler ile onları değiştiren kültürün etkileri rahatlıkla çözümlenebilir. Binbir Gece Masalları‘nda kadın, güvenilmeyen, güvenilmemesi gereken bir simgedir. Tutînâme’de de bu konuyu tutî, masallarıyla irdeler. Çerçeve öykünün kahramanıdır Tutî. Aynı zamanda SAYFA 6 Behçet Necatigil’in çevirdiği Tutînâme’nin kısa, özlü ve yalın ifade biçimi, dile olduğu kadar anlatıya da mutlak bir kesinlik ve somutluk kazandırıyor. Masalın olağanüstü doğasında beklenmedik, şaşırtıcı durumlar bu biçimle kendi gerçeğini yaratıyor. kurguyu planlayıp gerçekleştirir. Tutîname konusuyla, varlığın özüne dönüşünü vurgulayan Japon masallarını çağrıştırır. “Bir dülger, bir kuyumcu, bir terzi ve bir sofu”, “seyahate karar verip yola koyulur.” Geceyi nöbetleşe uyuyarak geçirmeye karar verdiklerinde “ıssız, dağlık bir yer”e varmışlardır. İlk nöbet sırası dülgerindir. Uykusunu gidermek için ağaçtan “kız heykeli” yapar dülger. Nöbet sırası kuyumcuya gelince, “kız heykelini” görüp sanatını heykel üzerinde gösterir. Terzi, kıza “kaftanlar” diker ve onu baştan ayağa giydirir. Sofu uyanıp nöbeti devraldığında heykeli görür; ona can vermesi için Tanrı’ya yalvarır. Böylece heykel canlanır. Ağacın yaşayan bir kıza dönüşmesine katkıda bulunan dört kişi kıza âşık olup onu sahiplendiğinden aralarında kavga çıkar. Soruna çözüm bulamayınca “hâkim huzuruna” gitmek için yeniden yola koyulurlar, karşılarına çıkan “seyyah derviş”i kadı belirleyip durumu anlatınca, bu defa da derviş kıza sahip çıkar, o da kıza âşık olmuştur. AĞAÇ KIZIN ÖYKÜSÜ “Be hey Müslümanlar!” dedi derviş, CUMHURİYET KİTAP SAYI 1037
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle