26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Son zamanlarda okuma verimliliğim arttı herhalde. Arka arkaya birçok kitap okudum. Okuduğum kitapların çoğu hakkında da yazmak istiyorum, ama o kadar çok yazılması gereken kitap çıkıyor ki ister istemez bazılarını ihmal ediyorum. Bu yazımda ihmal etmek istemediğim kitapların bazılarından kısaca da olsa söz etmek istiyorum. Metin CELAL Okuduğum Kitaplar S el Yayınları, iyi bir işe girişti Truman Capote’nin tüm eserlerini yayımlıyor. Kabul Edilmiş Dualar (Çev. Süha Sertabiboğlu, Şubat 2008), Capote’nin öldüğünde henüz tamamlanmış romanı. Romanın bazı bölümleri ünlü Amerikan dergilerinde yayımlanmış ve yüksek sosyeteden, edebiyat ve sanat dünyasından kişilerin özel hayatları hakkında önemli sırları ifşa ettiği için büyük tartışmalar yaratmış. Çoğu Capote’nin arkadaşı olan bu ünlüler sırlarını açığa çıkardığı için yazarla dostluklarını bitirmişler. Capote’nin hayatı büyük bir yalnızlık içinde sona ermiş. Romanı tamamlayamamış olmasının nedeninin de bu tepkiler olduğu düşünülebilir. Capote’nin alışılmış anlatımından oldukça farklı anlatımı olan bir roman. Sanıyorum hayat hikâyesi ile örtüşen birçok yeri var. Sosyal hayatta başarılı ama edebiyatta pek varlık gösteremeyen bir yazarın ünlüler ve zenginler arasında yaşadıkları anlatılıyor. Küçük anı parçaları halinde gelişiyor roman. Kitabın girişinde belirtildiği gibi Proustvari olmasa da Capote’nin itirafı sayılabilir. Roman tamamlanabilseydi nasıl bir sonuca ulaşırdı bilinmez ama bu haliyle bile akıcı, okunaklı. SIRTIMDAKİ ÖLÜLER Sırtımdaki Ölüler (Doğan Kitap, Eylül 2007), genç kuşak yazarlarından Yavuz Ekinci’nin Haldun Taner ödüllü kitabı. Kitabın ön kapağında bu ödüllenme belirtilmekle kalmamış, seçici kurulun da adları verilmiş. O da yetmemiş, Amerikanvari bir uygulama ile ödül gerekçesi de konmuş. “Öykülerindeki özgün konuları, bu konulara uygun geliştirdiği üslup ve dille, günümüz Türk öykücülüğünün ulaştığı çizgiye denk düşen nitelikleri” nedeniyle verilmiş ödül. Bu Ekinci’nin ilk ödülü değil, 2001’de kazandığı Yaşar Nabi Nayır dikkate değer bulunduktan sonra birçok ödül almış, yani başarı çizgisini geliştirmiş. Yavuz Ekinci, Batmanlı bir yazar. Yaşadığı bölgenin sorunlarına duyarlı. Hemen her hikâyesinde bu Kabul Edilmiş Dualar nun izlerini buluyorsunuz. Ama olaylara kapılıp kalmıyor. Asıl derdi insanın varoluş sorunuyla ilgili. Şiddetin insanın hayatının her anında hissedildiği ortamı çarpıcı bir biçimde hikâyelerinde anlatırken edebiyatın felsefenin temel ve de insani meselelerini sorguluyor. Edebî donanımı olduğu belli. Anlatıma, nasıl anlattığına önem veriyor, kendine has üslubu kuruyor. Dilini oluşturuyor. KOMİK ŞEYLER YAZMAK Deniz Kavukçuoğlu, ikinci hikâye kitabı Komik Şeyler Yazmak’ta (Can yay. Ekim 2007), İstanbul’un kaybolan simalarını anlatıyor. Her gün yanımızdan gelip geçen insanlar bunlar. Onların ilk bakışta sıradan görünen hayatlarına bizi yakınlaştırıyor. Hikâye kahramanları ile birlikte bu insanların evlerinin kapılarından girip yaşamlarına dahil oluyoruz. Belki “Komik Şeyler Yazmak” istiyor ama mizah hikâyeleri değil bunlar, sıradan hayatların anlatıldığında insanı gülümseten hikâyeleri. Daha çok ironik. Cevriye Hanım, Levon Amca, Madam Katina, Kurmay Tevfik… İstanbul’u İstanbul yapan insanlar. Bir zamanların gerçek İstanbul’unu oluşturan her biri ayrı bir rengi temsil eden kişiler. Ermeni, Yahudi, Rum, Levanten, Kürt… Kavukçuoğlu, bu hikâyelerle Türkiye’nin yaşadığı değişimin de altını çizmek istemiş. Her hikâyenin arka planında tarihimizde yaşadığımız, 67 Eylül olayları, Mübadele gibi bir trajedi var. Kavukçuoğlu, hikâye anlatmayı bilen bir yazar. Yalın bir anlatımla, temiz bir Türkçeyle lafı döndürüp dolaştırmadan hikâyelerini anlatıyor. GİZLİ BAŞYAPIT Gizli Başyapıt (Can yay. Çev. Samih Rifat), Balzac’ın en ünlü yapıtlarından biri. Bir hikâye. Başyapıtının üzerinde on yıldır çalışan ressam Frenhofer, resmi bitirdikten sonra iki genç hayranına gösteriyor. Picasso’nun deyişiyle “Balzac’ın, gerçekliğin sonsuz arayışı içindeki ressamı, sonunda kapkara bir belirsizliğin ortasında buluyor kendini”. Hayranlarına gösterdiği tablo, gizli başyapıt, derin bir hayal kırıklığı da olabilir, yüzyıl öncesinden bir soyut resim de… Balzac, bu hikâyede sanatsal yaratıcılık üzerine saptamalar yapmış. Kusursuzluk arayışının nerelere varabileceğini anlatmış. Özellikle sanat çevrelerini çok ilgilendirmiş eser. Cezanne anlatılanın kendisi olduğunu düşünmüş. Picasso, hikâyenin geçtiği yerde bir süre yaşamış ve şık bir baskısını resimlemiş. Hikâye birçok kez sinemaya da uyarlanmış. Kitabın girişinde Samih Rifat’ın “Frenhofer’in Cinneti ve Bizler” başlıklı tüm bu bilgileri aktardığım bir denemesi var. Bu deneme görsel örneklerle de desteklenmiş. Gizli Başyapıt’ın sanat âlemini nasıl etkilediğini de örnekleriyle görebiliyorsunuz. HİÇ NİYETİM YOKTU Fatih Özgüven’in ikinci hikâye kitabı Hiç Niyetim Yoktu (Metis yay. Eylül 2007) “Avrupa Hikâyeleri” altbaşlığını taşıyor. Anlattığı hikâyeler gerçekten de Avrupa’nın çeşitli kentlerinde ve İstanbul’un Avrupa yakasında geçiyor. Ama bu altbaşlığın sadece bu nedenle konulduğunu sanmıyorum. Özgüven, Avrupalılığı sorguluyor gibi geldi bana. Avrupa’da gelişmiş, bizde de yerleşmeye başlayan bir insan ilişkileri, bireysellik anlayışı var. Avrupa bize bir yaşam tarzı öngörüyor. Biz ona özeniyoruz. Avrupalılar İstanbul’u keşfediyor, bize özeniyorlar… Belki kitabın “Regal Dönemi” adlı hikâyeyle, müziğimizin en yabancı starı ile başlaması ve Lale Müldür’den alınan “Ajda’ya spleen, mal du vivre (yaşama hastalığı) gibi konulardan konuştuk… Düşünün ki Ajda gibi ‘yabancılığın’ simgesi bir insan bana, ‘Özür dilerim sizi yabancı sandım,” dedi. Bu ironiye değmez mi?” cümleleriyle bitmesinin nedeni de bu. Fatih Özgüven, çok sıradan, hatta anlatmaya değmezmiş gibi görünen hikâyeler anlatarak bize mesajını veriyor, daha doğrusu sorularını soruyor. Sıradan görünen, ama insanların kimliklerini belirten, davranışlarını simgeleyen hal ve tavırları, konuları sade bir dille anlatıyor. Hızla okuyor, bolca düşünüyorsunuz. Bu usta yazarın yeni hikâyelerini merak ediyorum. ZAFİYET KURAMI Ersan Üldes’in son romanı Zafiyet Kuramı’nın (Plan B yay. Ekim 2007) kahramanı Meriç, aylaklığın sınırında bir genç adam. Ölmek üzere olan babasıyla birlikte, şehir merkezine bir buçuk saat mesafede bir sitedeki stüdyo tipi bir apartman dairesinde yaşıyor. Tercihi hiçbir şey yapmamaktan yana. Ama hayat maddi nedenlerle onu zorladığı için Almanca’dan çeviriler yapıyor. Yaptığı çevirilerde kafasına göre değişiklikler yaptığı anlaşılınca işsiz kalıyor. Bir yandan da babasının metinlerinden oluşan bir dosyayı yayınlatmak amacıyla yayınevlerine gidiyor. Sürekli red cevapları alıyor. Ama babasının manevi baskısı nedeniyle dolaşmaya devam ediyor. Bu çileden kurtulması ancak babasının ölümüyle oluyor. İyice aylaklığa veriyor kendini. İçinde günden güne büyüyen sıkıntıyla yaşıyor. Mümkün olduğunca insanlarla ilişki kurmadan yaşamak istiyor. Çünkü çevresindeki herkes, sitenin bahçıvanı, bakkal, yönetici, komşular, ona rahatsızlık veriyor. Sürekli görüştüğü üç kişi var, bir robot olarak tanımladığı sevgilisi Sevgi, ne iş yaptığını bir türlü anlayamadığı ama her zaman cebinde parası olana tek arkadaşı Bahadır, onun çekici bir kadın olan sevgilisi Ayla. Bahadır’ın “Yazmalısın sen, mutlaka yazmalısın” demesi ile bu romanı yazıyor. Yani romanı nasıl yazdığını, o sırada neler yaşadığını anlatırken roman yazılmış oluyor. Babasının hayat felsefesi öneren dosyasını da katınca iç içe geçmiş anlatılar söz konusu. Postmodern yöntemle postmodern anlayışın parodisini yaptığını düşünüyorum. İronik, mizahi bir dili var. Son yıllarda romanda ana eğilim olay anlatmak. İlginç olaylar, kişiler, kimlikler bulup, olabildiğince akıcı cümlelerle anlatmak tercih ediliyor. Çünkü, çok satmak için ortalama okuyucunun anlayabileceği romanlar yazmak gerek. Üslup, dil, anlatım özellikle göz ardı ediliyor. Ersan Üldes’in Zafiyet Kuramı, yapısı, anlatımı gibi edebi nitelikleriyle ana eğilimden farklılaşıyor. Okura ilginç bir konu değil, edebiyat eseri sunmak niyetinde. ? KİTAP SAYI 943 SAYFA 12 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle