25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA Komet, resim sanatımızın büyük ustalarından. Geçen yıl öykülerini yayımlamıştı. Bu yıl da şiirleriyle çıktı karşımıza. ‘’Olabilir Olabilir’ adını taşıyan kitapta sadece şiir ve şiirsel metinler değil, düzyazı denemeler de yer alıyor. ‘Ben’ ile fazla ilgisi yok kitaptaki şiirlerin. Sizin, sizlerin, onların, herkesin, bizim şiirimizi yazmayı tasarlamış Komet. Ana diline ve Şiir’e saygısını da eklemek gerek Komet’in. Komet’le Gamze Akdemir konuştu. Can Yayınları, geçen yıl Pablo Neruda’nın ‘Kuruntular Kitabı’ ve Federico García Lorca’nın ‘Ne Garip Federico Adında Olmak’ adlı yapıtıyla başlattığı Dünya Şiiri Dizisi’ni sekiz yeni kitapla sürdürüyor. Sappho’dan Ritsos’a, Desnos’tan Ahmatova’ya, Furuğ’dan Paul Auster’a, dünya şiirinin ustaları, Tahsin Yücel, Alova, Cevat Çapan gibi çeviri ustalarının Türkçesiyle şiirseverlerle buluşuyor. Mehmet Çakır, dizi üzerine Can Yayınları Yayın Yönetmeni Celal Üster’le konuştu. Haluk Oral bir matematikçi ama edebiyatın ayrıntılarına inen bir sevdalı. Sahaflardan ince eleyip sık dokuyarak bulduğu imzalı kitapların peşine düşer, onların hikâyelerini yazar. Haluk Oral bu kez, Çanakkale Savaşı’nda, savaşın gizli kahramanlarının hikâyelerinin izini sürüyor. Oral’la bu yeni kitabı üzerine Erdem Öztop konuştu. Bol kitaplı günler… TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] Ziya Gökalp’in toplu yayımlanan yapıtları üzerine... Ziya Gökalp’in kitapları... Çağdaş Türk düşüncesinin oluşumuna katkıda bulunan bilim/kültür/sanat/felsefe insanlarımızın yapıtlarının özel baskılarının özgün diliyle ve/veya diliçi çevirileriyle yayımlanması, düşünsel sürekliliğin devam etmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Zaten düşünce geleneği; üretilen bilgi, düşünce, ideoloji vb’nin kesintisiz biçimde sonraki kuşaklara aktarılmasını zorunlu kılar. Türk düşünce yaşamında, bugün kimi görüşleri geçerliğini yitirse bile, kimi görüşleri hâlâ tartışılabilen, kimi görüşleri ise geliştirilebilen bir düşünür olarak çok önemli gördüğümüz Ziya Gökalp’ın bütün kitaplarının özgün diliyle yayımlanması kararı alan Yapı Kredi Yayınları, bu önemli girişimin ilk ürününü geçen yıl okurlarına sundu. sayacağız, görüşlerini değişen dünya koşulları bağlamında tekrar tekrar okuyup yorumlamaya çalışacağız… BİRKAÇ ELEŞTİRİ Kitabın yeni basımına yardımcı olmak üzere birkaç noktada görüşümü de belirtmek istiyorum: 1 Metinlerin yazımında tam bir tutarlılık gözetildiğini söylemek zor. Özellikle de düzeltme iminin kullanımı dağınık görünüyor. Yeni baskılarda bu konuda daha az eleştiri alabilecek ilkeler geliştirilmeli diye düşünüyorum. 2 Bu tür oylumlu düşünce kitaplarında dizin ve sözlük aranır. Bildiğim kadarıyla son cilde dizin ve sözlük eklenecek. Her bir cildin kendi sözlüğünü ve dizinini vermek daha uygun olurdu diye düşünüyorum. 3 Ziya Gökalp’ın metinleri arasında özellikle özel adların, kimi terimlerin özgün yazılış biçimlerinin bulunması gerekmektedir. Benzer eski harfli metinlerde rastladığımız yanlışlar, çok dikkat edilmez ya da uyarılar görmezden gelinirse, sürer gider. Burada ilginç bir talihsizliğimden kısaca söz edeceğim. Ziya Gökalp’ın Türkçülüğün Esasları’nı Sayın Mahir Ünlü ile hazırlamıştık (ilk baskı,1975). Kitabın “Uğraş Ahlakı (Mesleki Ahlak)” bölümünde geçen “torunlar” ( “Eski Türklerde yönetici sınıf torunlar, kamlar, buyruklar, bitikçiler adıyla dört yola ayrılmıştı” s. 137) sözcüğünün anlamını tarih kitaplarında bulamamış, daha sonra Türk Töresi’ni ve Türk Medeniyeti Tarihi’ni günümüz Türkçesiyle yayıma hazırlarken bu sözcüğün aslında “tudun” olduğunu saptamıştım. Hocam Mehmet Kaplan Beye de bir söyleşimiz sırasında aktarmıştım bunu. Nedense benim bu düzeltmemin Türkçülüğün Esasları adlı kitabın hemen hiçbir baskısına yansımadığını gördüm. Örn. Mehmet Kaplan, Kemal Bek, vd’lerin baskılarında hep torunlar biçiminde geçiyor.. Bu kitapta da aynı yanlışı görünce son kez açıklama gereği duyuyorum. Türkçülüğün Esasları’nın “Mesleki Ahlak” bölümünde geçen “torun” (s. 270) sözcüğü “tudun” olarak düzeltilmelidir. Çünkü aynı kitabın Türk Medeniyeti Tarihi adlı bölümünde şu bilgiler böyle bir düzeltmenin yapılması konusunda bizi uyarmaktadır: “Büyük divanda şadlarla padlar sağ kolu teşkil ederlerdi. Bunlardan başka ak kemiklerden “kül irkin”, “tarkat” (tarhanlar), “yabgu”, “tudun”, “iç buyruk”, “ tamgacı”, “yuğruş”, “subaşı”, “atasagun” gelirdi.” (s. 448) Ayrıca yine Türk Medeniyeti Tarihinin 3. Kitabının “17. Tudunluk “(“Türk hükümdarlığı beş evreden geçmiştir: Tudunluk, yabguluk, hakanlık, ilhanlık. Tudun aşiret reisidir…” s. 442), “18. Yabguluk” (“Tudun ‘boy beyi’ demektir. Yabgu da ‘il beyi’ manasınaydı.” (s.443) adlı bölümlerinde de benzer bilgiler yinelenmektedir. (Ya da bir araştırmacı bana niçin “torun” olması gerektiğini belgeleriyle açıklamalıdır.) Ziya Gökalp’ın bütün kitaplarının bilimsel çalışma ürünü olarak temiz bir baskıyla okurlara sunulmasında emeği geçenleri, başta M.Sabri Koz’u ve Yapı Kredi Yayınları yöneticilerini kutlarım. İkinci kitabı da merakla bekliyorum… ? Kitaplar 1/ Ziya Gökalp/ YKY/ 693 s. Ë Yusuf ÇOTUKSÖKEN ayın M. Sabri Koz’un yayıma hazırladığı Kitaplar 1’de (Ziya Gökalp) yer alan bölümlerin hemen her biri aslında ayrı birer kitaptır: Şevket Beysanoğlu ( Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler), Yusuf Çotuksöken (Türk Töresi, Türk Medeniyeti Tarihi), M. Fahrettin Kırzıoğlu (Malta Konferansları), Mustafa Koç (Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak; Türkçülüğün Esasları), M. Sabri Koz (Rusya’daki Türkler Ne Yapmalı?, Doğru Yol. Hâkimiyeti Milliye ve Umdelerin Tasnif, Tahlil ve Tefsiri). Kitaplar yalnızca Osmanlı abecesinden yeni Türk abecesine aktarılmakla kalınmamış, kimi dizgi ve bilgi yanlışları düzeltildiği gibi, özel adlarla ilgili açıklayıcı bilgiler ya da kimi yanlışları düzelten kısa notlar da eklenmiştir.. Ziya Gökalp’ın, çokyönlü düşünür ve sanatçı kimliğinin en ayırt edici özelliği araştırmacılığı ve ideologluğudur; o bir yandan bilinçli bir kültür tarihçisi titizliğiyle kendi döneminin olanakları çerçevesinde Türk tarihinin dünden bugüne gelen evrim çizgisini tarihsel ve sosyolojik gelişimiyle gözler önüne sererken, öte yandan bir ideologun geliştirmeye çalıştığı kuşatıcı bir ütopyanın da bir anlamda zeminini hazırlamaktaydı. Ziya Gökalp, Türk Töresi’nde (1339/1923) İslamlıktan önceki Türklerin dinsel ve hukuksal törelerini inceler, ayrıca Uzakdoğu uygarlığı içinde yer alan öbür ulusların töreleriyle zaman zaman karşılaştırmalar yapar. Ona göre “Türk kültürünün tarihini yapabilmek için önce onun bu üç uygarlıkla (Uzakdoğu uygarlığı, Doğu uygarlığı ve Batı uygarlığı) ayrı ayrı kurduğu uyumları incelemek gerektiği”nin altını çizer. Türk Töresi tek kitapta kalır, öyle anlaşılıyor ki Gökalp, bunun yerine Türk Medeniyeti Tarihi başlığı altında yeni bir dizi kitap hazırlamayı planlamaktadır. Çünkü ona göre bir ulusun kültür tarihini yazmak pek kolay değildir, ama uygarlık tarihi yazılabilir. Ziya Gökalp, Türk kültürün bu üç uygarlık (Uzakdoğu, Doğu ve Batı uygarlıkları) çevresindeki değişim ve dönüşümünü irdelemeyi amaçlıyordu, ancak 5 kitaptan olu S şan Türk Medeniyeti Tarihi’nde sadece Uzakdoğu uygarlığı kapsamındaki Türk kültürünü tarihsel/siyasal ve dinsel boyutlarıyla inceleyebilmiştir. Ziya Gökalp, Malta Konferansları’nda, Türk kültürünün özellikle İslâm uygarlığı sürecindeki değişim ve etkilenimlerini mercek altına almıştır. Bütün bu çalışmalar şu üç ideoloji kitabının tabanını oluşturur: Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Türkçülüğün Esasları, Yeni Türkiye’nin Hedefleri (C.O. Tütengil yayını, İstanbul 1977). Ziya Gökalp, diyalektik bir kültür tarihçisi ve ideologu olarak bu üç yapıtında birbirine eklemlenen üç aşamayı hedefliyordu: Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, TürkİslamBatı kültüründen özgün bir ulusal kültür yaratmayı amaçlamıştı, “Çağdaş bir İslam Türklüğü yaratmalıyız” diyordu. Türkçülüğün Esasları, yeni Türkiye’ye önemli hedefler gösteriyordu: Batı’dan yararlanırken öz kültürümüz, benliğimiz korunmalı, halk ürünleri Batı teknik ve yöntemleriyle işlenmeliydi…Ulusçuluk bilinci, ulusdevletin kurulmasına hizmet etmeliydi… Bütün bunlar da bir ideoloji (Türkçülük) bağlamında yapılmalıydı. Son yazılarından oluşan Yeni Türkiye’nin Hedefleri adlı şimdilik elimizde 7 makalesi bulunan dizi, çağdaşlaşma sürecindeki yeni Türkiye’de “devrimcilik”in, insan haklarına saygı bağlamında, bütün başka uluslarla bir arada barış içinde yaşamanın ortak, ilkeli çerçevesini çizmeye çalışıyordu. Türkiye’nin laik, demokratik bir hukuk devleti olarak kurulmasına görüşleriyle katkı vermeye çalışan, ama siyasal çevrelerden umduğu desteği bir türlü bulamayan (ömrü de böyle bir destek için ne yazık ki uzun olamadı) Ziya Gökalp’ın (18761924), düşünceleri, yorumları ve önerileri çarpıtılmaya gerçekten de elverişlidir. Aslında çok iyi bir okumayla Ziya Gökalp’ın son aşamada sosyal demokrat bir kimliği sergilediği görülecektir, kanımca. Biz onu, Türkiye halkını bir yandan oryantalist bir tavır takınmadan, değişen dünyanın nereye gittiği konusunda bilgilendirirken , öte yandan kendi öz tarihinden gelen birikimin bugüne ve geleceğe nasıl yeni bir kurguyla aktarılabileceğini farklı bir seçenek olarak sunabilme cesaretini ve olanağını bulabilmiş düşünürlerimizden biri olarak hep saygıyla anım İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Güray Öz?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve YayıncılıkA.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64?Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosnaİstanbul Tel: 0(212) 454 30 00?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik?Tel: 0 (212) 25198 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 943 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle