Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Kadın ve Tesettür/ Faik Bulut/ Cumhuriyet Kitapları/ 262 s. İslam dünyasında liberal, solcu, demokrat kadınlar; hükümet destekli resmi kuruluşlarda yer alan kadınlar; feminist ideolojiye bağlı kadınlar haklarını nasıl savunuyor? Arapİslam dünyasında kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal konumlarını ele alırken yaşanan örneklerden yola çıkan Faik Bulut ‘ezber bozma’yı yeğliyor. Faik Bulut, ‘Küresel Çağda İslam’ dizisinin ikinci kitabında kadın ve tesettürü irdeliyor. Musul ve Azınlıkları/ Harry Charles Luke/ Çeviren: Utku Kavasoğlu/ Nesnel Yayınları/ 158 s. Bu kitap, tarihsel halkların sınırlarıyla yeni yeni kurulan modern ulus devletlerin sınırlarının çatıştığı bir dönemin tanıklığını yapıyor. İngiliz emperyalizmi petrole egemen olmak için Musul’un azınlıklarını yok etme sürecine girmişti. Yazar bugün tüketilmeye ve unutulmaya yüz tutmuş Yezidiler, Süryaniler, Nasturiler ile irili ufaklı birçok azınlığı, I. Dünya Savaşı çalkantısı içinde okuyucuya aktarıyor. Ben Kimim? Ne Biliyorum? Ne Yapmalıyım?/ Nicolas Fearn/ Çeviren: Elif Alkım/ Güncel Yayıncılık/ 220 s. Ben kimim? Ne biliyorum? Ne yapmalıyım? Aslen bir gazeteci olan Nicholas Fearn de, kendini felsefenin büyüsüne kaptırıp bu sorulara yanıt aramaya çalışıyor. Yanıtların izlerini, felsefe tarihinin başından itibaren sürüyor. Platon, Descartes ve Wittgenstein gibi filozofların özgür irade, bilgi, anlam, dil, ahlak ve benzeri konulardaki düşüncelerini ele alarak başlıyor. Ama Fearn bu kadarıyla yetinmiyor. Bu klasik soruların yanıtlarını aramaya çağdaş düşünürlerle devam ediyor. Noam Chomsky, Peter Singer, Daniel Dennett, Alvin Plantinga, Hilary Putnam ve daha birçok isim, Fearn’ün bire bir görüşme yaptığı düşünürler arasında. Aden, Arabistan/ Paul Nizan/ Çev.: Şule Çiltaş/ Kanat Kitap/ 150 s. “Yirmi yaşındaydım. Kimse bana yaşamın en güzel çağı budur demesin. Bu öfkeli genç adamlarla kim konuşacak? Öfkelerine kim tercüman olacak? Nizan tam onların adamı. Kış uykusunda, seneden seneye gençleşti. Dün bizim çağdaşımızdı; bugün, genç kuşağın. Nizan hayattayken, biz de onun öfkesini paylaşıyorduk, ama sonuçta hiçbirimiz ‘en temel sürrealist eylemi’ gerçekleştiremedik. Şimdi yaşlıyız, kendi gençliğimize o kadar çok ihanet ettik ki, en haysiyetli tavır konuyu SAYFA 26 önemi, verilen örneklerin çoğunun Anadolu Trakya âdetlerinden olması ve kuşkusuz bazı âdetlerin bugün de sürüyor olması. Huzursuz Ruhlar/ Tarkan Barlas/ Everest Yayınları/ 122 s. 2006 Everest Yayınları İlk Roman Ödülü sahibi Tarkan Barlas, bu kez öyküleriyle buluşturuyor okuyucuyu. İnsan olmanın huzursuzluğuna dair öyküler anlatıyor. İletişimsizliğin, yabancılaşmanın, yalnızlığın, özgürlük yükünün, insanla insan arasındaki uzaklığın huzursuzluğunu hissettiriyor. Var olmaktan muzdarip, tedirgin insanların tuhaf öyküleri... Semahlar/ Fuat Bozkurt/ Kapı Yayınları/ 136 s. “‘Semah’ sözü Arapça ‘sema’ ya da ‘sima’ köküne dayanır. ‘İşitmek, güzel ve iyi şöhreti, anlayışı duymak’ anlamına gelir. Terim olarak müzik ezgilerini dinlemek, dinlerken vecde gelip devinmek, kendinden geçerek oynayıp dönmek demektir. Müziğe ve müzik ezgilerine uyup düzenli ya da coşkun hareketlerde bulunmak, ezgilere uygun sesler çıkarmak, kendinden geçip nara atmak insanlığın geçmişi ile koşuttur. Bir tek topluma özgü olmayıp tümüyle toplumlararası bir olaydır. Semahlar, kentlerde kadının baskı ve peçe altında tutulduğu dönemlerde bile, kadın erkek birlikte oynanır. Bu doğa ile insanın zorunlu uyumundan kaynaklanır. Semahlar kökende göçebe toplumun dinsel oyunudur. Göçebe toplumlardaysa kadın erkek ayrımı yerleşiklerdeki gibi katı kurallarla ayrılmaz. Doğa, kişiyi günlük yaşamın her kesiminde ve dinsel törenlerde eşit kılar.” Fuat Bozkurt, bu çalışmasında, semahları ayrıntılı bir biçimde anlatırken, pek çok deyişi yazıya geçiriyor. Masonik Merdiven/ Taner Ayan/ Yurt KitapYayın/ 412 s. “İnsanoğlu, yaradılışından bu yana hep daha da yükseklere ve gökyüzüne bakarak düşünmek, semada parlayan yıldızlarla hayal kurmuş, şimşeklerden yıldırımlardan korkmuş, ama ateşi kazandırdığı için de çok yararlanmış; ay, güneş ve diğer gökcisimlerini tanrılaştırmış; kutsalları daima yükseklerde gökyüzünde daha doğrusu fizikötesi semavi âlemlerde aramış, aradığına ulaşmak için çalışıp çabalamış, hep illaki de gökyüzü demiş!” Bu kitapta Tamer Ayan’ın, tapınma veya gözlem amaçlı yapılan menhir, monolit, obelisk, direk, ziggurat, piramit, kilisenin çan kulesi, minare gibi yapılar üzerine bir incelemesi yer alıyor. Görmedin mi Aliş’imi Tuna Boyunda/ Halil Delice/ Babıali Kültür Yayıncılığı/ 384 s. “Paşa boyun bükmüş, sesinin her nefesiyle kendisinden ‘Aliş’ini gördüm’ haberini bekleyen esrarengiz kadına baktı. ‘Görmedim’ diyemedi. Gördüm diyerek ümit de veremedi. Ne yapsın bilemedi. Mitralyözler, makineli tüfekler, toplar on binlerce düşman askeri karşısında bir an bocalama? CUMHURİYET KİTAP SAYI 941 sessizce geçiştirmemiz olur herhalde. Eski anılarımız pençelerini ve dişlerini kaybetti (...) Ama hunharca öldürülmüş, genç ve öfkeli Nizan, aramızdan bir adım öne çıkıp, bugünkü gençlere gençlikten bahsetme hakkına sahip. İşte ilk kitabı. Yok olduğu sanılıyordu, yeniden diriliyor, çünkü yeni okuyucular onu talep ediyor. Şimdi yaşlılar kenara çekilsin ve bu yeniyetmenin kardeşlerine seslenmesine izin versinler: ‘Yirmi yaşındaydım. Kimse bana yaşamın en güzel çağı budur demesin’” diyor JeanPaul Sartre. Yuvarlak Dünyanın Altı Köşesi/ Bülent Demirdurak/ Gita Yayınları/ 208 s. “Bülent Demirdurak’ın bu kitabını okurken, gezdiğim yerleri yeniden yaşadım, görmediğim yerleri ise hayal ettim. Dünyadan seçilmiş ülkeleri ve kentleri, insanların yaşam biçimlerini, sıkıntılarını, yemek geleneklerini bu kitaba yansıtan Bülent Demirdurak, bir rehber ve tarafsız bir gözlemci görevini de yerine getirmiş. Toplumların yaşam biçimlerini inceleyen, en ufak ayrıntıları bile gösteren bir fotoğraf makinesinin objektifi kadar tarafsız görüş ve izlenimleriyle kaleme alan Bülent Demirdurak, Yuvarlak Dünyanın Altı Köşesi’ndeki ülkeleri hayal ederken, yaşanmışların yaşanacakların önüne geçemeyeceğini unutmamış. Bir ayrı bölümdeyse yazar, hayvanlar dünyasından tanıştığı çeşitli portrelerle bir başka dünyanın yaşayanlarını da evinize getiriyor. Zevkle okuyacağınız ve sizi başka dünyalara götürecek bir bölüm. Yuvarlak Dünyanın Altı Köşesi, zamanın tanığı ve farklı uygarlıkların tespit edildiği bir belgesel” diyor Abdülkadir Yücelman. Mavi Sabahlar/ JeanMarie Laclavetine/ Çeviren: Hakan Tansel/ Kanat Kitap/ 194 s. Bir mayıs sabahı, kuşbakışı gar manzarası: Anlatılmayı bekleyen onca hikâye, çarpan onca yürek, içinden onca sözcük, çığlık, kahkaha dökülen onca ağız, birbirine değecek, birbirine karışacak onca hayat. Her biri kendi benzersiz sabahının mavisi içinde erkek ve kadınlar: Cep telefonunu kulağına yapıştırmış yaşlı hanım, saçaklı bir süpürgenin peşinden sürüklenen temizlik görevlisi, kendisini bekleyen sorunlardan şimdiden bunalmış uyku sersemi işadamı, banliyö treninden inen cıvıl cıvıl kolejli kız sürüsü, gazete bayii genç ve güzel kadın, asma iskelesinde devasa camlı çatının demirlerini boyayan boyacı ustası... Görünürde sıradan bir gün, diğerleri gibi bir ilkbahar sabahı. Birkaç ayrıntı ve birkaç kaza hariç... 12 Ay/ Alki Kiriakidu, Nestoros/ Çeviren: Sema Sandalcı/ Pencere Yayınları/ 148 s. “12 Ay” adlı halk âdetlerine dayalı bu kitap, yakın geçmişe dek binlerce yılın izlerini de içine alan Hıristiyan Ortodoks’ların her ay yaptıkları dinsel ve tarımsal adetleri içeriyor. Böylece, etimolojisiyle birlikte her ayın kendine özgü öyküsü ve tarihçesi ortaya konuluyor. Kitabın Türk okurları için