05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Feryal Tilmaç’la ‘Mevt’ üzerine ‘Yazarak baş edebiliyorum hayatla...’ Feryal Tilmaç, öykülerindeki sinematografik yan kadar, alışılmışın dışında kurgusuyla da dikkate değer bir yazar. Altkitap 2006 Öykü Ödülü’nü alan Tilmaç’la “hayatı belirsizlikten kurtaran” kelimeleri, “kaybolup gitmesin diye” elinden tutulan yaşlılığı, Tri? Mine ŞİRİN aşlangıç mahiyetinde soralım... Neden “Mevt” kitabınızın adı? Aslında o, giriş metni sayılabilecek bir öykü. Onu bir öykü olarak yazdım ve ortaya nasıl çıktığını da aslında bilmiyorum. Ama çok sahici bir uykusuzluğun, sahici bir sıkıntının arkasından çıktığını biliyorum. Bedensel farkındalığa ilişkin bir durumdan bahsediyor orada yazar. Hurma Ağacı Cinayeti öyküsünün kahramanı ise yalnız yaşayan bir kadın. “Varoluşsal güvenlik alanının”, yani evinin penceresinden bir cinayete şahit oluyor ama müdahale etmiyoredemiyor. Verili bilgiler ışığında, bu bizim genetik kodlarımıza aykırı değil mi? Cinayeti görüyor ve kalakalıyor çünkü o öyle bir kadın. O kadına çok yakınım, o kadın gibi onlarcasıyla birlikte yaşadım. Ne kadar kabul etmesek de modern kadın böyle yaşıyor. Modern insan için üzülmeliyiz ve ben onun yerinde olsam ne yapardım bilmiyorum. Çok zor elde edebildiğimiz bazı şeyler var ve o kadının da çok zor elde edebildiği şeyler var. Ailelerimiz fazla koruyucu. Belki iyi ki de öyleler ama zaman zaman insanın soluk almasını, serpilmesini, kendine bir hayat kurmasını, bir birey olmasını güçleştiriyor. O bağları anne baba yaşarken kopartabilmek, üstelik de “iyi bir şekilde” kopartabilmek kolay değil. Dolayısıyla o bedeli ödemek istemiyor. İnsan çok çelişkili de bir varlık. Bazen riske gireriz ya da bir başkasına olan olmuştur deriz. Baş edebildiğimizden değil aslında ölümle, o tanıklıkla; sadece bu hissi batırırız. Bir de ben karakterlerimi çok seviyorum, onları kanlı canlı gibi algılıyorum. Ete kana bürünüp sayfadan atlayıverseler onlarla dostluk edebilirim. O yaşlı kadınlarla da, o çok sıradan görünen adamlarla da. Yaşlıları nasıl bu denli iyi tanıyabildiniz? Eskilerin dilini de, tasavvurunu da aktarabilmişsiniz. Onları kendileri gibi konuşturabildiğimde hissettiğim mutluluğu tarif edemem. Yaşlılara ilgim, bireysel tarihimle çok ilgili. Anneannemle çok yakın bir ilişkim vardı. Kitaplarla tanışmama da anneannem vesile oldu. Şu anda bir şeyler yazıyorsam, evvelemirde sebebi anneannemdir desem yanlış olmaz. Her gün bir kitap ve 45’likle gelirdi. Ben okumaya başlamadan önce bana hep kitaplar okurdu. Adana gibi bir yerde, tek başına yaşayan, son derece modern bir kadındır. Şimdi 75 yaşında, kısacık saçlı, ince, Beşiktaş’ı tutan, sürekli sigara içen bir kadın. “Sözlük”teki yaşlı kadın, belki benim annemle anneannemin bir karışımı olabilir. En önemlisi, hayatı yapayalnız tamamlayabileceğim korkusu var içimde. Onları yazarak galiba kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Böyle bir endişeden belki “Trilobis” diye bir öykü çıkmış. Kahramanı ideal bir okurken kitaplardan kaçıyor ve bir ütopyaya sığınıyor. Neden böyle bir ütopya? Trilobis, ağır bir depresyondan çıkıp geldi açıkçası. Psikiyatride buna “ben’in geri çekilmesi” deniyor. Ağır yaşam yorgunluğu yaşarken insan, ölmek de istemiyor ama bir yarı intiharı hayal eder hale geliyor. Belirsiz bir süre gerçek bir uyku düşüyle yazıldı bu öykü. Trilobis, aslında İtalyan bir bilim adamının alternatif yaşamyerleşim projesi, ödüllü bir proje. Ben onu daha kendime göre, daha steril, dışarıya iyice kapalı bir fanus haline getirdim. Belki bir seferde çıktı bu öykü; emin değilim ve bittiğinde çok rahatlamıştım. ? Fotoğraf: Orhan Cem Çetin B Feryal Tilmaç Mevt/ Feryal Tilmaç/ Okuyan Us Yay./ 204 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 899 SAYFA 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle