24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türk Atı Yazar dahi öyle düşünmektedir. Bütün hikâye neredeyse bu “farklı güzeli görebilen göz” üzerine kurulmuştur. Kafadaki gözlerden fazlasına ihtiyaç vardır. Bir görebilsek... “YENİ DÜNYA” At yeni yerlere gitmeye ve oralarda hüsnü kalp ile benimsenmeye çok uygundur. Mesela “Yeni Dünya”ya atı işgalci beyaz adam götürdü. Yerli Amerikalılar için hem yabancı hem de “düşman” idi. Gelin görün ki pek kısa zamanda “Yerliler” de atlandı ve ünü dünyayı tutan “Kızılderili” biniciler (hatta ve hatta bazı kendilerine has at ırklarının da yetiştiricileri bile) oldular. Ya da İngiltere’ye doğudan götürülen atlar başka bir at ırkının yaratılmasında rol oynadılar. Yaratılan sadece “Başka” bir “Yeni” ırk değildi. Galiba edindikleri yeni sıcak kanlı binekleri ile “Serbest” binişlere ve belki onun arkasından da şu meşhur “Bırakınız Yapsınlar, Bırakınız Geçsinler” liberalizmine de gidebilmişlerdir. Kim bilir? Öyle ya bugünden geriye bakıldığında neredeyse üç at nesli içerisinde İngiltere mensubu bulunduğu Avrupa klasik atçılık ve binicilik geleneğinden “kopmuş” ve sıcak kanlı yeni binekleri ile “ayrılıp” da “gelmiş Byerley Turk ile Seyis’inin bu tablosu Royal Scots Dragoon’a (Carabiniers and Greys) aittir. ? Emin Mahir BAŞDOĞAN O n yedinci asrın son devirleri, hem binicilik teknikleri ve kullanılan malzemenin renkliliği hem de Macar, Leh, Kazak, Çerkes, Arap, Türk, Nemçeli, Rus, Alman, Fransız, Tatar cümle kavmin yeri geldiğinde aynı savaş/yaşam alanında buluştuğu bir dönemdir. Birbirinden at alıp vermeyen, koşum ve teçhizatta etkilenmeyen yok gibidir. Alman süvari birliklerine Türkçe “oğlan”dan galat “uhlan” denmesi, akıncıların en önde gidenleri (deliler) ile Polonya “husarları”nın atlarına ve kendilerine “kanat” takması, çapraz burunsalığın herkesçe benimsenmesi hep bu cümleden olarak ele alınabilir. Kırmızı tuman, sarı çizme ve formu Avrasya’da şekillenen “ortak eyer”. BİNİCİLİK KÜLTÜRÜ İkinci Viyana Muhasarası neticesinde “oralarda” muhafaza edilen, “buraya” da ait nice binicilik kültürü ürünü... Örneklerini hemen hiç göremediğimiz güzellikler... Zamanın ruhunu yansıtabilmenin nasıl mümkün olacağını düşünüyordum. Önce orijinali hemen ardından da tercümesi ile Jeremy James’in bu kitabı pek bir yardımcı oldu: Sırasıyla Byerley Turk ve E Yayınları Türkçesi ile Türk Atı... Birileri bir vakitler “Adımız Atımızdır” demişlerdi, işte adımızı da alan atın bir başkası gözünden hikâyesi şimdi raflarda. Yoksa hikâyemiz mi demeliyim? Malum, biriki sene “Alamanyalarda” yaşayanlarımızın “Alamancı” telakki edildiği, maazallah birkaç ay yurtdışında bulunanlarımızın (hadi kimsenin hakkını yemeyelim, bunlardan bazılarımızın) her nasılsa dilinin Türkçeye tam dönmeyerek “Ecnebi” aksanı takındıkları zamanede, uzaklarda da olsa bir atımız varmış demek ne hoş! Hoş adına “Türk”ü onlar yakıştırmışlardı şimdi de hikâyesini gene onlardan biri kaleme alıp bir de CUMHURİYET KİTAP SAYI üstüne “Azaraks”ın hikâyesini kurgulamasın mı... Onlarca yıl önce yazılan At’a Senfoni oldukça hamaset yüküyle bu hoş hikâyeyi sayfalara dökmüştü ama sanırım ki anlatılanlar çoğu okur için oldukça yeni bir konu ve çok sürükleyici bir macera şeklinde anlatılmakta. Bir atın kaderi ile nasıl savrulup gittiği genel okuyucu için mecazlar dolu bir ibretlik hikâye olabilir. Hem zaten bazı lisanlarda rüzgâr/yel ile irtibatlandırılan atın, bahtının rüzgârı önündeki serencamı insanı alıp bir yerlerden bir yerlere götürüyor, vesselam. Tabii yazarın hem de “buralarda” at sırtında dolaşmış bir atçı olmasının kaleme aldığı tasvirlerin canlılığına ve at ile insan arasındaki anlatılamayan ancak yaşanabilen esrara ünsiyeti de kitabımızı “içeriden yazılmış” kılıyor. İlk sayfalarda bahsedilen “Ahmet Paşa” adındaki at; yılların ihmali ve unutulmuşlarının gizil güzelliğini yazarın kaleminden günümüze getiriyor, belki de “Türk Atı”nın hikâyesinin anlatılmasına vesile oluyor. Buralardaki at sevgisini ve uzun bir isyanın ardında hâlâ yaşayan at idrakini bu bölümde bir görünüp bir kaybolan o iki yaşlı köylü ağzıyla yazar pek güzel tasvir eylemiş. Başkalarının gözüyle basbayağı çirkin görülebilecek o ata işte o iki köylü bakıp bakıp güzel diyebilmiştir. 932 tir”. İnsan at birlikteliği ve özellikle “doğu”ya has olan seyislik kavramı da kitapta serhatle incelenmiştir. Seyisin aynı zamanda atın yetiştiricisi ve antrenörü olması hali de “modern” atçılığa hoş bir tezatlı durum ifade etmektedir. Buna bugün şaşıracak olanlarımız bulunabilir. Halbuki Osmanlı’da bir devlet payesi olarak yer alan İmrahor makamının Ahır Emiri’nin galatı meşhuru olduğunu hatırlayanlar için bu o kadar da normaldir. Seyis ve siyaset aynı kökten gelir ve her ikisi de saygındır. Bunu bize Türk Atı kitabı bir kere daha hatırlatmaktadır. Kitapta Avrasya steplerinin bir karışımı olduğu belirtilen Byerley Turc ismindeki atın tam olarak bugünün hangi at ırkına tekabül ettiği hâlâ neticelenememiş bir tartışma konusudur. Diğer iki emsalinin menşeleri açıkça bilinirken “Türk” atımızın tam olarak hangi ırktan olduğu kesin değildir. “Safkan İngiliz” atının genel görünümü ve bilhassa uzun ve kuru kafa yapısı göz önüne getirildiğinde içerisinde hatırı sayılır bir Türkmen Akhal Tekke kanı bulunması muhtemeldir. Kitap muhtelif Tatar bağlantıları zikrederek bu ihtimale de açıklıkla değinmektedir. Atın bir sürü hayvanı olarak hemen etrafında bulunan diğer atlar ve bakıcılar ile kaynaşıp onları kendinden bilme hali de kitapta yer almaktadır. Aşina bakışların huzuru ve yad ellerde yalnız kalmanın travmatik hisleri hakkınca anlatılmaktadır. Kavuşmak ve “sürüsüne” tekrardan katılmanın huzuru da belirtilmiştir. Velhasıl oldukça karanlıkta kalmış olan bir tarih aydınlatılmaya çalışılmış ve hem at hem de tarihseverler için gayet rabıtalı bir çalışma raflarda yerini almıştır. Gönül böyle kitapların ve daha genel olarak “Atçılık”ın hayatlarımızda daha sık karşımıza çıkar olmasını diliyor ve umuyor. Söz konusu benim gönlüm olunca bu böyle de bakalım sizinki ne diyor? Atlarımız hep düz bassın... ? Türk Atı/ Jeremy James/ Çeviren: Neşe Olcaytu/ E Yayınları/ 480 s. ? SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle