Katalog

Emin Çölaşan’la ‘Unutulmayan Şöyleşiler’i konuştuk “Gazetecilik yumuşatıldı... Büyük ölçüde iktidar yalakalığına dönüştürüldü.” Emin Çölaşan’ın ilk baskısı 2000 yılında yapılan söyleşi kitabı Unutulmayan SöyleşilerTarihe Düşülen Notlar (Doğan Kitap) adlı kitabı okurlarla genişletilmiş baskısıyla buluşuyor. Çölaşan’ın “Şu Benim Gazetecilik, “Yaşadıklarım” adlı gazetecilik yaşamının bilinmeyen yönlerini sunduğu bir önceki kitabı ise 10. baskısını yaptı. Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde 19841989 yılları arasında yaptığı ve hafta sonları yayımlanan söyleşilerinin yer aldığı Unutulmayan SöyleşilerTarihe Düşülen Notlar’ kitabının genişletilmiş baskısında, Çölaşan’ın 1988’de Hürriyet gazetesinin 40. yıldönümü vesilesiyle yaptığı Erol Simavi’nin ilk ve tek söyleşisi de yer alıyor. Bir kere kitapta yok yok. Ünlü isimlerinin dilinden, siyaset, edebiyat, müzik hatta biraz da magazin dünyasından ilginç anekdotlar bekliyor okurları. Gülümseten tatlı anların/anıların yanı sıra gözlerimizi dolduracak kimi acı konular da bu serüvenin durakları arasında yerini almış, tarihe not düşülmüş. Tanıkların dilinden Kıbrıs Harekâtı sırasında, çok sayıda denizcimizin şehit olduğu Kocatepe muhribinin kendi uçaklarımız tarafından yanlışlıkla nasıl batırıldığı da var, eski Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu’nun metresi Vesamet Kutlu da... Aziz Nesin de var, Zeki Müren de. Kürt İdris de var, Öztürk Serengil de. Emin Çölaşan’ın sonraki kitabı ne olacak? Henüz böyle bir çalışması yok ama bu yazıyı teslim ettiğim günlerdeki gelişmelere bakılırsa en azından son dönemlerde kendisine atılan iftiraları yazsa ciltler dolusu kitabı hazır. Neymiş 21 banka hesabı, 9 milyon dolar hesabı varmış.. Ee ne de olsa hükümete yalakalık yapmak serbest, doğruları yazıp söylemek, mesela hükümete muhalif 14 siyasetçiyle, 11 gazetecinin hesaplarına ve tapu kayıtlarına girilmesi skandalını ortaya çıkarmak suç. Çölaşan’ın dediği gibi bu iğrenç tezgáhı kuranlar şimdi sert kayaya tosladı: “Ben alnı açık bir adamım. Nice iktidarlar beni sülalem dahil araştırdı, hiçbir şey bulamadı. Şimdi karşıma bir amatör muhabirler korosu çıkardılar, onlar da fos çıktı! İktidarın haber kaynakları onlara ihanet etti, yanılttı, belki işletti ve başlarına iş açtı. Komplo bitti, yalan tezgáhı çöktü. Ama sizler bir kez daha, oynanan utanmazca oyuna tanık oldunuz. ÇETELER SADECE SİLAHLI OLMUYOR, terörü sadece onlar yaratmıyor. Vatandaşın banka ve tapu kayıtlarında emirle gezdirilen KRAVATLI ÇETELERİ unutmayalım. Bundan sonrası yargı önündeki hesaplaşmada ortaya çıkacak.” SAYFA 16 Emin Çölaşan ile “Unutulmayan SöyleşilerTarihe Düşülen Notlar” ile “Şu Benim Gazetecilik Yaşadıklarım” adlı kitaplarını, bilinen ve bilinmeyen Emin Çölaşan’ı, geçmişi ve günümüzü konuştuk. ? Gamze AKDEMİR u Benim Gazetecilik Yaşadıklarım” kitabınız 10. baskısını yaptı. Hangi duygularla kaleme aldığınızı anlatır mısınız? Hep vitrinde olan gazetecileriz ama bir de perde arkamız var. Okurlar o perde arkasını hiç bilmez, onlar bizi sadece yazılarımızdan tanırlar. O perde arkasını açmak istedim. Biz de insanız, güleriz, eğleniriz, kızarız, çok değişik, ilginç, acıtatlı olaylar başımıza gelir. Dolayısıyla şunları oturup bir yazsam diye hep düşünürdüm, hatta bazılarında notlar almış, “ Ş belgelerini de saklamıştım. Bu kitabımı o amaçla yazdım. Bilinsin istedim, iki tane Emin Çölaşan vardır, birincisi muhalefet yapan ve yazıları gerçekten sert olan ama haksız yere sert olan değil Emin Çölaşan; ikincisi de kendi kişiliğiyle duygusal, gırgır, şamata, hoşgörülü, arkadaş canlısı Emin Çölaşan. Okurlarınız ya da muhalif olduğunuz, aleyhinde yazdığınız kişilerden sizinle tanıştıktan sonra nasıl tepkiler geldi/geliyor? Çoğunlukla ‘Aa biz sizi öyle tanımıyorduk’ falan diyorlar. Çok insandan duymuşumdur bunu, yani bekliyorlar ki o yazıları yazan Emin Çölaşan birileriyle karşılaştığında onların üzerine saldıracak. Halbuki öyle bir olay yok ortada. “Unutulmayan SöyleşilerTarihe Düşülen Notlar” kitabınızda her yelpazeden söyleşiler yer alıyor. Söyleşile riniz sırasında edindiğiniz, hayretlere düştüğünüz, bu kadar da olmaz dediğiniz açıklamalardan birkaç örnek verir misiniz? Tabii, bir Kocatepe muhribimizi Kıbrıs harekâtında nasıl batırdığımıza ilişkin olan vardı ki hiç unutamadım. Onları aradan aylar, yıllar geçtikten sonra tekrar okuduğumda tüylerim ürperdi. Sanki bir film seyrediyor gibi hissettim. Dolayısıyla o darbecilik dönemi, 12 Mart dönemi bunlar tabii hepsi insana bir şeyler öğretiyor. Sonra mesela Vesamet Kutlu, Fatin Rüştü Zorlu’nun metresidir ve çok ilginç bir yaşanmış öyküdür. Yine kitapta o Zeki Müren’le yaptığım söyleşi, onun ifadeleri önemlidir. DOST CANLISI EROL SİMAVİ Geliştirilmiş baskıda Erol Simavi’yle yaptığınız söyleşi de yer alıyor. Erol Simavi’yi anlatır mısınız biraz? Hürriyet’in 40. yıldönümüydü… Erol Bey sürekli basından kaçan, hiçbir gazetecinin önüne çıkmamış bir medya imparatoruydu. Günün birinde bana Hürriyet’in 40. yıldönümü için kendisiyle bir söyleşi yapmamı istediğini söyledi. Ya bana şike yap derse, elime sorular tutuşturup sen bana bunları sormuş ol derse diye çok endişelenmiştim doğrusu. Ama hiç de öyle olmadı, paldır küldür söyleşi yaptık. Çok da hoş bir söyleşi oldu. Tok, net, açık, dost canlısı bir adamdı. Dört dörtlük bir insandı. Her yelpazeden derken hiç yargı üyeleriyle söyleşi yaptınız mı ya da yapmayı düşündünüz mü? Hayır hatırladığım kadarıyla hiç yapmadım. Belki geçmiş yıllarda bir tane iki tane olmuştur, hani güncel bir konuda görüş almak anlamında ama. hatırladığım kadarıyla yok söyleşiler yaptığım dönemde. Söyleşi yapmayı özlediğiniz oluyor mu? Şu yoğunlukta açık söyleyeyim özlemeye vaktim olmuyor. Tercih etmeniz gerekseydi, şimdi demiyorum ama ilk dönemlerinizi.. Köşeyazarlığı sizin için hep çok önemli olmuş Doğru. Elbette işlevi, etkisi çok farklı ve güçlü köşe yazarlarının ama muhabirlik yanınızı da kaybetmediğinizi görüyoruz. Sonuçta araştırmacı gazetecilik de sorular sormayı, görüşmeyi gerektiriyor. Sizin köşeyazarlığınız diğer köşeyazarlarından farklı seyrediyor.. Şöyle söyleyeyim ben daha çok KİTAP SAYI ? CUMHURİYET 855