Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B U L M A C A 1 A 2 E 3 A 4 B 5 D 6 E 7 B 8 İLKER MUMCUOĞLU C 9 H 10 C 11 G 12 G 13 E 14 F 15 I 16 E 17 E 18 B 19 E 20 C 21 F 22 U 23 J 24 J 25 J 26 C 27 E 28 H 29 C 30 C 31 J 32 D 33 I 34 E 35 H 36 J 37 C 38 E 39 H 40 E 41 E 42 F Feyza HEPÇİLİNGİRLER 6 Mayıs Cumartesi Türkçe Günlükleri dik. Rahattık; çünkü konuşmam bugündü. Az önce bitti. Kıbrıs’ta Türkiye’den okumaya gelmiş çok öğrenci var. Özellikle türbanlı kız öğrenciler çok. Onlar değil de Kıbrıslılar, benim İngilizceye, İngilizcenin yaşamımıza bu kadar egemen olmasına gösterdiğim tepkiden rahatsız olabilirler diye düşünmüştüm. Çünkü Kıbrıs’ta somut bir İngiliz hayranlığı var hâlâ. Olmadılar, oldularsa da belli etmediler. Şimdi çantamı hazır edip uçak saatine kadar, Özden ve Esra ile Kıbrıs’ı gezmeye devam. 43 F 44 E 45 I 46 H 47 I 48 F 49 H 50 51 I 52 H 53 G S 54 E 55 A 56 G 57 B 58 H 59 A 60 E 61 H 62 H 63 C 64 G 65 B 66 F 67 E 68 B 69 B 70 G 71 F 72 J 73 H ntalya Koleji’nin çağrılısı olarak AnA talya’dayım. Dün sabah lise öğrencilerine, öğleden sonra ilköğretim 7. ve 8. sınıflara konuştum. Liselerle çok iyi anlaştık. Nasıl önlemler almamız, neler yapmamız gerektiğini birlikte konuştuk. Öğleden sonraki oturum öyle olmadı. "Kısaltmaları herkes kendi alfabesinin harfleriyle okur. Biz de öyle yapmalıyız" deyince ipler koptu. Almanların sede diye okudukları CD’ye bizim sidi yerine cede dememiz gerektiği düşüncesi hiç hoşlarına gitmedi. Hemen cephe aldılar bana karşı. "Siz de bibisi dediniz biraz önce, bebece demeniz gerekmiyor muydu?" dedi biri ve çılgınca alkışlandı. Size karşı cephe aldıklarını en çok ele veren tutumdur bu: Karşı çıkanın alkışlanması. Artık dinlemezler sizi, karşınızda yer almışlardır. Gerçi doğru söylüyordu o öğrenci. İngiliz televizyon kanalı BBC söz konusuydu ve ben az önce "bibisi" demiştim ondan söz ederken. "Çünkü o İngiliz televizyonu. Türk kanalı değil" demeye çalıştım, olmadı. Doğrusu ne peki? İngilizler bizim TRT’yi tiarti diye okuduklarına göre biz de BBC’yi bebece diye mi okumalıyız? Tıpkı BMC’yi bemece diye okuduğumuz gibi. Bu konudaki tutumumuzu tanımlayan tek sözcük, tutarsızlık. Empeüç diye okuduğumuz MP3 nedir? Niye harfleri İngilizceye, rakamı Türkçeye göre okuyoruz? ATM’yi ateme diye okurken SMS niye esemes? Çocukları ikna edemeyişime çok canım sıkıldı. Neyse ki akşam ressam Benan Sümer’le ve arkadaşlarıyla buluştum. Nasıl imrendim aralarındaki dostluğa, nasıl özendim! İyi ki beni de aynı içtenlikle kucakladılar. Antalya’da yeni arkadaşlarım var artık. Bunu göğsümü gere gere söyleyebilirim. Bu sabah da Antalya Koleji’ndeki üçüncü konuşmamı yaptım. Öğretmenlere ve velilere… Çok iyi geçti. Yine de şu anda 13 15 yaş arasında olan kuşağı kazanmakta çok zorlanacağımız gerçeğini unutturmaya yetmedi. 74 H 75 E 76 A 77 J 78 J 79 E 80 E 81 D 82 B 83 D Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, şairin “Düşünce Bürünmüş Sevi” adlı kitabından bir şiir alıntısı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “U/22” ve “S/50” harfleri ipucu olarak yerine konmuştur. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Şifalı otları ve kökleri toplayıp inceleyen uzman. 1 76 3 55 59 B. Hidratlı doğal demir fosfat. 57 65 82 7 4 18 68 69 C. Roma’da imparatorluk posta idaresi. 37 8 29 63 30 10 20 26 D. Yapılması önce düşünülmüş olmayan ya da beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar verme. 83 32 5 81 E. “Artık hevesli bir rüzgâr/ Kuleleri/ Vadileri/ Yolları/ Yalayıp getiren bir rüzgâr da değilim/ Son ve başlangıçla birlikte/ Tapınaklar ve meydanlar içinde/ Bir esintiyim köşeleri dolaşan/ Kendisiyle buluşan bir esinti sadece” dizeleriyle başlayan, Bejan Matur’un şiir kitabı. 13 27 75 67 38 16 F. Vecize, kelamıkibar. 43 14 42 48 21 71 66 G. Çekiştiren, dedikoducu. 53 12 56 70 11 64 H. “... ... Virüsü” (Vüs’at O. Bener’in bir romanı). 73 62 28 74 39 35 58 61 49 9 52 46 54 6 80 17 44 60 41 79 2 19 40 34 10 Mayıs Çarşamba şler öyle bir birikti ki gelen mektupları İ yanıtlamak bir yana, elektronik posta kutularıma bile bakamadım günlerdir. Sınav kâğıtlarım okunmayı bekliyor. Çocuklara okuyamadığımı söylemek ayıp geliyor; ama onlar biraz daha bekleyecek. Bilgi Üniversitesi’nin yarışmasına katılan öykülere öncelik vermek zorundayım; çünkü değerlendirme toplantısı ve ödül töreni cuma günü. Altmış bir tane öyküyü, değerlendirmek üzere notlar alarak okuyup bitirmek zorundayım cumaya kadar. 13 Mayıs Cumartesi ilgi Üniversitesi öğrencilerinin, yerli B konulara rağbet etmeyeceklerini, İngiliz / Amerikan eğitimi alan gençlerin kendi toplumlarına yabancılaşacağını düşünmüşüm. Anadolu’yu, özellikle Anadolu kadınını anlama ve anlatma çabaları, bu yüzden duygulandırdı beni. O eğitimin etkileri de az değildi elbet. En çok alıntılarda gösteriyor yabancı etki kendini. Duyarlılıklarda da yabancılık var. Ayrıca dikkat çekici bir konu da gençlerin dilde belirli bir seçimlerinin olmaması. İngilizce, Fransızca kökenli sözcüklerin yanı sıra Osmanlıca sözcükler bu yaşta insanlardan beklenmeyecek kadar çok. Neden özendiklerini bilmiyorum; ama eski sözcükleri kullanırken hata yapmaları kaçınılmaz. Müteşekkir demek isterken "müteşekkil" diyen de var, teveccühünüz yerine "teveccünüz", cühela yerine "cüheyla" diyen de. 7 Mayıs Pazar ntalya’dan Kıbrıs’a geçtim ve Erdal A Öz’ün ölüm haberini Yakın Doğu Üniversitesi’nin kütüphanesini gezerken aldım. Hasta olduğunu, durumunun ciddi olduğunu Akyaka’dayken duymuştum, duymuştuk. Yine de ölümü yakıştıramıyor insan Erdal Öz’e, hiç yakıştıramıyor. 15 Mayıs Pazartesi kbank Ataşehir Şubesi’nde bir yangın alarmı… Güvenlik görevliA sinden fotoğrafını çekmek için izin istedim. Fotoğrafla belgelemeliyim; çünkü inanılır gibi değil; çünkü gerçekten belge değerinde. Pek şaşırdı görevli: "Niye çekeceksiniz?" Kırmızı kutunun üstündeki yazıları gösterdim. Üstte FIRE yazıyor. Ortada bir camlı bölme, camlı bölmenin bir yanında BREAK GLASS, öteki yanında PRESS HERE. İlaç için olsun tek Türkçe sözcük yok. Bu demektir ki Türkiye’de İngilizce bilmeyenlerin yangından kurtulması gerekmez. Yansınlar, ölsünler, gebersinler… Madem İngilizce bilmiyorlar ne hakları var Türkiye’de yaşamaya? ? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul SAYFA 47 I. “Emile François ...” (1871’de Komün birliklerinin başına geçen, İsviçre’ye, sonra Londra’ya sığınan, 1880’de affa uğrayıp Fransa’ya dönen, Blanqui’nin anarşist “Ni Dieu Ni Maitre” adlı gazeteyi kurmasına yardımcı olan, Ocak 1881’de Blanqui’nin ölümü üzerine Granger ve özellikle Vaillant gibi devrimcilerle birlikte Merkezi Devrim Komitesi’nin kurulmasına katılan Fransız devrimci). 45 15 47 33 51 J. Elias Canetti’nin bir romanı. 25 24 31 78 77 72 23 36 8 Mayıs Pazartesi akın Doğu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı, sınıf arkaY daşım, Bülent Yorulmaz. Onunla ve yine üniversiteden arkadaşım Özden’le 1970’ten beri görüşmemiştim. Onlarla dostluk tazeledim; ama yeni tanıdığım Esra Karabacak’ı da çok sevdim. Olumlu (Yok, öyle demiyorlar; "pozitif") elektrik almak diyorlar ya, öyle bir şey oldu. Eskiden "Yıldızımız barıştı" denirdi aynı durum için. Yeni tanışmışsınızdır; ama yıllardan beri tanıyor gibi duyumsarsınız kendinizi. Esra ile böyle oldu. Lefkoşa’yı, ardından Girne’yi gez 847. sayının çözümü: A. Ayva, B. Hüviyet, C. Mickey, D. Evangeliarium, E. Tuğrul Tanyol, F. Cüreklibatur, G. Ekici, H. Mayi, I. Azabı Mukaddes, J. Liszt. Şiir: “Artık uyuma vaktidir sevdiceğim, oyun bitti Usulca yürümeliyiz. Beyaz gecelikler havalanmakta.” CUMHURİYET KİTAP SAYI 849