22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Erdal Öz, salt yetişkin edebiyatına değil aynı zamanda belki de daha fazla çocuk edebiyatına da gönül ve emek vermiş yazar ve yayıncılardandır. Onun "Arkadaş Kitaplar" la başlayan, Can Yayınevi’yle devam eden çocuk edebiyatı serüveni aynı zamanda bir dönem çocuk edebiyatı tarihini de içerir. Bu tarihsel süreçte Öz’ün bu alana yaptığı katkı unutulmazdır. Onun bu süreçte yaşadıkları, hangi engellere nasıl direndiği, neyi öne çıkardığı alınması gereken dersler olarak karşımızda duruyor. 2003 yılında Açık Radyo’da 'Lambanın Cini' isimli çocuk edebiyatı ve kültürünü ele alan program dizisinin 6 Şubat 2003’teki konuğu, Erdal Öz’dü. Söyleşiyi okuduğunuzda Erdal Öz’ün çocuklar için daha bir yığın şey yapma arzusuyla dolu olduğunu göreceksiniz. Düşleri olanların ölümsüzlüğünü anlatan küçük bir söyleşi aşağıdaki... ? Necdet NEYDİM* Erdal Öz ile çocuk edebiyatını kullanmak üzerine ‘Çocuğu edebiyata sokabilecek çekicilikte, ustalıkta kitaplar yayımladık’ kım kitapları seçerek, çevirterek ve yazdırarak ama usta yazarlara yazdırarak, örneğin Fakir Baykurt’a yazdırarak, Cemal Süreyya’ya yazdırarak, yayımladım. Cemal Süreyya’nın "Küçük Prens" çevirisi de vardı galiba? Evet. "Küçük Prens" çevirisi de vardı onun. O zaman Kırmızı Balon'u yazdırdım ona; ama bilmeden yazdı onu. Çok başarılı olmadı. Sonra ben yazdım. Daha çok var şimdi aklıma gelmiyor ama Bekir Yıldız, Erol Toy; bunlar ilk defa çocuk kitapları yazdı. Bunlar yetmişli yılların başlarında yayımlananlar mıydı? Yetmiş beş seksen bir arası… Yetmiş beş Dünya Çocuk Yılı, çocuk edebiyatı için bir dönüm noktası oluşturmuş bir yıl. Hatta o dönemde Milliyet Yayınları da küçük mavi kitaplar yayımlamıştı. Ama bir de şunlar var. lk yazıldıkları anda çocuklar için yazılmış olduklarını sanmıyorum bazı kitapların. Örnek vermek gerekirse "Alice Harikalar Ülkesinde" , "Aynanın içinden", "Tom Amcanın Kulübesi", "Robinson Cruseau", "Define Adası", çocuklar için değil büyükler için yazılmışlardır ama kahramanlarının çocuklara yakın olduğu ve çocukların olduğu kitaplardır… Ve sonradan bunların birçoğu kısaltılarak yayımlandı. Biraz daha yalınlaştırılarak. Örneğin "Define Adası" hepsini okuyan çocuk zor bulunur. Carlo Kollodi’nin "Pinokyo"su vazgeçilmez bir çocuk kitabıdır. Ama ille de çocuk kitabı diye düşünülmemiş olabilir. onun. Kendisi de doktordu biliyorsunuz. Diyor ki: "Nasıl büyüklere belirli bir hastalıkta belirli bir dozda ilaç verebiliriz çocuklara elbette bu ilacı daha düşük dozda verebiliriz. Çocuk edebiyatı da biraz dozunu düşürerek belirli ölçülerde düşürerek ama aynı edebi sıkılıkta yazılan… İLK CÜMLE... Ama aynı ilacı veririz değil mi? Evet aynı ilacı veririz.Yani çocuk edebiyatı da sanıyorum bu doz düşüklüğü, ölçü düşüklüğü içinde düşünülebilir. Yani bu nedir nasıl düşünülebilir? Bir kere çok yalın çok düzgün bir dille yazılması gerekir. Çok anlaşılır bir dille yazılması gerekir. Yani birtakım yazarların süslü edebiyat dilleri burada yürümez.Yani çocuk izleyemez onu. İlk cümle ile hele öyküde okur yakalanmalıdır. İlk cümle çok önemlidir. Öyle roman gibi değildir öykü daha bir zor bir tür. Şöyle zor. Kısa zamanda yazılabilir ama çok daha vurucu ve belli bir süre içinde yakalaması lazım okuru. Hani romanı yirmi sayfa okursunuz "ya dur bakalım belki bir yerde yakalayacak beni" falan diye ve belki de yakalar. Ama öykü ilk bir iki cümlede yakalamadıysa okuru, okur bırakacaktır. Çocuk kitabında da bu yoğunluk bu yalınlık olmak zorunda. Ama edebiyat olabilmesi için çocuk kitaplarının elbet bir usta yazar tarafından yazılması lazım. Yani dünyada da var bizde de var. Ne anlatırsan ve ne kadar basit anlatırsan çocuk kitabı olur düşüncesi ile yazılan çok uyduruk çok düzeysiz kitap dolu ortalık. Dünyada da var bizde de var. Şimdi ben arkadaş kitapları yıllar önce başlatırken çocuk dizisinin edebiyat, çocuk edebiyatı olmasını düşündüm. Yani çocuğu daha o yaşta edebiyata sokabilecek çekicilikte, ustalıkta kitaplar olsun istedim.Ve ilk seçtiğim kitap da Nâzım Hikmet’in "Sevdalı Bulut" kitabıydı. Sonra edebi değeri olan çocuklar için yazılmış ya da çocuklar için yazılmasa bile çocukların da çok kolayca içine girebileceği birta849 ? Ç ocuk edebiyatı alan olarak bizde hep tartışma konusu olmuştur. Hatta bazı yazarlarımız çocuk edebiyatının olmadığı yolunda iddialarda bulunmuşlar, bunların içerisinde önde gelen yazarlarımız Yaşar Kemal, Oktay Akbal çocuk edebiyatı yoktur diye iddia etmişler. Şimdi orada çok ince bir çizgi var. Edebiyat dediğimiz zaman edebiyatı genel bir alan olarak ele alıyoruz ama çocuk edebiyatı var mıdır yok mudur? Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Vardır. Şimdi çocuk edebiyatı çok eski bir edebiyat türü değil. Eskiden biliyorsunuz çocuklar masallarla avunurlardı. Sanıyorum Yaşar Kemal de ilk edebiyat tadını küçükken dinlediği masallardan almıştır. Masallar çocuklar için yaratılmış bir metin değildir ama çocukların da sokulabildiği masallar vardır. Her masala çocuk sokulamaz çünkü çocukların dünyası çok daha taze, küçük ve kurallara daha uyamamış özgür bir dünya. Şimdi çocuklar için iyi yazarların yazabildiği kitaplar, öyküler, romanlar çocuk edebiyatına girer. Şöyle bir farkı var: Mesela çocuklar için az yazan bir yazar Anton Cehov, ki öykü dünyasının babasıdır, az yazmıştır ama şöyle bir ölçüsü vardır KİTAP SAYI CUMHURİYET SAYFA 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle