Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Arkeolojik kitaplarda üzüntü ve sevinç.. getireceği hızlı değişim öncesinde bölge kültürlerini saptamak olduğunu vurguluyor. Bölgenin, düzenli ve kapsamlı ilk belgelendirilmesi niteliğindeki bu yüzey araştırması Türkçeİngilizce olarak yayımlandığı için günümüz ve geleceğin uluslararası araştırmacılarına da önemli ip uçları veriyor. Adı: Eskiçağ'da Harran Yazarı: Aynur Özfırat Yayımlayan: Arkeoloji ve Sanat Yayınları ISBN: 9757538728 Sayfa: 119 Mezopotamya’nın görkemli kenti, "Sin (Ay Tanrısının)" vatanı, Assur İmparatorluğu ile Emevilere başkentlik yapan Harran’ın İÖ 5. bin yıldan İslami dönemlere uzanan "tarihi", kitapta bir kronolojik dizi yöntemiyle aktarılıyor. Kitapta bir de İngilizce özet bulunuyor. Adı: Gılgamış Destanı Yazarı: Danny P. Jackson Çeviren: Ahmet Antmen Yayımlayan: Arkadaş Yayınları ISBN: 9755094407 Sayfa: 94 Nasıl İzmirli hemşehrimiz Homeros, İlyada ve Odysseia destanlarında kendinden yüzyıllarca öncesinin öykülerini, söylencelerini derlemişse, İÖ 1300’lerde Mezopotamya’da yaşadığı sanılan Sinleqeunninni adlı bir yazarın da kendinden bir iki bin yıl gerilere giden söylenceleri Gılgamış Destanı olarak derlediği görüşü benimsenir. Dönemin bir baş yapıtı, aralarında ÇorumBoğazköy’de bulunmuş bazı Hitit tabletleri ile de destanın bazı bölümleri günümüze ulaşabilmiştir. Tek tanrılı dinlerin kitaplarını da etkileyen bu şiirsel destanı tarih boyunca pek çok görsel yapıt da günümüz müzelerine taşımıştır. Adı: M.Ö 3.Binyılda Anadolu'da Bronz Yazarı: Hadi Özbal Yayımlayan: Türkiye Bilimler Akademisi ISBN: 975859379X, Sayfa: 43 İnsanoğlunun madeni kullanması tarım devrimine kadar uzanır. Yoğun bakır kullanımındaki olumsuzlukları gidermek amacıyla kalayın devreye sokulması ile "bronz (tunç)" yapılması bir başka devrim niteliğindedir. İÖ 3. binyıl tunç çağı olarak adlandırılmakla KİTAP SAYI Her müzeye, üniversiteye yeni bir kitap! ? Özgen Acar u yıl "Uluslararası Arkeoloji, Arkeometri ve Yüzey Araştırmaları Çalıştayı"nın 28’incisi, 29 Mayıs2 Haziran tarihleri arasında Çanakkale’de yapılıyor. Şu anda da "Dünya Müzeler Haftası" Türkiye’de de, ancak buruk olarak, kutlanıyor. Bu tarihlerde yayımladığımız arkeoloji, müzeler, sergiler, mitoloji bağlantılı kitapların tanıtımına ilişkin özel yazımızı bu yıl da okurlarımıza sunuyoruz. Zaten ölü toprağı serpilmiş durumdaki müzelere yerli ziyaretçiler fazlaca gitmez ya da gidemezken, üstüne üstlük geçen ay bilet ücretlerine zam yapılması, bir ailenin herhangi bir müzenin kapısından girişini de olanaksızlaştırdı. Öte yandan 95 müzeden 28’inin müdür vekili ile yönetildiği, birkaç yüz uzman personel eksikliğinin varlığı resmen açıklandı. Asli görevleri müzecilik dışında, müze uzmanlarına 42 görev yüklenince vitrinlerdeki toz tabakaları da katmanlaşmaya başladı. Müzelere yönelik soygunlarda artık "silahlı saldırılar" da olağanlaştı. Oysa müzecinin temel görevi kazılardan, şu ya da bu biçimde müzelere gelen tarihsel, kültürel, dinsel mirasa ilişkin nesneleri güçlendirmek, onarmak, korumak, sergilemek ve yayımlamaktır. Oysa, şimdi müzelerin bazıları maddi sorunlar içinde olan ve kendi personeline aylık dahi veremeyen belediyelere; bazıları da il özel idarelerine devrediliyor. Kültür Bakanlığı "yük" gördüğü müzeleri adam edeceğine, onlardan kurtulmanın kapısını aralıyor. Geçmiş yıllarda arkeoloji, filoloji, arkeometri bağlantılı yüzlerce yerli ve yabancı kitabı bu dergide yayımladık. Acaba, Kültür Bakanlığı bu kitaplardan kaçını alıp tüm müze kitaplıkları ile halk kütüphanelerine dağıttı? Bakanlık, bu yolla müzecilerin meslek içi eğitimine ne ölçüde katkıda bulundu? Bu alanda kitaplar yayımlayan bir Amerikan Yayınevi sahibi ile 56 yıl önce söyleşiyorduk Yayınevinin, bırakın üniversite ve müzeleri, 60 bin belediye kitaplığı ile anlaşması vardı. Yayınevinin yeni çıkardığı bir kitap, öncelikle belediyelerin halk kitaplıklarına gönderiliyordu. Türkiye’de bırakın belediyeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı acaba kendi kütüphaneleri ile müze kitaplıklarına mesleki nitelikli bu yeni Adı: Türkiye Mağaralar Envanteri (ab) Yayına Hazırlayan: Oğuz Tanındı Deniz Uygun Yayımlayan: Ege Yayınları ISBN: 9758071289 9758071297 Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri (TAY) Projesi ile Türkiye Arkeoloji Sanat ve Kültür Mirasını Koruma Vakfı (TASK) yine olağanüstü bir başarıya imza attılar. 1800 yılından bu yana bilim insanları, yabancı gezginler, jeologların yaptıkları çalışmaları, yayınları tarayarak Türkiye Mağara Envanterini (TME) düzenlemeye soyundular. Yıllarca süren arazi çalışmaları ile pekiştirdikleri araştırmaları sonucunda ulaşabildikleri 2327 mağarayı belgelediler. 386 mağarayı ölçerek, plan ve kesitlerini ortaya çıkardılar. Yeraltında çeşitli nedenlerle oluşan boşlukların insan merkezli taSAYFA 4 B bilimsel kitaplardan bir tanesini alıp gönderiyor mu? Maliye Bakanlığı da üniversitelerin kitap alım ödeneklerini makaslarken bilimin kalbine de bıçak saplamadı mı?. Bu yıl, geçen yıla kıyasla, bu alanda halka yönelik kitapların ya da rehber kitapların daha az basıldığını üzülerek gözlemledik. Buna karşılık, bilimsel içerikli yayınların artmasına sevindik. Bu arada, Türkiye’de kazı ya da yüzey araştırması yapan yabancı arkeoloji enstitülerinin yayınlarında önemli bir artış gözledik. Özellikle Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün yayınları olağanüstü bir rekor kırdı. İstanbul’daki Alman Arkeoloji Enstitüsünün yeni başlattığı "Byzas" yayınları dikkati çeken önemli yayınlar arasında yerini aldı. Fransız Arkeoloji Enstitüsü her yılki düzenli yayınlarını bu yıl da sürdürdü. Darısı İngiliz ve Amerika arkeoloji enstitülerinin başına... Türk üniversitelerinin yayınlarının yok denecek kadar az olması ya da yılda birden ikiye çıkarılan süreli yayınların makale sayılarındaki azalmanın nedenleri de araştırılmalıdır. "Ege", "Homer" ile "Arkeoloji ve Sanat" yayınevleri bilime ve halka yönelik yayınları ile gerek Türkiye’ye ve gerek yurtdışına açılma yönünde başarılarını bu yıl da sürdürdüler. Bu yılki sevindirici bir küçük gelişme ise, kavşak konumundaki Türkiye’nin komşu ülkelerle arkeolojik geçmiş ilişkilerini irdeleyen kitapların ya da makalelerin boy göstermesi idi. Böylece bilim insanları Anadolu’nun komşuları ile kıyaslamalı bilgi kaynaklarına sahip olmaya başladılar. Aynı konunun Ege ve Balkanlar arkeolojisi açısından Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya ile başlatılmasında da yarar görürüz. Bu arada, arkeoloji, filolojik kitap makale yazanların ya da çevirmenlerin yaptıkları bir ortak yanlışlığa da dikkat çekmek isteriz. Özellikle bu alandaki kalem oynatanların "Yunan" yerine "Yunanlı" diyerek özensiz davranmalarını doğrusu yadırgıyoruz. "İon" sözcüğünün Farsçadan dilimize "Yunan" olarak devşirildiği bir gerçek. Bilindiği üzere "istan" takısı Farsçada "bahçe, ülke" anlamındadır. "Yunanistan", "Yunan ülkesi" olduğuna göre "Yunanlı" sözcüğündeki "Yunan" kavramı bir "ülke" anlamında kullanılamaz. Nasıl "Bulgarlı, Kazaklı, Ermenili, Özbekli, Türkmenli" demiyor rak geçmektedir. Hitit ve Hurri’lerin "Sin" tapınağı ve kültünün merkezi olan Harran, en eski üniversitesi ile de tanınıyor. Kitabın yazarı 1983’ten bu yana Harran’da arkeolojik kazı yapmaktadır. Yazar, kazısının yanı sıra çevrede iki bin km karelik bir alanda yaptığı yüzey araştırmalarını bu iki ciltlik kitapta toplamış. 208 höyük ve ören yerini yüzey buluntuları ile tanıtan, haritalar üzerinde de sınıflayan kitap Anadolu’nun tarih ve tarihsel coğrafyasına ışık tutmaktadır. Asur kaynaklarından da yararlanılan kitapta irdelenen "kervan yolu" anlamındaki Harran Ovasındaki binlerce yıllık yerleşmeler stratejik olmaktan çok, ticaret ve tarım ağırlıklı bir bölge olma geleneğini sürdürdüğünü ortaya koymaktadır. Yazar, araştırmanın amacını GAP’ın nımına bilimsel katkıların yanı sıra sportif çalışmalar da mağaraların belirlenmesinde önemli etkenlerdendi. Türkiye’de mağaracılığın insanlara barınak olma görevini yüklenmiş, arkeolojik araştırmalara ışık tutan bir bilim dalına dönüşmesinde, yakından tanıdığımız rahmetli Temuçin Aygen’ın önderliği unutulamaz. Mağaraların ışıksız ortamına uyum sağlayan, balık, sürüngen ya da kanatlıların verileri de bu bilimin çalışma konuları arasında yer almaktadır. Birkaç bin sayfadan oluşan iki ciltlik bu titiz, sabır, alın teri ve tehlike içeren araştırmanın Internet ortamına da aktarılması hedefleniyor. TAY ve TASK’ın, bu alanda görevli ve sorumlu kamu kurumları ile üniversitelerimizin göz ardı ettikleri mağara boyutundaki dev boşluğu bu iki dev ciltlik yayınla gidermeleri kutlanacak bir olay. Yayının İngilizce’sinin de hazırlandığı bildiriliyor. Adı: Harran Ovası Yüzey Araştırması III Yazarı: Nurettin Yardımcı ISBN: 9759888904 Sayfa: 688 Arı kovanı biçimindeki kerpiç evleriyle Anadolu turizminde eşsiz bir yerleşim olan Harran’ın adı günümüzden beş bin yıl önceki çivi yazılı metinlerde "Harranu" ola ? CUMHURİYET 849