25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

' lar. Görcnler "Ne düzgün kent" desin diye. Kimse evlerin içini bilmez, orada yaşayanları, odalannı, mutfağını, banyostınıı... Eğer bir de kentin içinc, iç semtlcrinc gircrseniz, belki de bir soruyu içi nizdcn şöyle mırıldanırsınız; "Dcprem acaba dün mü olmuştu bu kcntte?" Raşka nc diyeyim? AB'ye girnıek için şunun şurasında nc kaldı." Oktay Rifat Ustu'nın ünlii 'Ahmet' şjirini anımsayalım ve hadi, o sebep olanlan kibarca bir daha analim: "Ağlama Ahmet ağlama / Davranma kıışag'ma ikidc bir / Anam av radım olsun / Bu kara günlerin sonu gelir / Büyük balık küçük balığı yutar dcmişler / Bok ycmişler / Onıı sardalyalar düs.ünsün / Sen balık dcğilsin ki Ahmet / Mek parmak mek parmak daha / Sonu selâmet" 'Yaşanmıs Ta$ra Öykülerı'nm ortak öze/liği olcirak 'naif'ligi düsündüm, ne derainiz? Taşradaki 'asıl insan'ı anlatırken ben onların iyi taraflarından söz etmeye çalışırım. Çoğunluğu, sizin de bilip gördügünüz gibi bu prototipler oluştururlar. Onlar sat ve sadc yaşamla gününü geçiren, kısa mesaleleri adımlamaya alışmış, ufak tefck olaylann mcrakhsı ve kulak misafiri; eviyle i^yeri, camiylc cvi, evle sokak arası kanaatkâr, sakü), komşuluklara saygılı insanlardır, ailelerdir. Cemiyet işlerine, siyasete hcvcslidirler. Bazıları niçin yaşadıkla rını bilmeden ortaJıkta dolaşır durdur. Aynı sosyal çevrenin farklı insanları da olsalar birlcştikleri noktalar çoktur. Alışverisjlerde pazarlıkçıdır. Düğün ve mevlit yeıneklerine giderler. Sevgi, doğruluk, kurallar vc kabullenmişlik... lçleri ve dışları gcnelde aynıdır. Oyalanacak şeyleri az olduğu için kahvehanelerdir onları avutan şey ve yerler... Akşam yemeğinden sunra kahvcye gitmek, masa kapmak, taş oynamak için evin erkcgi ayakkabısının tckini evin eşiğinde, öbürünü de avlusunda giyer!.. Ve daha basit, kiiçük, doğaçla vardır" bilmiyordu ve beni anmadı. Ama, bizim anlı şanlı ve de ünlü, 'Şairler Yaprağı' sayfalarından geçmiş şairlerinıizin doğdukları ya da büyüdükleri dergiyi bi yografilerinde anmaya 'tenezzül' ctmcmclerine ne demeli? NEDRET GÜRCAN'IN ŞAİRLİK YÖNÜ Bu arada az kahın Nedret Cürcan 'ın şairlik yönünii unutuyordıtk! Nedir şu dnnemdeki ilışkiniz şiirle? Yazıyor mınıtnuz? Şiirimizin son yıllarda 'ikmal'den sınıt geçmeye çalışıyor!.. Ankara'da kitapçılarda şiirimizin ne durumda olduğunu şiir kitaplarının satışlarını sorarak öğıeniyorum. N. Hikmet, O. Veli, C. Külebi, A. llhan, 'I'. Uyar, Ü. Yaşar, C. Süreya, A. AriPin kitapları okuyucu buluyor. O. Rilat, M. Cevdet, Cahir Sırkı gibi ustaların bilc gcride kalmalarını anlamak çok güç. Ben, büyük bir üniversitenin bulunduğu scmtteotıırııyorum. Dost Kitabevi'ne gelen öğrcncilerlc de konuşııyorum. Yeri gelmişken şunu da söylemek istiyorum: Şiir bir yana, son zamanlarda kapaklarında "aşk" sözcügTı bulunan kitaplardan çoğunun hiçbir edebiyat de^eri olmadı^ını, ayrıca bazı spikerlerin, ^arkıcıların, oyuncuların, mankenlerin, program yapımcılarının yazdıkları ya da yazdırdıkları bu gibi kitaplara olan ilgiden söz ediyorlar. Birkaç yıl öncesine kadar böyle şeyler yoktu; TV'lerde kimin yiizü daha çok görünüyorsa onun kitabı daha çok satıyor, diyorlar... Gerçek edebiyatı bilenler buna üzülüyor... Bunun da tamamen bazı medyanın pompa vc pohpohuyla sağlaııdığını sözlerine ekliyorlar. Ozellikle şiire ilgisizliğin nedenlerini araştırmak gerekir... Ben Turgay Fişekçi'nin Cuınhuriyet'tc bu konuda yazdıklarına çok hak veriyorum. Bana gclince, şimdilik son şiirlerimi bekletiyorum. Kitapçı vitrinlerine bile giremeyecek, salt eşe dosta imzalanaeak bir kitap olmaması için biraz daha zaman gerekiyor... Kitaba 'Alabayram'ın Idam Törenı ve Bir Bardak Soğuk Su hteyen Kadın' himli öykünüzü alarak benim tüylerimi ikinci kez diklajtiriyonunuz! llki aynı öyküyü geçen yaz Kttaplık dergidndc okurken olmustu, hatırlammz? Tekraraynı $eyi düşünüyorum: Nedret Cürcan yafanmij tasra öykülerini harika dil ve üslupla bir kez daha kurguluyor... Kitabım ve ozellikle " Alabayram'm Idam Oyküsü" için övgü ve diişüncelerinize çok teşekkür edcrirn. Sanırım, yaşanmış olan şeyleri yazmanın bunda büyük katkısı var. O dergideki bu öyküyü apart manda oturan öğretim üyesi bir hanım okumuş ve bana şunu demi^ti geçen yıl: Ben çok okuyan birisiyim, ama şimdiye de^in böyle bir şey okumadım. Sabaha kadar da gözlerime ııyku girmedi. Ne olur kitaba almayın, insanı allak bullak ediyor; korku filmi seyrermek daha iyi!.. Esinizle zaman zaman tatlıwrt tartıstnalar yapıyorsunuz. Orneg'in pokcr tutkunuzda, Alabayram'ın öyküsünde olduğu gibi ilçe için yaptıfomz gö'nüllü işlerde yıprandığınızı dü\ünüyor... F.şimin benim tüın yaşantımdaki büyük sabrı vc özverisini bclirtmek isterim; ve bu hâlâ sürmektedir. Ona hep şükran ve teşekkür borçlu kalıyorum. Ozellikle edebiyat ve siyasetle ilgim, ilçemizden Ege'ye, Akdeniz'e do^rıı geçerken ıığrayanlar ve birkaç gün için konugumuz olan dostlarımız için her konuda öylesine yardımcı «Idu ki, anlatamam. Bazen sa bahlara kadar cve girtTieden, gcçirdiğim zamanlar olmuştur. Utak tcfck, tatlısert tartışmalarımız ise sizin öykülerden çıkardığınız anlamda, yani benim daha çok yıpranmamamı, çocuklarımızla, işimizle daha çok ilgilenmemi istemesinden doğmuştur. Nedret Cürcan, eşl ve çocuklan.. manın ürünü olan ne varsa... "Taşradan tnsan Yüzleri"nde onları görür, tanırsınız. Bunlardan öykülcıim için çekip çıkardığım tiplerin edebiyatımıza biraz daha sıcaklık ve hoşluk katacağını diişünüyorum. Siyasct üzenne de düşünceler var kıtaptu/unılarda. Bunlardan biri arkadaşınız h'cthı Arar'a ait. Şöyle düşünüyor Acar: "Partıalik düzemne taygılıydt; ama 'dcmukrau" una gö're bir uyundu, siyaulerm oynamıVii için icat edilmişti, dcmukraii halk ıçin icat cdılmemışti." Arkadaşımın dedi£ine "dogru" diyecek milyonlarca insan vardır bu iilkede. Bizi bırakahm hadi, şu Amerika'nın yaptıklarına bakalım!.. Demokrasi halk i<,in olsaydı, bugün Mcclis'tcki vekilleri liderler seçmez/seeemezdi; onlar da "Bizi halk seçti" diyemezlerdi. Yok mu bunun bir çarcsi?! Var; o da sözdc yine demokraside... Aına demokrasi ncredc? Bir yandan "dehh"le bir yandan da "çüşş!j"le demokrasi olur da yüriir mii hiç?! YÖRESEL DEYİMLER Yöreul deyimlere de sıkça yer veriyorsunuz: "Sebep olana kebap ohıın1" gibi... Eğer, kitabımdaki öykülerini yazdıgım "Bir Parti I tastası" ve "Biberci" adlı iki bölümdeki iki taşra insanını rilümlerinden önce üşcnmeden ve zaman ayırarak daha çok dinleseydim ve de kullandıkları her yöresel deyimi ve yakası açılmamış küf ürleri bir yere yazsaydım ve köyleri daha çok gezseydim bugün çok zengin bir başka kaynak defrerim olurdu. Kitabmıdakiler de yine onlardan kalan sözlerdir ve onları yeri geldikçe kullanırım. Ulkemizde uygulanan Varlık Vergisi'ni bir züiııanlar iki kola ayırtyorsunuz kendi anılıirımzdan yola çıkarak; zıllık vergisi ve yok.luk vergisi... Kitaptaki her öykü kesinlikle bir ya^anmışlıktan do^muştıır. Varlık Vergisi, birçok yerde olduğu gibi asıl amacından saptınlarak uygulanmıştı. Aslında o amaç ve ııygulama da CHP'nin büyük bir yanlışıydı. Karadeniz'den Anadolu'nun bir kasabasına gelerek, orada diirüsdüğü ve çalışkanlıg'ıyla yer edinmiş bir aileyi yıkmak için kullanıJan silah gibi üzerimize çevrilmişti. Ben on iki yaşındaydım, ailemin geçirdiği en büyük sıkıntılardan birisiydi o vergi. Bizi de 'azınlık'tan saymışlar ve büyük bir vergi salmışjardı üzerimize. Ailemizdeki bu sıkıntı çocuklukta beni çok erkilemişri. Oradan yola çıkarak Maliye'nin yanlışlarla ülkemizi nasıl bu günlere taşidı^ını üç kütü bir iyi örnekle anlatmaya çalıştım. Eski eser kaçakçılıg'ımn da "yüzyılın en tartıştlan arkeologlarından biri" olan Mellaart'dan sonra Dinar'da başladığınt uğrenıyoruz "Arkadaşım James Mellaart" bölümunde... Ingiliz arkeolog Mellaart, gerçekten ilk kazı çalışnıalarına Dinar ve çevresindcn başlamıştı. Bilim adına yapılan bu kazılar bir yandan da ilçcmde eski eser kaçakçılığını özendirdi ve öyküde anlattığını gibi bizde bir aile dramına sebep oldıı! 1952'nin yaz günlerinde ona anlatılmaz yardımlarım olmuştu. () yıllarda bir yabancının ufak bir kasabada kazı çalışmali.ii ı yapuıası i^i güçlüklerle doluydıı. Anılarda konusunu ettiğinı gülünç konukluAuntı adı geçen dergideki söyleşide hiç anımsamamasına üzülmüi; ve bozulmuştunı. I ladi o "Bir hnean kahvenin hatırı ' "•'!• oıuuğu doyrudur. tteldlyt de aluyoı..." Snrrinr AH7 Prof.Dr.AII ARAYICI Yrtkin AROZ Err.an BAY5AL Dr.Y.CAVL/lK Prof.Dr.lllıomi CETİH Prof.Dr.Ayhon CIKIN M.Tmin DCOER Prof.Dr.Omrr Prcf.Dr.Omcr Rasit NAOIP. ^ ^ ^ H h TPl.Cfl.rP DEMIRCAM Yard.Dot.Dr.Musfofo foa TÜRKOĞLU Kf rim ULKER Prof.Rr.Cihon DURA ORAL Surtdcr EROOĞAN Huseyln Giıntii'n Drrln ÜNEL Sundcr ERDOI ÖKLEM Prof.Dr.Emrı;ll Prcf.Dr.Emrıılloh A.Kadir PAKSOY GÜNEY Dr.H.PEKİN flltemur KfLIÇ 5EFEPI Tnhslrt YÜCEL Dursun KUT BİZİMLE ÇALIŞMAK İSTER MİSİNİZ? Eğcr yamttmz "EVET" isc, Kitabevleri ve gönüllü temsilciler, dergi satışt, dağıttmt ve tanıtımı için dağtttm sorumtusu Haydar Çaktnak ile bağlantı kurabilirlcr. llrti^im Aııtalyu Mtrkıv Itiiıo: (luısu Muh (ÜK Sı.kak Nıı H. neııi/ Vıllu, Daırc I Konyaaltı i'elclbn: 0242 228911K Faks: (1242 ?2K')4I') Istaıılml llirol DA^ıAKAN 02U> İAmlr Oguz Uyan: 02322554554 l/ınlr HİİMVİII CUndUz Oklfm 0232 4722425. ^ 4722426 Kpüsln: mudafaathukuk (fPsupemnlıne. cotn" 11 K(.l\ll/İN. ) ABONE KOŞULLARI: 3 Aylık 12 VTL /12.000.000 TL 6 Aylık 24 YTL / 24.000.000 Tl. 1 Yılhk 48 YTL / 48.000.000 TL Postu çekl Ibrahim Çctın Yctkın1 1 l'J2 14 Bunka hesabı: Türkıyt; l> Bankiisı 620(1 Anl.ıly.ı ^ulxM. llaydaı Çaklıak 1047921 IMtfen havalenin açıkltıma kısmıntı ADINIZ.1 VE SOYAUINIZI belirtiniz. Abonelerin ayrıca, açık ad ve adreslerini, ne kadar süreyle abone olduklanm faks veya posta ile bildirmeleri eert'ktttektedir. "TAŞRADAN İNSAN YÜZLERİ" Celelım " Idşradan Insan Yüz/erı" hö liimüne! Ya$amımza giren farklı ınsan prntotiplerini anlatıyorsunuz. Bu bülümün çıK İ T A P S AY I 800 ZKKAİ OK.IK V \KKAI)\ŞI. \KIM\ Kİ UDI (.1 K : \ ı (";l" \ ı: \ ı V I I M I ı v ı ı ı ı \ s ı \ c ı ı SAYFA 6 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle