18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Evin İlyasoğlu ile Teodora"yı konuştuk Teodora bir dön simgesi Cl camze AKDEMIR Ikinci baskısıyla raflardaki yerini nlaıı 'Teodora'nın Düşmanlan' (Remzi Yayınları), karanlık sofası, salamandrası, faraşta kömür külleri, vitrinde lülgrcktcn kabarık kat kat etekleriyle salınun biblo balerinleri, menteşeleri sarkmış kapılan, mandalları paslr pencereleri, geçnıişin esrik kokuları, dost, düşman(!) sakinleri ile yüksek tavanlı, 26 odalı bir konağın öyküsü. Giiçlii kurgu, muzip eda, dramatik çatıdu, doğup büvüdügü Arnavutköy'deki köşkten esinlenen Evin Ilyasoğlu'nun kaleminde evrilen tarihten kesitler. Orta katın kahyası Teodora'nın imgeselliğinde, bir devrin, değiijim yıllarının panaroması. Trakya'dan göçınüş 11 çoeuklu bir ailenin kı/ı olarak yaşamın zorluklarını erken yaşta tatmış, kocası Yorgo'dan ise ayrı çekmiş, bir geçmişten orta katının kahyası olduğu konağa akseden bir perde arkası kahramanı Teodora. Vazifeşinas, diirüst, şüplıeci, yerinc göre kavgacı, acımasız... Kalbinin derinliklerindeki iyiliği kimseye göstermez Teodora. Katı, sert, acımasız olmayı, şımarmamayı ve şımartmamayı bilir. Çiinkü öyle öğretilmiştir. Insanlara ele vermez kendisini, ne mimikleri tam bilinir, ne düşleri. Kimse de adamakıllı tanımaz onu bu yiizden. Ama o hcrkesin huyunu suyunu bilir. Yalnız bir kadın Teodora, sık sık düşlere dalması, kafa seslerine sığınması biraz da bundan. Diinyasımn sınırlarını bilir öte yandan düşlerindc o sınırları aşabildiğinden eksik, yarım hissetmez. Konaktan kalesinde kısılı değil, gönülliice saklıdır. Geriye dönüp bir şeyleri değiştirecek olsa hiçbir şeyi değiştirmek niyetinde değildir. Ne bol para, ne başka bir iş ister. Korkar yaşamdan ama çaktırmaz kendine. Zahmetli yaşamının zahmetsiz konağı düşleriyle gönenir. Hayata kiismek kitabında yazmaz. Ona göre gayret gerektir. O nedendir ki kafası daima yukarda, omuzları geriye atılmış, dimdik durur. Meydan okurcasına. Okur da. Titizlikten öte evhamı vehamet derecesindcdir. Başarısız olduğu görülmemiştir, Allalı tnuhafaza ya beğenilmezse yaptıkları. Yaşamı kendisine zehir eder ki ne... Madam'ın davet anımsatmalarına canı sıkılır. Bir refleksle merak eder avizenin tozunu, mayonezin kıvamını, üst katı, alt katı, gürültü yapanı, uçanı kaçanı, her giin erkenden fiime rengi prostelasının geniş cebinde taşıdığı kucak kucak mangal kömürüyle ıslah edeceği sobayı, ütüyü, Mösyö'nün rahatını... Mösyö... Her şeyi bilirdi. Ipekleri, pırlanta kol düğmelcri, Avrupa görmiişîiiğü, asaleti, ciddiliği ile Mösyö rol modeliydi. Otuz yıldır yanındaki Teodora ile otuz kelime konuşmamışsa da Teodora anlar ne istediğini. Elini masaya koyuşundan, yuvarlak parmaklarını SAYFA 16 r ğerlcndirmiş, bir yerlere oturtmuş. Yalnız köşkteki değil, çevredekileri de gayet iyi tanıyor. Böylece komşuları, Arnavutköy esnafını, gezgin satıcıları ve köyde onu ilgilendiren kişileri anlatırken her birini sosyal bir sınıfa oturtarak ak tanyor. Sobacı David, lağamcı Barba, ekmekçi Garabet didiştiği sınıf. Kendi dişine göre, söz geçirebileceği kişiler. Oysa köydcki seçkin aileler, sevecen komşular onun tek düze dünyasına renk katıyor. ünları düşiinmekle onları anlarmakla geniş, hareketli bir diinya çizmiş oluyor. Bir de köşkte yıllar boyu kuşaktan kuşağa anlatılan öykülerın de bekcisi. Madam Mualla'nın ilk nişanlısını, Hacı Hüseyin Beyin Uşşaki tarikatını, Sadık Beyin Almanya serüvenini, Madam'la Mösyö'nün tsviçre dağlanndaki trende tanışmalarım, sanki kendisi de tanık olmuşcasına anlatıyor. Perde önünde olduğu kadar perde arkasındaki kahraman da Teodora. Vazıfeşmas, haylice ketum, bcnal, dü^lerıne, kafa \eslerine ttğ/nan, yalnız bir tıpleme Bir o kadar da mıızıp Aslında insanların karanlık yıllardan bunaldığı bir dönem. Toplumdaki yeni yapılanma, parlak gelecekler vaat edi yor, oysa geleneğin yitip gitmesinden te dirgin olan bir kesim var. Madammualla, henı nıodernleşmeye açık, hem geleneğı sürdürmekten sorumlu. Artık varlıklı olmayan bir orta sınıl yaşamı süıüyor. Ancak hep neşeli. Bayram sabahı radyoyu a(,ıp çiftetelli oynayabiliyor. ü t e yanda yaşlı akraba konuklara kıısur etmemek için çırpınıyor, mevlidleri, Kuran okumaları, kendi büyüklerinden gördüğü şekilde devam ettirmeye çalışıyor. Köşk, ne dc olsa bir şeyhın kıırduğu düzeni sürdürüyor hâlâ. Ama son derece yeniliğe açık, iki dil bilen, zamanında giimriikler genel müdürlüğü yapmış aynı zamanda "nükredan" olarak bilinen bir şeyh. l'eodoıa üst kata çıkıp dikkat çekmek isrediğinde ciinılelerine güldürmc va adiylc başlıyor: "Size bir şey anlataca ğım, çok güleceksiniz!" Kendi süzgecin den geçirdiği köy halkına ait olaylan komikmiş gibi anlatıyor. Bunun da ötesinde, o karanlık giysüerinin, kernikli, acuze göriintiısiinün ardında, kendi kendine düşüncelerine daldı mı, ya ıla bir köşeden çevreyi izlemeye koyuldu mıı son derece muzip yönleri yakalıyabiliyor. Orneğin üsr k.ıttaki aşçı Münevver Hanım'ın şişkoluğuna takmış, kurdııgu her cümlede kilosunun arttığmı söylüyor. Kuran okumaya gelen liidayet Hanım'ın çakıl taşı gibi çarpuk çıırpuk dişleri, sigara içmektcn çalı siıpürgesıne dönmüş sesi, bahçıvan Cuma'nın şapşallığına, yassı kıılaklarına bakmadan yaptığı çapkınlığı, onu bir yerde eğlendiriyor. I lizmetinde bulunduğu tsviçre asıllı Madam'ın unutkanlıkları ve Türkçe hatalan cn büyük neşe kaynağı Teodora'nın: Madam yokuşu iniyor, süslenmiş, tuvalet, kürk, her şey tamam ama ayağında tcrlikler.. Ya da Kınacı Mehmet Bey öldüğünde taziycye gidip Allah kavuştursun demiş, bunlar Teodora'ya çok eğlenceli geliyor, çünkü biraz da patrondan intikam alma hırsına dönüşüyor. MÖSYÖ NEYİ TEMSİL EDİYOR? Teodora kadar önemlı btr dığer ka rakter de adeta onun rol modelı olan, hizmetıne adandığı Mösyö kuşkmuz. Öyle kı Mösyö'nün rahatını kaçıracaklara düsman, Romana asalet penceresınden ruh geçişleri sağlayan Mösyö neyi temsıl edtyor? Mösyö bir geçiş dönemini temsil ediyor. Avrupa görmüş, dil bilen, başka ülkelerle iş yapan, konuğuna şampanya, havyar ikram ettirten, Wagner de fokstrot da dinleyen, alafranga kahve ve markalı şaraplar içen, ipek gömlekler, pırlanta kol düğmeleri, deri bavullar taşıyan ve içinde doğup büyüdüğü eskimiş K İ T A P SAYI 800 aralayıp bükmesinden, başını çevirişinden, hafif patlak gözlerini sağa sola devirmesinden, kcsik kesik öksürmesinden... Konak onsuz olıır muydu brc tşini doğru diirüst yapmayanlar, dalavereciler hele ki cahil ve görgüsüzler baş düşmandı bu nedenle. Mösyö'nün eşyalarına halel getirecekler de, rahatını kaçıracak, uykusunu bölecek bütün gürültücüler de öyle. Yaşasaydılar bu sabah biz sorulara geçerken Teodora sessiz olmamızı isterdi. Bu vakit Mösyö uyuyor olurdu. Üst kat, alt kat henüz uyanmamış, tahtalar gıcırdamamış olurdu. Anılarına saygı biz yine de sessiz olalım, Mösyö'yü uyandırmayalım, Teodora'nın düşmanları arasına girmeyelim... Evin İlyasoğlu ile 'Teodora'nın Düşmanları'nı konuştuk. oman kisısel tarthınızden ne gibi tzler tasıyor. Bu ailemin yaşadığı, do.ğup büyüdüğüm Arnavutköy'deki köşkten esinlenme bir roman. Belki de çocukluk yıllarımdan beri yaşadığım her anıyı bir film karesi gibi kafama yerleştirmişim. Annemin ve yıllar sonra da ozellikle ağabeyimin anlattıkla rını biriktirip bir süzgeçten geçirerek, dışardan birisi gibi o köşkc baktığımda sadece beni büyüten bir mekâan olmaktan öte, onu tarihin bir kesiti olarak algıladım. Kafamda her olayı birbirinden bağımsız geliştirdim. Sonra bir belkemi ği olarak Teodora'yı seçtım. ()zellikle onu, çünkü Arnavutköy ıçin Teodora karakteri bir simgeydi. Rumlarla iç içe yaşanan dönemlerden, onlarla ev, aile kültürlerinin paylaşıldığı dönemden ka lan bir sinıge. Onun ağzından anlatırken bir yandan da onun dışına çıkıp onu çizmeye başladım. Ve böyle bir portrenın kadınlığını yaşamamışlığını yansıtırken onu sarsan erotik düşlerle donattnıı. Hiç yaşanmaınış olaylan da yakıştırdım bu biçeme ve zamana. Belki çocuklıığıımdan bu yana yazıp duruyordum bunları. Kaleme alma (bılgisayara yazına) süreei ıse tam iki yıl surdü. ' lcodora'nın Düşmanları', Teodora'nın \eswden alengirlt ya^ama sanatının ıncelıklerıne, dönemin ikilemli yapı\ından da muzdarıb ıntan ruhunun derınlertne kestt kesıt mturuplu bir gö'nderme dıychtlir miytz? Dönem, savaşın karabasanı ancak gcçmış, savaş zenginlerinin ve Batı ile ilişki kıırabilenlerin refaha erdiği, orta sınıfın ortaya çıktığı, hizmctkâr sınıfının ise hâlâ Osmanlı töresini taşıdığı bir dönem tabi. Eskiyle yeni arasında neşeli bir denge kurulduğu sanılıyor. Yüzeysel, giindelik değerler bir yanda vazgeçilcmcz katı kurallar öte yanda. Batı tarzı partiler, danslar, aynı neşelenme giidüsü. Otede üsmanlı töresini yitirmemek için çabalayan, din korkusu hatta din baskısını neredeyse bir hobi gibi taşıyan düşıince. Bunlar Teodora'nın anlatıcılığında ortaya çıkıyor. "KAHRAMAN TEODORA" Teodora aüında neyıtı metaforu romanda> Mecazi anlamda iğneleyici bir metalor ulmaktan çok romanın yapısını oluştııran bir bel kemiği. Yalnız orta katın kahyası ama köşkteki her katta olup bitenden habcri var. Hcrkesi kendi süzgeciııden geçirip, kendi ilkelerine göre de C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle