Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
dar Çehov varsa masamuı üzerine indirtti! Benim Sevgili Taşram'daki öykükr için zaman zaman kcndi yaşadıklarını da benim kitabımda bulduğunu söylemişti bana. Ben de ona o giizel diliyle taşrasını ve insanlarını anlatan öyküleri okudukça etkilendiğimi ve bu yolda, yani taşrayı yazarkeıı yalıuz kalmadığımı gör dükçe güç kazandığımı, mutlıı olduğumıı söylemiştim. Can Yayınları'ndan çıkan 'Kumru ile Kumru' adlı romanı sizinle söyleştiğimiz bu günlere kadar okumadım. Tahsin Yücel ile sizin Cumhuriyct'in 13 ücak 2005 giinlü Kitap Eki'nde yapmış olduğunuz söyleşiyi okudum. Sanırım, hüyük kentin şaşırttığı, özentilcrini yeni yaşamina geçirmck isteyen taşralı bir kızla çcvresini anlatıyor. Bence "Taşra" hep gündemdedir. Belki de eskiden taşrada yaşayıp sonraları büyük kente gitmiş olan yazarlara da bir uyarı olabilir bu tür kitaplar ve okuyucuları çoğalır... Bu iki yazar da taşrayı yaşamamış olsalardı böyle giizel kitaplar yazilır mıydıi' Bu kitabı da alıp, ilk fırsatta okuyacağım. de sürmesini istiyordum. Ama sonralan, iki koca yıl geçti, arkasından tiim koşturmalanma karşın beni görmczliğe geldi. Aynı sokaklarda, aynı yerlerde bu lunduğumuz, kitapların tadından anlayanlar olduğumuz halde bana bir daha bakamadı, ilgime ilgisiz kaldı. "Milıri ban", adının anlamı gibi ya 'dost' olmalıydı ya da 'seven' bir kız. Çok güzel de değildi; ama rastlaştıkça yakından izlediğinı kadarıyla ınsanı çeken bir havası vardı. Her gördüğümde o dalgın bakışları bana şiir yazma heyecanı veriyordu. Onun bu umursamaz davranışını çözmem gerekiyordıı; bir soru ve bir onur sorunuydu. Öyküde okuduğunuz gibi, onun kcnttcn ayrıldığı gün en yakın arkadaşından aldığım bilgiyle sorun çözülmüş oldu. Oğrenmcscydim kahrolurdum! Ama ne çare? Oykülerde ve romanlarda benzeriııe kolay rastlanmayan, onu haklı kilan, şaşırtan bir 'durum' çıktı ortaya. Peki, onu hiç merak etmeâiniz mı? Bir şekilde ondan haber almadınız mı'•*O \imdi, gökyüzüne bakarak sevgıyle seyrettiğimiz 'eleğımsağma'mı oldu acaba, ne dersınız'' Merak etsem de haber alma olanağım yoktu. 'Durum'u bana söyleyen arkadaşı evlenmiş, ilçe den ayrılmıştı. Notlarımı düzen lerken Mihriban'ın yaşayıp yaşamadığını, yani "eleğimsagma" olup olmadığını iz sürerek öğrenınek istedim. Ne yazık ki, haber alabileceğiın arkadaşının öldügünü, ama Mihriban'ın tstanbııl'da yaşadığını bir şekilde öğrendim! YENİ YAYINLAR "Ergenliğin doğasını anlamak... HALUK YAVUZER GENÇLERI ANLAMAK Anabâbalann Bn çok sorduğu sorular V9 ctvaplarfyla ACELEYLE YENİ BİR KENT YARATMAK İlk kıtapla da aforlıklaydı, \ını dı de dtvatn ediyor, deprvtn sonrası, labirtnizle uıçmu tapan aceleyle yenı bir kent yaratmaya kalktşan, sıyasetın ağında, bir lakım baskı ve batırların tuzagında, ucııza mal etmek iiterken, her şeyı bozup çırkınleştıren ılgtlı kurumları satıraralarında sıkça ve kıbarca amyor\unuz.. • 2005 'in Ekim ayının ılk giınü ilçemdeki deprcm on yılını tamamlamı^ olacak. Diııar, büyük depremler yaşamış bir kenttir. Bunların en büyüğü I'rigya Kralı 3. Midas dönemine rastlar. M.Ö. 700'lü yıilar... Zengin bir kent olan Kelenia (DiNecdet (6), Nedret (4) ve Yavuz Cürcan (2), nar) deprem sonrasında batmış; yeralDinar tından sular fışkırmış, cvler sular ve çdmıırlar altında kainıı^, iıısanların çoğu bu yıkımla yok olup gitmişler... Ama 3. "BENİ BEN EDEN 0 İLK Midas bu yaralı kentı üç bcş yılda iınar AŞKLARIMDIR..." ederek, iıstelik başkent haline getirmiş. Uzun ve insanı ijaşırtan bir etsanesi var. Kıtabın acılı\ını, Üjludc, Rczan ve Olcuy gibi eski sevdaldurınızld yıipıyonu Çevre yerleşiınlerinden aldığı vergılerle saraylar, evler, yollar yapmış, av bahçclcnıız. Sizı ta^radan Utanhul'a sürükleyen kızlarla tanı^ıyoruz/kar^ıla^ıyoruz.. ri kurmuş... Andarınızın onemlt bir kı\ınını ılk aşkla Bu yaz günleri Lahey'de görevde olan rınvz kaplıyor. Ne derunız1 damadım ve kızımın davetlisi olarak eşinıle Hollanda'ya gıttık. Bir ay sureyle Evet! Beni ben eden o ilk aşklarımParis dahil Avrupa'nın cn ünlü kenüeri dır... Daha iyi olmamda en büyük etni gezdik. Biliyorsunuz, Rotterdam tkinken... Beni dcnetleyen... Bana edebiya ci Dünya Sava^ı nda Alman bombardıtı, şiiri sevdiren... t) çevreye iten ve somanıyla neredeyse diimdüz edilmiij bir kan... îjiirlerıme giren. Yazmaya götubüyük liman kentiydi. Savaş sonrası birren... Bana sevmeyi, bana vefalı olmayı kaç yıl içinde Rotterdam yeniden yaraögreten, ivme kazandıran onlardı... Yıltılmış. Kalaıı eskiler onarılarak özgiinlar yıilar sonra onlara olan borcumu lükleriyle anlatılmaz şekilde korunmuş, ödüyorum. Onları anılarımdan çıkarsaydiimdüz olan bölgelerde de çok hoş gödım yetmiş yılımın bir bölümünü, gcnçrünümlü, çok güzel mimarili şahane yelik yıllanmı hiç yasjamamiş gibi olurni bir kent yaratılnıış. Bunlara başka üldum. kelerde yüzlerce örnek gösterebiliriz. İlk gençlik yıllannmn gihde ıstnı hiç kuşkusuz Mıhnban olsa gerek, öyle değil Bir de bize bakalım: mı? Sızce Mihriban'ın yeri bamba^ka Egc'ye, Akdeniz'c doğru bayramlarda mı? tatile giderkcn ilçemin içinden geçerseniz görürsünüz: Kentleri bağlayan ve "Mihriban", kitabın en uzıın ve ilk Dinar'dan geçen anayoUarın üzerinde gençliğimin iki yılını yiyip bitiren, beni deprem sonrası yapılan afet konutları yorgun düşüren bir 'guruı' öyküsüdür; kibrit kutuları gibi sıralanmıştır. Çirkinama aşk öyküsü değlldir. Onu ilk gördüli^i bu kadar güzel boyayarak yutturmağüm gün, bana tepeden tırnaga, uzun nın kepazeliğidir bu. Boyayarak binalauzun ve dalgın gözlerle bakmıştı. Içime nn değil acıiarın üstünü örtmeye çalıştıişleyen bu bakışların sonraki günlerde CUMHURİYET KİTAP SAYI 800 Gençlerî Anlamak HALUK YAVUZER Hiçbir kuşak, ardından gelen kuşakların gelişiminden pek hoşnut kalmamış, o kuşakla ilgili olumlu duygu ve düşüncelere sahip olmamıştır. Bunun bir nedeni, yetişkinlerin "ergenliğin doğasını" kavramakta yetersiz kalmaları ve kendi gençlik dönemlerini unutmalarıdır. Bir başka nedeni ise yetişkinlerin, bugünün gençliğini hâlâ eski ölçülere göre değerlendirme yanlışını yapmalarıdır. Gençlerî Anlamak, bu gerçekten hareketle, günümüz gençleıini gelişim ve kültürel özelliklerini dikkate alarak tanıtmayı amaçlamaktadır. Kitap ayrıca, yurdumuzda yapılan araştırmaları temel alarak "genci kendi kültürümüz içerisinde" irdelemekte ve gençlik döneminde yoğun şekilde yaşanan sorunları ele alıp çözüm önerileri üretmektedir. Rcm/i Kitabcvi SAYFA 5