Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ceyat çapan Şiir Atlası YENİ YAYINLAR 1930'larda Amerika'da yaşanan Büyük Göç'ün destanı JOSĞ Saramago/ Şiirler/ çeviren: Ayşe Nihal Akbulut 'belleğin belirsiz alevleri' JOSĞ Saramago (1922) yalnızca günümüzün en ünlü romancılarından, Nobel ödüllü bir usta değil hem de bir ozan; son derece başarılı bir ozan üstelik. Pilar del Rio'nun İspanyolcaya çevirisinden size aktardıgımız şiirler, en güzel Saramago şiirlerinden bir demet. OYer Cjözlerin kapaııdığı yer; zamanın deni/ kalnığunda sessizlı^i yankıladıg'ı yer; bir haygınlık arasının hmt sdmbüllcriylc cinselliğin kokıısııiKİu eridiği yer: Kollaıla bacaklaıın kementlendiği, ve ağızların solıık alnıadan hoğulıırrasına kasıldı£ı parnıakların yepyeni yrirüngeler çizdiği yıldızlarla bedenlerin bosjuğunda; anlık can çckişme yeri; tenin terle bir olduğu yer; sevdanın yeri. kendindcn saçılan ışıkla yanıyor, do^arken oluşan patlanıasından, önceki ve sonrasındaki gecenin ortasında, düşüncenin güneş gibi görkemi. llkşiir Belleğin karmaşık yumagından, karanhktan, kör bıılutlardan, bir tutam iplik tutup ayırt ettiğinı. Ubul usul (,özerim, parmaklarımdan kayıp yok olur korkusuyla. Uzun bir iplik, yeşil ve mavi, çamıır kokıılu, yıımuşak ılıklığında canlı balçığın. Bir akarsu bu. Illlerimden akıp gidiyor, ıslak ellcrimden. Dökülüyor olanca su açık avucjarımdan, ve birdcn artık bıleıne/. oluyorum, benden mı doğuyor bu sular yoksa bana mı akıyor. Bırakıyorum akıp gitsin, artık yalnızca belleğimi değıl suyun akışını da kendi haline. lekneler yüzüyor tenimin üstünde, ben de bir yandan o teknelerim ve üstlerindeki gökyüzü, ve kayarak geçen uzun telli kavaklar gözlerin parıltılı sinemalarından. Kanımda balıklar yüzüyor vc iki su arasında dalıp çıkıyor belleğin belirsiz alevleri gibi. Kollarm gücünü duyumsuyorum ve onların uzattığı kargıyı. Akarsuyun ve benim dibime, yüreğin usul ve güçlü atan vurıışları gibi. Şimdi gökyüzü daha yakın ve renk degiştirmiş,. Ve her şey yeşilc ve sese kesıni^ çünkü daldaıı dala uyanınakta kıışların şarküarı. Ve duraklayınca tekne, geniş bir açıklıkta, çıplak bedenim parlıyor güneşin altında, suların yüzünü yakan görkemli yangınlar içinde. Orada gömülüyor, karışmış belleğin tüm anılarıyla geleceğe dair ansızın miijdelenen her şey, tek bir gerçek içine. Iniyor bilinmez bir yerden gelen adsız bir kuş ve teknenin keskın pruvasına tünıiyor suskun. Kıpırtısız, beklıyorum sular maviye kessin ve dallardaki kuşjar dile gelip söylesin neden bunca uzun ve tellidir kavaklar ve fısıldamakta yapraklar. Böylcce ilerliyoruz tekne, ırmak ve insan boyutlarında ben, çevremize saplanmış mızraklar arasından altın renkli durgun sulara doğru. Orada, üç karış gömeceğim kargımı dibe canlı taşlara. Ta başlangıçtaki scssizliğe dönülecek birleşince ellerle eller. Sonra ben her şeyi bileceğim. 791 yer Süreç F.ıı yalm sözcüklcr, cn sıradanlan, el altındakiler, hcr ^eyin yerine geçebilenler, başka bir diinyanın diline dönüşürler: yctcr ki, giineşten yansıyarak, gözleri ozanın, ijöyle bir değip aydınlatsın onları. Don Ouijote Dulcinca'lar göremiyorum ben, Don Quijote, devler, adalar, yok aslında hiç biri, çılgınca düşjeklerinin. Bir tek, değirmenler, kadınlar var ve ucııza diışürulen Barataria adalan, Sancho'nun iyi bildiği bir sürü gerçek, ve senin Küçümsediklerin. JOHN STEINBECK Gazap Uzümleri Genç yaşlı, kadın erkek, binlerce emekçinin verimli topraklara yolculuğunu ve bir ulusun yaşadığı dönüşümü işleyen bu roman, aynı zamanda iyi bir yaşam düşüyle Oklahoma'dan kalkıp Kaliforniya'ya doğru yola çıkan Joad ailesinin öyküsüdür. Steinbeck'in Büyük Bunalım dönemi sırasında Amerika'da var olma savaşı veren insanların yaşamından yarattığı bu dram, toplumsal içeriği ve etik bakışıyla görkemli bir atmosfer yaratırken, getirdiği insani boyutları ve yalınlığıyla da içten bir yapıta dönüşüyor. Dulcinea Ne kinı olduğun önemli, ne de bilip bilmediğin hangi düşlerden doğduğunu yüzünün: Bomboş, ve dilsiz bir cam. Quijote'nin kanıyla besleniyorsun, onda ölen tindcn alıyorsun güciinü, her ncysen, onu olma güciinü. Cüçlerin Oyunu Hâlâ direnmekte gerilen halat gıcırdayarak iki başına atılmış düğümler arasında: ciuülen liflerin koparken gizlediği boşalan gücunü salıvernıiyor. Doğumda ve ülünıdcki kutupları gürüyorıım yara almış halatın çarpılmasında açıkça ı,eli^kili korkusu, lıem olduğıı gibi korumanın ipi, lıem de kopmıış görmenin. Benden yıldıza Benden yıldıza yalnızca bir adım yol: C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI SAYFA 25