Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YENI YAYINLAR REFİK ERDURAN Nihat Behram "Miras'la kapanmayan bir yaramıza neşter vuruyor Er Oyunu Er Oyunu, başına buyruk bir "sol" eylemci ile bir kadın koteksiyoncusunun ve ikisiyle birden kapışan bir kızın öyküsüdür. içinde yazarın yaşamının bütiin renklerini bulacakstnız. FUNDA KALAYCIOĞLU Âdafi ADALI Bir Derya öyküsü Bir Derya öyküsü, Osmanlı'nın Akdeniz'e egemen olduğu yıllarda, Osmanlı donanmasının kaptanlanndan biri olan Murad ile savaş rüzgârlarının önünde bir ülkeden diğerine savrulan Lilyeva'nın, tarihin gerçek akışı içinde yaşandıkları aşkın masalıdır. Bir ku yavrusu gibi düşmüşlerdi yuvadan M D zekâi BOSTANCI SELMA FINDIKLI Kum GütO Urfa toprağı sıcaktır. Çarşıları serin mi serin.. Evleri de.. Ama II. Abdülhamid döneminin zorbalığına karşı çıkan Miralay Cemil Şekib Bey ve ailesi istanbul'dan Urfa'ya sürgün edilince, eşraftan Kazzaz Mihman Ağa'nın mürekkep yalamış oğlu Memduh için her mevsim san zamandır artık.. Miralay'ın büyük kızı SUreyya'yı görmüştür çünkü bir kapı aralığında.. JOHN GRISHAM Tazminat Kralı Avukat tutacak parası olmayan samklann TAZİVIİNATKRALI davalarına bakan Clay Carter, cinayetle suçlanan genç bir adamın savunmasını gönülsüzce üstlendiğinde, bunun büyük ve karmaşık bir dava olacağını hiç düşünmemişti. Oysa söz konusu tazminat, 013/1(1 hayatını değiştirecek ve onu hukuk dünyasının tazminat kralı yapacak büyüklükteydi... Remzi Kitabevi SAYFA 10 YH1914. Birinci Dünya Savaşı yılları. Osmanlı devletinin Almanların yanında savaşa sürüklenişi. Azınlıkların başlattığı ayaklanmalar ve parçalanış... 1917de sınırın hemen ötesinde patlayan şanlı bir devrim. Çökmekte olan Osmanlının başında ganimet paylaşmak için bekleyen emperyalist devletler. Siyasi ihtiraslarına yenilen devlet adamları, ihanetler... Binlerce yıl aynı topraklarda yan yana yaşamış, komşu olmuş, dost olmuş, yaren olmuş halkların birbirine kırdırılması. Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal... Kan, acı ve sefalete boğulmuş topraklarda doğmaya başlayan genç bir cumhuriyet. Ve sonraki yıllar. Nihat Behramın kaleme aldığı "Miras" 90 yıllık bu süreci kendine has şiirsel diliyle anlatıyor. Behramla bu kitabını konuştuk. iras 'ı okudu&umda dılıme diişen ilk sözler şunlardv "Iste gerçekçı sanattn tarıhebakışı. tşte, yaşamm sanatçı ruhuyla irdclenışı. tşte sanatçı sorumluluğu, sanatçı gücü ve işle gerçek roman. Behram, bahasının özgeçmıştnden hareketle, yakın geçmışımız ve imanlık tarıhım ırdelıyor. Bir ucunda krallar, imparatorlar, emperyalist güçler; bir ucunda Mustafa Suphı, 1917 Ekim Devrımi, genç cumhuriyet, Mustafa Kemal, devrimler, özgürlük savasları. Bir ucunda llitler'lerden Pinochet'ye katledenler, bir ucunda Che'den Deniz e direnenler. Bir ucunda siyasi ihtiras ve körü körüne ınanç, bir ucunda, kendine kader dıye dayatılanlara halktn başkaldırısı. Emperyalist savaşlar, emperyalızmin dündekt ve günümüzdeki oyunları Osmanlı'nın Ermenilen, Ermenilerin Türkleri kıytmı; kıyımların öksüz ve yetim bırakttğı çocuklann dramı. Genç cumhuriyetin yükseli$i ve düşüşü. Bir ucunda kan, acı, zulüm; bir ucunda rüzgâr, dağlar, ırmaklar. Kafkaslar'ın Kars'ta, Iğdtr'da, Aras'ın oluğunda, Ağrı'nın dorug'unda atan kalbı.... Behram, sıirden süzülmüs btr dil ve destanst bir solukla, teknolojıden büyüye, polilik ihtirastan dine, küreselcılikten medyaya, yaşadığı çağla hesaplaşıyor Anlattığı her şey inanılması güç, ama bir a kadar, yasanmış, yaşanmakta olan gerçeklikler. Bir ömrü bir solukta dtsa vuran, bir solukta okuyacağtnız bir roman." Romanıntn sanatsal değeri üstüne düşüncelenm ayrı biryazının konusu olacak. Bu konuşmaya giincel politık etkısıyle girmek istiyorum. İlk şıirlerin ve 1976'da yayımladığın "Darağaanda OçFidan"dan bu yana, bir ömiir sürdürdüğün ödünsüz muhalijkimliğin bu romanda dorug'a ulaşıyor. Esas olarak da emperyalizm, küreselciltk, medya ve din ekseninde patlamalar boyutunda. VAHŞETİN SORUMLULARI Emperyalizmi artık açıklamaya bile gerek yok. Işte hali apaçık ortada yeryüzünün. "Dünyanın yeniden yapılanması" söylemiyle "küresclciliğin" emperyalist yağmacılığın din ve medyayı kimyasal silah gibi kullandığı da. Her birini ayrı ayrı ele alırsanız, masumiyet maskesi altına saklanmış çehresini göremezsiniz. Dişleri, dişlerdeki kanı göremezsiniz. Maskedeki gülümseme vampir gülümsemcsidir. Yeryüzünün çehresi kanhdır ve vahşctin sorunüulan bu kez de ruhani softanın bastonuyla dünyayı çizmek istiyorlar "yeni dünya düzeni"nin resmini. Bu günün en K İ T A P SAYI 749 yağmacılığın bir söylemi olduğu da. Bu C U M H U R İ Y E T