08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Otyam'ın yüreğindeki aslan Ataol BEHRAMOĞLU ıde Gıde"lerden bolumler okudugum bu sabah vaktı bır şıır vazmalıyım aslında îçınde hem Ak denız, hem bır Çukuıova yağmurıı, hem Toroslar'ın "kan çanağı gelıncıkler"ı, hem Harran Ovası hem "yakışıklı Hasan DagV', "Sabahçı kahvelerınde yırmı beş kuruşluk uykular", 1950'lenn bır lostra salonunda "acemı kanarya gıbı oten" papuçlar, ve remlı bır boyacı, bekleme salonunda yol cular, can çekışen bır çıpura, hem Saıt Fa ık hem Orhan Kemal, hem Halıkarnas Balıkçısı, hem Yaşar Kemal, hem Bekır Yd dı? olan bır şıır Oyle bır şıır kı, Turkıye gıbı, buyıık, acı, kederlı, dokıınaklı çelış kılı, çeşıtlı, karmaşık, zengın, kokulu, gu lucuklıı goz yaşlı, yaralı, kıbırlı, yoksul, dertlı, umuclıı, umutsuz, belalı, anlaşdmaz, saf, tuhaf, anlaşılır, ıyı yureklı, alıngan, co mert, tutkıılu, tutaraklı, kısaca, sımsıcak ınsan olsun ITep boyle bır şıır yazmak ıs tedım, boyle bır şure çalıştım Şımdı bu sa bah vaktı Oytam'ın 'Gıde Cjide"lerınden bolumler okurken yureğın hem daraldı, hem genışledı Bıı yandan gulumsedım, bır yandan dayanılmaz bır ağlamak gerek sınımı dııydıım Otyam'ın yazdarı benı, belkı dc artık busbutıın yıtırdığımız bır yer lere, bır şeyleı e gotıırdu Doğayla ınsanın olumsıız bııluşmasına () katıksız yaşanıa sevıncınc Kaı altında açan bahaı çıçek lerı, taşlar arasından lışkıran otlaı kayayı delen ıncıı gıbı, en guç koşullaıın ustesın den gelen, o arsız, dızgınsız yaşama gudu sune Tıpkı ıılkemızın sabırlı yoksul, ça lışkan ınsanının dıreşkenlığıne mı/ahına, kederıne ve bıı gıın koşullar elverırse eğer, kayaJarı değıl 1 erhad gıbı demırden dağ laıı Jclıp gcçc.bık"tek oluşuna *jıırı ya/a madım bclkı bıı gun yazaıını Ama Hk rct Otyam'ın d u l e Cıide'lerıne onların da bır bolıımıınt kıtap olarak yaymlanış laıından kıık yd sonra bır kuçuk kardeş se lamı gondeıebıldım sanıyorum "G sını ıçtenlığıne, kendı ıç yapısına gore bır anlatım yolu bulmasına, ve bu yola uygun her sanat dalının sozluguyle beslenen, en soyut kavramlarla en canlı halk deyımlerı nı bır dılden yararlanmasına borçlu " (Benk'ın değerlendırmesınde, sanatçının "ıç yapı"sıyla yapıtın "dd"ı / uslubu, anla tımı, yapısı vb / arasındakı dışkı kavramı nın altını onemlı çızmek gerek ) Yıne" Yan sımalar" bolumunde, "Kım" dergısındeya yımlanmış I'emmuz 1959 tarıhlı bır başka deöerlendırmede, Otyam'ın ddı u/erıne şu çok doğru saptamalar var 'Onun, ddı bu kadar atakça, kcndıne has bır bıçımde kul lanışını, yazının başka kollarında goremı yoruz değd gazete yazdannda, sanat yazı îarında bde, onunkı gıbı çcşıdı halk taba kalarından karma, yazı ddı geleneklerın den kopuk bır anlatmaya rastlamıyoruz " GİDE GİDE' Ilk "Gıde Cîıde"nın (Ha Bu Dıyar'ın) dk parça&ı, "Sabahçı Kahvelerınde Yırmıbeş kuruşluk Uykular", unutulmaz, unutulma yacak bır Istanbul fotoğrafıdır 1950'lcı den bır sıyah beyaz fotograf Aynı ydların gerçekçi sıyah beyaz fılmlerınden kareler Bır oyku Bır şııı Hepsı bııden *ju betımlctde aynı zamanda hem gerçekçi, hem ızlenımtı bır rcssamın dokunuşlarını gore bdıyoruz "Cepleryenıdcn kazındı Umut lar canlandı, kalktdar Dırek gıbı ıkı sdık golge yaş asfalta uzandı Evc gıtmek ıstemedım, golgelerı uçledım Koşedekı benzına ışdcıçındeydı Kapıda bır taksı ıçındeşofor uykudaydılar O sokağın taş yolu, gıınduzlerı donuk donuktur Gete sarı kara parlıyordu Sagda soguk taş duvaı lı banka Sokak lambasının bozuk olduğu yer gecenın ta kendısıydı ' "Bekleme Salonu " ad lı ıkı sayfalık (ıster oyku, ıster şıır, ıster se naryovb deyın) anlatıda ıse, ' sıgara du manından tullenımş" 195O'lı ydlar ' Mem leketınıızden Insan Manzaralan'nı cn o? luyansımalarıylagoruyoruz "Bırsırayıtum asker almış Bırısı dı/ını masa etmış mck tııp yazıyor, koyııne terade terade selam edıyor Bırı dışını dert edınmış, elıııde ana, kıbrıt çopunu dıırtuklerdunır' Bıı ını de al mış bır dıışıınte gozleıını çakmış ycre " Ayna" sozcuğu, bır çagYışımla, kıtabı olıış turanbıı başka oykuye(şure'), Çıpura'nm Olumu"ncgotııruyorbenı " mısınaağıı Sol elım sağa vardım edıvor Balık değd ayna var oltada Canlı, çırpınan Içım kı pırtı doldıı, can yaklaştı, can çırpıntıda, can ellerde, canın ağzı dıkende Canın ağzı yır tddı Can kayalar ustunde sıçrıyor Şımdı sıçramıyor, neteslenıyor durmadan, her ne festen sonra o gıızel ağzı, bıı açdıp bır ka panıyor O cl kadar bcdenı yaşama sava şında Onun yerıne derın soluklaı alasım gelıyor, alıyorum l ayda yok çıpura'ya îkıncı veııçııncu Gıde Gıde'lerde ("DoğudanCîezıNotları" ' Mayın") once"Yol Aslanı" adlıbıı kamyonla dahasonratren le Cjiıneydogu'ya ıı/anan yazarın gozlem lerındcn ızknımlcrmden oluşuyoı Yu/ lerce yıldır ntıtdeyse degışnıeksızın suren toplumsal acdardan (yoksulluk, kara ceha let, dın somurusu devlct baskısı) soz eder ken, Fıkret Otyam'ın toplumcu gazetecı yonu ağır basıyor Zaten onun kanısınca roporta) " yalansız dolansız, konunıın ıcığını cıcığını çıkararak temelı ınsana dayanan bır anlatım turudıır Halkın ddı olmak, halkın gozu, kulağı olmak, hayınlığa, ınsan dışdığa yasa dışılığa ezmeye, somurmeye, eşıtsızlığe karşı durma, başkaladırmadır, bu uğurda turlu faklara karşın ydmadan savaş vermektır, ınsanlara sıkdmış yumruk gıbı degıl sevgı kıyicıyla gıtmedır ınsan sev gısıyle yoğrulmuştuı bu tur, bana gore " Bunlar bu yazdarda şıırın eksıklığı dc ALBÜMDEKİ FOTOĞRAFLAR Yazının tam burasında, "Otyam'la dost luğumuz" so/u tazla sıradan, basmakalıp kaçacak "Halkbank" yayını "Fıkret Ot yam" albıımundekı fotoğraflara bakıyorum Roma'dakı 1964 tarıhlı fotoğrafser gısınde Çetın Altan'la bırlıkte, tam kırk yd oncc Amerıka'da Oktay Akbal'la, 1965'te Ankara'da bır kahvede Orhan Kemal'le natgılc tokıırdatırken 5O'lı ydların fotoğ raflarında Saıt iMik'ler, Bedrı Rahmı'ler 1950 tarıhlı Roma Mdano fotoğraflarında, ınce bıyıklı dalgalı saçlı Italyan |onlerınden daha az yakışıklı değd 1946 tarıhlı bır koy fotoğrafındakı kolonyel şapkası, çızmele rıyle, bu kcz, Afrıka'da seruven peşınde genç bır Batı'lı yazarı anımsatıyor 50'lı 6O'lı ydlarda, Harran'da Çukurova'da, Ka radenız'de, ırgatlarla koylulerle, balıkçı larla, Anadolu'lu bır halk âşığını andıran sarlak bıyıklarıyla, gençkk donemınden or ta yaşlara doğru ılerleyen bır Fıkret Ot yam Gazıpaşa donemının başlangıçlaı ın dan bu gunlere, son on beşyırmı yılın fotoğraflarında, Akademı sonrasındakı dk Fikret Otyam'a, nerelisin diye sorulacak olsa yanıttamada sanırım güçlukçekecektir. ÇunkuoTurkiyelidir.Turkiyedir... Bu sözcuklerl herkesten daha çok hakedendir.. CideGide Iki'nin glrişinde dile getlrildigi gibi: "Her ylğidin gönlunde arslan, benimkinde de' Turkıye'm, 'memleketim' yatar..." roya onu gormek ıçın uğrar, yureğı bır dost sofrası gıbı açık, bu ıçı ıçıne sığmayan, her derdımızc koşmaya hazır ağabeyle sohbe tın tadını çıkarırdık Cumhurıyet'tekı ıo porta]larında Ahmed Arıf'ın dızelerı de dk kez o sırada gun ışığına çıkmava başlamış tı Unutamayacağım bır anı ıse, 12 Eylul 1980 gece yarısına ıhşkın olandır guya ge<,erken, tıpkı boyle de^ıl mıdır "Adam Yayınevı" baskısı olan dk ııç "Gı de Gıde"Ieıın "Yankılar" bolıımıınt" ba kaıken Adnan Benk'ın 17 Icmımız 1959 taı ıhlı nchs deg<.ılendırmesı>lc karşdaştım Hkret Otyam'ı aıayan 'Ha Bu Dıyar'da bıılıır, ama bıılduğunu <,O7eme7, bır turlu adlandıramaz alışageldığı kalıplardan bı rıne yerleştıremez Bır gazetecı kesırdığıy le olayları vcrırken, bakarsmız dmıkler at maya, dokumaya başlamış, hd<âyeye yonel mıştır, gunluk bır olayı, mesela bır çopçu nun taksı altında kalışını anlatırken, ansı zın havanın guzellığıne kapdmış, ı^ıne do lan yaşama sevınuyle, 'Kımse su^lu ola mazdı bu gıızel havada' dıye haykırmıştır, okuyucuya sabahçı kahyelerını anlatmak ıstcrken, aklı gerçekçi îtalyan fılmlerıne kaymış, fotograf makınesının ekran'ında etıafı gozetlemeye koyulmıış, 'buzlu cama dolan' msaiildidatı başlamiştır Roportaj derken hıkâye, hıkâye derken senaryc», senaryo derken şıır, fakat hepsınde de ortak ıınsur olarak Fıkret Otyam Rcssamlıgın, senaryoculuğun şaırlığın <,eı<,evelerıne sl ğamayan sınırlar arasında oynayan bır kı şı " Adnan Beıık 1 la Bu DıyaT'ın "dd"ıne ılışkın olaıak da şunları soyluyor 'Kenduıı şu ya da bu kalıba sanat tıırlerın denbırınesokmayakalkışmak ()tyam'ııs ter ıstenu7 yapmacıga duşıırurdu Başarı BİR GECE YARISI Yanlış anımsamıyorsam eğer, Kuşada sı'nda bır kultur sanat şolenınde bırlıktey dık Topluca kalınan oteldekı odamda, ge ce varısı, Fıkret Otyam'ın telefonuyla uyan drm Lobıden telefon edıyor, gecenın bır yarısında tclcvızyon ya da radyodan oğren dığı darbenın haberını verıp benı aşağı ça öırtyordu Yaşamlarımızı dexın ve olumsuz bıçımde etkıleyecek olanoiaylann başlan gıcının sıkıntdı, ama gclcbılecck her turlu kotuJuğu kaJşiJanuya hdüAMı bır ses to nuyla soylenmış o bır kaç sozcukte dde ge tırılmış olduğunu o sırada tam olarak algı layamazdım "Aşagı gel, Evren darbc yap tı ' Otyam la dostluğumuz " sozunun ^a^ıışımlaıı benı ' Gde Gıde ltrın şıırlı dıın\asından bır an uzağa duşuıdu Ama Otyam'ın kendısı de >a/daı ında ya da on laıdanayrılmayacdksohbetlerınde, bırko nudan bıı konuya, bıı duygudan bır duy gen^lık yılhnna hızlt bır donıışle, ressam kımlığı gıderek one çıkan bır Fıkıet Ot yam Beyaza donmuş kıvırcık saçları, kı vırcık sakalları, bır rolyef ya dâ antdc yon tudakı gıbı kabarık bakışlı gozlcrı, ozenle seçılmış olsa da sanatçı darbederlığındeki gıyım kuşamıyla bır antık çag bılgesını anımsatan 196()'lı ydlaıda Ankaıa'dakı unıveısıteoğıencılığım sırasmda lamdığım Fıkret Otyam, bızlcı ı^ın Ankara'da Cum hurıyet ga/etesı demektı Kızılay'dakı bıı SAYFA 6 mekdoğıl "M.ıyın"m,ırdis ı ıragelen "Iııiı ıse bır Karadenız ve hamsı destanı Fıkret Otyam'a, nerelisin dıyesoıulacak olsa yanıtlamada sanırım guçluk çekecek tır Çunku o lıukıyclıdır I'urkıvc'dır Bu sozcııklerı herkesten daha çok hake dendıı Gıde Gıdt lkı'nın gırışınde dllc getırddığı gıbı "Her vığıdın gönlunde arslan benım kındc de' Tuıkıye'm , memleketim' ya tar K İ T A P C U M H U R İ Y E T SAYİ 732
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle