Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kızılcık Kızılcık, çalılığmı koruyor uzıın zaman zor oluyor onıın ıçin ağaç halini almak. Benim yazgımın da zor yanı anlaşılan: kötiilüg'ü iyiliktcn ayırmak. Kavurucıı sıcaktan, dondurucu soğuktan her şey yok olup gidiyor tck tek. Benim yazgımın da zor yanı anlaşılan: itirazsız her günahı yüklenmek. Korkunç bir ihtirastan çıldıran insan kendi ateşiyle ister giil açmak. Benim yazgımın da zor yanı anlaşılan: erken çiçeklcnip geç olgunlaşmak. 985 o kocaman yıldızları Ve enginlerinde gönlümce yü/.düğüm leylak rengi gözleıi Yaşam dçnen ırmağa akar er geç anılar Anılar akıp gider yaşam ırma£ının suyunda sessiz Ve biz zamanın mangalında gün gün kiillenmekteyiz 2001 Bir gün o tepenin altında iki harf görüniiverdi birden. A ile B ters yazılmışlardı. Dişi kurt gece boyu tuz aramış ve yalamış kayaları morartana dek. Bunun bir alamet oldugunu hiç kimse söylemcdi. Birbirine yaslanan harfler Yorgunluktan donmuşlardı kapkara. Biıisi belli ki adını yazıp atnııştı onları buzultaşlara Diiji kurt yalarken yaralarını, harflerin tüylcrı diken diken, lıele bu dişi kurt öldürülen eşi ıçın çıldırasıya ulurken. 2004 Yalnızlık zelıriyle yaşaınaktayım ben Kim olduğuınu ne olduğumu sorma hiç Insanın farkı yoksa bcl küreğinden Demek dıırum sanılandan daha da giiliinç TaniMz zehırden eanım yanıyor Yapıştırılan suçlar kara kaıgalarca Konmuşlar da kalbimin dallarına Suçsuzluğum bir suç gibi kanıyor Rııhum tek şifayı aşk zehrinde arıyor SaffetEREN(1952) Soruların atış noktasıdır alnım: Sıkıcı soruların, Yıkıcı soruların, Yakıcı soruların... Alnım çakıl taşı değil, çakmak taşıdır. Korku, evladım olmadı asla, Kör bir boşluk değildir sevgitn. Opersem taşı, dikcni ve alevi Öpmekteyim aralıksız, ' Tek tek öpmekteyim Ve yürümekteyim. 200Ü Cöğü Dayaklamak isteyene öğütler Eline geçen her şeyle dayakla göğü. Çökmeyecek olsa bile, onu dayakla. Güven 'g'ylc başlayan güvenilir duadır ve onunla açılır yolları aylı bahçelerin. Kaldırılmış ellere inancı yoktur gögün, tşaret parmağıyla kiiçiik parmağa, asla. Destek en azından kamış olsun olacaksa, Boş zamanında sallayabilsin diye rüzgâr. CJök fısıltıyla da dayaklanabilir aslıntla, Bazen ıslak sigaranın tütsüsüyle de. Söylenmiş sözler tersyüzün yutulurlar. İnsan bir kuruntu ustasıdır kendi gözünde. Şimdilik bu kadar! Fehim HÜSEYİNOV (1954) Folklor Boşuna umutlanmaktan küf bağlamış yorgun suları içeceğiz belli. Sonu cenazelerde biten anılara Yöneleceğiz sürekli. Yazgı. Kör talih? Ne kadar büyüğüz acep? Büyükler habire küçülmektcler ve unutulmaktalar birilerince hep... Dünyaya yeniden gelirsek eğer... Oysa biliyoruz dirilişin boş olduğunu... Gömütlükler bitevi Balkanlarla dolu... 2004 Aıtık unutmaya mı başladım yoksa Biçilmeyi bekleyen otların coşkunluğunu Ve dünyanın iki kişilik bir cennet olduğunu Aıtık unutmaya mı başjadım yoksa Mayıs gecelerinde dokundug'umuz Eline geçen her şeyle dayakla göğü, Ben tckrar dönene kadar. 2004 Nicolas Michel, bu ismi öğrenmeniz lazım! Nicolas Michel Yaz sonunda bir gece. Rüzgâr başladı, ama Korsika açıklarında deniz ayna gibi dümdüz. Emilie akıntıyla sürükleniyor. Mehtap yüzünü maviye boyuyor. Yolculuğun sonuna yaklaştı. Yakında dipte, kumdan yatağında dinleniyor olacak. Yıldızlara, dalgalara gülümsüyor. Oradan çok uzakta Leo uyumuyor. Yıldızları seyrediyor. Bir daha kimse onu uçarken göremeyecek. DOĞAN KİTAP www.dogankitap.com.tr CUMHURİYET KİTAP SAYI 772 SAYFA 25