Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ları kadar, etkililer. Biliyorum ve herkes biliyor ki, Şükrü Erbaş şiiri genç bir şair değil; her ne kadar yaşlı olduğunu yansıtan sözcükler içeren şiirlerini okumuş da olsak, bunu şiirsel olgunluğuna vermeyi istiyorum. Şiirsel, şairsel olgunluk, bir şairin yaşamına, omuzlarına sorumluluklar da yükler. Şükrü Erbaş bıı sorumlulukların bilincinde. "Gece, yalnızlığımıza çekilen gökpcrdeyse / Şiir içerdeki aydınlığımızdır." diyor, (1: sf.6163, Ben Şiir Yazmazsam). "Bcn şiir yazmazsam / Yitirir dilini içimdeki çocuk.". Hcr şiirini kendi çocuğu gibi büyütüyor; özcnle ve hiç ihmal etmedcn. Burada bir genellemeye gereksinim duyuyorum. Şairler şiir yazmazlarsa, estetik ve toplumcu gerçekçi kiiltür ve bu kültürün değerleri sansürlenirse; kıyametin kopacağını düşünürler; dünyanın tersine döneceğini, bir kaos yaşanacağını, kültürel eksikliğin toplumsal sorunları büyütcceğini, şiirsiz yaşayamayacaklarını, toplumunda şiirsiz büyük yaralar alacağını düşünürler. tkinci defa söylüyorum: Gerçek şu ki; biitün bunlara inanıyorum vc bıından ben de korkuyorum. " Ve ben şiir yazmazsam / Çoğalmaz nar taneleri gibi / Görüntülerin güzelliği / Çocukluktan çıkar çıkmaz / Yaşlanır insanlar / Sevgi bile yük olur acemi yüreklere / Bir sorular yığını olarak / Kavranmamış kalır dünya." AŞK VE SEVGİ ŞİİRİ Şiiri genç değil demiştik; yaşlı da değil, canlılığını koruyor. Şiiri genç olanlar için bir kısa öğüt alacağız söz açılmışken. Söylcmiştik, aşk ve sevgi şiiri zordur, özel bir olgunluk gerektirir diye. Işte bu sözümüze bir destek alahm; hem de yüz yıl öncc söylenmiş bir söz. Rainer Marie Rilke'nin 'Genç Bir Şaire Mektup' adlı yazısından, bu tümceler ilgi çekici: "Aşk şiirleri yazmayın. Her şeyden önce de bilinen, hiçbir özelliği bulunmayan biçimlerden kaçının. Bunlar en güç olanlardır; çünkü bol bol vardır, sonra da iyileri, hcm de çoğu parlak olanların yanında, öz yaratıcılık için büyük, olgun bir güç ister. Bunun için genel konulardan kaçının ve günlük hayatınızdan gelen konulara sığının." (Paris, 17 Şubat 1903, 2:sf.259). DÜZYAZI/DÜZANLATIM "Senı Korumak İçin", "Senin Korkularını / Benim lnceliğimi" ve " Yalnızlık Heceleri" isimli şiirin bir bölümü olmak üzere toplam şükrü Erbaş'ın üç şiir düzanlatım şiirleri. imgeleri biçimi ile yazılmış duyarlılıklarıyla şiirler. Içerikscl açıetkili. Estetik dan hem aşk ve ve özgün şiir sevgi şiiri yazacakdili doruk sınız hem de alışılnoktasında. dıkbiçimin, hazır Bu biçimin dışına çıkitabındaki 23 şiir. 1981 kıp, düzanlatım biçiminde yazacaksıİle 2001 yılları nız. Bu arada aşk arasındaki ve sevgi gibi kuşasüreç tılmış duygular içe içinden ren şiirsel yapıyı, seçilmiş yalın bir duygusalşiirler. lıktan koruyacaksınız. Çağdaş dünya şiirinde genel eğilim, yapısal açıdan şiirin dizelere bölünerek yazılmasıdır. "Dize, bir şiirlcştirme biçimidir." de diyen Jean Cohen'in "Ozgür Dizeli Şiirler" diyc isimlendirdiği, yüzeysel açıdan düzyazı/düzanlatım biçimin dekı şiir ise, kendi içinde bellı unsurları ile düzyazıdan ayrılabılir nitelikler taşır. "Çünkü şiirsellik hiçbir zaman bir betiğin genel anlamında açıklanamaz, bu anlamın oluşma biçimindedir.", "Şiirsel anlam, içeriğin biçiminden olduğu kadar, anlatımın biçiminden de doğar." ve "Bir biçime daha az başvurulması, o biçimin daha az belirleyici olduğunu göstermez." diyor Mehmet Yalçın. Jean Mazaleyrat'a göre; "(...) vurguların dağılımıyla sağlanan duzenli bir oran ya da oranlar dizgesidir." Riffaterre'e göre, "şiirsel düzanlatımı belırleyen şey, betikte bir yerine iki işlevle yüklü bir anayapının varlığıdır." Son olarak Mehmet Yalçın "Düzanlatım şiirinde hazır biçimlerin yerine, şiire özel olarak uyarlanan bireysel bir dil biçimi geçer." demektedir, (3:sf.l99213). Yukarıda sözü edilen nitelikleri içinde barındıran dizeler okuyalım. Şükrü Erbaş ince bir çizgi çiziyor ve çizgi kendi doğrularını taşıdığı kadar, kuramsal ve poetik doğrularla çıluyor karşımıza. "Sıluşık saatlerin arasında, ben mi söyledimdi, insan sevmezse ölür. Gider acıda durur. Sinema afişlerindeki çocuk eve küfürler büyütür. Bitmez cümledir tezgâhlarda kızlar. HayaJ, berber aynalarının kartpostal dili. Yatışmaz dışarılardır yokluk. Ycnık bir akşam yürür şehre karakalem evlerden. Ara sokaklarda her gün bir cinayet kurulur. Babalar bastınlmış ihtilal; bitkin sularda anneler ölü nilüferlerdir. tnsan sevmezse eve gelir. Gider aktarlara bakar. Yarasına biraz uzaklık basar, Küçük dükkânlarda uzun konuşur. Bin çeşit önlem geliştırir. Gökyüzü çoktan inmiştir yere. Zamansızdır. Seslerden üşür. İnsan sevmezse mezarını küçük düşürür." (l:sf.53, Yalnızlık Heceleri) Sesbirimlerinin bileşimi, sözcüklerin seçimi ve anlamları ile oluşturulan ses uyumları baskın bir biçimde hüzün ve 'sevmezse'den kurulu bir uyarı çağnştınyor. Bu kitaptaki şiirler salt aşk ve sevgi şiirleri değudir. Hem aşk içeriği ve hem de toplumcu kaygılar taşıyor bazı şiirler. Bireyleşen, bütünleşen iki kişi toplumun sorunlarından soyutlanamaz, kendilerini soyutlamak isteseler de bunu başaramazlar. Ve mutlaka bir neden çıkar, görmezlikten gelmezlerse başanrlar; görmezlikten gefirlerse, gün geur "Gider acıda durur"lar. "Kaçıncı yangınından dönüyor kim bilir / Gözlerinden almış közünü vc rüzgânnı / Acısını gerçeğine sarıyor bir çocuk/ (...)/ Kalabalık çarşılarda tenha adamlar / Oyle bakar vitrinlere yoksulluk / Gözlerin bir ucundan günlerine girmeseler" (l:sf.24, Gözlerin Dünya), "Ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr / Sen bende gittikçe kararan bir halkıöpüyorsun." ("l:sf.4O, Kocaman Bir Çocuğu Opüyorsun), "(...) ...dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını kenara itip, 'bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı' dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan." (l:sf.47, Senin Korkularını / Benim lnceliğimi) Ben salt toplumcu ve aşk, sevgi ile dc yetinmeyeceğim. "Yağmurları çoğaltacak çocukları yoktu. (...) Görgiisü/ kalabahk, yıktığı her yere bir bayrak dikiyordu." (4:sf.9) Aylar öncc Kunı dergisinde okuduğum bu şiir, beni savaştan da söz etmeye itiyor. Şükrü Erbaş'ın şiirleri, imgeleri duyarlılıklarıyla etkili. Estetik ve özgün şiir dili doruk noktasında. Bu kitabındaki 23 şiir, 1981 ile 2001 yılları arasındaki süreç içinden seçilmiş şiirler. Ara vermeksizin, bir solukta okunabilir, okunmalı. • 1 însan Sevmezse Ölür Şükrü Plrbaş, Ercan Kitabevi, Izmir 2004: 63 Sayfa 2 Şiir Sanatı Yaşar Nabi Nayır / Salih Bolat, Varlık Yayınları, Istanbul 2004 3 Şiirin Ortak Paydası: Şiirbilime GirişMehmet Yalçın, Dokuz Eylül Yay. Izmir2OO3 4 Kum Dergisi Şükrü Erbaş:"Zamandan Süzülmüş Bir Zaman" Sayı: 20, Ankara 2003 Çinli Don Rişot'un serüvenleri Romon Q; YARGIÇ Dl DAİ Sijie BALZACVE DAİ Sijie İki dünya, iki dil, iki anlayış arasında gezinen, hedefine kilitlenmiş azimli psikanalist Muo'nun mizah ve fantezilerle örülmüş serüveni. ÇlNLt TERZİ KlZ DOĞAN KİTAP www.dogankitap.com.tr CUMHURİYET KİTAP SAYI İ72 SAYFA 13