Katalog

Mine Söğüt Hakan Bıçakcı Sıradan hayatlar, fantastik zamanlar İnternet dosyası: Ekşi Sözlük'ten Altzine'e, İktidarsız'dan Xasiork'a yerli siteler... Ayşe Şasa: Kaos'taki huzur Osman Sınav: Aslında hep aynı hikâyeyi anlatıyomz! Aslı Erdoğan'la bir gün Yazılanyla Elif Şafak, Kürşat Başar, Hamdi Koç, Cüneyt Çalışkur, Celal Kadri Kınoğlu Yeni yayınlar, çok satanlar listeleri, söyleşiler, haberler... Popüler kültür eki Panzehir'de bu ay: Sokakta Avrupa Birliği geyiği... Nazan Öncel protestoyu bıraktı, piyasaya açıldı... Mor ve Ötesi: Politikanın ötesinde... Cem Yılmaz ve G.O.R.A: Orta Asya'dan uzaya açılan Türkler. Amerikan sineması efsaneleri ehlileştiriyor mu?... Avrupa Yakası'nın Selin'i "tiki kızlar"ı zirveye taşıdı... Olimpiyat: Meşalenin Büyüsü ne dönüştürülmüştür! Onun için olsa gerek, Olimpiyat(*) kitabının arka kapağına şu Viking Atasözü konmuştur: "Satılık pislikler yüzünden, tarihi bilmek zordur." Tarihçi tarihi yazarken (ya da yaparken) mutlaka yorum bilgisini kendi metnine katacaktır. Bııradaki sübjektif olma sorunu her zaman tartışmaya açıktır. Tarihçinin asli görevi, orada ortaya çıkan tarihsel yapının artık damarlarını iyi okumak ve yorumlamaktır. Bunlar: Dönemin sosyal ve ekonomik yapısı, ticaret, coğrafik konum, siyasi etkiler vs'dir. Çizilen bütün bu eksen hiç ^üphesiz kendi içerisindc, mutlak doğru'yu işaret etmeyecektir. Aslında bu daçok yanlış bir tercih değildir. Buradan sözü Olimpiyat kita kayıtsız kalması ülkemizde bu alanda yapılan tartışmaların ve yazıların, hangi düzeydeU) olduğunun önemli bir göstergesidir, deyip parantczi kapatalım.) Tom Holt, Olimpiyat kitabında tarihi düzenlerken, dönemin gerek sosyal yapısını gerekse siyasi konumunu oldukça dengeli bir şekilde götürüyor. Eski ve kaybolmaya yüz tutmuş kavramları, kullandıgı dil vc kurgu içerisinde zaman zaman bir oyun'a zaman zaman da sert bir gerçeklik duy gusuna yaklaştırıyor. KEYİFLİ BÖLÜMLER Fenikcli onnız silkti. "Ama bu sizin oyunların hâlâ ben ne amaçh olduklarını anlamış değilim. Yani bu koşma müsabakaları. Nc oluyor bunlarda peki?" Palemedas kaşlarını çattı: "...Bir çizgiden diğerine ya da bir taştan diğerine ilk ulaşan kazanır. Bu kadar basit." "(îaliba anladım" diye yanııladı Fenikeli, "...ama bunlann sonucu eline nc geçiyorr* Yani kısa bir mesafeyi insanı rahatsız eden bir şekilde kat ederek?" "Odül" dedi biri. "Oyunları kazananlar hcp bir şeylerle ödüllendirilirler". Fenikeli başını salladı: "...ödül dediğiniz şeyler hırdavattan ibaret değil mi? Yani milletin kurtulmaya can attığı şeyler değil mi onlar....Biz koşarak kendimizi onurlandırmayız... Yani biz savaştayken kaçmayız, savaşı kazandığımızda düşmanın pcşine takılıp koşmayız. Ve bunun dışında da, koşmanın işe yaradığına dair bir şey olduğunu hiç zannetmiyorum; eğer işe yarayan bir şey değilse, peki o zaman işe yaramayan bir şeyi başkalarından daha iyi yapmanın ne anlamı var, onu anlamıyorumr1" Biraz gcrgin bir an yaşandı. "Sadece koşma değil" dedi birisi. "Uzun atlama da işe yarayan bir şcydir. Eğer insanın bir nehirden karşıya geçmesi gerekiyorsa o zaman uzun atlama da işe yarayan bir şeydir. " Fenikeli gülümsedi. "Benim memlekette" dedi "biz köprü inşa ederiz." (sy. 68) Yukarıda olduğu gibi, kitapta hemen hemen herkesin özellikle de spor ile ilgilenenler içinokuması gereken oldukça keyifli bölümler var, Tom I lolt bu kitabında ironi, gerçeklik ve oyun duygusunu iç içe geçirdiği bu bölümlerde, kitabı okumayı keyifli bir hale getirdiği gibi, okuyucusıına da müthiş edebi tatlar vaat ediyor. • (*) Olimpiyat, Tom Holt, Lıtcraliir 'larıhscl Romanlar Dizisı, Çcv. Cumhur Orana, 505 s. 'KİTAP SAYI 7 7 2 D Ertekin AKPINAR H iuzinga, Homo Ludens tanımlamasını yaparken şunu söylüyordıı: "Insan oyun oynayan bir varlıktır." Oyun'un doğasıncla, bireysel yeteneklerin yanı sıra zckânın da göz kamaştırıcı güzelliğini görmek mümkün. Güç vc yeteneğin, zekâ ile estetik bir alanda birleştiği biitün gösteriler, insan dencn varlığın sınırlarının sınandığı oyıın'lardır aslında. Onun için olsa gerek oyıın'ları sadece insanın bir güç gösterisi ya da karşısında ki rakibi yenmck için verilen mücadelc olarak görmek sanırım yanlış olur. Oyun duygusunu, Tanrı'nın insanlara, insanları büyülemesi için verdiği bir hüner olarak görmek sanırım çok yanlış bir tanım olmayacak. Bir yazar için, bütün bunları kalcme almakta bir güç gösterisi olabilir. Tarihi yorumlamak, onu değişik biçimlcre büründürerek sunabilmek estetik bir hüneri zekâ ile parlatmaktır. Gerçeği yeniden üretmek ya da kurmak ona şekil vermekten daha zordur. Hele tarih söz konusu olduğunda bu daha da zordur. TARİH(Ç)İN(İN) OYUNU/ OYUNLARIN TARİH(ÇİS)I Tarih, Tanrı'nın kirli çamaşırlar dolabıdır. Bir tarihçi için ise tarih; fahişe bir kadın gibidir. Orada ne bulursanız kirlenmiş ve kullanılmıştır. Onları yeniden düzenlemek (bir mantık dizgesine göre sıralamak) hiç şüphesiz onu yorumlamaktan daha zorduk. Ve tarihi yapanların tarihi çoğu zaman o tarihi yazarların satır aralarında kaybolup gider. Ortaya sadece birtakım rakam yığınları, kayıplar vc antlaşmanın yapıldığı yerlerin isimleri kalır. Tarih artık, "kopyanın kopyası" hali Tom Holt. Olimpivat kitabında tarihi düzenlerken, dönemin gerek sosyal yapısını gerekse siyasi konumunu oldukça dengell yansıtıyor. Armağan kitabınız: Mucize var mıdır, Memet abla? ARALIK SAYISI KİTABEVLERİ VE HİPERMARKETLERDE bına getirmek istiyorum. Kitabın yazarı Tom Holtyine kitaptan aldığımız bilgiler ışığında Oxford'da Yunan Tarihi okumuş. MO 8. yüzyıl ile ilgili oldukça geniş kapsamlı araştırmaların yapıldığı bir kitapta, bugün bütün dünyada en çok ilgi gören yarışmalann > köklerinc doğru bir yol ' culuğa çıkıyor. Her dört yılda bir yapılan ve yaklaşık olarak 3.5 milyar insanın izlediği bu yarışmanın tarihine doğru yola çıkmak, hiç şüphesiz çok önemli bir adım. (Burada bir parantez açarak şunları da söylemeden geçmeyelim: Literatür Yayınları bu kitabı piyasaya sürdü^ünde Atina Olimpiyat Oyunları, TV kanallannda yarışma ve tartışmalar ile gazetelerin spor saytalarında, spor yazarlarının günlük yorumlarıyla devam ediyordu. Spor yazarının, Olimpiyat kitabına C U M H U R İ Y E T SAYFA 20