Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YILMAZ YEŞİLDAĞ O vküleı ı veLonık; kıtaplarıvla tamdı kıtap gııııız Mehınet Güfeı'in tstunhul Güle Kciııtıllı Bcn vc Özncsi Aşk adlı iki de romanı yavımlandı. Giiler her iki romanında da gündelık hayatın içinde koşuştııran kahtamanlarinuı çevıesinde toplumsal sarsıntıları ve değisimleri işleı. Kahraman lan sıradan diyenileceğimiz kişilerdir. Ne ki, bu sıradanlık onların duyarsız birer birey olmaları anlamına gelmez. Çünkü yazar onlara toplumu değiştirme, toplamsal deği şinıe ııyum sağlama misyomı yüklenüştir. Ki, bu tipler dc toplumun ileriyc doğru değişmesınde üzerlenne düşenlen yapma çabasındadır. Ancak unutulmamalıdır kı, on Iar bir roman kahramanı olsa bile, bir insan dır ve kimi eksiklikleri içinde barındıracaktır. Güler'in "insansal olan her şey"i tiplerinde işliyor olması onun kurguya verdiği önemle ilinrılidır. Mehmet Güler her iki romanında da ken dine özgü kuıgusuyla bir ustalık sergilemiş tir. Gerçekten ilk romanı Utanbul Kanatlt Ben ve ıkmci romanı Özncsi /Ij/t'ta helirleyici özellik kurguya gösterilen özendir. Çün kii işlenilen konuların insansal, toplumsal, felscfi boyutu nc olursa olsun, sonuç olarak romanın diğertürlerden ayırtedici özelliği, bunların bir öykü çerçevesinde anlatılıyor olmasıdır. Bu nedenle de ( iüler'in roman lan, kullanılan anlatım tekniği, zaman, mekânkaymalan.bilinçakısları.düşöğelerine olursa olsun, süriikleyiciliği sağlayan ve yanıtı baştan sona okıırıı sanp samıalayan bir kurgu ustalığıyla dolııdur. Güler'in romanları rı Haytaııı ve Ayliıı ın ılıskılrı ı o/.elınde las ra kasabasından kentc gclen nice yüksek okul öğrencisinin düşlerinin yanı sıra, göç olgusunun tarıhsel sürccıni ızlcmck olanaklı. Hir lıaşka yanıyla <la ülkemızın toplıım sal ayaklanmalar tarilıiııc yapılan göııdeı ınelerle de ba^ka biı tatilı&cl sürccc tanık lık ediliyor olması sanatçının cağma tanıkIığı ne denli önemsediğinin farklı nir göstergesidir. Adı geçen yapıtta toplumun farklı kesiminden iki bireyin öykiisünde toplıı mun birbirinden çok uzak bu iki kesinıiyle ilgili gözlem ve degerlendirmeler yapmak tankaçınmamıştıryazar. Ancak, yazarbıı ışlevini yerine eetirirken, tlengeyi öyküler ve kişilik çözümlemeleri aleylıine bozmamaya özen göstermiş, tarilısel ve toplumsal gelij; mclcri çok incelikli ve ııstaca, satır aralarında ve arka planda, romanın asıl konusuna yedirerek, toplumsal olayların kışiler iize rindeki ctkilerini ve izlerini vurgulayarak vermiijtir. Böylclikle Oznest / l ^ t a k i Ali öğretmen 12 Eylül yıkımının bir simgesi durumuna gelirken, Necla ise ikilemleri arasında boğulan giinümüz insanının simgesi olabilmektedir. Yazar, her iki romaııda da aynı kuşa^ın belirli bir sosyal katmamn bireylerinin ıızun bir tarihsel döncmı kapsayan evrimlerini ve aynı kökten çıkıp farklı laşan öykülerini ele alarak geniş bir tarilısel panaronıa çiznıe basaıısmı göstermiştir. Mehmet Griılcr'in kahramanlannın belirgın vanlarından bınsı de toplumla uyumsuz ki^iıer olmasıdır. Bu birey toplıım uyıımsuzluğıınun en çaıpıcı örneğini, Özncsi /1^/t'ta (ögretmen Necla özelinde), küçük kent aydınıyla, içinde yaşadı£ı dar mckân arasındaki çatışmada, yaşadıkları bıınalımlarda, kaçışlaraa bulabiliriz. Ancak bıırada asıl sorgıılaııan bireyin değil, toplumun uyumsuzluğudur; onun baskıcı, cngelleyi ci, tutucu, sömürücü, çıkarcı, tekdüze yönleridir. Güler'in kahramanlan, kendilerini e/.eıı ve ogııtcn loplumıın acımasız çarkla rına karsı, çoğu kez yenilgiyle bonuçlanan mücadefeler veren, sıradanlaştırılmaya kar şı dırcnmcyc çaba göstcrcn bircylcrdir. ()nların trajik y.ışamlannı sergileyen bu öykü ler, aynı Ziunaııda birer sosyal eleştiri bildir gesi niteliğindediı. Bu yönüyle yazarın ya pıtlarında toplumsal eleştiri boyutu sürekIı varlığını duyumsatmıştır. Her ne kadar birey öne çıkartılıyor olsa da, hiçbir zaman bencil ve soyut bir bireycilik öne çıkartılma ını^, tam tersüıe kurulıı düzen çarkının ve egcmcn dcgcrlcrin insanı kcndi özünc yabancılaştırmasının clqjtirısı yapılmıştır. Bilindiöi gibi, sanatçının politik ileti sunmak gibi IJİI işlevi yoktııı. Ancak olaylara, kişilcre, topluma, çağa yönclik kendine öz gü bir yaklaijiın, bilinç ve dünya görüşüyle yapıtlarınakendidamgasını vuracakbiryaraticilığa ulaşmadan sanatçı olmak olanaksızdır. Ustelik birey toplum çelişkisini ve ilişkileriııi ele alan yapıtlaruı yazarlarının siyasetin dışında görünmcsi bir aldatmacadan öteye gıdemez. Kaldı ki, bilincinde olsun ya da olmasın, her sanatçının ister isteınez taşıdığı dünya görüşii ve politik felse fi yaklaşımı, onun tüm yapıtlanna kaçmılmaz olarak yansıyacaktır. Sorun yazarın yapıtlarında politik ıletınin bulunup bulunnıamasında dcğil, sanatçtyla politik milita nın işlevlerinin ve kimliklerinin birbirine karıştırılıp karnjtırılmaınasındadır. Bu yönüyle cger bir politikfclsefi ileti söz konusuysa.bu, "|danov'cu" anlayışın ürünüolan kaba bir öğretici l'oplumcu Gerçekçilik'te ya da kahıamanların ağzına yerleştirilmiş yapay söylen Jerde değil, i^lenen konularda ve konuların işlenis biçiminde açığa çıkacaktır. Bu açıdan baitıldığında, Güler'in yapıtlannda görülen düşünsel özellikler, yukarıda sözü edilen bireytoplum ilişkisinin iş lenişiyle ortaya çıkan toplumsal cleştirinin yanı sıra, kuşkuculuğuneleştirelliğin, düş gücünün veyaratıcılığın ön planda tutulması, bagrıazlığa olan tepki ve içten içe kendi ni sezdiren derin bir nüm.ınızmdir. Güler'in roman anlayısımn bclırgm bir diğer özelligi de, romanlarında psık»l»|ik çözümlemeleregenişyervermesidir. Konıı su birey olan Gülcr, bireyin psikolojisini, davranışlarumı arkasında yatan nedenleıi, evrimini derinlcmcsinc incclcmcktcn kaçınmaz. Roman kahramanlarını üstlcndıkferi sosyal rollerin ve kalıplaşmıs davranış ların zırhından soyarak, onların bilinçaltla rına kadar inip özlcmlcri, düş kınklıkları, dramları, tutkuları, dürtüleri vc çelişkileriylc çıplak olarak insanı, bircyi karşımıza çıkartır. Ancak bıırada söz konusıı olan birey, çagından ve toplumdan kopuk soyut birey değildir. 'l'ersine, çağının ve içinde yaşadlğl toplumun ürünü olan bireylcrdir. Bir başka deyişle, Mehmet Güler'n tipleri kimi yazarların yaptığı gibi, fıldişı kulesınde üretı len zorlama tipler değil, toplumsal gerçek liğin iirüıılcriclir. Yazarın kişisel dü^üncele ri, sczgileri, duygulan, düşlcri vc kıırgusuy la yoğrulmuş olsalar da, gözlemlerc dayanan, yaşamın içinden süzülüp gelen birey lerdir. Yeralden, evrsnsele... Mehmet Güler'in anlatım vc biçem konusunda, yapıdannın ortak özelliği, bu tür bir ortaklıg'ın olmamasıdır. Onun, çağdaş roman tekniklerinin tümünü kullanmayı se çerken, sürekli kendini yenilemekte her iki yapıtmda da farklı bir anlatım tekniği kıJlanma çabası içinde olduğu gözlcnmektedir. Bu onun tekdüzelikten özellıkle kaçınma isteğinin bir kanıtı olmaktan başka bir an lama gelmez. ündaki bu anlatım çeşitliliği avnı romanın İarklı bölümlerinde de kendini göstermektedir. Yukanda sıralamaya çalışrığım tüm bu özellikleriyle Mehmet (iüler, çeyrek yüzyı la yaklaşan bir süredir, gideıek artan üret kenliğiyle, yazuumızda kendine özgü bir ye ri olan/olması gereken/ romanlarıyla yerelden evrensele lcoşar adım gıden bir yazar olırıa özelliğine sahiptir. • l^tanbul Kanatlı Bcn/ Ccm Yaytnları Öznesi Aşk/ humvran^ Yaymları küsünde çocııkların dünyasına farklı bir pencere açıyor. "Giin Işığı ve (Çocıık" ile "Az Kullanılmış Satılık Uzay Mekiği" adlı öyküleriyle okuru fantastik bir dünyada gezdirmesine karşın, diğcr öyküler, çocuğıın günlük yaşamındaki acı tatlı gerçekle ri vurguluyor. "Okullu Oldıık" okula yeııi başlayan bir çocuğun heyecanını pavlaşma mızı sağlarken, öğretmenlerin de hiç düşünmediğimiz bir yönünü ortaya koyuyor. Güler öykünün bir yerinde şöyle tliyor, "Öğretmenlik de öğrençiliktir bir çeşıt. Hep öğretmezler onlar. (jğıetirken öğre nirlcr dc. Aradaki tek fark belki dc şu; sızler sınıt larınızı geçip giderken öğretmenler hep sı nıfta kalırlar..." (s .10) "Kumrular"da ilk askın kalp çırpıntılarını dııyıınisııyoıu/ "Jeton Var, Tefefon Kartı Var" ise kitabııı en can alıcı öyküsü. Yazar, gunuınüziııı çaı pık sosyal yaşamını birkac tumce ıçinc sığdırıvermiş. "Kocaman bir köpek, küçük bir köpeğin ağzındakı kemiğı almak ıstıyor. Dikleşiyot KÜçük köpek. Kemiğini veımi yor. Karşıdaki çiçekçi kadına bakıyorsıın. Için açılırgibi olııyor. Çiçekçi kadm oldıık ça esmer, şişman. C )turıırken gdğıislcrı dızferine dökülüyor Mevsimler değışme dcn kadınm önünde değişen nıevsinıleı vaı. Kışın ortasında ilk yazı gcürmi^. Kirli, lıak sızlıklarla dolu cacıde, onun rcnklcndırdıği çiçeklerle daha sevımlı ^ımdı. İçinde görüıımez kuşlar ııçuyor..." (s. 94) Cîüler, öy külerin tümünde kendi keııdinc biı hcsap laşma, kendine döıuık bir sohbet sergile miş. Düz metinlere, tatsız tuzsıız anlatıma alışlk çocuk için gerçekten farklı bir yakla şım. Kisacası, çocıığu, çocuk okuru ciıldiye almak gerektiğinin bir göstergesi Mehmet Güler'in öyküleri. Seçtiği konular yalnı/ca çocuk gerçcğini değtl toplumsal gerçekleri de irdeliyor. Daha da önemlisı sözcüklcrın nıelodisini öyle bir yakalamış kı, okur kıtap la baş başa kaldığında notaları yüreğinin dcrinliklcrindc hissedivor. • SAYFA 7 Mehınet Güleı'e goıe sanatunm işlevle rindcn birisi dc çağının tanığı olmaktır. Ancak, sanatçı bu işlevini yerine getirirken ne bir gazetecidır, ne bir tarihçt ne de bir sosyolog ya da psikolog... (), ele alın çözümle diği bireyleri ve öykülerini, toplumsal ko numları içine oturtup, bireytoplum etkileşimını açığa çıkartarak işlevini yerine gctirmiş olıır. C ierçekten de (iüler'in her iki romanında da toplumumuzun yakın ve ıızak tarilıinde yaşananlaruı izlerini bulıııak ola naklı. Utanbul Kanatlı Bcn'in kahramanlaUçurtmam Bulutlardan Yiice böylesı öykülerle dolu bir kirap. Neredeyse unııtulan bir şenliği ta^ıyor gökyüzünde. Alli pLillıı uçurtnıalar iplerinde taşıdıkları mcktupla rı ilctiyorlar koylere, scvcnlerc, hasret çekenlere. Bulutiarın üzerinderaklalaratıyor Iar, barı^ güvercinlerine tas çıkartıyorlar. Dalıa da öncmlisi, ııcredcyse ıınutulan de detorun muhabbetine ballı, kaynıaklı bir tar karıyorlar. C îöklcrın mavıliğını satır.ıralarına taşıyan yazarın bir ba.şka öykü kırabı ıse, Balonlar Gökvii/üııüıı Olsun. Yiııe biıbirindeıı iarklı öyküleıle doııanmıs bir kitap. Küpc Çiçeğinin Oyküsü, eıı ilginçlerindeiı biri. Küçük bir kızın giinccsınc kjçamak bir ba kış. ( Üin be gün çiçeğiyle ılgili, düşlcriylı*, beklentileıiyle ilgili notlar düşmüş defteri ne Çiğdeııı. Yalnızca topraga dcğil, yüreklerc de sevgi tohıımıı ckcn, bir kiiçtik kızın anıları nıınlar. İmza Giinü, yaşamında ilk kez bir ya/,aıla karşılasacak çpcu^un heyecanını dilleııdiımiş öyküde. (Jylesine carpıcı ki... Uykucu'da, <loı.uk okur sanırım ilk kez bir gııguklıı sa.ıtle tanışıyor. S.ıatın minık ku^uyla Lİoğaya kanal aeıyoı. Sözcükleıin uçuculugunu <,»k iyı yakala yan Mchınct (îüler, » dcııli dc gercekçi. (iökyıizıınde,ılıi.şlerülkesındegezdinrken okıırıı, lıiıdeıı tüm gcrçckçiliğiyle sosyal g ç ç ğ y y l iibi d l i ()l caıpıklıkların giibcğinc dalıveriyor ()zel fikle calı^arı, cocukluklannı ya^anıadan bü yiıyen kıiciıkler onun dramı. Tıpkı Kalem öykiisünde olduöu gıbı. Simitçi çocukfar, Mehmet Ciüler'in vazgeeenıedigi kalııaınatılaıı. Hcnıen herkita bında birine, bir basjka öyküsüvle rastlıyo nız. Sıcaeık gevreğin kokusunu bunıumuzda hıssederken, simitçi çocııklarm, o gencecik yaşamlarında nelere tanıkhk edebıleceğinin de ayırdına varıyoruz. En Giizel Gülüciik Oyunu adlı kitabı da böyle bir simitçi çocıık oykusüylc basjıyor. Ancak öykü sürprizlı bir gelışmeyı de ıçınde barındırıyor Yalnızlıgın yapışkan barağından C U M H U R İ Y E T KİTAP S A YI Çağın tanığı olmak Farklı öyküler I C I M I) I !? I M G O K K U Ş A Ğ I Öğretmenler snrfta kalırl.. YY.Dl Kl.NKl. DimyAÇOCUKLAHL m kurtulmava çalı^an bir ihtiyann dramı bu. (^evremizde, gözümüzden kaçan, yüzlcrine, yokmuş gibi baktığımız nicesınden bıri. "Heı sabalı ağzımda bal tadı. Çamın, köluıarm, meşenin, gürgeııin sesi kıılaklarımda. Yaprak ye^iliylc orman gözlerinun önünde. Uzun sümıez düijüm. Etime takılınış demir zıncır çekıp alır benı düşlcrımden...." Buduygularbiroyııncııayıcığaaır. Sokak sokak gezdiıilip, biıkaç kunı^ uğru na, bırkaç çocuk kahkahabi ugruna, bııı70 7 nunda /ıncn, sırtında sopa, dürtülen, oyna tılan biı boz aymııı dramı. ü da aynı kita bın buram buram dııygu yüklü öykülerLiı dcn bırı. Mehmet Güler'in tüm öykülcri bir şeyi işaret etmekte ()kııra dılimizin en güzel nasıl kullanılacağını gösterirkcn, dııygu ve düşunceyi en uç noktalarda taşımakta kolayca. Son kitabı "Satılık Uzay MekıŞi" adınıtaijiyor. İçindec) farklı öykü var. (iüler, heröy