Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çetin Yetkin den iki önemli çalışma: ''Atatürk'ün Başarısız Demokrasi Devrimi: Serbest Cumhuriyet Fırkasi" ve "Karşıdevrim: 19451950" Çetin Yetkin Cumhuriyet dönemi tarihine ilişkin araştırmalarını sürdürüyor. tki kitap yayimladı Yetkin; bunlardan biri "Atatürk'ün Başarısız Demokrasi Devrimi: Serbest Cumhuriyet Fırkasi" diğeri de "Karşıdevrim: 19451950" adlarını taşıyor. Hürriyet Yaşar ilk kitabı, Abdullah Tekin ise ikinci kitabı değerlendiriyorlar. HÜRRİYET YAŞAR Bir direnmevisin tarihi limli birbabanın oğlu olarak büyüdüm. Bu inancı, çok doğal olarak, bir süre ben de paylaştım. Ancak bir soru beynimi kemirmeyi hiç bırakmadı: Hem eğitsel hem de ekonomik bakımdan Bağımsızlık Savası yülarından cok daha iyi Dİr döneme ıılaşmiş olmamıza ve Ismet Inönü'nün de Atatürk'ün ölümünden he ti'nde solcular, bağımsızlıkçılar, en korkulaeak, en tehlikeli kişilermişccsine iz lenmişler, sürülmüşler, yok edilmişler, ezilmişjerdir. Ismet Inönü'nün Atatürk'ün en içten yoldaşı ve sürdürütüsü, Cumhuriyet Halk Partisi'ni ise 12 F>/lül'e değin "sol" olarak görmüş, politik'aya ilgili ve eği sonra ülkenin ba^ına geçmi^ ve yıl larca da göıevde kalmış olmasına k'arşın, nasıl olmusjtu da ülkemiz bağımsız Iığını giiçlendireceğine zayıflatmış, her geçen gün daha ı,ok bağımlılaşmı^tı? Bu merakin zorıınlıı kıldığı bir tek şey vardı: (^kıımak. Cumhuriyet tarihini okıımak, Mıısta fa Kemal döneminde örneğin karşılıksız para basmanın ya da devalüasyonun hiç anımsanmadığını görmek demektir. Cumhuriyet tarihini okumak, gericiliğin üstiine kararlılıkla yüründüğünü görmek demektir. Devıimcilik demektir, ilerlemek, yenilik demektir... vb. Ama daha başka sayılabileceklerin de hepsi nin en önemlisi, ülkeyi bağımlılaştıracak bir tek anlasjmaya bile imza atılmadığını görmek demektir. Bir de, hangi iç ve di^ kosullara karşı olursa olsun, alınacak ka rarları, korkunun belirlemesine olanak verilmediğini görmek. Mustafa Kemal'in kısa ama dopdolıı ve alabildiğine toplumsal olan yaşam yol Bağımsızlık ve özgüvsn T ürkiye Cumhuriyeti, Kemalist ol tlnğıı savında olan bir devlet midiıV Benim bildiğim, evet, öyledir. Bir devlet, okullarında kurucusunun ilkderini ve devrimlerini okııtuyor, en küçüğünden en büyüğüne değin tüm resnıi kurumlarındaonun fotoğraflarını ve büstlerini en seçkin ve cn saygın yerlerc layık görüyorsa, resmi törenlerde, ulıısal bayramlarda onun adına her protokol saygı duruijuna geçiyorsa, milletvekilleri göreve başlamadan önce, onun ilke ve devriınlerine bağlı kalacaklarına ant içmek koşuluyla göreve başlayabiiiyorlarsa, o devletin o kurucuyu önder olarak seçmediğini kimse söyleyemez. Peki, Türkiye Cumhuriyeti'nin önder olarak benimsediği Mustafa Kemal'in düşünce ve eylemlerinden yansıyan, onun en duyarfı olduğu, en çok iizerine titrediği, bıı tığurda kendi canını da sürekli tehlikelere atarak koca bir ülkenin sayısı belirsiz yurttaşının kanı, canı pahasına da olsa, ulusu adına mııtlaka ka zanmayı ve elde tııtmayı amaçladığı şey nedir? Laiklik mir) IJlusalcıhk mı? Devrimcilik mi? Halkçılık mı? Çağına önderlik mir Hepsi birlikte sayıldığında, Ata türk'ün ilkelerinin nasıl birbirinden ayrılamaz kavramlar olduğu hemen ortay a çıkar. Ama hepsinin de üstünde öyle b ir ilke var ki, işte o, ulusal varhğımızın da temelidir. Bağımsızlık!.. Bağımsız olunmazsa ne olunacağını bıırda yinelemeye gerek yok. Bu yazının konusu,bugünlerdeyayımlanmışbirkitabın çağrışımları...'IiirkiyeCumnuriyeti'nin, önder olarak benimsedigi kişinin en önem verdiği ilkesini, ne denli ayakta tutabildigi, o ilkeye ne denli sahip çıkabildiği... Kitabın adı "Karşıdevrim 1945195()"(*). Yazarı Çetin Yetkin'i, siyasal tarihe ya da giincel siyasal konıılara ilgi dııyan okıırlar yıllardan beri tanıyorlar. Çetin Yetkin'in bütiin yapıtlarından yansıyan iki derdi vardır: Bunlardan biri, Osınanlı'ııın Türk düşmanlığının, öbürü de, Türkiye Cumhuriyeti'nin Mustala Kemal'den sonrasındaki sol düşmanhğının yeterince bilinmiyor olması. Bu iki tarihsel ve siyasal gerçeği anlatmak için Çetin Yetkin, ciltlercekitap, sayfalarca ınakale yaznuştır. Osmanlı'nın Türkelere karşı tııtumıınun her zamaıı düşmanca olmadığı da, Türkiye Cumhııriyeti'nin sola karşı tutumunun her dönem aynı sertlikte olmadıeı da öne sürülebiıir, tartışılabilir. Ancak şu bir gerçek ki, Osmanlı, Türk liiğünü unııttııktan sonra Osmanlı Devleti'nde Türklüğünü korumaya çalışan Türkler; Mustafa Kemal şablonlaştırıldıktan sonra da Türkiye Cumhuriye Yetkin bir vazarın calısmaları... ABDULLAH TEKİN P Iki tarihsel gerçek rof. Dr. Çetin Yetkin çok vönü olan bir araştırmacıdır. Cumhuriyet savcılığı, siyaset bilimi hocalı ğı, gazetecilik yapmış \ e bu süreçte on yedi kitaba iınza atmıştır. Çok iyi bir göz lemci ve araştırmacı olan YetKİn "Türkiye'nin devlet yapısında Yahudiler" ör neğinde olduğu gibi gcnellikle çok iyi bilinmeyen konulann üzerine gidip ışık tutmuş, aydınlık getirmiştir. üsmanlı Devleti ve Türkiye Cumhııriyeti toprakları üzerinde bugüne değin varlıklarını sürdürmüş olan Yahudilerin Türkiye'nin devlet yaşamındaki yerleri ve siyasal gelişmelere katkıları bu kitabın konusunu oluşturur. ()smanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devletlcri Yalnıdilere kucak açtı, onları knrudıı. Yahudiler ise osmanlıların Türk unsuruna hep bağlı kaldılar, kritik günlerde Türklerin davasına sahip çıktılar. Devlet yaşamında yer aldılar. Yetkin'in "Serbest Cumhuriyet l'ırka sı" adlı kitabı da bu tiir bir çalışma. Türkiye tarihinin yalnızca üç buçıık aylık bir zaman dilimini kapsayan ama etkileri uzun yıllar kendisini duyuran SC1\ Ata türk'ün başaramadığı çok partili demokratik düzene geçmeyi amaçlayan tek dev rimci girişimdir. Yetkin bu girişjmin (>yküsünü seçkin bir aras,tırıcı kimliğiyle ele alıp irdelemektedir. l'ürkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçisi h'ethi Bey 193ü yılının tcmmuz ayında iznini geçirmek üzere I'ürkiye'ye gelir ve o sırada Yalova'da bulunan Cîazi Mustafa Kemal'e saygılarını sunmak ve kendisini görmek icin izin ister. Olıımlu yanıt alınca da 23 l'emmuz 1930 günü akşamı CTazi'nin konuğu olarak Yalova'da kalmaya başlar. Fethi Bey'in (îazi Mustafa Kemal ile birlikte geçirdiği bu süre içinde ona yeni bir fıkra (=parti) kıırma görevi verilir ve bu fırkanın kıırııltışıına dair ön çalışmalar yapılır, sonunda "Serbest Cumhuriyet I'irkası"nın kuruldıığu açıklanır. Bu noktada Dr. Yetkin önemli gördüğü bir hıısusun altını çizer: "Burada önemli bir noktaya değinmek gerekiyor: Yeni bir siyasal parti kıırmak düşüncesinin Fethi Bey'e ait olmaması ve bu önerinin ondan gelmiş bulunmaması bir yana, Gazi Mustafa Kemal, Fethi Bey'in Ismet Paşa hükümetine yönelik eleştirileri üzerine de böyle bir karara varmış değildi." (s. 39) 8 Ağustos 1930 tarihinde Fethi Bey, Gazi'ye bir mektup göndererek SCF'nin kurulabilmesi için izin ister: "Cumhuriyet I lalk Fırkası'nın mali, iktisadi, dahili, harici siyasetlerinin birçok noktalarına aykırı bulunan ayrı bir fırka ile siyasi mücadele sahnesine atümak arzusundayım. Zatı Devletleri Reisicumhur olduktan maada şimdiye kadar mensup bulunduğum Cumhuriyet Halk Fırkası'nın da Umumi Reisi olmaları dolayısı ile iijbu arzumun nazarı devletlerinde ne yolda kabul buyrulacağını bilmek lü zumunu hissediyorum." (s. 42) Cîazi bu aşamada başka bir partinin ((Cumhuriyet I lalk Fırkasi) genel başkanı olduğu noktayı anımsayarak yani du runı karşısındu tarafsız kalacağını belirtir, dahası gerektiğinde uzlaştıncı bir işlev yükümlenmeyi planladığını dile getirir. Ancak Gazi tarafsız kalamayacağı bir tek konu için Fethi Bev'in dikkatini çeker "Memnııniyetle tekrar görüyorum ki laiklik esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak da iıııa aradığım ve arayacağım temel budıır." (s. 46) Fethi Bey SCF'nin kurulduğunu belirten dilekçeyi 12 Ağustos 1930'da Yalova'dan telgralla lstanbul Valiliği'ne gönderir, 24 Fylül 1950'da da Gümüşnane'den boş bulunan milletvekilliğine seçilerek TBMM'ye SCF Genel Başkanı olarak girer. Muhalefette bulunmanın zorlukJarı ve yaratacağı sorıınlar konusunda kamu oyunda oluşan kuşkulara karşın Fethi Bey şıı açıklamayı yapma gereğini duyar: "Büyük 1 lalaskârın mefkuresinekarşı o kadar nihayetsiz bir hürmetim ve mer butiyetim vardır ki, beni iyi bilenler bu mefkureye en küçük bir hizmeti ifa et ınekle nasıl hayatımın sonuna kadar müftehir ve bahtiyar yaşayacağımı pekâlâ takdir ederler." (s. 52) SCF' neden kuruldu? Falih Rıfkı Atay'ın sözleriyle "Devrimci Atatürk, irtica henüz olanca hızı ile dipdiri iken bir muhalefet partisinin kurulmasına neden izin verdi? Bu suale hiç kimse doğru ce vap veremez." Dr. Yetkin sorunun yanıtını dört başlık altında toplamaya çalışır: 1) Cumhuriyet rejimi ile çok partili düzen arasındaki ilişki, 2) Ülkedeki denetim eksikliğinin ikin ci bir fırka ile giderilebilecek cilduğu düşüncesi, 3) SCF ile toplumdaki siyasal eğilimlerin anlaşüabilecek ya da yönlendirilebi lecek olduğu savı, 4) Gazi'nin Ismet Paşa yönetimine bir seçenek olarak ya da onıı iktidardan uzaklasjtırmak için SCF'yi kurdurmu^ ol ması. Fethi Bey 3 Fylül 1930'da kinıi parti li arkadaşlarıyla SCF Genel Baskanı sıfatıyla tstanbul'dan yola çıkarak lzmir, Aydın, Manısa ve Balıkesir'e yonelik bir gezi basjaiır. Ancak lzmir'de ba^layan b gezi sırasıntia başgösteren olaylar SCF ve Türk siyasal yaşamı için bir dönünı nok tası olur. I'etni Bey Izmir konuşmasını 7 Eylül 1930'da 50 nin kişiyi aşan bir halk kitlesi önünde yapar. (Jlaylar üzerine hükümet ve valilik kovu^turma açar ve tu tuklananlar olur. Izmir olayları CHF ile SCF'nin karşı lılclı konumunu, herhangi bir ıızlaşma olanağını ortadan kaldıracak öleüdc belirginlesjtiriı. Bu olaylar (TIF"nin SCI'ye karşı yönelttiği yöntemli ağır bir kampanyanın yalnızca bir bölümüdür. Fethi Bey 17 Kasım'da Içişleri Bakanlığı ile lstanbul Valiliği'ne sunduğu di lekçe ile partiyi kapatır. C/ünümüzdeki ortam ve koşulların anımsanması vc laiklik ilkesinin giderek zedelenmesi noktalarında Yetkin'in bu seçkin çalışması dikkatle oktınmalı ve dersler çıkarılmalıdıı. • Atatürk'ün Başarısız Demokrasi Devrimi: Serbest Cumhuriyet Fırkasi/ Prnf. Dr Çetin Yetkın/ Utanbtd/Toplumsal Dönüşüm Yayınları/ 301 s. K İ T A P SAYI 703 SAYFA 10 C U M H U R İ Y E T