Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A 6 U 8 T 0 S 2 0 0 8 ü Sami Serbaş, Eğitim ve Etik'i değerlendirdi ? saylada ü Hüseyin Kıvanç, Nurer Uğurlu ile ünlü aşkları konuştu s \ayfada ı J Hürriyet Yaşar ve Abdullah Tekin, Çetin Yetkin'in iki ayrı kitabını değerlendiriyorlar w wv/M/ ü M. Sadık Aslankara, Inci Aral'ın Mor'unu değerlendirdi .16 s APif Türk entelektüel yaşamının ortasındaki adam Kİ1AP < i Cumhuriyet P A R A 8 I Z EK Keskiner Arif Keskiner ya da diğer bir deyişle "Çiçek Arif" yıllardır sanatçılarla, edebiyatçılarla, siyasilerle, daha doğrusu toplumun her kesiminden insanla iç içe bir yaşam sürdürüyor, işlettiği Sinema Sevenler Derneği lokalinde. Renkli bir yaşamın tanıklıklarından oluşan anılarının ilkini "Çiçek Gibi" adıyla yayımlayan Arif Keskiner " Yine mi Ççek"te bu anılarını.bu kez seksenli •viçe yıllara taşıyor. Erdal Öz, Arif'le kitaplarını konuştu. ERDAL OZ A nılaı; geçmtştekı yaşantılar /oplamıdır. Cierçi / I anılurı yuzmak, bıraz da ya^lanmışlıg'ı gerektıZ L rır Bcllı kı nldukça ohıyh geçmn, zengin bir ya}<ım var vende bıraktığıntz yıllarda Neden yazma geregını dıtydnnı/z' Doğrudur. Aııılar, geçmişteki yaşantılar toplamıdır Tıım yaşantıların tonlamı degil taoii. Önemli olan, bi/de u bııakanlardır. lyisıvle, lcötusüyle. Ben, anılan yazmanın yu^lunmı^lık gcrektirdiğine kesinlikle inanmıvorıım. Bıına, yoğun yaşanmışlıkları pay hışm.ık desek, daha doğru olmaz mi? (Jrnc^in, ışi gııcu ayııı ycrdc sıırıı otlarm.ık olan bir ınsanın yasadıkla rrylu, bıiyük ^ehrin ya da bir dolu ulkenin buyıık şehirlcrindc hcr gıın deği^ik ınsanlarla değişik oluyların içınde yaşamak aynı <.)lmasa gcrck diye duşıınııyorum. Bu konııda ortalama Tıırk ınsanının yaşamışlığı ile benim yaşamışlığını aıasmda, scncye vuracak olursak, (gormek, bilmck, tanımak, değışık çevrelerde değişik inban laıla değişik iJisjkilcı va^anıakgibi) uçdortbin yıllık bir iark çıkar ortaya sanıvoıuni Belkı de bu farktır beııı yazmaya zoılayan. Tabii, dıjjarıdan "ya/., yaz" baskıla rını ()a ıınııtmamak gerek. Votorornanah^ınız otdnkça eskıye dayanıyor Cörsel medyanın nlmadı&'ı o doncmdc, bcisılı medyamn bir tur görscllık kazandırmaya çalı^tıg'ı bir türdü fotoroman SıZtn bu konuda oldukça uzun süren çaba/annız oldug'unu Yınc mi Çıçck adlı yenı çıkan kıtabımzdan ağrenıyoruzBugün, aeğı$en koşullara uyarak yenibir fotoroman serüvcnıne ne d I''otoromancılık, hayatımın yedi yıllık bir dönemini içerir. Evet, fotoromanın popüler olduğu dönemler, görsel medyanın bu kadar yoğun olmadığı zamanlara rastlar. Bizde 'fotoroman', Batı'ya göre çok sonra baslamıştır. Ama Türk okuru fotoromanın yabancısı değildir. Ânımsadığım kadarıyla yalnızca fotoroman yayını yapan bir tek dergi vardı '50'li yıllann sonunda yayın lanmaya başlayan; o da Yelpaze idi. O dergide yalnızca ltalyan fotoromanları yayınlanırdı. Yelpaze'nin Ya zı Işleri Müdürü de, daha sonra Yeşilçam'a transfer olan iinlu senaryo yazarımız Sefa Onal'dı. Yayınlanan fotoromanların tümünün ana konıısu aşk'tı. Bizde de öyle başladı, ama giderek fotoromanlar, yaşjamın tüm olaylannı içeren bir konu zenginliğine erişti. Okunması kolay olciuğıından, hiç kitap okumayan bir kesime, totoğraflarla da olsa, bir okuma alışkanlığı getırdiği ka nısındayım. Bugünün televole kültürü için de geçerli olabilir mi bu, bilcmiyorum. Ama denemeye değecek bir iştir sanıyorum. Belki de o eünkü totoromanın yerini bugun yerli televizyon dizilerı almış da olabilir. Neydı uzı fotoroman üretmeyc yonaten nedenler? Beni fotoromana iten tek neden ekonomiktir. Yani daha çok çalışmak, daha çok kazanmak. Tabii bu konuda yetenek sahibi iseniz. Yani işin bir yazarlık yanı olduğu gibi, bir de yöneticilik yani vardır. Ftlmyö'netmenhğıne loyunmantzoldukça ilginç. Neden bu görevi sürdu'rmedınız? • Film yönetmenliği, sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Kitabımda anlattığım gibi, bcnim pek sevdiğim bir is olmadı. Beni, işin yapımcdık yönii daha çok ilgilendirdi. Gercek yaratıcdığın yapımcılık olduğuna inandığım içinair belki. Sonra da prodüktörlük. Yanı yapımcılık Buparalıolmantn getıraığı bir görev Ama tam bir üretim yolu dcğil gibi geliyor bana. Sinema oyunculuğu da, sinema yöDevamı 4. sayfada. CUMHURİYET KİTAPS/HV/ 703