02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bi okuyucunun diiş evreninde tamamlanan, okuyucuya göre şekillenebılen açık bir soııa sahip. Karcıluar, romanda okura hazır bir diinya sunmadığını, okuyucu • nıın parçaları izleyerek vc birleştiıeıek keıuli sonunıı yaratabileeeğini göstcriyor. Akrep vc Semender, yazı ile okur ilişkisi açısından olduğu kadar, yazı ile yazar arasindaki ilişki açısmdan da çok şcy söyle yen bir roman. Dikkatle okunduğunda, birden çok kez kııralmuş olay örgüsünün, dilin büyüleyiciliği altında kaybolup gitmediğini, olay örgiisünün farkL pek çok kaynaktan beslenerek romanın asıl öğesi olduğunu tark ctmek mümkiin oluyor. Ahmct Karcılılar'ın romancılık anlayışı, Türk edebiyatının uzun zamandır eksikliğini hissettiği ya da uzak kaldığı bir kurmaca anlaytşına ve dil kullanımına dayanıyor dersem yandmamış olacağım. Yukarıda söz ettiğim dört romanın en öncmli ortak özelliği şaşmaz bir matematiğe dayanarak kurulmuş açık kurmacalar olması. Kurmacanın açıklığı, romanı birbulmaca ya da oyıın metni naline getirerek okuyııcuda, sona giden yolda dikkat ve ilgi uyandırıyor. Ve dikkatli okuyucunun fark ettiği ayrıntılar ile eğlenceli bir okuma şöleni yaratıyor. Karcılılar romanlarmın diğer ortaklıklarından biri de kullandığı kişi ve eser adları: Borges, "Burgazlı Au Hoca" adıyla tiplerden biri olarak karşımıza çıkarken Albert Camus Dr. Ali Mert Kamu'ya dönüşüyor Hocaefendinin Sandukası roman boyunca, Mollanın Sandığı olarak anılıyor. Hale Lııya, Adem KarmanAdam Kadmon biçiminde sürüp giden kişi adları ve ortak çağnşım alanfarı, ancak farklı metinleri okumuş okuyucunun anlamlandırabileceği ipuçlan olarak karşımıza çıkıyor. Morskla okuıuMi PMMUI Anlatılan olaylan okumaya ve onlar üzerinde yorum yapmaya alışmış olan Türk okuru ve eleştirmeni için, tuzâklı bir yapı diz eden bu romancılık anlayişı, belki de bu yapının altkurmacalan henüz çözümlenemediği hatta farkına bile vanlmadığı için garipsenen ve anlaşılmayan bir okuma serüveni oluşturuyor. Polisiye roman izleğine yakın bir yapıya sahip olan ••a romanlar; bu karmaşiklığın farkında olmayan okur için merakla okunan bir ro man iormuna dönüşiirken, farkında olan okur için eğlenceli bir yapıtaşı oluşturuyon Ahmet Karcılılar'ın romanlarında, her romanın izleğine uygun bir dil yarartığını ve bu dilin kahramanlar tarafından biiyük bir rahatlıkla kullanıldığını da belirtmck gerekiyor. Yağmur Hüznü'nde psikiyatristin deneklc yaprığı konuşmalar, otistik olan deneğin, kısa cümleleri, tekrarlan ve kimi zaman anlarnsızlaşan sözleri ile başlangıçta, sonuç alınamayan terapi seanslarına dönüşüyor. Deneğin fiziLsel ve ruhsal bozukluğu nedeniyle, kırılmış ve kesilmiş yapıda r>ir dilı vardır; yazar bir yazılı yapıtın olanakları içinde, deneğin ruhsal sorunlarını onun için kurguladığı dil ara cılığıyla okura ulaştırmaktadır. Romanın kimi bölüınünde yer alan tekrarlar; deneğin otistik olduğu gcrçeği ile örtüşmekte ve onun ruh dünyasında tekrarların önemine ışaret etmektedir. Gülden Kale Diiştıı, diyalngların keskin ve ner olıışu açı.sından, ya/ar Adem Karman'ın ruh dünyası, daha doğrusu okura tanıtnıak istediği ruh dünyası açısından önemlı bir ıpucu sunuyor. Dışarıdan hakıldiginda dinlendiğınde kaıarlı, net ve açık bir adam olarak karşımıza çıkan Adem Karman'ın moııologları ise karmaşik, tutarsız ve hatta çaresizdir. Fotograf Hıkâyeleri, dil kullanımı açısından dalıa kaıınaşık bir yapı olııştur maktadıi'. Anlatıcının, yani hikaye anlatıcının üslııbu ile, romanın anlatıcısı yani yazarın üslııbu son derece bclircin olarak ayrılınakta ve bu ayrım, okuma metnin içine dahil olma ve metinden uzaklaşma nokîasında kontrol sağlamakta. Anlatılan ile yaşanaıun larkı, hıkâye anlatıcısı ile romanın anlatıcı arasmda taıkla eşlenmekSAYFA 6 te; okuyucu böylelikle metne dahil olduğu anları rahatlıkla kavrayabilmektedir. Akrep ve Semcnder ıse, bir kadın anlatıcı tarafından aktarılmaktadır. Romanın baskahramanı ulan Hale, genç ve güzel biı polis ınemurudur. Roman günümüzde geçmektedır; ve Alımet Karcılılar, bugünün dünyasına ait dil karmaşasını romanın içinde öylesine başarıyla gizlenıis ki, izleyici okur, anlatım biçiminc hiç yabancılaşmadan okumakta ve kendi içinde başlayacağı tamamlama sürecine kolayhkla geçi vermektedir. Ahmet Karcılılar'ın romanlarındaki "gerçek", üstkurmaca metin gerçeğidir; küni, parçalı, boşluklu ya da klasik söylemde yer alan toplumcu gerçek değildir. Es kilerin gerçek anlayışınaan uzaklaşmış, nostmodernlerin gerçek anlayısına yakalanmamış, göstermeci bir gerçek anlayişı. Gerçek gördüğün kadarıaır; göstergesel yanıigı'dan yola çütarak kurulan romanların tamamuıda bize anlatılan en eski tabiri ile "roman gerçeği"dir. Temel anlamından yola çikarak kurulan gerçek, bu ro manlarda yan anlamıyla geri döner; Karcılılar romanlarının kahramanları, "biz düzlemi içinde gerçek olan kahramanlanz; gerçek etkisi yaratan, modenı zamanlarda estetiğe kurban edilmeyen, roman düzlemi içinde yaşayan varlıklarız" diye seslenir okura. Bu romanların tamamı. göstergebilim teknilderi ile okunduğunda, üstkurmacalannın gizemleri çözülecek ve yazarın "gerçeksi" olarak yarattığı kendi düzleminae "gerçek olan olay ve kahramanlar" daha doğru anlamlar kazanacaktır. Bu ör tük anlamlan bulamadığımızda ise yazarın bize sunduğu üstkurmacayı anlamakla yetineceğiz. Ahmet Karcılılar'ın yazma nedenini bir roman kahramanı ağzından aktardığı cümlesiyle tamamlayacağım bu yazıyı: Yağmur Hüznü'nde aiyorki "Yazmay^aeneain mi hiç? Harfler ve harflerin birlik reliğinden oluşturabileceğin sonsuz anlamlar zamanın kolay geçmesini sağlar." Yazı sonsuz bir alan; gizemli ve eğlence li... Oyun, insanın doğasında var... O halde, neden olmasın: Yazıya ve oyuna devam. .. • Yagmun Huznu'nun gjzli kahramanları İHSAN ÇADIRCIOĞLU ağmıır Hüznü, 1999 Orhan Kemal Roman Ödülü kazanan bir eser, ilk baskısı 1998 tarihli. Yazan Ahmet Karcılılar'ın oyunları, daha ilk romanındaki önsözden önccki epigrafta, Kahırratlı Cemal'in bir eserinden alındığı belirtilen sanrlarda başlıyor: "Sen bütün cehennemleri biliyordun içindekileri ve diğerlerini. Dcliresi karanlıklar yaşadın gözlerin ardına dek açık. Gidilmez uzakıara gittin çelikten atlannla, görülmez uzaklan gördün ve yıkık tapmaklarda tanrı düşlerini." Gerçek oördüğün kadanfer yı r L t Alıntı güya, Iskenderiye Kütüphanesi'nde bulunan 16. yüzyıla air Destanı Sitarü'l Cevza adlı elyazması eserin Hüznü Rahim bölümündenmiş! Ama Kahırratlı Cemal'i de, Destanı Sitarii'l Cevza'yı (Ikizler Burcu Yıldızı'nın Destanı) da ara ki bulasın... Sonsuzluktan gelen Cemal de, eseri de kahır atlanna binip gidilmez uzaklara gitmiş belli ki! Yoksa Karcılılar, "kahır adlı yüz" veya "kahırlı yüz" mü demek istiyor! Malum, cemal Arapça'da yüz demek! Göndermeler önsözde de var: Orneğin "Mollanın Sandığı"yla Emre Kongar'ın Hocaefendinin Sandukası adlı roman ına! Hüznü Rahim'e gelince... "Rahim"in sözcük anlamı iki; ilkı "döl yatağı" ikincisi "koruyan, acıyan, mernamet eden". Hüznü Rahim, "yaratanın hüznü" demek ama yağmura da gönderme var. Çünkü Arapça kökenli bir sözcük olan "Rahmet 'in karşılıklanndan biri de yağmur... Karcılılar göndermeleri, sözcük oyunlannı ve kurgu ustalığını sonuna kadar kullanarak okurun ilgisini sürekli tutmayı başarıyor. Anlattığı olaylar, insanlar vckonufarsa insanı canevinden vuracak kadar hayatın içindcn. Yağmur Hüznü, Anadolu'nun büyük kcntlerinden birinde ruhsatsız çalisan bir genelevdc, yirmi yaşınuaki bir fahişenin ölü bulunmasıyla başlıyor: "Bıcak sol göğsünün hemen altına bir kez sokulmuştu. Elbisesinde deük olmadığından bıçaklandığmda büyük bir olasılıkla çıplaktı, yesil elbisesi öldürüldukten sonra lcatili tarafından ozenlc giydirilmişti. Yine aynı ozenle yatağa yatırılmış, iki eli göğsünün üstündebirlcştirilmiş li. Omzuna dek uzun saçları taranmış denecek kadar düzgündü. (...) Odadaki eşyalar derli topluydu, yatak çarşaiı kadının yartığı yer dışında kınşık bilc degil. Hiçbir boğuşma izine rastlanmamıştı. En önemlisi kadının yüzündeki huzurdu". üdaya girildiğindc dirseklerini dizlerine dayayıp öne doğru eğilerek iki büklüm oturan müşterinin polisler geldiğinde elinde tuttuöu metal kısmı acıkta duran kanlanmış bezc sarılı bıçağı yavaşça yere hırakmasıysa cinayetin "sıradışı" olduğuna ilişkin ilk ipucu. Nitekim kısa sürede ikisi aynı şehirden, biri komşu ilden, diğeri cok uzak bir bölgcden dört laili mcçhul dosya daha savcıya ulaşır. Oldürülenlerden ikisi vesikasız çalışan tahişe, biri boya işi yapan büyük bir şir ketin muhasebe müdiirii, diğeri dc genç yaşta kocasından ayrılan Polisiye roman İzleğine yakın bir yapıya sahlp olan ve küçük oğluyla birlikte yaşaKarcılılar'ın romanları, bu karmaşıkiığın farkında olmayan okur Için merakia okunan bir roman formuna donuyan bir kadındır. Ortak özellik$urken, farkında olan okur için eflienceiı bir yapıtaşı oluş leriyse, sol göğüslerinin altından turuyor. bir kez bıçaklanmış olmalari; yataklarında, elleri göğüslerinin üstünde birleşmış şe kilde sırtüstü yatarken bulunmaları ve birbirlerine şaijilacak derecede benzemcleri! "Suçun oluşumunda, suçtan bağımsız olarak geçmişe dayalı öğrenmelerin etkisi" konulu araştırma yapan anlatıcı, hakkında mahkeme taratından verilen idam kararı mecliste de onaylanan sanıkla haftada dört gün birer saat görüşme izninı almayı başarır. Ama tahta bir masanın iki tarafına karşılıklı oturduktan sonra hep aynı sahne tekrarlanır: "Kayıt için teybin tuşuna basıp masaya bırakıyordum. Araştırma için önce onun iznini almam gerekıyordu ve ben her seansa ondan izin isteyerek başlıyordum. Oysa hiç konuşmuyordu, kafası öne eğik bir durumda ve her seansta bcş sigara içerek bir saati dolduruyordu. Süremiz kısaydı (bencil düşündüğümü anlamışrı sanıyonım), meclisten onayı çıkan idamlar kısa sürede infaz ediliyordu ve ben iletişim kanallannı açacak hiçbir yol bulamıyordum". Araştırma nedeniyle infaz geciktirildiği için sanığın konuşmama ihtunaline rağmen anlatıcı farklı düşünür: "Onun geride hiçbir iz bırakmadan ölmeyi beklediğini biliyordum. Uzun süren çabalarımın sonucunda onu konuşturamamış olmanın verdiği umutsuzlukla ne redeyse vazgeçmek üzereydim ki bir rastlantıyla ileşitim kuruldu". Bu rastlantı yağmurdur ve sanığın söylediği gibi "Lanet olası, hep birdenbire başlar! . Yağmurıın ve sanığuı hüznü de kitabın son sayfasına kadar sürer, hayatınki de. Küçük yaşta babasının marangozhanesindeoynarken yakalanınca babası tarafın dan çekic sapıyla kötek yiyen, çocuk olduğunu hiç natirlamayan, erken büyüyen, bu yüzden işten ve çauşmaktan nerret eden, anne ve babasını crkenden yangında kaybeden çocuğun hayatını asıl ilginç kılansa gerçek yaşamdan izler taşıması: "liabamızı babamız olduğu için sevmcmiz gerekir' ya da 'Annemizi, çocuklarımızı, kardeşlerimizi feodal bağlanmız yiizün den sevmemiz gerekir' inancinın yanlışlığından söz ediyorum. Babamızı cw diğer insanlar gibi iyi bir insansa sevmeliyiz, değil mi? Kan bağı kötülüğün kabullenilmcsini gerektirir mi?" Kitabın ilk sayfalarındakı bu özetten dc kolaylıkla anlaşılabilir; Karcılılar'ın merınleri iç içe geçmiş halkalar gibi, en içeride ki halkadan en dıştakıne, en dıştakinden en içeridekinegeçiyor. Bu yolculuk sırasında da kurgu oyunları ve sık göndermeler le okurun dikkati taze tutııluyor. Işte 32. sayfadan çarpıcı bir örnek, "sanık" hakkında araştırma yapan "anlarıeının" ağzın dan üstelik: "Norlarımın başına Lcningrad Ünıver sitesi doktorlarından azız dostum Frol. Dr. Yevski'nin Bilinçaltından Notlar kitabından 'Budalalar buldukları ilk nedenın doğ ru olduğuna inanırlar, ıkıncıl ve hatta daha çok olabilecek diğer nedenler iizerin de dtırmazlaı' sözleriııi yazdım". Eserleıı arasinda "Budala" ve "Yeraltından Notlar" adlı romanları da bulunan Rus v.ızar Dostoyevski'nin toprağı bol olsıın; heı cümlenin göründüğiinün dışında, bir alt okuma gerektiren anlamı olabilır! Karcılılar'ın üslııbundaki bu (izellık kadar önemli ve birbirlerıni tamamlayan ikinci özellikse akıcılık ve ayrııuı zenginliği. Nesneler ve insanlar tanımlanırken de, olaylar ve kavıamlaı anlatılırken de ayı ııı tılardan vazgeçilmiyor. Ayrıntı zengiııliği, birçok durumda an a konudan uzaklaşmaya ve ilginin dağılma tehlikesine rağmen, CUMHURİYET KİTAP SAYI 699
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle