02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. *" Bcn, yazdıklanmın kendiınlc bağlantılannı çok netleştiremiyorum. Belki yaşama biçimimdcn kaynakJanıyor bu, hep sezgilcrinc göre davranan biriyim. Algılarım bana olanlara dair başka bir neden açımlıyor vc ben onlardan bir öykü üretiyorum. Ürerrığım öyküye inanıp inanmamam önemli değil; sonrasında yaJnızca öyküyü yazı haline getirmeve çalışıyorum. Zaten tanrı yazar derken kastettığim kutsal kitaplara dayalı bir tanımlanıa değil. 'l'ann yazarın ne yaptiğını biliyoruz. Tanrı yazar, ürettigi bütün kahramanların kiııı olduğunu, ncler yaşadığını, hangi nedenlerle ncyi, nasıl yaptığını, dalıa sonra neler yaşayacaklarını çok iyi bilir ve biçemini de buna göre oluşturur. Anlatan ses de bütün bunları bilmektedir. Yani yazarla anlatıcı aynı kişidiı. Ben dc kahramanlarımın kim olduğunu, ntyı, neden, nasıl yaşayacaklarmı bilirim, ama anlatan scsin bunlan bilmesine izin vcrmem. Yaztyla ılıskinizin baika nedenlen var mu Bir zamanlar idealısttim. Her insanın hayatta bir amacının olduğuna inandığım dönemler oldu. Insan diinyaya bir amacı gerçekleştirmek ıçin gelmiştir vc bu amaç yiice, kııtsal bir amaçtır, bunıı vapar ve gö revini tamamlayıp sahneden ayrılır. Insanlığınsonsuzgelışmesindebu, onunkoyduğu tıığlalardan biri ya da birkaçıdır. Işte bir gün bunun doğru olmadığını fark ediyorsunıız, yani ınsanın, doğayı paylaştığı diğer caniılardan tarklı olmadığını. Bunu algıladığınız zaman edimlerinizin kutsallaştırılmış, idealizc edilmiş amaçlar dışında başka bir işlevi olduğunu düşünüyorsunuz. Bu idealızmi kaybettiğiniz zaman (bu kayıp yazıya bakışımla bire bir bağlantılı dır) edimlcrinize dc başka bir amaç yüklüyorsunuz. Bunun ipuçlarını verdiğim merinlerim var; örneğin, Giilden Kale Düştü'de şöylcbircümleolmasılazım:Biz bir anlam aradık vc bu anlamın olmadığını fark ettiğimiz zaman ne yapacağımızı şaşırdık. Bütün bu inancı ortadan kaldırmak, insana yüklediğimiz anlamı da ortadan kaldırmak durumuna dönüşüyordu ve bununla yüz yüze gelen insanın da bocalaması son derece doğal. O zaman yerine koyabileceğiniz bi r tek şey kalıyor. Eğer bir anlam yoksa, geriye sadece oyalanma edimi kalıyor. Ahmet Karcılılar Cehennemden, yazarak kurtulan bir yazar diğinı romanın o olduğunu söyleyebilirim. baktığımız zaman buna bir roman diyebi Varklı bir teknik geh^tirmı^ olrnak e& lır miyiz? O kitabı yazarken, on farklı parlendırtct olabilir ama, Fotograf Hıkâyelerı, çadan okurun kendine ait bir öykü çıkarl ürkçede yazılmi) en iyi ve başardı polılık masını ve okuru da bazı edimlere yöneltmesini bekliyordum ki bu sızde gerçekleşromanlardan htrt bence. mi^ örncğin. O metnin yapmaya çalıştığı Bir defa, o romanın gerçek diye gösbir başka şey de tarihtc cksik kalkmış baterdiği tek bir şcy yok. O bir puzzle'^a, bir zı noktalann yeniden kurgulanmasıydı. parçada gerçek diye göslerdiöini dığer Bu bizimle ya da dünyayla ilgili yeniden parçada mutiaka dcöillemekteaır. Olabilir Po/oğra/llikâyelen'nıhemiyi, kurgulanmış, parçalann sadece gösterilerek okur tarafından birleştiriimesi amacıhem başarılı kılan da belkı bu Çünkü ro na yönelik bir romandı. Onu bcn kıırgumarı, yakırı donem Türkıye larihmde yer alan ve tam olarak çözümlenmedıiı ıçın or ladığım ve karşıdan bakabildiğim için tam tak belleg'imızde bir soru çengelt olarak ası olarak ne olduğunu görebiliyorum ama lı duran, pek çok olayı açımlayarak yenıden bunu herkeste yapıp yapmadığından emin kurguluyor Okuru, bildiklennı sorgulama değilim açıkçası. Bu söylediklerinı bütün ya tc'i vık cdıyor. Şu sıralarda zıhntmızı me$ kitaplarım ıçın geçerli. Yazarken, o prızmayı oluştururken başka neredeyse hiçbir gul eden MusulKerkük sorunu gibi. Ben şey düşünmeyip sadece onu düşünüyoFotoğraf Ilikâycleri'nden sonra Musul 1985'ten önce ve sonra Kerkük üzerine yenıden okuma ihtıyaa bis rum ve onun bütün parçalarını, yüzeyle Pekı yazar kım 1 Sız kendtnızı ne olarak nni, okura görünccek her ycrını biçimlenietttm orneğ/n Demek ıstediğım, oyle deadlandırtyor, yaptıgınız ışı nasıl tarıfedıyorğıl gerçı ya, uze rağmen de gorevct bir ışlev dirmcyc çalışıyorum. Önce oluşturuyosunuz? Yazdıklartntzın nereunde duruyorrum vc orrada yazılı hiçbir şey yokken, o görebilır ycızdığınız roman sunuz? Öykü, roman ya da metin, "Ben nesneyi, o yapıyı, zihnimde bir kitap ola O biraz da metnin yapısından kaynakürettim ve attım ortaya. Artık naulalgılarak karşımda gördüğüm zaman oturup ianıyor. Fotoğraf Hikâydcri'ni bir başka nırsa algtlansın" dtyecek kadar uzak, soyazmaya başlıyorum. binın sizin gibi algılamayacağından emig"uk, ürettigi seye yabanolasmıs bir noktanim. Çünkü şöyle tanımlamalarla da kartlk kitamnız Yağmur llüznü'nden itida mıstnız örnegin? şılaştım: Güzel, komplo yüzdesi abartJbaren yazar yok sizin romanlarınızdaya da Hayır, hayır; ben ürettiğim şeyi s>eviyomamış, şunlar iyi kurgulanmiş, bunlar var, kitabın kapağındaki imzadan ibaret. rum. Yabancılaşma filan söz konusu deböyle olmuş gibi tantmlamalar yapıldı. SiBunun dısında ne anlatıcı olarak ne de roğil, sadece bunun abartılmasina karşıyım. zin üzerinde durduğunuz Mıısul Kerkük man kahramant veya karakterlerden btrı Bana göre, şu oturduğıımuz sandalyevi yasorunu, tabii ki on parçalık puzzlc'ın bir olarak, hiçbir durumda yazarı göremiyoruz pan adamdan farklı biri değilim. BelkJ bu parçasıdır ve diğer parçalarda da zaman çünkü. Yazarı daha en bastan, bütünüyle sandalye çok güzel. Bunu yapan kişi bizaman kendini gösterir. Bence kitap okuoyun dışı bırakan bu terrih, genel bir tavır çim, işlev vc ergonomik açıdan düşürunüş mak gözün önüne bir kristal koymaktır. alıs mı yoksa şimdilik mi böyle''' ve sandalyesini bu şekilde kurgulamış. BeKristali çevirdikçe birçok tayf göriirsünüz. Dört roman ürettim şimdiye kadar, nim de yaptığım bundan farklı bir şey deKitaplar bunu yapabilmelidir. Bir metnin üçünde anlatan ses birinci tckil kişi. "Ben Oyalanmanın yollan ğil. Oturup düşünüyor, tasarlıyor, bir sanbirden fazla anlam içerdiğinc, bu anlamyaptım, ben ettim, ben şuraya gittim" di Oyalanmadan kastett/ğıniz "oyun"mu? dalye yapıyorum ve bunu ortaya koyuyoların her okurda, geçmis yaşantıları nedeycnkişiler. Fotoğraf Ilikâyeleri'ndeisean Oyalanmanın birçok yolu olabilir. Benrum. Isterlcrse gelir otururlar, istemezlerniylc yeniden biçimlendığine ve dolayısıylatan ses, sadece içinde bulunduğu parçadeki tezahürü oyun biçiminde oldu ve üsse oturmazlar. la her okurda yeni bir öykü oluşturduğuları bilen kişi. Yani diğer parçalann ne oltelik hayatımın nirçok alanına da yayıldı. Öğretmenleriniz dısında, bu noktaya na inanınm. Ben Fotoğraf I likâyeleri için duğu hakkında kesin bir fiİcri olmayan, Eğer ben oyalanıyorsaın, bunu iyi bir şegelmenizde etkılı olan baska birileri daha 'A, bu bir roman değil ki, birbirinden f arkhatta onlarla hiç uğraşmayan biri. Bence kilde yapmaya çalışırım ve bunun en iyi olmalı Üzerinizde etkisi katkıst olan yalı on bağımsız öykü' diyenlerle de karşılaşmodern romanın sorunu buydu. Moderaracı benim için yazıdır. Bir baskası için tazarlar kimler sözgelımı. tım. Tamam, parçaları birbirine kelepçenist yazar, yazmaya oturduğunda metnivernaya gitmek, yüzmek ya da baska bir Yazıya ilişkin hayatımı ya da okumalaleyen cümleler var içinde ama, bütününe nin tamamuıı bilmese bile (çoğunlukla bilşey olabiür. Gerçi bu saydıklarımla ben de rımı 1985'ten önce ve sonra olaoyalanabilirim ama benim için asıl rak ayırabilirim. O yıl, milat gioyalanma biçimi yazmaktır, çünkü bi bir şey benim lıayatımda. ben en fazla böyle eğleniyorum. 1985'edekkJasikmetinlerin pe Haz alıyor musunuz yazmaktan? şindcydim. Orhan Kemal, Ya Baztlan için yazmak "cehennem"dir şar Kemal, Sait Faik gibi Türk çünkü. yazarlar dışında çevrilrnis Avru Elbette. Üstelik yazarak cehenpa ve Rus klasiklenni okuyornemlerden kurtuluyorum. dum. StendaJ, Balzac, Dostoyevski.Tolstoygibi. 1985'te, do llalbukı kitaplarınızda yazı koğum günümde bir arkadaşim nusu edindıpniz kahramanlar / anbir kıtan hediveetti: Latin Amelattalar, pek haz alıyormus gibi görikan Hikâycleri Antolojisi Bu rünmüyorlar kitapta başka bir biçimle, o ana Anlatıuları da dahil onlar birer dek farlunda olmadığım bir yaroman karakreri, ben değilim. zuı anlayışıyla karşılaştım ve bu Evel ama, mhyoner roman ve robcni çok etkiledi. 1985'ten sonmancı tanımını dışlıyorsunuz. 'Bir raki okumalanm bütünüyle dedönem kapandı, kendimize biçtigığişti. C3 antolojide bulunmalan mız anlamın bize söylendiğı gibi olnedeniyle Borges, Fuentes, Cormadığını ögrendik. Dünyayt aeğiştirtazar ve Infante en çok ilgimi çcmek bir yamhamaymı\ ey okuyucu' kenler oldu. Daha sonra bunladtyorsunuz llalbukı Fotoğrafllikâra Umberto Eco, Italo Calvino, yeleri, tam da mısynner roman ve roGeorges Perec gibi göstermeci mancı anlayışıyla yazdmıs bir roman yazarlar katıldı ve bütün bunlar ve az öncc sö'zünü etdğinız hazcı tuşimdiki yazın anlayışımı belirletumdan epeyce uzak, di diycbılirim. Aslında sayısal Fotoğraf Hikâyeleri'ne yüklediolarak çok fazla okuyan biri değıniz görevci metin yaklaşımına kar •Benlm derdltn, bana yutturulmaya calı$ıldıuına Inandıflım bütun yapılara, slstemlere, blçimlere kar$ı cıkmak" dlyor ğilim. Fakat okuduğum her kişı çıkiyorum. Yazarken en çok eglen Ahmet Karcılılar. J CUMHURİYET KİTAP SAYI 699 miyor oluyorlar, çünkü onlara görc yazmak kendılerini tanımak için nereyc git tiklerini bilmedikleri bir yolculuğa çıkmak anlamına gcliyor, böylece ne olduğunu kcndilerinin de bilmediği bir metni okıırla birlikte tanımaya çalışıyorlar, ancak böyle dencyscl vc kendiliğinden bir sürccin sonunda her zaman iyi bir ycre varılamayacağı için okuru aforizmalarla, altı çizilcbilecck sözcüklerle, acı ve duygu sömürüleriyle kandırma çarcsizliğinc düşüyorlar), yarattığı anlatan ses her nedense metni tümüyle bilıyor ya da biliyormuş gibi davra nıyor. Üstelik metnin kişi ve olaylarına uzak durmuyor, onları eleştiriyor ve yapacaklarına karışiyor. Benim tercihim farklı. Anlatan ses, isterkişilerinden biriolsuıı, ister olmasın metnin her şeyini bilmcz. Kişilerin ve olaylaruı kendilerinı gösterdik feri biçimlcrin arkasmda ne olduğunu da bilmez, dolayısıyla onları açımlayabildiğı kadar açımlar. Bir belgcsclci tavrı vardıı onda, roman kişiliğinin ötesindekişiler vc olaylar hakkında yorumyapmaz, müdahale etmez, tanımlayabildıği kadar tanunlar yalnızca. Bu yüzaen bir bileiyi aktarırken nata da yapabilir. Yani ansıklonedik doğruyıı söyleyen ya da söylcmek zorunua olan kişi değildir o. Bir metnin kişisi olarak, kendine göre biçimlendirdiği bir hayatı tanımlamaktadır. Rurada yazar ve anlatan sesi kesinlikle birbirinden ayrı tutuyorum. Yani ben "ügün sabah kalktım ve şuraya gittim" dediğimde giden ben değilim, giden bir roman kahramanı olarak anlatan seb. Ya da, "Falanca sabah kalktı ve şuraya gitti" dediğimde buna tanık olan yine bcn değilim, tanık olan yinc anlatan ses. SAYFA 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle