02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aslı Erdoğan anlatılarındaki iç yolculuklar ya da yersiz yurtsuzluklar, bir yanı özgürlükle kucaklaşan ama öte yanı cehennemlere ulaşan bir paradoksla buluşturuyor bizi... azarların, yazdıklarıyla yaşamöyküleri arasında koşutluk kurmak vavgın bir yanılgı. Oysa vazar yaşamovkusü vazmaz,kurar... Gerçi en buvük dayanaklarıdır yine de özyaşamöykiıleri onların, ne ki bıınlar, döniiştürüldüklerınde "yazı" olur ancak. Ovkücü, romanci Doris Lessing, şu yakınlarda Dünya Yayıncılık arasında yayımlanacak özyaşamoyküsünün bir yerinde .şunlan sövlüyor: "Yazma süreci nin kendisi, yazdığınızdan kendınizi ayrı tutabilmektir. Değerli olması bundandır yazar için, ve bu sürecin sonııcunda ortaya çıkanı okuyanlar için; işlenmemişi, kişiseli, incelenmemişi alıp genele taşır." Işte bütün bunları doğrulamanın en üzel, en seçkin örneklerinden biri Aslı irdoğan bana göre... Erdoğan, Nursel Duruel'in kendisiyle yaptığı bir söyleşide bakın neler demişti: "Otobıyograrinin aslında olağanüstü zor olduğunu düşiinüyorum. Yazarın, kendine doğru gerçek bir yolculuğu başardığı, bunaltıcı bir sızlanmadan ıızak durup kendini sergileme eğilimine kapılmadan her insana ulaşabüecek sesi içinden bıılııp çıkardığı bir otobiyografi... Bıınun üstesinden gelen ve genellikle birinci tekil şahıs kullanan yazarlara hayranım; Ingeborg Bacbmann, Celine, T.Bernhardt, bir ölçüde de Henry Miller... Ben bu yazarları kişisel seslerini duyurabilen vazarlar olarak nitelendiriyorum." (Bax.: Cumhuriyet Kitap,4 Eylül 1997,s.394) Oysa Aslı Erdoğan'ın yaşamöyküsüne yalapşap göz atıverseniz sevinip rokurdayabilirsiniz hemence; hah, dersiniz, kendisini anlatıyor yazar. Ama ne söyledik; yazarlar, yaşadıklarını yazmaz, dayanak yapar yalnız. Aslı Erdoğan'ın yazdıkları da yaşantı dilimlerinden kesitler değil, kurduğuyaşantılardanizdüşümlerinitekim... Elbette kendi yaşamını dayanak yapacak yazar, bundan kuşku duyulabilir mi? Y Aslı Erdoğan'ın Yaratıcı Portpesi alabildiğine mutsuzdur. Zaten başlangıç aşamasında daha, protesörünün sevgisizliğini görür. "llk uçağa atlayıp dönmek iste(r)" hatta. (21) Kabuk Adam'da yaz okulıına gelenler, "erkekegemen bilim dünyasının maço fizikdleri"dir (13), "köle ruhlu insanlar uan oluşmuijtur bir bakıma. (20). "Çin'denjaponya'dan, I Iındistan'dan", dünyanın dört bir yanından gelmiş "sürekli, hiç yoruknadan çalışan", bu "'süpcrzekâ' doktora öğrencılerf'nın (10) "çözümleyici bir zeküdan ba^ka değeri voktur." (40). Anlatıcı, "Sisler ıçindeki bir ormana bakar gibi incelivordum tizikçi topluluğunıı, hiçbir kişiliğin zihnimde berraklaşmasına izinvermiyordum," (89) der. Kırmızı Pelerinli Kent'te de Özgür'ün birlikte göründüğü kişiler, yaz okulunun fizikçilerini andırır. "Kıızey akıntılarının tropık sulara fırlattığı, Rio'nun ağlarına yakalanmış yabancılar"dır bunlar. "Cîöç menliğin bütün huznünü yankılayan Avrupahadlaı '. (27,28) Kaçımhnaz Bb1 Eylem: Yazmak, Oönüştürmek f Aslı Erdoflan. yazınımızda, Ozyaşamövkusünü ustalıkla dönustüren ba$anlı adlardan blri. Erdoğan'ın yaşamöyküsüne göz atıldığında, ağırlıklı olarak şu yanlar öne çıkıyor: Dans (ritüel), yolculuk (gezi), bilimsel etkinlik, yazma eylemi. Yazar, yaşamında yer tutan bu öğelerden kalkarak çok çarpıct metinler çıkarıyor karşımıza... Bunu Kabuk Adam (1994, Iş Kültür, 2002), Kırmızı Pelerinli Kent (1998, İş Kültür, 2002 / AJıntılar için bak.: Adam, 1998) adh romanlarıyla Mucizevi Mandarin (1996, îş Kültür, 2002) başlıklı öyküler demetinde görehilmek, olanaklı. Aslı Erdoğan, yaşamöyküsel bu dört öğeyi, kitaplarına katarken nasıl bir dönüştürüme uğratıyor? llkin dans üzerinde duralım. ü n d a dans, bir beden dili olarak kendini anlatabilmenin, tanımlayabilmenin somutlanışı, hatta kişiiiğin doğrudan kendisi; en süzülmüş, en arınmıs; haline insan bu yolla ulaşıyor çünkü... Andığım sövleşide şöyle söylüyor Erdoğan: "Edebiyat dışında mitolojiler, özellikle Afrika ve Kızılderüi mitolojileri ilgimi çekiyor. Bir yıldan fazla süre Candomble (Batı Afrika kökenli din, dans, ayin) çalıştun ve Amazonlar'a iki yolculuk yaptım." Bilim için de şu sözlerini alıntılayalım SAYFA 16 Asb Erdoğan Anlatnannda IçYoteuluh onun: "Birçok fizikçi Hziğin en ııç araştırma larının yapıldığı CERN'dc çalışmaktan gurur duyarken ben CERN'i bir cezaevi, bir getto deneyimi gibi yaşadım. Fizikçilerin kısır; gözden çıkanlmış yaşantıları, içinde sallandıkları derin boşluk ve yabancılaşma, dev bir teknolojinin gölgesinde yitip giden benliklcri, kısacası CERN in arka bahçeleri çok daha tazla ilgimi çekiyordu." Aslı Erdoğan'ın romanlarındaki bu dört öğeye doğru bir yolculuğa çıkalım birlikte... Yolculuk için söylediklerini unutmadan onun: "Şimdiye dek yaşadığım her yerde her ortamda bir yabancıydım. Ama ben bunu yersizyurtsuzluk olarak nitelendiriyor ve aslında bir tür özgürlük olduğunu düşünüyomm. Bedeli ağır bir özgürlük... İnsan topraklarından uzaktaysaTcöklerini kendi içinde keşfetmek ve kendisine, kendinden bir yurt yaratmak zorundadır" Öyleyse bu dört öğe, Aslı Erdoğan anlatılarındaki kahramanların bir yolculuk serüveni yalnızca. Kabuk Adam'ın anlatıcışı ile Kırmızı Pelerinli Kent'in özgür'ü, Özgür'ün yazdığı iç romandaki anlatıcı ("Kırmızı Pelerinli Kent" adı bu iç romandan geliyor), aslında hep aynı kişiler. Bu kişilerin dört öğeyle ilişkilenişine geçebiliriz. Kabuk Adam'da anlatıcı için dans etmek, "vaşamaya katlanabilmenin koşul larf'ndan(10)biridir. "Uzunyıllarbaıeyle uğras(mıştır)." (9) Bir açıdan "eskibir balerin 'dir o: "Bir zamanlar bale dansçısıydım." (11,103) Durmadan dans eder Anlatılapda Dört Öğe örneğin:"Vücudumda müzikle titreşmeyen tek bir kas kalmamış gibiydi." (109) Kırmızı Pelerinli Kent'teki Özgür de "bale"yle içlidışlıdır. "Özgür'ün kentteki sığınağı"nın bir "bale okulu" olduğunu öğreniriz. (93). Rio dejaneiro'ya gelmeden önce "bale"ye çalıştığı sezdirilir romanda. Özgür için "kişisel anlamı olan" "bale posteri' (35), dans tiyatrosuyla ilgilenişi, Afrika dansları kursuna katılışı, kendini bir "balerin" olarak niteleyişi (129), birer ipucudur. Kabuk Adam'da gezilere düşkündür anlatıcı. Yine de "turist" sözcüğü "tüyleri(n)i diken diken" etmeye yeter, bu yüzden "yolculuklan(n)da hiç fotoğraf makinesitaşıma(z)." (27) Birde "sokaklardabaşıboş dolaş(ır)." (10) "Nedenini bilmiyorum ama toplumdışı insanlara hep yakınlık duymuşumdur," diye açıklar bunu. (94) Erdoğan'ın kendi sözleri de anımsanabilir: "Nerede bulunursa bulunsun sürgündeolmak... Geçmişin ağıryükünden kaçmaya çabalayan, başka gökler altında başka yaşamlar arayan, ama hep yenilgiye uğrayan insanlar. ...Kendi cenennemlerini içlerinde taşıyorlar." Görüldüğü gibi Aslı Erdoğan anlatılarındaki iç yolculuklar ya da yersiz yurtsuzluklar, bir yanı özgürlükle kucakla,an sa ama öte yanı cehennemlere ulaşan ir bı paradoksla buluşturuyor bizi... Kabuk Adam'daki anlatıcı, bir bilimcidir. (" Avrupa'nın en büyük nükleer fizik laboratuvarında çalışmaktadır" (8, 9). Kırmızı Pelerinli Kent'teki Özgür de Brezilya'da bir üniversitededir, yine bilimci olarak. Kabuk Adam'da fizikçiler le birlikte idi, mutsuzdu anlatıcı. Özgür de, içinde bulunduğu bilim çevresinde Görüldüğu gibi üç öğe de ozyaşamöyküsel yaşantı dilimlerinden izdüşümler getiriyor önumüze... Işte tam burada, dördüncü öğede, yazann vazma eylemıyle bunları dönüştürdüğünü gözlüyoruz. Sözgelimi Kabuk Adam'da "kısa ömürlü edebiyat dergilerinde öykuleryayınlatıp ödüÛer kazandığı(.) için 'çok yönlü' diye tanımlan(an)" birıdir anlatıcı. (9). "Aslında, ben yazarım. Benim işim öyküler anlatmak. / Bunu söyler söylemez de gerçeğin ta kendisini dıle getırdiğimi anladım. Ben gerçekte fizikçi değildim, diplomalar, dereceler almış olsam da hiçbir zaman bir bilim adamı olamamıştım." (45) "'Psikolojik öyküler' yazmaya çalış(ır)." (99) " Yaşamaya katlanabilmek için başvıırduğuyollar arasında", "okumak", "öykü yazmak" önemli yer tutar. Anlatıcının bir Nabokov hayranı olduğunu öğreniriz. (10,138 vb.) Sonra Thomas Bernhard: "Unutulmuş Thomas Bernhard romanım..." (116); "...Yanımda... Thomas Bernhard'ın bir romanı olurdu." (24) Kırmızı Pelerinli Kent'teki Özgür de "bir kitap yaz(maya)" verir kendini. Gerek anlatıcının, gerekse Özgür'ün, yazmaktan vazgeçmemesi, onların aynı zamanda iyimser olduklarını da gösterir bize. Nitekim Özgür'ün yazı eylemine yaklaşımı,bunusomutlarda: "Yazabıldiğim sürece umudumu bütünüyle yitirmiş sayılmam." (36) Sonuçta, "'Kırmızı Pelerinli Kent'i yazmış, öfüme karşı kişisel zaferini kazanmıştı(r)" Özgür. (132). Yazın, "kadim dostu"dur Ozgür'ün. Bu dünya "Çehov öykülerinden dokunmuş"tur. (70) Yoğun okumalı bir yaşamı vardır Özgür'ün... Kabuk Adam'daki anlatıcı öyküler yazıyordu, Özgür ise artık roman yazmaya koyulmuştur. Bütün bu verileri dikkate aldığımızda, sanki bir an Aslı Erdoğan'ın yaşamöyküsünde geziniyormuş gibi bir duygıı yaşayabilirsiniz... Ama yanıldığınızt anlamakta gecikmezsiniz. Çünkü Erdoğan, bu dört öğeyi zemine sererken, aynı zamanda ayaklarımızı yerden kesip göklere uçurur bizi. Özyaşamöyküsel öğeler, roman evreninde, roman kahramanları için birer gerece dönüşmüştür yalnızca. Öyleyse bunların tümü, roman harcınındır, Aslı Erdoğan'la yaşantısal bağı ortadan kalkmıştır. Yazann yaşamı, lcendi değirmeninde öğüttüğü unudur; kimi doğru dürüst hamur bıle karamaz bundan, kimi de birbirinden güzel kurabiyeler, kekler, poğaçalar çıkarır önümüze. Bu açıdan Aslı Erdoğan, yazınımızda, özyaşamöyküsünü ustalıkla dönüştüren başarılı adlardan biri olarak alınabilir. Henüz okumamış olanlar, bu okuma şöleninikaçırmamaıı! • CUMHURİYET KİTAP SAYI 699
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle