Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A V I S 2 o o a ü Asuman K. Büke Yazın Sanatı'nda bu hafta Edward Carey'in 'GözlemeviHikâyeleri'niyazdı 3. sayfada •Tahsin Yücel'den 'Yüz ve Söz'. Erdemöztopdeğeriendirdi ıo. sayfada • E.Atasü'den, Gürsel Aytaç'ın 'Edebiyat ve Medya'sı 14 sayfada ü S.Aslankara, Erdal öz'ün son kitabını irdeliyor. m. sayfada IktTAI» Duşuncenin oykusunu kuran bir yazar Cumhuriyet P A A S I Z E N Yekta Kopan Yekta Kopan edebiyatimızın genç ve yetenekli yazarlanndan biri. îlk iki kitabıyla oluşturduğu edebiyatçı kimliğini üçüncü kitabı "Yedi Derste Vicdan Muhasebesi" ile pekiştirdi. Yekta Kopan'la yazarlığını ve yapıtlarını konuştuk. Feridun Andaç ve tbranim Yıldırım da yapıtlarını değerlendirdiler. AYFER TUNÇ T"\ en kendi adıma yazarın aıt olduğu ya da en azınfv dan kendım aıt hıssettiği bir coğra/ya, bir tarih I 3 ve bir gelenek olduğuna inantyorum Sızın kendınızı aıt bıssettığınız bir yer ve zaman var mt? Ait (iseniz) oldu&unuz yer ve zaman tçinde gelenekle ılışkınızt nastl tammlıyorsunuz ya da tantmltyor musunuz? Zaman ve mekânla kuracagımız ilişkinin, dııruşu ve durduğumuz yerin de baluşı, bakış açısını belirledığini düşünürüm. Buradan yola çıkarsak kendisini mekândan ve zamandan soyııtlamış olduğunu, bunu başarabildiğini söyleyen kişinin de aslında ait olma konusundaki sürekliliğin peşinden eittiğini söyleyebiliriz. Yani kendisini zaman ve mekân bağımsız eören/göstermeye çalışan kişi de, bunu yapabilmek için bir zamanla ve mekânla ilişki içinde olması gerektiğinin farkındadır. Kopmak için bile hangi bütüne ait olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Koptuktan sonraki yaşamımızda bile bütü CUMHURİYET KİTAP&AV/ 6 9 0 niin ızlerini taşıyacağımızı bilmemiz gerekiyor. Tabii ki ait olduğum bir coğrafya var, "buradan" yazıyorum. Ya zarın ve yazısının evrenselleşebilmesi için coğraryasından kopması cerektiğine inanan gorüşleri de garip bulurum. Co^rafyasını reddeden yazının, başka bir coğratyanın içinde var olmaya çalışması, o metnın satırlannda kendini hemen belli eder kanımca. Önemli olan yazann bütün coğrafyalara, durduğu yerden nasıl baktığını aktarabilmesidir. Yazıya, dünyaya, insana o noktadan baktığınızda, gelecek görüşüniiz kadar geçmış birikıminiz de kendini belli eder. Ve bence etmelidir de. Gelenekle olan ilişkimi de boyle tanımlayabilirim. Yazarken kullandığınız en önemli aracın, dilin, o coğrafyanın eeleneği içindeki yolculıığunu özümsemeden ne gelenekçi olabilirsiniz ne de yenilikçi. Merkeze yakın durmak da istesek, merkezden kopup savrulmayı da amaçlasak, öncelikle merkez tanımını vapmamız gerekir. Yazarın gelenekle ilişkisinin de böyle olduğuna inanıyorum. Kaldı ki Türkiye'nin yazı geleneği ile olan ilişkim sadece böyle teknik bir baluş açısından kaynak lanmıvor. Bu cofirafyanın, bu dilin yazı ıçın verimli bir tonraK oluşturauğuna inanıyorum. Omer Seyfettin'i, Ahmet Hamdi Tanpınar'ı, Refik Halit Karay'ı, M.Ş.E'yi, Sait Faik'i, Sevgi Soysal'ı, Oğuz Atay'ı, Bilge Karasu'yu sadece bir yazarın geleneğiyle tanışması zo runluluğu gibi bir düşünceyle değil, bir okur ularak yaşadığım "okumahazzı" duygusu nedeniyleokuyorum. Bütün bunların yanında gelenek kavramının gündelik yaşamdaki karşılıklarının nasıl hızla değiştığini gören bir kuşağın üyesi olmamın etkilerini de arıyorum yazılarımua. Ayrıca kişisel olarak, yaşamının önemli bir bölümünü Ankara'da geçirdikten sonra Istanbul'a gelmiij biri olarak, "bir coğrafyaya ait olmak" duygusunun bende ve tabii ki yazımda çok farklı izdüşümleri olduğuna inanıyorum. Baudelaire "şair gönlünce kendtsı ve bir ba^kan olabilmegibieşsiz birayrıcaltktan yararlanan ınsandır Tıpkı bir beden aramak ıçın dolanıp duran mhlar gibi $aır de istediği zaman bir başkasının kifilığıne gırer Ylerkesın kıştlığı ona açıktır, ejfer belli yerler kapaltymu, gibi görünüyorsa, bunun neaeni o yerlertn şaırtn gözünde görülmeye değer olmayışıdır" dtyor Baudelaire'in bu sözleri, benim için bugünekadar "nedenyazıyorum?" sorusuna verilmiş en açık cevaptır Yazan kişinin bu epiz ayrıcalığın tadını çıkardığtna ınamyor musunuz ya da dogrudan sorayım, siz neden yazıyorsunuz? Baudelaire'in bu sözünü daha önce duymamıştım. Devamı 4. sayfada.