Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 KURL A R A Nezih Danyal Türk çizgi sanatının büyük ustalarından biri. llk çizgilerini yayımladığı 7 960 yılında on beş yaşındaydı. O tarihten bu yana yüzürt üzerinde yayın organına karikatürler, çizgi bantlar üretti.. Uluscuve uluslararası yarışmalarda birçok ödül kazandı, yurtiçi ve dısında çesitli sergiler açtı. Karikatürleri müzelere ve özel koleksiyonlara alındı. Sekiz karikatür albümünden ikisi yurtdıp yarısma ve festivallerde ödüllendirildi. Karikatüre yeni baslayanlar için bir de yardımcı kitap hazırladı. Çizgilerini afisten, tiyatro dekoruna; kitap kapaklanndan çizgi filtn çalısmalarına dek çeşitli alanlarda kullandı. Cemal Nadir'i anmak için hazırlanan TV progrannnda onun tiplerini canlandırdı. Kiiltür Bakanlığı, ODTÜ, Bilar, Sanatevi, Karikatür Vakfı ibi kuruluşlarda arikatür kurslan düzenledi. 1991 yılından baslayarak yedi yıl süreyle TRTl 'de yayımlanan "Gün Baslıynr" programı içinde 'Hajtanın Karikatürü' kösesini hazırladt ve sımdu. Burada yayımlanan karikatürler 2000 yılında TRT tarafından kıtaplaştmldı. Yine buyıl TRT nin destepyle 717 yaş arası Uluslararası Karikatür Yarısması'nı düzenledi ve kitaplastırdı. Nezih Danyal Sanat Sevenler Derneği ve Karikatürcü Kuruluşları Federasyonu (FECO) ödüllertyle de onurlandırıldı. 1994 yılında Karikatür Vakfı'nı kurdu. Çizgimizin bu ustasını iki söyîeşive genelhir değerlendirtne yazısıyla tanıtmak istedik sizlere. Bol kitaplı günler... Bir Avuç İnsan B ağdat'ın tarihi ve kültürel zenginliklerinin nasıl yağmalandığını seyrettikten kısa zaman sonra, Anne Wiazemsky'nin "Bir Avuç İnsan" romanında 1917 Rus Devrimi sırasında yaşanan yağmalama olaylarını okumak, sık sık kendini yineleyen tarihe tanık olduğum izlenimi bıraktı. Insanların büyük bir hırsla yağmalanmalarının altında nesiller boyunca kendilerindcn sakınılmış zenginliklerle ödeşmek yattığını da düşünmedim değil, ama sanınm en önemlisi, yoksul ve eğitimsiz bırakılan halk kültüriin kendi geçmişleri olduğunun farkına varanııyor. Wiazemsky, kendisine Fransız Akademisi büyük ödülünü kazandıran romanında varlıklı bir prensin aüesinin gözünden halk ayaklanmalarını anlatmış, olayların sadece bir yönünü gören soylular ağzından anlatılmasına rağmen çok nesnel Lir ses bulabilmiş. Romanın ba^kahramanı genç bir Rus prenses; adı Nataşa oldugu halde kendisine rransızca Nathalie dcnmesinde ısrar eden, Çaykovski'nin müziğini fazla Rus ve fazla köylü bulan, sadece Fransızca romanlar okuyan, hizmetkârlann yanında kocasıyla Ingiîizce konuşan bir kadın. Emrinde çalışan yüzlerce köylüyü tanıma istegi duymayan biri olduğu için, 15 Ağııstos 1917 giinii saldırgan ve kudurmu;; köylüler etrafını sardığınua, şaşırarak çoğunıı hiç tanımadığını fark eder. Kayınpederinin yaptırdığı okuldaki çocuklara ya da yine ailenin arsaları içinde bulunan hastanede yatan yaralı askerlere hiç ilgi duymaz. Toplumdan ne denli kopuk olduğunu en iyi, açlık çeken halk onun kocaman gül bahçesine tepki duyduğunda, onları önce abartmakla daha sonra da vahşilikle suçlar. Fakat sonunda kendi kopuk yaşamının bu acılara neden olduğunu fark eder. Bütün bıınlar anlatılırken okur yine de çok taraf tutmadan olayların seyrine tanıklık ediyor. Yaşanan yıkım ve acı en duyarsız olanı bile etkiliyor, bunu görmemizi saglıyor. Wiazemsky'nin romanına başlamadan önce yüksek edebi değeri olan bir kitap kesinlikle beklemiyordum, asıl ününü sinema oyuncusu olarak edinen, ünlü yönetmen JeanLuc Godard'ın karısı olarak bildiğim bir sanatçıydı. Sinema kariyerinden sonra yazmaya başlayan Wiazemsky'nin romanı beklentimin çok üzerinde, sade ve iddiasız anlatımıyla beni çok etkiledi. Okuru bir şekilde yavaş yavaş içine alan, pastoral manzaraları ve aüe yaşamının inceliklerini duyarlılıkla anlatan bir roman "Bir Avuç însan." FJa Güntekin'in akıcı çevirisi romana ayrı bir tat veriyor. Romanda anlatılan bir avuç insan, Prens Vladiınir Belgorodski'nin ailesinin üyeleridir: Devrimden hemen sonra ülkelerini terk eden aile üyeleri Avrupa ve Amerika'nın buyük kentlerinde yeni yaşamlar kurmuş, yeni kiınlikler edinmişlerdır. Roman boyunca hep neşe içinde bahçede oynarken canlan dırdığımız bu çocukiar, dagınık bir göcmen ailesinin, birbırinden kopuk üyeleri olarak yaşarlar. Çoğu yerleştiği ülkenin dilini ve SAYI 689 f Kendl halkına yabancılaşma kimliğini benimsemiştir geçen ydlar içinde. " Vanya adında bir köylü bir sandalı itiyordu, çevresini çocukiar sarmıştı. Burada, otların arasında bir yerde kalbi duruverdi. Çocuklar başka uyruklar altında sürgünde büyüdüler. Fransız, Ingiliz, Amerikalı oldular. Çoğu Rusya'ya hic dönmedi." Burada adı geçen Vanya dana önce (s. 59) bir fotoğrafın geri planında sandalı suya iterken görülüyor. Yaşlı Vanya, kalp krizi geçirdiğindeetrafında toplanan çocuklar (prensin yeğenleri) onun oyun yaptığını sanıp, yaşlı adamla eğleniyorlar. Roman güzel birbenzetme yaparak, daha sonra prens ile karısını, ayaklanmış kızgın kalabalığın arasında anlattıöında Vanya'nın imgesi yeniden canlanıyor okurda, Vanya gibı prens ile karısı da yabancılaştıkları bir kitlenin ortasında duruyorlar. Yazar bir başka noktayı daha görmemizi sağlıyor böylece: Yoksulların ölümü bile soyluların ölıımü ile aynı değerde değil fakat adaletsizliğin ayrımına ancak kendi ölümlerinden ve sürgünlerinden bonra farkına varıyor soyhı .ule ğilken, koca bir malikânenin sorumluluğu yükleniyor omuzlarına ve ondan olgun olması bekleniyor. O ise kardeşleriyle bahçe de oynamak, yakın arkadaşlarıyla buz tutan gölde paten yapmak ya da kocasıyla düet yaparak sonatlan seslendirmek istiyor. Onu önce kendini beğenmiş, halkından uzak olarak tanımamıza rağmen, romanın ilerleyen sayfalarında onun yaşamının da gerçeklerini görmeye başlıyoruz. Bize devrimden sonra Nathalie'nin yaşamını nasıl sürdürdügü anlatdmasa da, yaşadıklarının onu geliştırdiğini ve başka biri yaptığını bi liyoruz. Nathaile'nin hayat hikâyesi peşinde, 1990'larda Fransa'da yaşayan (ve aynı romanın yazarı Anne Wiazemski gibi Fransız laşmış) yeğeni, Rusya'ya dönüp, ailesinin yaşadığı yerleri görmeye gidiyor. Malikânenin tamamen yıkudığını, evin temelinin bile bulunamadığını, hatta büyük amcasının çok övündüğü ağaçların tamamen talan edildiğini görüyor. Zaten bilmediği geçmışini bir kez daha kaybediyor. Roman gerçek kaybı bu tarihsel yok olıışta gösteriyor okııra, yağmalanan sadece malikâneler ve tarihi objeler değil, bellek, ki o bellek sayesinde nesil ler hem ulusal hem de kişisel kimlikJerini buluyorlar." www.yazinsanati.com asuV yazinsanati.com 8ade anlaüm TURHAN GÜNAY Imtiyaz Sahibi: Çağ Pazarlama cazete Dergi Kitap Basım ve Yayın AŞ yi temsilen Cumhuriyet vakfı adına lihan Selçuk Yayın Danışmani: Turhan cünay o Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı Baskı Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. A.s Matbaası Esenboğa yolu 13. km. Pursaklar/ANKARA o Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu. 34 334 Istanbul Tel: (212) 512 05 05C Reklam: publi Media CUMHURİYET KİTAP TTAP Romanda ayrıca soylıı kadınların ne denli toplumdan uzak yetiştirildiğini de görüyoruz. Bir bakıma erkekler askerlik dönemlerinde ya da savaşlarda halka aaha yakın olma şansını yakalarken, evlerin (ya da malikânelerin) korunaklı ortamında kadınlar sadece emirlerinde çalışan hizmetkârları tanıyabiliyor, halktan erkeklerin olduğundan daha kopuk bir yaşam sürüyorfar. Prenses Nathalie'nin, ayaklanmaların en yoöunlaştığı günlerde Dİle kendisini dış dünyaya kapatıp piyano çalması ve roman okuması bıınun iyi bir göstergesi. Nathalie saldırıya ufiradığında da yapmak istediği tek şey bir duvarın üzerine otıırup gözlerini ve kulaklannı kapatarak kendi iç sesine dönmek. Duyduğu iç sesinde ise hep Beetho ven'ın sonatları oluyor. Ayrıcalıklı yaşamını öğrendiğimiz Nathalie'nin aslında hiç de aptal güzelsoylu kadın olmadığını biliyonız. O duyarlı ve akıllı bir genç kadın fakat yaşamın ona sunduğu ayrıcalıklar sayesinde başka bir hayat bilmiyor ve Codardın karısı olan VVIazemskynln sinema düşünemiyor. Fİenüz Luc başladığı romanı, sade ve İddiasız aniatımıylakariyerinden sonra yazmaya çok etklieylcl. VVIazemsky, yirmi yaşında bile de Codardın(üsttel ClnllKız'fllmlndedeoynamıstı. SAYFA 3 Toplumdan kopuk malikâne yaşaım